Esad'dan AFP'ye Mesajlar
Gündem, 21 Ocak 2014 07:23Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad Suriye'nin Cenevre II Konferansından beklentisinin; özellikle terörü destekleyen Türkiye, Suudi Arabistan ve diğer devletler olmak üzere bu desteklerini kesmelerine zorlanmaları ve terörle mücadelede açık ve net bir sonuçlar üretmesi olduğunu belirtti.
AFP ile mülakatında Cumhurbaşkanı Esad; Suriye'ye yönelik savaşın iki aşamalı olduğuna dikkat çekti. İlk aşamanın başlangıçta Suriye devletini birkaç hafta yada birkaç ay önce düşürmek için planlandığına işaret eden el Esad; Suriye halkının bu aşamada zafer elde ettiğini söylemenin mümkün olduğunu belirtti.
Esad ikinci aşamanın ise günümüzde karşı karşıya olduğunuz terörle mücadele olduğunu ifade ederken, bunun henüz sona ermediğini, sona ermeden de zaferden söz etmenin mümkün olmadığını söyledi. Bunun için terörün bertaraf edilmesi gerektiğini belirten Esad bu bağlamda da önemli ilerlemelerin kaydedildiğini ifade etti.Esad terörle mücadelede önemli başarılar ve ilerlemelerin kaydedilmesine rağmen zaferin yakın olduğunu söylemenin zor olduğunu, bu gibi çatışmaların da uzun bir zamana ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Terörle Mücadele Haricinde Siyasi Sonuç İşe Yaramayacak
Mülakatın başında Cenevre II Konferansına yakın bir zamana denk gelmesi itibarıyla mülakatın önemine dikkat çeken AFP; Suriye'nin bu konferanstan beklentisine ilişkin soruyla başladı.
Bu soruya cevabında Esad Cenevre II Konferansının terörle mücadele ve teröre desteğin kesilmesi gibi konularda açık ve net sonuçlar üretmesi gerektiğini vurguladı. Esad terör örgütlerine silah ve para desteğinde bulunan özellikle Suudi Arabistan ve Türkiye'nin yanı sıra bu terör örgütlerine siyasi örtü teşkil eden Batılı kimi devletlerin bu desteklerini kesmeleri yönünde zorlanmalarına ilaveten terörle mücadelede açık ve net sonuçlar vermesi önemini ifade etti.
Terörle mücadelede haricinde çıkacak herhangi bir siyasi sonucun işe yaramayacağına dikkat çeken Esad; terörün komşu devletlere de yayılabileceğine vurgu yaptı.
Siyasi açıdan ise Esad Cenevre II Konferansının Suriyeliler arasında diyalogun kurulması faktöründe yardımcı olabileceğini belirtti. Suriye'de bir siyasi sürecin başlatılmasının kaçınılmaz olduğunu ve konferansın bu bağlamda katkı sağlayabileceğine işaret eden el Esad, fakat bizzat Suriyeliler arasında ve Suriye'nin içinde başlatılacak bir siyasi sürecin alternatifi olmasının mümkün olmadığının altını çizdi.
Adaylığım İçin Kesin Bir Şey Söylemek İçin Henüz Erken
Suriye'nin maruz kaldığı yıkıcı savaşın başlamasından 3 yıl sonra ve yeniden yapılandırmadaki zorluklara rağmen Cumhurbaşkanlığa aday olup olmayacağına ilişkin soruya cevabında Esad; seçimlere adaylığının kendi şahsi kararı ve Suriye kamuoyuna dayalı olduğunu söyledi.
Esad şahsi olarak aday olmasında hiçbir mesele görmediğini ifade ederken, Suriye halkın kararı için bir şey söylemek için de henüz zamanın erken olduğunu sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Esad seçim tarihinin belirlenmesi ardından o zamana kadar şahsi açıdan bir sorun olmaması ve kamuoyunun durumuna göre karar alınacağını belirtti. Esad “kısacası aday olma ihtimali ve fırsatı yüksektir..” şeklinde konuştu..”
