Krallıktan Azınlığa Patani
İslam, 04 Temmuz 2011 05:512001 yılının Mart ayında ?Afganistan'daki Buda heykelleri yıkılıyor? diyerek ayağa kalkan dünya, aynı Budistlerin Tayland'da Müslümanlara karşı uyguladığı vahşete gıkını çıkarmıyor.
Bir zamanlar Patani İslam Krallığı'nın yönetimi altında barış ve huzur içinde hayatlarını sürdüren Patanili Müslümanlar, toprakları Budist Tayland Ordusu tarafından işgal edildikten sonra acı dolu günler yaşamaya başladılar. 5 milyon Müslümanın yaşadığı Patani'de toplama kamplarında tutulan yüzlerce genç kıza askerler tarafından tecavüz ediliyor, alimler katlediliyor, camiler ateşe veriliyor, gözaltına alınan insanlardan bir daha haber alınamıyor.
Dünya umursamıyor!
Patani'deki toplama kamplarında 30 bini aşkın insan bulunurken, başta Müslüman halklar, Birleşmiş Milletler ve İslam Konferansı Örgütü olmak üzere dünya Patani'de yaşananlar karşısında sessiz kalmaya devam ediyor. Tayland hükümeti, yakınları katledilen Patanili Müslümanların gösteri yapmalarına izin vermiyor. Patanililer tarafından düzenlenen gösteriler, son derece sert bir şekilde bastırılıyor.
Tayland askerleri, Patanililere yönelik gerçekleştirdikleri saldırılarda özellikle alimleri ve cami imamlarını hedef seçiyorlar. 2004 yılından beri Tayland Yönetimi tarafından sıkıyönetim uygulanan Patani'de son 5 yılda 3500'den fazla Patanili, Budist askerler tarafından katledildi. Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen katliam ve işkencelerde sınır tanımayan Tayland yönetiminin dünyadaki en iyi müttefiği Amerika ve İsrail. İsrail'de belli bir süre eğitim gören Tayland askerleri daha sonra görev yeri olarak Patani'ye gönderiliyorlar. Tayland hükümeti yer altı kaynakları bakımından son derece zengin olan Patani'yi tamamen Budistleştirmek istiyor. Patanililerden topraklarını terk etmelerini isteyen Tayland yönetimi, bölgeyi Budistleştirmek için şiddet ve katliamı bir araç olarak kullanıyor. Patani'de gerçekleşen ölüm vakaları nedeniyle şikayette bulunulacak herhangi bir merci yok. Yakınları katledilen Patanililer, Tayland hükümetine şikayette bulunduklarında çoğu zaman tehdit edilip gözaltına alınıyorlar. Tayland hükümeti, Patanili Müslümanların gösteri yapmalarına da izin vermiyor. Patanililer tarafından düzenlenen gösteriler son derece sert bir şekilde bastırılıyor.
Patani hakkında bilgi
Patani, Tayland sınırları içerisinde ve Tayland’ın güneyinde yoğun olarak Müslümanların yaşadığı bölgenin adıdır. Tayland Müslümanları olarak bilinen bu kesimin büyük bir çoğunluğu köken olarak Malay ırkına mensuptur.
Güneydoğu Asya’daki tarihi antik çağlara dayanan Patani, 15. yüzyılda bir İslam krallığı haline geldi ve bu dönemde en parlak çağını yaşadı. Patani İslam Krallığı, 15. ve 17. yüzyıllar arasında önemli bir ticaret ve eğitim merkezi haline geldi. Patani, bu yüzyıllarda bölgeye akın eden sömürgeci güçlerin doğrudan saldırısına maruz kalmamış olsa da, yanı başındaki Siyam Krallığı’yla çetin bir mücadele içerisindeydi. Bu uzun süreli mücadele sürecinden sonra iç karışıklıkların da etkisiyle zayıflayan krallık, bölgedeki sömürgeci güç İngiltere’nin de desteğiyle daha sonraki yıllarda Siyam Krallığı’nın topraklarına dahil edildi.
