Karabağ, Sahiplerini Bekliyor
Gündem, 18 Aralık 2012 23:37Ermeni işgalindeki Dağlık Karabağ'daki evlerinden, ata yurtlarından sürülen yüz binlerce Azerbaycanlı 20 yıldır, eski hastane ve okul binalarında insanca olmayan koşullarda yaşamını sürdürüyor.
Karabağ’dan, öz topraklarından gelen kaçkınların yani mecburi göçmenlerin yaşadığı bölgelere vardığınızda acı tablolarla karşılaşıyorsunuz. İçinizden bir şeyler kopuyor adeta. İşte onlardan biri..
Antiga Gahramanova, onu evini bırakmaya zorlayan işgale bir çözüm bulunması için 20 yıldır bekliyor. 80 yaşındaki Gahramanova'nın küçük odasının duvarına solmuş bir resim asılı.
Mahzun bakışlı güzel bir çift: Gahramanova'nın kızı ve oğlu.
20 yıl önce Ermenistan ile savaş sırasında onlara olanları anlatırken gözyaşları yanaklarından aşağı akıyor: "Ermeni askerler damadımı bir ağaca bağladı. Onu diri diri yaktılar, çığlık atarken. Sonra kızımın başının yan tarafına kurşun sıktılar."
Gahramanova ve kızının 4 küçük çocuğu olanları izlemeye zorlanmış.
"Sonra 6 yaşındaki kız torunumu vurarak öldürdüler" diye anlatırken desenli başörtüsüyle gözyaşlarını siliyor. "Sonra da öbür kız torunumu topuğundan vurdular. Bize ders verdiklerini söylediler."
Kaçmayı başarmış. Geriye kalan 3 torunuyla birlikte, 4 gün boyunca çalıların altında kaldıktan sonra, karların arasından yol açarak çocukları beraberinde sürüklemiş.
20 yıldan bu yana Gahramanova, Sovyet döneminden kalma harabe bir sanatoryumdaki küçük odada yaşıyor. 3 öksüz torununu torununu büyüttüğü yer burası.
"Tek istediğim yurduma dönmek, doğduğum yerde ölmek. Sadece evime gidebilmek istiyorum" diyor.
Milyona yakın Azerbaycanlı, benzer şekilde Sovyed döneminden kalma okul, hastane ve üniversite binalarında yaşıyor. 5, 6 veya 7 kişilik aileler bir odayı paylaşıyor. Genellikle banyo bulunmuyor; birkaç pis alaturka tuvaleti yüzlerce kişi paylaşıyor.
Sovyetler Birliği'nin 1991'de çöküşünü fırsat bilen Ermeniler, Azerbaycan sınırları içindeki Dağlık Karabağ bölgesine saldırdılar; dünyanın gözü önünde nice katliamlara, soykırımlara imza attılar. Dağlık Karabağ ile birlikte Ağdam, Füzuli, Laçin, Kubadlı, Cebrayil, Zengilan ve Kelbecer'i işgal ettiler.
1994'te belli belirsiz bir ateşkes üzerinde anlaşılana kadar 30 bin kadar kişi öldü ve 1 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Savaş sırasında yerinden edilenlerin geri dönüşüne izin verilmedi. Artık onların yurdu bir savaş bölgesi.
Dağlık Karabağ, yani Azerbaycan'ın beşte biri Ermenistan işgali altında ve Azerbaycan haklı olarak topraklarını geri istiyor.
Azerbaycan'daki cephe hattında siperler yüzlerce kilometre boyunca zikzak çiziyor. Birinci Dünya Savaşı'nda kalma gibi bir manzara var.
Belirli aralıklarla kazılmış toprak siperler kum torbalarıyla korunuyor ve nişan almak için boşluklar var.
Öbür yanda, insansız bölgenin ve darmadağın olmuş üzüm bağının sadece birkaç yüz metre ötesinde, işgalci keskin nişancıların konuşlandığı bir toprak setini görebilirsiniz ki muhtemelen o da sizi izliyordur.
Azeri tarafındaki bebek yüzlü acemi askerler genellikle delikanlılık çağında veya 20'li yaşlarının başında. 8 aydır cephede bulunan 19 yaşındaki acemi asker Elham Mammadov, "Ülkeme hizmet etmekten gurur duyuyorum. Her gün, her saat savaşın çıkmasını istiyorum. Böylece yurdumuzu Ermeni saldırganlardan kurtarabiliriz" diyor.
Keskin nişancılar Azeri köylüleri de hedef alıyor. Cephenin hemen dibindeki bombalanmış köylerin kalıntıları arasında hayvancılık ve çiftçilik yapmaya çalışıyorlar.
Dünyanın bilgisi dahilinde fakat ilgisinin dışında kalan Dağlık Karabağlılar hasretle ata yurtlarına dönecekleri günü bekliyor.
Gündem, 18 Aralık 2012 23:37
Yorumlar (0)