Meysem-i Temmar'ın Şehadeti
Eğitim, 06 Kasım 2012 11:22Meysem-i Temmar, Beni Esed kabilesinden bir kadın?ın kölesi idi. Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s), onu satın alıp serbest bıraktı. Adını sorunca ?Salim? dedi.
Hz. Ali: “Allah Resulü (s.a.a), Acem diyarında babanın senin adını “Meysem” koyduğunu bana haber vermişti.”
Arzetti: “Allah Resulü ve Müminlerin emiri doğru buyuruyorlar. Allah adına yemin ederim ki, Acem diyarında benim adım öyleydi.”
Hz. Ali: “Salim ismini bırak, Resulullah (s.a.a)’in seni andığı önceki adına dön.”
Sonra künyesini “Ebu Salim” olarak değiştirdiler.
Meysem, Hz. Ali (a.s)’ın ashabındandı, O Hazretten birçok sırlar duymuştu. Onları halka anlattığı zaman, Hz. Ali (a.s)’ı hurafe ve aldatmacılıkla suçluyorlardı. Bir gün Hz. Ali (a.s), ashaptan büyük bir çoğunluğun huzurunda Meysem’e buyurdular:
“Sen benden sonra tutuklanacaksın ve dara çekileceksin; ikinci gün ağzından ve burnundan o kadar kan akacak ki, sakalın onunla boyanacak. Üçüncü gün ise bedenine bir mızrak saplayacaklar ve onunla şehit olacaksın. O halde o günü bekle. Dara çekileceğin yer de, Amr b. Hureys’in kapısının önüdür. Dara çekileceğin dal, diğer dalların hepsinden daha kısadır. Sana asılacağın hurma dalını göstereceğim.”
İmam (a.s) iki gün sonra o hurma dalını Meysem’e gösterdi. Meysem bazen o ağacın yanına gidiyor, orada namaz kılıyor ve ağaca bakıp şöyle diyordu: “Allah seni mübarek etsin, ben senin için yaratılmışım ve sen de benim için bitmişsin.”
Bazen Amr b. Hureys’le görüşüyor ve şöyle diyordu: “Benimle iyi komşuluk et.”
Ama Amr onun maksadını anlamıyordu. Bu yüzden ona; “İbn-i Mesud’un veya İbn-i Hakem’in evini mi satın almak istiyorsun?” diye soruyordu.
O’nu yakalayıp İbn-i Ziyad’ın yanına götürdüler ve “Bu şahıs Ali’nin yakın dostlarından biridir” dediler.
İbn-i Ziyad; “Bu Acem böyle bir makama mı sahipti?!” dedi.
Oradakiler: “Evet!” dediler.
İbn-i Ziyad Meysem’e: “Senin Allah’ın nerededir?”
Meysem: “Zalimlerin pususundadır.”
İbn-i Ziyad: “İşittiğime göre Ebu Turab’ın (Hz. Ali’nin) yakınlarındanmışsın?”
Meysem: “Bir hadde kadar; maksadın nedir?”
İbn-i Ziyad: “Duyduğuma göre O senin kaderinden haber vermiştir.”
Meysem: “Evet.”
İbn-i Ziyad: “Benim sana ne yapacağımı da haber verdi mi?”
Meysem: “Mevlam Ali, senin beni dara çekeceğini haber verdi. Dara çekilecek olan şahıs benim. Benim darağacım hepsinden daha kısadır.”
İbn-i Ziyad: “Ben seninle, Ali’nin ön görüsünün aksiyle amel edeceğim.”
Meysem: “Hz. Ali (a.s)’ın verdiği haberle nasıl muhalefet edebilirsin? Halbuki bu haberi O’na, Allah resulü ve O’na da Cebrail, Cebrail’e de Allah Teala haber vermiştir. Hatta ben o darağacının yerini bile biliyorum ve ben ağzına yular vurulacak ilk müslümanım.”
İbn-i Ziyad onu zindana götürmelerini emretti. Muhtar da o zaman zindanda idi. Meysem, Muhtara dedi: “Sen zindandan kurtulacaksın ve Hz. Hüseyin’in intikamını almak için kıyam edeceksin ve İbn-i Ziyad’ı öldüreceksin.”
Çok geçmeksizin Muhtar zindandan azat oldu. Meysem’i de İbn-i Ziyad’ın yanına götürdüler ve o melun ise onu, Amr b. Hureys’in evinin yanındaki ağaca asılmasını emretti. O, darağacına çekilince, Amr b. Hureys, artık Meysem’in sözlerini anlamış oldu. Bundan dolayı hizmetçisine, her gün orayı sulayıp süpürmesini ve ışıklandırmasını emretti.
Halk Meysem’in etrafına toplanıyor, o da ağacın dalına asılmış bir vaziyette Ehlibeyt’in faziletini ve Ümeyye Oğullarının kötülüklerini onlara anlatıyordu.
İbn-i Ziyad’a; “Meysem sizleri rezil ve rüsva etti” diye haber verdiklerinde, İbn-i Ziyad; “Konuşamaması için ağzını bağlayın” diye emretti. Hz. Ali (a.s)’ın haber verdiği gibi ikinci gün Meysem’in ağız ve burnundan kanlar akmaya başladı, üçüncü gün ise bedenine bir mızrak sapladılar ve böylece şehit oldu.
———————————-
İbn-i Ebi’l- Hadid’in Nehc’ül-Belağa Şerhi, c. 2, s. 291
Eğitim, 06 Kasım 2012 11:22
Yorumlar (0)