Tüm Senaryolar Kaçış Yönünde Değil, Yurdu Savunma Yönündedir
Mücadeleyi kaybetme ihtimalini düşünüp düşünmediğinin yanı sıra kendisi ve ailesi için alternatif bir senaryo hazırlayıp hazırlamadığına ilişkin bir soruya cevabında Esad; kazanma ve kaybetme ihtimallerinin doğal olarak her daim mevcut olduğunu söyledi.
Fakat bir insanın yurdunu savunduğu bir zamanda kazanma ihtimalinden başka bir ihtimal düşünmemesi gerektiğini ifade eden Esad; öyle ki Suriye'nin bu mücadelesini kaybetmesinin tüm Ortadoğu’da kaosun yayılması anlamına geldiğine dikkat çekti.
Suriye'nin maruz kaldığı savaşın Batılı ve daha başka kimi tarafların yansıttıkları gibi ‘devrim’ yada demokrasi veya benzeri bir dava olmadığına işaret eden Esad; tüm bu yalanların günümüzde tüm netliği ile ortaya çıktığını belirtti.
Esad devriminin halk devrimi olması halinde 3 yıllık bir süre alması ve başarısız olmasının mümkün olmadığını ifade ederken, bir devrimin de dış ajandalara dayalı ve yabancı direktiflerle yürütülmesinin de mümkün olmadığını belirtti.
Esad devrimin ancak ve ancak gerçekten bir halkın iradesiyle ve ulusalcı olması koşuluyla başarılı olabileceğini, halkın iradesini alt etmenin de mümkün olmadığını söyledi.
Kendisi ve ailesi için senaryoların olup olmadığı konusunda ise Cumhurbaşkanı Esad; şüphesiz bu gibi durumlarda bir dizi senaryonun var olması gerektiğini ifade etti. Esad her şeye rağmen tüm senaryoların kaçış yönünde değil de, vatanı savunma yönünde olduğunun altını çizdi.
Bu gibi durumlarda kaçma konusunda hiçbir seçeneğin mevcut olmadığını belirten Esad; yurdu savunmada ön saflarda yer almanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Esad Suriye'de krizin başından beri ve şu ana dek hiçbir zaman kaçma konusunda bir senaryonun olmadığını vurguladı.
Suriye'nin Maruz Kaldığı Savaş İki Süreçten İbarettir
Savaşı kazandığını varsaymasına ilişkin soruya cevabında Esad; “bu savaş sadece benim savaşım değildir ki ben kazanayım..” cevabını verdi.
Sözlerine devam eden Esad; Suriye'nin maruz kaldığı savaşın iki aşamadan ibaret olduğunu belirtti. İlk aşamanın başta birkaç hafta yada birkaç ay içinde Suriye devletini yıkma planından ibaret olduğunu açıkladı.
Üç yıllık bir süreden sonra bu aşamanın başarısız olduğunu söylemenin doğur olabileceğine işaret eden Esad; bunun da Suriye halkının bu süreci kazandığı anlamına geldiğini belirtti.Esad kimi devletlerin bu aşamada başarılı olmaları halinde Suriye'yi küçük devletçiklere bölmeyi hedeflediklerini açıkladı.
İkinci aşamanın ise ilk aşamanın başarılı olması ardından terörle mücadele aşaması olduğuna dikkat çeken Esad; bu sürecin günümüzde devam ettiğini, terörü bertaraf etmeden zafer kanmanın da mümkün olmadığını söyledi.
Terörle mücadelede önemli ilerlemeler kaydedildiğine işaret eden Esad; buna rağmen bu sürecin oldukça karmaşık olduğunu ve uzun bir zamana ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.
Silahlılardan Söz Ettiğimizde Tümünü Bir Paket Olarak Almalıyız
Lübnanlı Hizbullah direnişçileri dahil Suriye'deki tüm yabancıların çıkması konusunda Cenevre II Konferansından çıkabilecek bir kararı onaylayıp onaylamayacağı konusunda bir soruya cevabında Esad; Suriye'yi savunmanın özel olarak Suriyelilerin, kurumlarının ve ordusunun görevi olmasının gayet doğal olduğunu belirtti.
Esad Suriye'ye çok sayıda yabancı girmeseydi Suriyelilerin kimseye ihtiyacı olmadığını ifade ederken, bu yabancıların Lübnan ve Suriye'de sivillere saldırmalarıyla birlikte özellikle de Suriye sınırlarında ve Hizbullah’a karşı saldırılarına dikkat çekti.
