Kasım Alcan ile Tebliğ?de Sanatın Yeri
Ehl-i Beyt, 12 Eylul 2013 06:14Zeynebiye Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Sorumlusu Kasım Alcan, Zeynebiye TV?ye tebliğde sanatın yeri bağlamında Aşura tiyatrosunu değerlendirdi.
Zeynebiye TV: Ünlü yönetmen Mecid Mecidi “Peygamberimiz bugün gelse tebliğ aracı olarak sinemayı kullanırdı” demişti. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Tebliğde sanatın yeri nedir?
Kasım Alcan: 21.yüz yılda biliyorsunuz ki uluslararası arenada bu böyledir. Birinci kuvvet, ikinci kuvvet, üçüncü kuvvet diye sıralarlar. Şimdi bir devlette ordudan sonra en büyük güç medya ve sanattır; sanatın dilidir. Dolayısıyla bu zamanda yaşayan insanlar özellikle kendi inançlarını, kendi değerlerini kendi düşüncülerini toplumlara daha geniş kitlelere ulaştırması için hem medyayı hem de sanatı çok iyi kullanması gerekir. Sanatın dilini kullanmayan toplumlar ne kültürlerini ne manevi değerlerini ne de geçmişlerine yönelik hazinelerini birikimlerini anlatmakta zorluk çektiklerine şahit oluyoruz. Örneğin bir Hollywood sineması bütün dünya da en çok izlenen sinemadır. Gençliğin takip ettiği bu filmler de ülkeler arası savaş filmleri, macera, sanat konuları ile bütün halkların özellikle de İslam coğrafyasını şekillendirdiklerini görüyoruz. Dolayısıyla İslam dünyası da özellikle sinema, tiyatro sanatın her dalıyla daha çok ilgilenmesi daha çok çaba göstermesi bu dili daha iyi kullanması bir zarurettir. İranlı Yönetmenin Peygamber yaşasaydı tebliğin dilini sinema yapardı sözü yabana atılmış bir söz değil, basit sıradan bir söz olmadığını buradan anlıyoruz. İslam dünyası hem batıya, batı insanına kendisini daha iyi anlatması hem İslam coğrafyasına inancını dinini kültürünü daha iyi anlatması için sinemanın dilini sanatın dilini olabildiğince çok, seri, güzel kullanmanın yollarını araştırıp bulmalıyız. İslam toplumunun gençleri, çocukları hep batı menşeli filmler, çizgi romanlar, teatral gösteriler, palyaçolar ile çok iç içe olduklarını görüyoruz. Çünkü İslam toplumunda buna yönelik alternatif yok. Dolayısıyla anlıyoruz ki sinemanın dilini, sanatın dilini kullanmıyorlar. Bunun da zararını görüyoruz elbette.
Zeynebiye TV: Halkalı’daki Aşura merasiminde tiyatro çok önemli bir yer tutuyor. Siz en başından beri tiyatro alanında görev alıp büyük emek verdiniz. Aşura mesajının iletilmesine bu tiyatro nasıl katkı yapıyor? Tebliğ açısından nerede görüyorsunuz?
