Su İçmek Orucu Bozmaz Fetvasına Dair
Gündem, 14 Temmuz 2013 07:11Ayetullah Esedullah Beyat Zencanî?nin Türkiye basınında da geniş yankı buan fetvasını CABİR Kurucu Başkanı ve Zeynebiye Camii İmamı Ş. Hamit Turan, Zeynebiye.com için araştırdı.
Fetva, oruçlu kimselerin su içmesi ile ilgili olmakla beraber, yalnızca Ayetullah el-Uzma Zencanî’yi taklid eden mükellefleri bağlamaktadır. Onu taklid etmeyenler bu hükümden yararlanamaz, herkes kendi taklid ettiği taklid mercii müçtehidin fetvasına göre amel etmelidir.
Ayetullah-ul Uzma Beyat Zencaniden cesur fetva!
Oruç tutup susuzluğa dayanamayanlar, sadece susuzluğunu giderecekleri kadar su içebilirler.
Bismillahirrahmanirrahim
Taklit mercii Ayetullah el-Uzmâ Beyat Zencani verdiği bir yeni fetvasında şu açıklamada bulundu:
“Vesailu’ş-Şîa kitabının “Orucu sahih olanlar” bablarından 16.babda, Ammar ve Mufazzal b. Omer’in İmam Cafer Sadık(a.s)'tan rivayete istinaden, oruç tutup da susuzluğa dayanamayanlar, yalnızca susuzluklarını önleyecek miktar su içebilirler ve bu durumda onların orucu bozulmaz ve sonradan kaza etmek de gerekmez.”
Hatırlatılması gerekir ki Ayetullah’ın bu fıkhi görüşleri yeni görüşleri olup, ilmihal risalelerinde bu şekilde geçmemektedir.
Bu mercii taklid, bu konuyla alakalı bir diğer soruya şu cevabı verdiler:
Soru: 1- Selamlarımı sunduktan sonra, siz bir fetvanızda buyurmuşsunuz ki: Ammar’ın muvassak rivayetine ve Mufazzal b. Omer’in İmam Cafer Sadık(a.s.)tan rivayete istinaden, oruç tutup da susuzluğa dayanamayanlar yalnızca susuzluklarını önleyecek miktar su içebilirler ve bu durumda onların orucu bozulmaz ve sonradan kaza etmek de gerekmez.” Şimdi benim sormak istediğim şudur: Bahsedilen durumdaki bir kişi, ihtiyat icabı ve mustahab olarak orucunu kaza edebilir mi?
Cevap: 1- Selam ve saygılarımla, İhtiyat her zaman beğenilir bir iştir. Söz konusu soruda da mustahab ihtiyat gereği, ilgili kişi uygun zamanda orucunu kaza etsin.
Soru:2- Zat-ı âlilerinin “oruç tutup da susuzluğa dayanamayanlar yalnızca susuzluklarını önleyecek miktar su içebilirler.” Fetvaları hususunda lütfen kendisine şu soruyu yöneltmenizi rica ederim: Sindirim sistemi hastası olup bu nedenle mideleri boş kalmaması gerekenler, oruçlarını tutup midelerinin boş kalmayacağı kadar az miktarda yemek yiyebilirler mi?
Cevap:2- Selam ve saygılarla, farazi soruya göre eğer oruç tutma sonucu, önemli bir derecede zarar ziyan görme ihtimali varsa, oruç tutması caiz değildir.
Burada şunu hatırlanmalıdır ki söz konusu fetva özel bir konum ve koşullar için verilmiş bir fetvadır, o kaydedilmiş şartları haiz alanlardan başka alanlara taşırılmaması gerekir. Buna göre, söz konusu fetvada dayanılan iki rivayet yalnızca “su” ile ilgilidir. O da “zaruret” halleri gibi apaçık özel şartlara bağlıdır. http://bayatzanjani.net/fa/news/article-340.html
İtimad gazetesinin, Kum İlmiye Havzası yüksek öğrenim üyesi Ayetullah Seyyid Rıza Burkaî Müderris ile konuya ilişkin söyleşisi:
Kum İlmiye Havzasından bir Müderris “İtimad” ile yaptığı söyleşide: “Böyle bir fetva cesaret ister.” dedi.