Suriye'deki silahlılardan söz edildiğinde bu konuda alınacak herhangi bir adımda tümünün bir paket halinde ele alınmaları gerektiğini belirten Esad; Suriyeliler dahil tüm silahlıların silahlarını Suriye devletine teslim etmeleri ve böylece istikrarın sağlanması gerektiğini açıkladı.
Sözlerine devam eden Esad; Suriyeli olmayan tüm yabancıların Suriye dışına çıkmalarının gayet doğal ve gerekli olduğunu ifade ederken, yine de bunun asıl hedef olmadığını fakat Suriye'de çözümün bir faktörü olduğunun altını çizdi.
Herhangi Bir Girişim Suriye Halkı ve Siyasi Güçlerinin Onayını Almalıdır
Suriye'nin Cenevre II’de öne koyabileceği girişimler konusunda Esad; Suriye'nin yaklaşık bir yıl önce kendi girişimini öne koyduğunu belirtti. Bu girişimin bütünsel ve entegreli bir girişim olduğuna işaret eden el Esad istikrarı sağlayacak siyasi ve güvenlik gibi tüm yanları kapsadığına dikkat çekti.
Bu yada herhangi bir girişimin mutlak bir şekilde Suriyeliler arasındaki diyalogun sonucu olması gerektiğini belirten Esad; sonuç itibarıyla öne sürülecek her girişim yada kararın cevherinin Suriyelilerin onayını alması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Esad her şeyden önce terörün bertaraf edilmesi ve istikrarın sağlanması önemine dikkat çekerken, Suriyelilerin diyalog aracılığı ile kendi geleceklerini, yönetim şekilleri ve Suriye'nin geleceğini belirleyeceklerini söyledi.
Dolayısıyla Suriye'nin baştan böyle diyalog için gerekli kolaylıkların sağlanması ve uygun zeminin hazırlanmasına önem verdiğini ifade eden Esad; sonuç itibarıyla herhangi bir girişimin başarılı olması için Suriye halkı ve siyasi güçlerinin onayını almasının kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptı.
Bir Çok Taraf Yabancı İstihbarat Cihazları Tarafından Yaratıldı
Cenevre II’ye katılacak muhalefetin bölünmüş olduğunu ve Suriye'de bir çok akımın bu muhalefetin kendisini temsil etmediğini düşündüğünü, bu konuda uzlaşmanın sağlanması halinde hayata nasıl geçirileceğine ilişkin soruya cevabında Esad; Suriye hükümetinin de bu soruyu sorduğuna dikkat çekti.
Müzakerelerde karşı tarafta kimin olacağının yada Cenevre II’ye kimlerin katılacağının henüz belli olmadığına işaret eden Esad; mevcut süreç içinde Suriye hükümeti ile müzakerelere oturan bir çok tarafın daha önce mevcut olmadığını, kriz süresince yabancı istihbarat cihazları tarafından yaratıldıklarını belirtti.
Sözlerine devam eden Esad Türkiye, Fransa, İngiltere, Katar, Suudi Arabistan ve daha birçok devletin yarattıkları bu taraflarla müzakerelere oturmanın bu ülkelerle müzakerelere oturma anlamına geldiğine dikkat çekerken, bu devletlerin de Suriye'deki krize çözümün bir parçası olmalarının mümkün olmadığını vurguladı.
Buna rağmen Suriyeli yurtsever muhalif güçlerin bulunduğunu ve bunlarla müzakerelere oturmanın mümkün olduğunu belirten Esad; Suriye'nin geleceğinin bu güçlerle tartışılabileceğini, devlet yönetimi ve idaresinde ortak olabileceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Esad gerek Cenevre II’de gerekse Suriye dahilinde alınacak her kararın mutlaka halkın oylamasına sunulacağını ve vatandaşların onayını alması gerektiğinin altını çizdi.
Sahada Bulunan Silahlı Güçlerin Çoğunluğunun Cenevre II ile İlgileri Yoktur
Bu bağlamda Şam’ın Berze Bölgesi ve Şam kırsalının Muaddamiye Beldesinde başlatılan ateşkes ittifakının Cenevre II’ye alternatif olup olmayacağı konusunda bir soruya cevabında Esad; bu gibi girişimlerin beklide Cenevre II’den daha önemli olabileceğini belirtti.