Kasım Alcan: Önemli bir soru gerçekten. Biz buna taziye diyoruz, bir anlamda şebih de diyoruz. Bu aslında bin dört yüz yıldır yani bin üç yüz yetmiş üçüncü yılını andık Kerbela vakasının. O gün bugündür aslında bu taziyeler yapılıyor. Dünyanın her yerinde köylerde bile yapılan bir şeydir bu. Fakat bizim yaptığımız şey ise bunu yirmi birinci yüzyılın yani bu zamanın diline uyarlayarak biraz da tiyatronun dilini kullanarak daha sanatsal, daha akıcı bir şekli ile o günkü katliamı, vakayı insanlara bu yolla anlatmanın daha doğru olduğunu gördük. Onun için de 1993 yılında kurduğumuz Zeynebiye gençlik tiyatrosuyla bunu her yıl sahneliyoruz. Sadece bu bizim görüşümüz değil oraya gelen yüzbinlerce insanın da görüşü budur. Orada ki konuşmalar, anlatımlar, sunumlar bunlar hepsi bir yana hepsi kendi yerinde özel fakat en çok insanlar bu Zeynebiye Gençlik tiyatrosunun sunumunu, gösterisini, ilgi ile merakla izlemeye geliyor. Ben diyebilirim ki en can alıcı noktalarından biriside bu tiyatro gösterisidir. Orada insanlar vakayı duyarak değil bir de yaşıyorlar. Yani kendilerini o tarihi olayın içerisinde görüp bir an oraya gidiyorlar. Onların için de hissediyorlar kendilerini. Dolayısıyla bu tiyatronun dili ile bu mesajı daha iyi anladıklarını daha çok özümsediklerini daha çok bu konuya yönlendiklerini kendileri ifade ediyorlar. Yer yer bu tiyatro sanatı ile ilgilenen insanlar da profesyonel insanlar da acaba bunlar hakikaten profesyonel bir ekip midir diye de söylüyorlar. Biz hayır bunlar amatör bir ekiptir dediğimiz zaman da şaşırıyorlar. Hem oyuncular hem izleyiciler hakikaten bir bütünlük içerisinde olaya hapis oluyorlar, kendilerini kaptırıyorlar. Bu yolla da Kerbela’nın gerçek yüzünü hakikatini, orijinalini öğrenme fırsatı buluyorlar. Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz Hocamızın tarihsel metinlerini kendisi yazıyor, senaryosunu kendisi hazırlıyor. Dolayısıyla da tarihi hakikatlere uygun bir şekilde hiçbir şey katmadan hazırlanıyor. Zaten o vakaya dışarıdan bir şey katılmaya ihtiyacı yok çünkü noksansız, emsalsiz bir destandır Kerbela. Bu yüzdendir ki bu yolla bu dille biz bu mesajı daha iyi verdiğimizi düşünüyoruz. Bu bizim görüşümüz değil onların görüşü. 2005 Yılında Guinness rekorlar kitabına müracaatımız vardı. En çok oyuncu en çok izleyici dalında ve sahnenin büyüklüğü açısından üç dalda müracaatımız oldu. 840 kişi görev almıştı bu bir ilkti. 300 bin kişi noter tasdikiyle belirlenmiş. Kaymakam, belediye başkanı hatta Vatikan’ın Türkiye temsilcisi bile onun altına imza atmıştır. Evet bu kadar oyuncu, sahnenin genişliği ve bu kadar seyirci ile bu olaya biz şahidiz demişlerdir.
Zeynebiye TV: Zeynebiye Gençlik Tiyatrosu’nun geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Kasım Alcan: Zeynebiye Gençlik Tiyatrosu misyonunu çok güzel bir şekilde yerine getiriyor. Bu tiyatro ileride yeni Avrupa’nın en büyük kültür merkezi olan Zeynebiye Camii ve kültür merkezi yakın bir zamanda toplumun katkısıyla biraz daha özveri ile sarılırsak orası bittiği zaman bu tiyatronun resmileştirmesini arzu ediyoruz. Hem hocaların ders verdiği yeni oyuncuların yetiştiği çekirdekten ve dolayısıyla her ay, her hafta oyunların sergilendiği bir tiyatro salonu da olacak. Böyle de bir şey düşünüyoruz. Bu misyonunu Zeynebiye Gençlik tiyatrosu önümüzdeki yıllarda da sürdürmeye devam edecek. Sadece Aşura değil, diğer önemli günlerde de yine sanatın diliyle, tiyatronun diliyle mesajını insanlara, hem toplumumuza, hem de Türk milletine Dünya toplumuna vermeye devam edecektir.
Ehl-i Beyt, 12 Eylul 2013 06:14
Yorumlar (0)