İsrail'e Yüzyılın Armağanı Verilecek
Analiz, 13 Eylul 2011 18:33Yazar Kenan Çamurcu son yazısında Obama'nın 1967 planı çerçevesinde Ortadoğu'da kurulan dengeleri yazdı.
Türkiye-İsrail krizinin sonunda İsrail'e yüzyılın armağanının verileceğini söyleyen Çamurcu 'krizin hedeflerinden birisi de HAMAS'tır' dedi.
İşte Çamurcu'nun yazısındaki ilgili bölüm:
Hal böyle olunca bugünlerde “Türkiye-İsrail krizi” olarak kamuoyu algısına sunulan gerilimin de aslında Türkiye-İsrail krizi değil, AB(D) vesayet sistemi içinde türlü mekanizmalar marifetiyle kontrol ve denetim altında cereyan eden AK Parti-Likud krizi olduğunu görebiliyoruz. AK Parti-Likud kontrollü krizinin hedefi kuşkusuz Netanyahu hükümetidir, ama onunla birlikte aynı zamanda HAMAS hükümetidir de. Filistin’de 1967 sistemine dayalı barışın kurulabilmesinde Tel Aviv’in engeli halihazırdaki Netanyahu hükümetiyse, Filistin’in engeli de HAMAS hükümetidir. 2006’dan bu yana Fetih’in darbe girişimi, Filistin yönetiminin Gazze ve Batı Şeria olarak ikiye bölünmesi, İsrail’in müteaddit saldırıları, 2009 savaşı, Türkiye’nin Suriye-İsrail barışı denemesi, HAMAS’ın İsrail’i tanıması için baskılar ve daha nice seçenek başarısızlıkla sonuçlanıp HAMAS Filistin denkleminden çıkartılamayınca Suriye’nin çökertilmesine odaklanıldığını görebiliyoruz. Netanyahu hükümetinin düşürülmesiyle Tel Aviv’in 1967 sistemine hazır hale geleceği bellidir, ama Filistin’de bunun kolaylıkla başarılabileceği şüphelidir. Bu şüphenin kuvvetini, Suriye’de kan gövdeyi götürüyor olmasına, AB(D) sistemi Libya örneğinden sonra Suriye’ye tehditlerini arttırmasına ve Türkiye’nin Suriye’de yeni rejim kurma girişimlerine sürekli ve ısrarla ev sahipliği yapmasına rağmen HAMAS’ın Şam’daki merkezini kullanmaya devam etmesinden ve Suriye’deki iç savaşı ne Türkiye, ne de AB(D) kampanyasının diliyle tanımlamamasından anlayabiliriz.
HAMAS'a 1967 koşullarını kabul ettirmenin oyun sisteminin kurulduğu besbellidir. Kontrollü AK Parti-Likud krizinin HAMAS'a 1967 koşullarını kabul ettirmesi mümkün olabilirse İsrail'e yüzyılın armağanı verilmiş olacaktır. Hiç unutmayalım ki “1967” denilen çerçevenin tek sabitesi İsrail'in varlığının kabul edilmesi ve normalleştirilmesidir. Bunun dışındaki hiçbir şey için önceden hiçbir söz verilmemektedir. HAMAS'ın İsrail'i kabulü asla tartışmaya açık değilken, BM’nin 1948’deki çerçevesi dahil bütün kararlar yoksayılarak başka bütün konular tartışmaya açık bırakılmıştır. Dolayısıyla “1967”, sanıldığı gibi Kudüs'ün başkent yapılacağı bağımsız Filistin devletinin adı hiç olmayacaktır.
Analiz, 13 Eylul 2011 18:33
Yorumlar (0)