Suriye'de terör eylemlerine katılan güçlerin büyük çoğunluğunun siyasi ajandalarla ilgileri olmadığına dikkat çeken Esad; bunların bir kısmının yağmalama ve hırsızlığı meslek edindiklerini, bir kısmının da tekfirci ideolojiye sahip olup radikal bir emirlik kurmak istediklerini söyledi.
Sözlerine devam eden Esad bu gibi tarafların Cenevre II ile ilgilenmediklerine dikkat çeken Esad dolayısıyla Muaddamiye ve Berze’de olduğu gibi sahada siyasi çalışmaların önemli olduğunu belirtti.
Esad bu gibi durumların istikrar ve güvenliğin sağlanmasına katkı sağlayacağına, fakat Suriye'nin geleceğini belirleyecek siyasi sürecin ise daha geniş olduğunu belirtti.
Çoğunluğu Temsil Eden Bir Muhalefette Sorun Yok
Gelecek hükümette başbakanın muhalefetten olmasını kabul etmeye hazır mısınız sorusuna cevabında Esad; bunun söz konusu muhalefetin kimi temsil ettiğine bağlı olduğunun altını çizdi.
Sözlerine devam eden Esad; söz konusu muhalefetin Parlamento yada başka yerde çoğunluğu temsil etmesi halinde hükümete başkanlık etmesinin gayet doğal olduğunu belirtti.
Esad fakat çoğunluğu temsil etmeyen bir muhalefetten başbakan yapmanın dünyanın tüm devletlerindeki siyasi mantığa aykırı düştüğüne dikkat çekti.
Her şeye rağmen seçim sandıklarında tüm muhalefetin kimleri ve ne kadar büyük bir halkı temsil ettiğinin belli olacağını belirten Esad ilke olarak çoğunluğu temsil eden bir muhalefetin hükümete katılmasının sakıncası olmadığını belirtti.
Ahmet Cerba yada Muaz el Hatip’in başbakan olmaları konusunda bir soruya cevabında ise Esad; bunların Suriye halkının küçük bir bölümünü bile temsil etmediklerine işaret etti. Esad Cerba ve Hatip’in kendilerini bile temsil etmediklerini, onları ibraz eden devletleri temsil ettiklerini belirtti.
Bunların hükümete katılmalarının temsil ettikleri devletlerin Suriye hükümetine katılmaları anlamına geldiğini söyleyen el Esad; bunların hükümete katılmalarının kabul edilmesi halinde Suriye'ye gelme cesaretine sahip olmadıklarına dikkat çekti.
Sözlerine devam eden Esad bunlar ve yandaşlarının ‘Suriye'nin yüzde 70’inin kontrolleri altında olduğunu’ iddia ettikleri bir zamanda Suriye'nin sınırlarında yarım saat kalmaları ardından derhal ayrıldıklarına işaret etti.
Yine de Seçimler Olabilir
Suriye topraklarının bir kısmının silahlıların elinde olmasıyla seçimlerin nasıl düzenleneceğine ilişkin bir soruya cevabında Esad; Suriye'de olayların başlamasından beri iki defa seçimlerin yapıldığına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Esad bu durumlarda yapılacak seçimlerin şüphesiz normal koşullarda yapılacak seçimlere benzemediğini söyledi.
Suriye'nin tüm bölgeleri arasında yolların açık olduğunu ve sıcak bölgelerdeki insanların normal bölgelerde oy kullanabileceğine dikkat çeken Esad; bunun kolay değil ama imkansız da olmadığını belirtti.
Ordu Saflarında Teröre Karşı Savaşmak İsteyenlere Sıcak Bakıyoruz
‘Muhalefet silahlıları’ ile ‘cihatçılar’ arasında fark gözetme konusunda Esad; krizin başında bu soruya farklı bir cevap vermenin mümkün olduğunu ifade etti.
Suriye'de olayların başından beri terör eylemlerinin gerçekleştirildiğini ve yine ilk baştan beri terör gruplarının batının ‘ılımlı’ olarak nitelendirdiği güçleri bertaraf ettiklerine dikkat çekti.
