Abdülbaki Gölpınarlı'nın Hayatı
Ehl-i Beyt, 27 Ağustos 2011 20:14Asıl adı Mustafa İzzet Baki olan Ehlibeyt sevdalısı ünlü edebiyat tarihçisi Abdülbaki Gölpınarlı (d. 12 Ocak 1900, İstanbul -ö. 25 Ağustos 1982, İstanbul), tasavvuf, tarikatlar, divan edebiyatı ve İran edebiyatı üzerine yapıtlarıyla tanındı.
Divan şiiri, tasavvuf, tarikatlar ve mezhepler üzerine yaptığı kapsamlı çalışmalarla tanınan edebiyat tarihçisi yazar Abdülbaki Gölpınarlı 25 Ağustos’ta İstanbul’da öldü; Üsküdar’da Seyidahmetderesi’ndeki aile mezarlığına gömüldü. Mevlevi tarikatı üyelerinden gazeteci Ahmed Agâh Efendi'nin oğluydu . Gelenbevi İdadisi’nin son sınıfındayken babasını kaybedince öğrenimini yarım bırakıp Vezneciler’de kitapçılık, Çorum’un Alaca ilçesinde ilkokul öğretmenliği yaptı.1922’de İstanbul’a döndü, sınavla son sınıfına girdiği İstanbul Erkek Muallim Mektebi’ni, ardından da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. (1930). Konya, Kayseri, Balıkesir, Kastamonu liseleriyle İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Farsça okutmanlığı yaptı. Doktorasını verdikten sonra aynı fakültede Metinler Şerhi okuttu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde İslam-Türk Tsavvuf Tarihi ve Edebiyatı dersleri verdi. Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde İslam-Türk tasavvuf tarihi ve edebiyatı okuturken (1945) Türk Ceza Kanunu'nun 141. maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle tutuklandı, 10 ay hapis yattıktan sonra aklandı ve yeniden görevine döndü. 1949’da kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.
Adını 1931’de yayımladığı Melâmilik ve Melâmiler adlı yapıtıyla duyuran Gölpınarlı, Türkiyat Mecmuası, Şarkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası’nın yanı sıra çeşitli dergi ve gazetelerde çok sayıda bilimsel makale yayımladı; İslam Ansiklopedisi ile Türk Ansiklopedisi’nin çeşitli maddelerini yazdı. Küçük yaşta benimsediği Mevlevilik, tasavvuf ve tarikatlar konusundaki özgün çalışmalarıyla bu alanın güvenilen adı oldu.
Gölpınarlı, Türkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası ve Şarkiyat Mecmuası gibi yayın organlarında edebiyat tarihi ve fütüvvetle ilgili çok sayıda makale yayımladı, Türk Ansiklopedisi ile İslam Ansiklopedisi'ne çeşitli maddeler yazdı. Melâmilik ve Melâmiler (1931) ve Kaygusuz-Vizeli Alâeddin'den (1933) sonra, 1936'da doktora tezi olarak hazırladığı Yunus Emre, Hayatı, Sanatı, Şiirleri'ni (6. bas. 1986) yayımladı. Onu Yunus Emre ile Âşık Paşa ve Yunus'un Batıniliği (1941) ve Pir Sultan Abdal (1943; P. N. Boratav ile birlikte) izledi. Gölpınarlı, Celaleddin Rumi'nin (Mevlânâ) Mesnevi'sini (1941-46, 6 cilt) Türkçeye çevirdi. Yunus Emre Divanı'nı (1943, 2 cilt) yayıma hazırladı.
Gölpınarlı'nun 1945'te yayımladığı Divan Edebiyatı Beyanındadır'da yer alan edebiyat eleştirisi tartışmalara yol açtı. Kitabın savına göre divan edebiyatı İran edebiyatının kötü bir taklidiydi; toplum sorunlarıyla ilgilenmiyor, insanları uyuşukluk ve tembelliğe iterek hayalcilik ve kadere boyun eğmeye özendiriyordu. Sonraları divan şiirine daha yumuşak bir tutumla yaklaşan Gölpınarlı Fuzuli Divanı (1948), Nedim Divanı (1951) gibi yapıtları yayıma hazırladı.
Gölpınarlı, Mevlânâ Celaleddin (1951), Mevlânâ'dan sonra Mevlevilik (1953), Mevlevi Âdap ve Erkânı (1963) ve Mesnevi Şerhi'nde (1973, 6 cilt) Mevleviliğin dünya görüşünü işleyerek yorumladı. Tasavvuf, tasavvuf edebiyatı, mezhepler ve tarikatlar konusunda da Menâkıb-ı Hacı Bektaş-ı Veli (1958), Alevî, Bektaşî Nefesleri (1963), 100 Soruda Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar (1969), 100 Soruda Tasavvuf (1969), Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi (1972), Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri (1977) gibi geniş kapsamlı çalışmalar yayımladı. Öbür yapıtları arasında Şeyh Galip, Hayatı, Sanatı, Şiirleri (1953), Nailî-i Kadim, Hayatı, Sanatı, Şiirleri (1953) Kaygusuz Abdal-Hayatı-Kul Himmet (1953), Nesimî-Usulî-Ruhî (1953), Divan Şiiri (1954-55, 4 kitap), Oniki İmam (1958), Nasreddin Hoca (1961), Yunus Emre ve Tasavvuf (1961), Yunus Emre, Risâlat al-Nushiyye ve Divan (1965), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin (1966), Hz. Muhammed ve İslam (1969), Şeyh Galip, Seçmeler (1971), Hurufilik Metinleri Katalogu (1973), Hayyam ve Rubaileri (1973), Müminlerin Emiri Hz. Ali (1978), Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik (1979) sayılabilir. Gölpınarlı'nın ayrıca bir Kuran çevirisi (Kuran-ı Kerim ve Meali, 1955) vardı
Şarkiyat biliminin önde gelen isimlerinden olan Abdülbaki Gölpınarlı, İsmail Saib Efendi, Ömer Ferid Kam, Ahmed Naim Bey, Bahariye Mevlevihanesi Şeyhi Hüseyin Fahreddin Dede ve Hoy'lu Hacı Şeyh Ali gibi o devrin en büyük üstadlarından faydalandı.
Gölpınarlı vefatından birkaç sene evvel Zeynebiye Camii'nin temel atma törenine katılmış, burada yaptığı konuşmada, Necef'te bir çölün İmam Ali'nin türbesiyle ilim havzasına dönüştüğü gibi Zeynebiye'nin de ilerki yıllarda ilim merkezi olacağını söylemişti.
Ehl-i Beyt, 27 Ağustos 2011 20:14
Yorumlar (0)