Hucr bin Adiyy Türbesini Yıktılar
İslam, 02 Mayıs 2013 20:02Peygamber Efendimizin değerli sahabesi Hucr bin Adiyy'nin, Suriyeli teröristler tarafından mübarek kabri şerifleri açılarak bilinmeyen yere götürüldü. Lübnanlı bir haber kaynağının bildirdiğine göre kabri açan teröristler Hucr b. Adiyy?nin mübarek cesedinin sağlam olduğunu görünce onu bilinmeyen bir yere götürdüler. Hucr b. Adiyy?nin mukaddes türbesi Şam?ın Adra bölgesinde bulunuyor.
Peygamber Efendimizin değerli sahabesi ve Hz. Ali (as)'ın yiğit komutanlarından Hucr bin Adiyy'in mezarı, tekfirci selefiler tarafından yıkıldı, açıldı ve mübarek bedeni mezarından çıkarıldı.
Hz. Ali (as)'ye bağlılığı dolayısıyla Muaviye tarafından şehit edilen Hucr, Sıffin ve Cemel savaşlarında Hz. Ali (as)'nin komutanlarındandı.
Hucr'un Hz. Ali (as)'ye lanet etmesini isteyen Muaviye'ye sert bir dille karşılık veren Hucr, son olarak abdest alıp iki rekat namaz kılmış, üzerindeki zincirlerin çözülmeden ve bedeninin yıkanmadan defnedilmesini istemişti.
Selefilik inancına göre türbeler, türbelerin ziyaretleri şirk olduğundan, her tür türbe ve manevi şahsiyetlere düşmanlık beslemektedirler. Arabistan'da başa geldiklerinde ilk olarak türbeleri yıkan bu anlayış, Peygamber efendimizin de mezarını harab etmek istemiş, ancak Atatürk'ün ültimatomuyla bundan vazgeçmişlerdi.
Hucr b. Adiyy el-Kindî
"Güzel Hucr" olarak biliniyordu. Künyesi, Ebu Abdurrahman ve Zuhrehâr (Kindî kabilesinin lideri) lakaplı Adiyy b. Hars b. Amr b. Hucr'un oğludur. Bazıları baba silsilesinin şöyle olduğunu beyan etmişlerdir: Adiyy b. Muaviye b.Cebele b. Adiyy b. Rabîa b. Muaviye. Bunların her birisi "Kinde" kabilesinin büyüklerinden ve saygınlarından idiler.
Kendisi Resulullah'ın (s.a.a) sahabelerinden, İmam Ali (a.s) ve İmam Hasan'ın (a.s) ashabının büyüklerinden ve Kûfe Müslümanlarının ileri gelenlerinden ve reislerindendi.
El-İstiab adlı kitapta şöyle yazmaktadır: "Hucr'un yaşı diğer yaşlı sahabelerden küçük olmasına rağmen fazıl bir Peygamber sahabesiydi."
Bunlara benzer sözler, Usd'ul-Gabe adlı kitapta da yer almıştır. Hâkim, el-Müstedrek adlı kitabında onun hakkında şöyle söylemiştir: "O, Muhammed'in (s.a.a) zahit, dindar sahabelerinden birisi idi." İbadetle ilgili tavrı şöyleydi: Abdesti olmadığı zaman hemen abdest alırdı ve abdest aldığı zaman da mutlaka namaz kılardı. Her gece ve gündüz bin rekât namaz kılardı. Onun zahitliği belirgin, duaları ise müstecap olurdu.
Güvenilir kişilerin içinden en seçkini idi. Ahiretini dünyaya öyle bir şekilde tercih etmişti ki, bu uğurda can vermeye dahi hazırdı. Ölmeye razıydı; ama İmam'ından vazgeçmeye asla! Bu, ayakların titrediği, arzuların erişemediği bir derecedir. Şam ve Kadisiyye'yi feşeden orduda yer almıştı. Cemel Savaşı'nda da İmam Ali'nin (a.s) safında yer almıştı. Sıffin Savaşı'nda Kinde kabilesinin, Nehrevan Savaşı'nda ise ordunun sol kanadının komutanlığını üstlenmişti. O, Tedmür denilen yerin batısında Dahhak b. Kays'ı yenen kahramandır. "Biz savaşın çocuklarıyız. Onu bol mahsullü kılar sonra meyvelerini toplarız. O bizi sınamıştır, biz de aynı şekilde onu sınamışızdır." diyen kimsedir. İslâm'da silâhsız, savunmasız olarak öldürülenlerdendir.
Muaviye b. Ebu Süfyan, onu ve onun dostlarından 6 kişiyi Hicrî 51 yılında Merc-i Azra denilen yerde (Şam'ın 12 mil ötesinde Ğute isimli bir bölge) öldürdü.
Mezarın yanında büyük bir cami bulunmaktadır. Kendisiyle birlikte şehit edilen 6 dostu da aynı mezarda gömülüdürler.
Hucr'un öldürülme Sebebi Hz. Ali'nin (a.s) hakkında çirkin sözler sarf eden Muğiyre ve Ziyad'ın sözlerini reddedip kabul etmeyişi idi. Hucr şöyle diyordu: "Ben şehadet ederim ki, yerdiğiniz ve hakkında çirkince sözler sarf ettiğiniz kişi yerilmeğe değil, övülmeye lâyıktır. Hakkında övücü sözler sarf edilen ise, yerilmeye daha müstahaktır." Öyle ki, Hucr bu sözleri yüksek sesle söylediği zaman halkın üçte ikisi onunla aynı fikri paylaşarak hep birlikte şöyle diyorlardı: "Allah'a andolsun ki, Hucr doğru söylemiş ve ne güzel konuşmuştur!"
İslam, 02 Mayıs 2013 20:02
Yorumlar (0)