Her şeye rağmen Suriye'de şu an mevcut tek bir grubun olduğunu ve bu grubun radikal olduğunu belirtti Esad; bunların da muhtelif gruplardan olduğunu ifade etti. Esad olayların başında ılıman olarak nitelendiren tarafların radikal taraflara geçmeye zorlandıklarını söyledi.
Sözlerine devam eden Esad; Suriye'nin, teröre karşı orduyla birlikte yer almak isteyen tüm taraflarla olumlu davrandığına dikkat çekerken bir çok silahlının terör gruplarından ayrılarak ordu saflarına katıldıklarını belirtti.
Suriye Devletini İhlalle Suçlamak Mantıksız ve Doğaya aykırı
Bir kısım uluslar arası örgütlerin Suriye hükümeti ve muhaliflere yönelttiği ihlal suçlarının savaş sonrası soruşturulup soruşturulmayacağına ilişkin soruya yanıtında Cumhurbaşkanı, bu örgütlerin onlarca ülke Suriye’nin karşısında dururken Suriye devletinin halkını öldürdüğünü iddia etmesinin mantıksız olduğunu söyleyerek buna rağmen devletin 3 yıldır ayakta durduğunu, halkını öldüren bir devlete karşı halkın ayaklanacağını ve bu devletin birkaç ay içinde yıkılacağını belirtti.
Devletin halkın desteği ile 3 yıldır ayakta durmayı başardığına dikkat çeken Esad, “halkı öldürseydik bu halk yanımızda durup bize destek verir miydi? Dolayısıyla bu örgütlerin söylediği hem mantıksız hem de doğaya aykırı olduğu gibi söz konusu örgütlerin ya Suriye’de yaşananlardan habersiz olduğunu yada bir kısmının bu iddiaları bazı ülkelerin politikaları kapsamında gündeme getirdiğini gösteriyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Esad, Suriye devletinin her zaman sivilleri savunduğunu, tüm video görüntülerinin teröristlerin bu katliamları işlediğine gösterdiğini ifade ederek bu konuya ilişkin belgeler bulunduğunu fakat bu iddiaları gündeme getiren uluslar arası örgütlerin elinde Suriye hükümetinin krizin başlamasından bu yana sivillere karşı katliam yaptığına dair tek bir belge dahi bulunmadığının altını çizdi.
Esad, evletin yabancı gazetecileri tutuklayıp tutuklamadığı konusunun yetkili makamlara sorulması gerektiğine işaret etti.
Teröre Destek Veren Ülkelerle Ortak Çıkarlarımız Yok
Suriye’nin Karar, Suudi Arabistan ve Türkiye ile barışmasının mümkün olup olmadığı konusunda ise Esad, politikaların ilkeler ve çıkarlara göre değiştiğini, Suriye’nin bu ülkelerle çıkar ilişkisi bulunmadığını çünkü bu ülkelerin terörü desteklediklerini söyleyerek söz konusu ülkelerin Suriye kanlarının akıtılmasına katkıda bulunduğunun altını çizdi.
Çıkarlar konusunda ise Suriye halkının tüm olanlardan sonra ve Suriye’de dökülen kanların ardından bu ülkelerle çıkarlarını paylaşmayı kabul edip etmeyeceği sorusunun sorulması gerektiğini dikkat çekerek Suriye halkının yerine karar vermek istemediğini bildirdi.
Esad sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye halkı bu ülkelerle ortak çıkarları olduğuna inanırsa ve bu ülkeler politikalarını değiştirip teröre desteğini sonlandırırsa ilişkilerin yeniden kurulmasını kabul edebilir.
Fakat Cumhurbaşkanı olarak bu soruyu bu koşullarda tek başıma yanıtlayamam çünkü son kararı Suriye halkı verecektir.”
Fransa’nın Suriye’ye yönelik politikalarını değiştirmesinin şaşırtıcı ve sürpriz olmadığını söyleyen Esad, 2008-2011yılları arasındaki sürecin Suriye’nin rolü ve politikalarını özümseme süreci olduğunu ve bu rolün Fransa’ya ABD tarafından verildiğini, Fransa eski başkanı Sarkozy ile Bush yönetimi arasında bu konuda bir anlaşma bulunduğunu ifade etti.