Tampon bölge olmasının getirilerini kullanarak sömürgeci güçler arasında başarılı bir denge siyaseti izleyen Tayland, Güneydoğu Asya’da büyük güçler tarafından sömürgeleştirilemeyen tek ülke olarak kalmayı başarmıştır. Patani’nin İngiltere tarafından Tayland’a bırakılması da, büyük ölçüde sömürgeci güçler arasındaki reelpolitik dengeleri kullanmasıyla ilişkilidir. 1909 yılında resmen Siyam topraklarına dahil edilen Patani, bu yıldan itibaren sürekli bir direniş içerisine girdi. Tayland’ın 1938’de başlattığı reform hareketleriyle din, dil ve kültürel yapısına sürekli müdahale edilen Patani’deki direniş, 1940’lı yıllarda doruğa ulaştı. Bu dönemde Patani siyasi direnişinin öncüsü olan Hacı Sulong’un meseleye uluslararası hukuk çerçevesinde çözüm bulma girişimleri, bölgenin adını nihayet dünya kamuoyuna duyurdu. Hacı Sulong’un amacı, Patani halkının dinî ve kültürel kimliğine yapılan müdahaleleri durdurmaktı. 1960’larda tekrar ortaya çıkan direniş grupları arasında bir birlik sağlanamamasından dolayı, Patani direnişi bu yıllarda 1940’lı yıllardaki kadar etkili olmadı. 1960–1980 yılları arasındaki mücadele dönemi, 1980’de göreve gelen uzlaşmacı Tay yönetiminin özellikle ekonomik alandaki yenilikleriyle duruldu. 1990’lı yıllarda kendilerine siyasi katılım hakkı da verilen Patani halkı, Tayland yönetimine karşı nötr bir tavır içerisine girdi. Lakin Patanililere verilen imtiyazlar, bu halkın Tayland’a karşı hissettiği tarihî öfkeyi ve süregelen ekonomik problemleri örtemedi. Öte yandan Tay yönetimi de, Patani halkını potansiyel tehlike olarak görmekteydi. Bu yüzden, önceki dönemdekiler kadar yoğun olmamakla birlikte bölge üzerindeki baskılar sürmekteydi.
Son 20 yıldır büyük ölçüde küllenmiş olan olaylar, 2000’li yıllarla beraber tekrar alevlendi. Amerika’daki 11 Eylül saldırıları sonrasında tüm dünyayı etkisi altına alan “terörizmle savaş” kasırgası, bu küçük bölgeyi de vurdu. Güneydoğu Asya’da, El-Kaide liderlerinden olduğu iddia edilen Endonezya kökenli Hambali’nin Tay toprakları içerisinde yakalanması gözlerin buraya çevrilmesine neden oldu. Ordularını bu bölgeye yönlendiren Tay yönetimi, bu konuda ABD’den yardım ve taktik takviyesinde bile bulundu. Birçok muhalif tarafından olayları abarttığı düşünülen Tay yönetiminin hızını alamayarak 28 Nisan ve 25 Ekim 2004’te meydana gelen protesto gösterilerine yaptığı sert müdahaleler, adeta bir savaş niteliğindeydi. 2004 yılı başından bu yana bölgede süregelen olaylar, bu mahzun halkın acılarını bir kez daha tazeledi. Bölgede uygulanan sıkıyönetim döneminde yüzlerce kayıp ve binlerce öldürülme hadisesi vuku buldu. Son olaylar, Güney Tayland olarak tanıtılıp ismen sahiplenilen bu bölgenin mânen dışlanmışlığının bir göstergesiydi.
Topraklarının sömürülmesi dışında Tayland’la hiçbir bağlantısı olmayan Patani halkının direnişi bilinmeye değer bir mücadeledir. Sayıca az olan bu halkın dinî ve kültürel değerleri uğruna verdiği büyük mücadele, Patani halkının özgürlüğe duyduğu özlemin ifadesidir. Bu değerleri kaybetmenin varoluşlarını anlamsızlaştıracağı düşüncesinde olan Patani halkı, bu düşüncenin bedelini hâlâ ödemektedir. Seslerini dünyaya duyuramamış bu halkın yıllardır verdiği mücadele bugüne dek devam etmiştir.
İslam, 04 Temmuz 2011 05:51
Yorumlar (0)