Türkiye, Mısır'ın Yerini Tamamen Alır
Analiz, 08 Şubat 2011 18:02AB diplomatları, Hüsnü Mübarek'in iktidarı terk etmesi halinde Recep Tayyip Erdoğan'ın bölgenin yegane akil hakimi olacağını düşünüyor.
Tunus'un ardından Mısır'da da meydana gelen halk ayaklanması Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri tarafından yakından izleniyor. Batı dünyası, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in görevden ayrılması veya görevi terk etmek mecburiyetinde kalmasının ardından Orta Doğu'da yaşanacak gelişmeleri hesaplamaya çalışıyor.
Brüksel ve Washington yönetimi, Hüsnü Mübarek'in devrilmesi veya iktidarı terk etmesi ile birlikte Türkiye'nin Orta Doğu'nun yeni hakimi olabileceğini ifade ediyorlar.
Brüksel'de düzenlenen AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi esnasında liderler Tunus ve Mısır'daki siyasi gelişmeleri değerlendirerek, bundan sonra izlenmesi gereken süreç konusunda görüş alışverişinde bulundular.
Bu çerçevede Türkiye'nin Orta Doğu'da artan gücü ve siyasi konumu resmi değerlendirmelerde yer almadı, ancak AB'nin diplomatik yetkilileri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Orta Doğu ülkelerindeki halk neznindeki sempatisi ve Türkiye'nin bölgede artan gücünü değerlendirdiler.
NTV'nin konuştuğu AB diplomatları, Erdoğan'ın son 5 yıldan bu yana Ortadoğu politikasının bölge halkı tarafından büyük sempati ile karşılandığına vurgu yaptılar. Erdoğan'ın “ezilen Arap halkının sesi” olmasını bildiğine de dikkat çektiler.
Aynı kaynaklar, Mısır, Ürdün, Lübnan, Yemen, Suriye, Irak, ve Kuzey Afrika'da bulunan ve yönetimleri tarafından ezilen halkın her zaman kaygılarını ve düşüncelerini yüksek sesle dile getirme cesaretinde bulunduğunu ifade ederken, Türkiye'nin bölge haklarına ders vermeye çalışmadığını sadece onlara yardımcı olmaya çalıştığını ve ticaretini geliştirmeye yönelik çaba harcadığını da ifade ettiler.
Bu çerçevede gerek Orta Doğu barış süreci, gerekse İran'ın nükleer zenginleştirme programı konusunda Türkiye'nin izlemiş olduğu politikaların ve siyasi söyleminin Türkiye'deki yerleşik düzen ıle Batı dünyasını zaman zaman rahatsız etse bile, bölge halkının beğenisini kazandığını da kabul ediyorlar.
ERDOĞAN ORTA DOĞU'NUN EN CESUR VE DEMOKRAT LİDERİ
AB diplomatları, Arap halkının, Erdoğan'ı Orta Doğu ülkeleri arasında en demokrat siyasetçi olduğunu düşündüklerini ve iktidarını her zaman siyasi rekabet ortamında, demokratik ve saydam bir siyaset ve sandık demokrasisi ile yenilendiğini dile getirirken, İsrail'in dışında bölgede yegane demokrasi örneği olan islam ile demokrasiyi birarada yaşatabilen bir lider olduğunu ifade ediyorlar.
AB reformlarının da yardımıyla sivil asker ilişkilerini batı standartlarına uyumlaştırmaya çalışmasının sadece AB'de değil Arap dünyasında da beğeni toplayan bir reform olduğunu da ifade ediyorlar.
Bölgede ülkelerinin yerleşik düzeninin dışındaki toplumları (orta halli, işçi, çiftçi vs), Erdoğan'ın mazlumlara karşı işlendiğini düşündüğü politikalara başkaldırmasını bildiğini, İslam ve demokrasi konusundaki tabuları ve önyargıları yıkmayı başardığını ve kendi ülke çıkarına zaman zaman karşı olsa bile Batı'ya (Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği) ile İsrail'e karşı cesur açıklamalarda bulunarak başkaldırma cesaretinde bulunduklarını düşündüklerini dile getirdi.
ORTA DOĞU'DA TÜRKİYE MISIR'IN YERİNİ TAMAMEN ALABİLİR
Bugüne kadar Mısır yönetiminin kökten dinci bir rejimin eline geçmemesi için Hüsnü Mubarek yönetimini desteklediğini ifade eden batılı diplomatlar, Orta Doğu barış sürecinde Arap dünyası ile İsrail arasında yegane arabulucuk görevini üstlenen ülkenin Mısır olduğunu dile getirdiler. Mısır ile İsrail arasında imzalanan anlaşmalar, Tel Aviv yönetiminin Mısır'dan enerji ihtiyacının yüzde 40'a yakın bir bölümünü tedarik etmesi, Washington ile Brüksel'in Mısır'a destek olmasına sebep olduğunu da hatırlattılar. Bu çerçevede de gerek Akdeniz için Birlik çalışmalarında, gerekse Orta Doğu barış sürecine yönelik görüşmelerde Mısır'ın her zaman ön planda tutulan bir ülke olduğunu, ancak Mısır'da bir rejim değişikliği olması halinde işbirliğin paradigmasının da tamamen değişme tehlikesi ile karşı karşıya kalınacağını söylüyorlar.
Ancak Türkiye'nın Mısır'ın konumu alabilmesi için, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin de bir şekilde düzelmesi gerekiyor. Erdoğan'ın sert sözleri ile İsrail'in taviz vermeyen tutumu ile kısa vadede zor görünüyor.
TÜRKİYE'NİN ORTA DOĞU'DAKİ ÇIKARLARI BATI İLE ÖRTÜŞÜYOR
ABD ve AB'ye göre, Türkiye'nin Orta Doğu çıkarları oldukça örtüşüyor. Zira diplomatik yetkililer, Washington, Brüksel ve Ankara'nın Orta Doğu'da Şii hakimiyetini dizginlemeden yana olduklarını, İran'ın Güney Irak, Suriye ve Lübnan'daki siyasi etkisini sınırlama konusunda zımni bir görüş birliği içinde olduklarını ifade ediyorlar.
Türkiye'nin Müslüman dünyasında Sünni hakimiyetine önem verdiğini ve aynı zamanda İran'ın nükleer silaha sahip olmasına da karşı olduğunu, Batı ile Türkiye arasındaki görüş ayrılığının İran'ın nükleer kuvvetten arındırma yöntemi olduğuna işaret ediyor.
Bu minvalden değerlendirmede bulunan Amerikalı diplomatlar, Türkiye, Ürdün, Kuveyt, Mısır Suudi Arabistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman ile Brüksel ve Washington'un politikalarının örtüştüğüne de dikkat çekiyorlar.
Analiz, 08 Şubat 2011 18:02
Yorumlar (0)