Esad, o dönemde Suriye’nin İran ve Hizbullah’a karşı kullanılmaya ve direniş örgütlerinden uzaklaştırılmaya çalışıldığına değinerek Fransa’nın bu politikalarında başarısız olduğunu söyledi.
Fransa’nın ABD’ye verdiği sözleri yerine getirememesi ardından sözde Arap Baharıyla birlikte Suriye’ye yönelik politikalarını değiştirdiğini, Fransa’nın o dönemde izlediği tutumun 2011 yılında değişmesinin bu nedenden kaynaklandığını kaydetti.
Fransa’nın geleceğe dönük rolü konusunda ise Cumhurbaşkanı Esad, 2001 yılından bu yana hatta 90’lı yıllardan bu yana bir Avrupa politikası bulunmadığına, batının 11 Eylül saldırılarının ardından Amerikan politikalarını uyguladığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Esad, Avrupa’nın politikalarını ABD’nin izniyle uyguladığını yada ABD’nin Avrupa ülkelerini politikalarını uygulamakla görevlendirdiğini bildirerek dolayısıyla Avrupa’nın ve özellikle Fransa’nın Suriye’nin geleceğinde ve belki civarındaki ülkelerde bir rol oynayabileceğine inanmadığını dile getirdi.
Avrupalı yetkililerin güvenilirliklerini kaybettiğine dikkat çeken Esad, Avrupalı yetkililerin çifte standartlı değil üçlü ve dörtlü standart uyguladıklarını, standartlarını siyasi durumlara göre belirlediklerini dolayısıyla çıkarları için ilkelerini satarak güvenilirliklerini kaybettiklerini ve onlarla sürdürülebilir siyasi ilişkiler kurulamayacağını kaydetti.
“Avrupalı yetkililer tutarsız bir politika izliyor dolayısıyla Fransa’nın politikalarını tamamıyla ve köklü şekilde değiştirmeden ve eskiden olduğu gibi bağımsız politikalar benimsemeden yakın gelecekte Suriye’de bir rol oynayabileceğini düşünmüyorum” diye belirtti.
Yaşadığımız En Zor Durum Ortaçağ Dönemi ve Osmanlının Ermeni Katliamını Hatırlatan Terör ve Vahşettir
Suriye’nin kimyasal silahlardan tamamıyla kurtulmasının Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünün gerekli malzemeleri temin etmesine bağlı olduğunu bildiren Esad, bu malzemelerin temin edilmesinde yavaş hareket edildiğini, diğer yandan bu silahların Suriye devleti tarafından ve Suriye içinde değil gönüllü ülkeler tarafında dünyanın farklı yerlerinde imha edildiğinin altını çizdi.
Esad, bazı ülkelerin az tehlikeli maddelerin imha edilmesini kabul ederken bir kısmının da bunu tamamıyla reddettiğini belirtirken takvimin bu iki unsura, örgüte ve bu maddelerin toprakları üzerinde imha edilmesini kabul edecek ülkelere bağlı olduğuna işaret etti.
Olayların kişisel yaşamı üzerindeki etkileri sorusuna yanıtında Esad, yaşamında bazı şeylerin değişmediğini, eskiden olduğu gibi işine gitmeyi sürdürdüğünü, çocuklarının okula gittiğini ve evde olağan yaşamlarına devam ettiklerini söyleyerek bazı olayların ise her Suriyelinin evini etkilediği gibi kendilerini de etkilediğine, her eve günlük hüznün hakim olduğuna dikkat çekti.
Esad, “her yerde yaşanan ve her aileye uzanan ölümler, yaşanan toplumsal ve ekonomik yıkım hepimizi etkiledi. Şüphesiz çocuklar büyüklerden daha çok etkilendi. Kriz sırasında bilinci şekillenen çocuklar erken olgunluk yaşıyor. Çocuklardan daha önce duymadığımız sorular duymaya başladık.