Ayetullah el- Uzma Beyat Zencanî’nin oruçla ilgili yeni fetvasının açıklanmasının ardından ortaya atılan çeşitli şüphe ve soruları kendisiyle yaptığımız söyleşide Ayetullah Burkaî’yle tartışıp inceledik.
İtimad: Ayetullah Zencanî yeni fetvalarında şöyle bir açıklama yapmışlardır: “Vesailu’ş-Şîa kitabının “Orucu sahih olanlar” bablarından 16.babda, Ammar ve Mufazzal b. Omer’in İmam Cafer Sadık(a.s.)tan rivayete istinaden, oruç tutup da susuzluğa dayanamayanlar yalnızca susuzluklarını önleyecek miktar su içebilirler ve bu durumda onların orucu bozulmaz ve sonradan kaza etmek de gerekmez.” Bilindiği üzere, Ayetullah’ın fıkhi görüşleri risale-i ameliyye(ilmihal)lerinde bu şekilde değildir. Bu onların yeni fıkhi görüşleridir. Bunu Şia fıkhı açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ayetullah Burkaî: Bu tür görüşler bizim fıkhımızda çoktur. Ayetullah Zencanî’nin “Vesailu’ş-Şîa” kitabına dayandırdığı gibi, bilmeliyiz ki bu tür hükümler bizim fıkhımızda çoktur. Şîa fıkhında ahkam’a dayanıldığı gibi akla ve icma’ya da dayanılmaktadır.
Burkaî sözlerinde şöyle devam etti: Geçmişte bir çok hükümler sınırlı idi. Hâlihazırda böyle rivayetlerde gelmemiş bir çok mevzular gündem olmaktadır. Veya, İslam fıkhında bizim karşılaşmadığımız şartlarla sıkı tutucu görüşler ortaya atılıyor. Bana göre Şîa fıkhında bu türden çok fetvalarımız olmuştur. Biz Şîa ahkamına katı bir gözle bakamayız, yalnızca verilmiş hükümleri esas alarak “sadece bunlar uygulanmalıdır” diyemeyiz.
Oysa ki kendi zamanına vakıf fakih, koşulları ve zamanı göz önünde bulundurarak, hükümlerini şer’e ve akla dayandırarak kendi fetvasını bildirebililir.
Örnek olarak bizim “Zu’l-itaş” yani aşırı derecede susayan kişi diye bir hükmümüz bulunmaktadır. Bu kişi oruçlu olmanın diğer yönlerini gözeterek, ihtiyacını giderecek kadar su içebilir ve onun orucu da sahihtir.
Burkaî şu noktaya vurgu yaparak şunları söyledi: Böyle fetvayı vermek cüret ve cesaret ister. Biz bir problemi olan birisine, oruç tutmaması için illa da sefere gitmesini söyleyemeyiz veya her hâlükârda oruç tutmalısın diyemeyiz. İslam dîni, çetin ve donuk bir din değildir. Ayetullah Zencanî böyle bir hükmü vermekle, bilinen hükümlerin de ötesine adım atmıştır. Bu da mükellefin vazifesini yerine getirebilmesi için atılmış bir adımdır.
Ayetullah Seyyid Rıza Müderris Burkaî, sözlerinin sonunda şunları hatırlattı: Bu tür hükümlerden yanlış yorum çıkarılmamalıdır. Bizim Şîa fıkhında bu tür hükümler çoktur. Bu hüküm, mükellefin dînî vazifesini icra etmesi doğrultusunda verilmiştir.
http://etemaad.ir/Released/92-04-22/204.htm#245052
Gündem, 14 Temmuz 2013 07:11
Yorumlar (0)