Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi’nde buluşan Ehl-i Beyt dostları, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Yazar/Senarist Ahmet Turgut ve İstanbul Ünv. Öğr. Üyesi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’nın konuşmalarını dinlediler.

Yazar/Senarist Ahmet Turgut panelde yaptığı konuşmasında, “İki yıldır bizler tekrar ve tekrar ekranlarda izliyoruz. Onlar Uhud’daki Hazreti Hamza gibi şehit olduktan sonra cesetleri naaşları parçaladı. Onlar Kerbela’daki İmam Hüseyin (a.s) gibi ümmet tarafından yalnız bırakıldılar. Birileri uzaktan uzağa Gazze dedi.

Halimizin özetini hicri 60. yılda şair Ferezdak özetlemişti. Demişti ki, Ey Resulün oğlu! Ey Nebi ciğer paresi, vallahi dillerde ve gönüllerde sen varsın ya Hüseyin! Ama kınlarımızda Yezid’in kılıcı var demişti. Kınlarda Yezid’in kılıcı var, ama dillerde ve gönüllerde Hüseyi’nin adı vardı. Kerbela yaşanırken Ümmet-i Muhammed’in halini özetliyordu bu cümle…” dedi.

Turgut’un ardından panelde konuşan İstanbul Ünv. Öğr. Üyesi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, “İmam Hüseyin (a.s) ve yaranının şehadetini gözyaşlarıyla anıyoruz. Göz yaşı dökmenin gerçekten bizim açımızdan, Allah'ın huzurunda bir beraat vesilesi olduğunu düşünüyoruz.

Bu konuda hiç kimsenin şüphesi yok. Hatta sadece İmam Hüseyin (a.s) değil, bu yolda kendini feda eden bütün şühedanın da hatıralarını yad etmenin, onlar için göz yaşı dökmenin, Allah'ın huzurunda vesile-i beraat olacağını düşünmek hiç de yanlış bir şey olamaz.

Peygamberimizin ciğer paresi olan bir büyük şahsiyetin Ümmet-i Muhammed'i yeniden ayaklandırmak, yeniden uyandırmak ve Kur'an'ın temel kaidesi olan tevhidin ruhuna tekrar yaklaştırmak maksadıyla tağuta, zalime, direnişi, insanlığa ebedi bir mektep dersi olarak bırakmak amacıyla Yezid'in ve onun zalim yandaşlarının kendilerine yönelttiği huzuruna direnişi çok daha fazlasıyla anlam içeriyor.” dedi.

Panelde konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz konuşmasında, “İmam Hüseyin (a.s), Medine’den neden ayrıldı? Çünkü savaş çıkmasın, kan dökülmesin istiyordu. O eman yurdundan ayrılmak istemedi; ama onu rahat bırakmadılar.

Zaten kendisi bu gerçeği, kızı Hz. Sakine’ye (s.a) anlatmıştı. Hz. Sakine (s.a), “Baba, bizi ceddimizin Medine’sine götür” dediğinde, İmam Hüseyin (a.s) şöyle demişti; “Kata kuşu eğer rahat bırakılsaydı, yuvasından hiç ayrılır mıydı? Bu kızgın çöllere düşer miydi?”Ama orada bırakılmadım ki… Seni nasıl götüreyim oraya?

İmam Hüseyin (a.s) savaştan kaçıyordu; çünkü karşısına Yezid’in kendisi değil, ona “zalim de olsa emir’e itaat gerekir” diyen Müslümanlar çıkacaktı. Onlarla savaşmak istemiyordu. Onları öldürmeye gönlü razı gelmiyordu. Onların eliyle can vermeyi de istemiyordu. Çünkü küffarla savaş cihattı; ama Müslüman’ın, kardeşin kardeşe kanını akıtması asla doğru değildi.

İmam Hasan (a.s) ile İmam Hüseyin (a.s) arasında hiç bir farklılık yoktur. Her Vazife eda etme noktasında hiçbirisi İslam'ın çizdiği yoldan bir santim dışarı adım atmamıştır. Ne bir adım ileri ne bir adım geri… Onlar, İslam’ın çizdiği yoldan asla sapmamışlardır.

Bizler on iki imam inancına sahip olanlar, on dört masumu takip edenler olarak bu hakikate inanıyor ve gönülden bağlıyız.” dedi.

Konuşmaların ardından panelde Ehl-i Beyt dostları, Azerbaycanlı ünlü Ehl-i Beyt meddahı Seyyid Taleh Boradigahi’nin mersiyeleriyle gözyaşlarına boğuldu.

Panel, Kanal 12 TV’den canlı olarak yayınlandı.