Bu koşulları neden yaşadığımızı, bu kadar kötü insanların varlığı ve ölümlerin nedenini sorguluyorlar. Bunları çocuklara açıklamak zor ve biz bu konuları tartışan ailelerden biriyiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Esad, beş asır önce Avrupa’nın yaşadığı Ortaçağ dönemini, yeni çağda Osmanlıların Ermenilere karşı işlediği, Suriye ve Türkiye’de bir buçuk milyon Ermeni ve yarım milyon Süryani Ortodoks’u katlettiği katliamları hatırlatan vahşet düzeyindeki insanlık dışı terörün yaşadığı en zor durum olduğunu belirtti.
Yaşadığı diğer zor durumun ise batılı yetkililerin bölgede yaşananları anlama konusundaki yüzeysellikleri olduğuna işaret ederek dolayısıyla günümüzü ve geleceği öngöremediklerini, olayları her zaman iş işten geçtikten sonra algılayabildiklerini söyledi.
Esad sözlerini şöyle sürdürdü “Petro doların uluslar arası arenada rollerin değişmesinde oynadığı rolü anlamakta zorlandık. Örneğin marjinal ve önemsiz olan Katar büyük bir ülkeye dönüşebiliyor.
Fransa ise Katar’a bağlı Katar’ın politikalarını uygulayan bir ülkeye dönüşebiliyor. Şu an Suudi Arabistan ile Fransa arasında benzer bir durum yaşanıyor.
Petro dolar bazı batılı yetkilileri ve özellikle Fransa’da Fransız devriminin ilkelerini birkaç milyar dolara satmaya itiyor. Buna benzer insanların anlamakta zorlandığı ve kabul edemediği bir çok durum var.”
Lübnan eski Başbakanı Refik el-Hariri suikastını düzenleyenlerin adil yargılanıp yargılanmayacağı konusunda ise Esad, yargılama sürecinin üzerinden dokuz yıl geçtiğini, her defasında siyasi nedenlerle belli bir tarafın suçlandığını söyleyerek son dönemde bu davaya karışanlar hakkında somut herhangi bir delilin sunulmadığına işaret etti.
Yargılamanın zamanlamasına dikkat çeken Esad, “aradan dokuz yıl geçmesi ardından bu zamanlamanın sırrı nedir? Birkaç gün önce gündeme getirilenler bu aşamada mı ortaya çıktı? Kanımca tüm olanlar siyasileştirilmiş ve daha önce Hariri’nin öldürülmesinden hemen sonra Suriye’ye yapıldığı gibi Hizbullah’a baskı yapmayı hedeflemektedir” dedi.
Savaşın ne zaman biteceği sorusuna Cenevre konferansının cevap vereceğine değinen Esad, konferansın teröre destek veren ülkelere baskı yapması gerektiğini ve bunun Suriye’ye bağlı olmadığını ifade etti.
Esad, Suriye’nin elinde olsaydı başından itibaren bu ülkelere baskı yapıp terörün ülkeye girişini engelleyeceğine işaret ederek terörün ülkeye girişinin durdurulması halinde savaşı birkaç ay içinde sonlandırabileceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Esad, görüştükleri birden fazla istihbarat örgütüne güvenlik işbirliğinin siyasi işbirliğinden ayrı tutulamayacağını bildirdiklerini, siyasi işbirliğinin bu ülkelerin Suriye’ye düşmanca siyasi tutumlar takınmaları durumunda kurulamayacağını bildirdiklerini söyledi.
İran, Rusya ve Çin’in desteği olmaksızın ayakta kalmalarının mümkün olup olmadığı sorusuna yanıtında ise Esad, bunun bir varsayım olduğunu ve denemeden bu soruya yanıt veremeyeceklerini ifade ederek Rusya, İran ve Çin’in verdiği desteğin önem taşıdığını ve Suriye’nin direnişine katkıda bulunduğunu ifade etti.
“Bu ülkelerin desteği olmasaydı her şey daha zor olabilirdi. Nasıl olduğu konusunda ise bir portre çizmemiz zor çünkü bu bir varsayımdan ibarettir” sözlerini ekledi.
Suriye halkının istemesi halinde bir başka Cumhurbaşkanının Suriye’nin yeniden imarında rol oynamasının sorun teşkil etmediğine dikkat çeken Esad, koltuğuna sımsıkı tutunan bir başkan olmadığı ve bu konuda psikolojik bir sorunu yaşamadığının altını çizdi.
Gündem, 21 Ocak 2014 07:23
Yorumlar (0)