Yazılmayan Mektup

Eğitim, 01 Şubat 2011 05:01

İslam Peygamber'inin hayatının son günleri İslam tarihinin en hasas ve önemli dönemini teşkil etmektedir. O günlerde İslam ve Müslümanlar oldukça dertli dakikalar yaşıyordu.

Yazılmayan Mektup

Bazı sahabelerin açıkca muhalefeti ve onların Usame'nin ordusuna katılmaktan imtina etmeleri aslında bir takım yeraltı faaliyetlerinin yapıldığını ve Peygamber'in vefatından sonra hükümet ile İslam'ın siyasi makamına el koymaya ve gadir gününde resmi bir şekilde ilan edilen, Peygamber'in halefini kenara bırakmaya dair ciddi bir şekilde karar alındığını ifade ediyordu.

Bazı sahabelerin açıkca muhalefeti ve onların Usame'nin ordusuna katılmaktan imtina etmeleri aslında bir takım yeraltı faaliyetlerinin yapıldığını ve Peygamber'in vefatından sonra hükümet ile İslam'ın siyasi makamına el koymaya ve gadir gününde resmi bir şekilde ilan edilen, Peygamber'in halefini kenara bırakmaya dair ciddi bir şekilde karar alındığını ifade ediyordu.

Peygamber de onların bu niyetinden icmalen haberdardı. Bundan dolayı da onların planlarını ters-yüz edebilmek için ashabın ileri gelenlerinden hepsinin Usame'nin ordusuna katılması hususunda ısrar ediyor ve bir an önce Rum'larla savaşmak maksadıyla Medine topraklarını terk etmelerini söylüyordu. Ama siyaset sahnesinin oyuncuları kendi planlarını icra edebilmek için belirli bir takım sebepler yüzünden, Usame'nin ordusuna katılma hususunda makbul olmayan bir takım mazeretlere sarılmak ordunun harekete geçmesini engelliyorlardı. Ta ki, Paygamber vefat etti. 16 günlük bir tavakkuf ve tehirden sonra da Peygamber'in vefat haberi üzerine yeniden Medine'ye geri döndüler. Peygamber'in, vefat günlerinden Medine'nin siyasi ve zararlı kimselerden (ki, Peygamber'in halefinin aleyhinde bir takım kışkırtmalarda bulunabilirlerdi) boşalmış olmasını ifade eden en büyük isteği de böylece pratize edilemedi. Onlar sadece Medineyi terketmemekle yetinmediler. Bel ki, bütün güçleriyle çalışarak Peygamber'in hemen bir sonraki vasisi olan Emir-el Mü'minin Ali (a.s)'nin mevki ve makamını tahkim ve muhkem kılan her türlü iş ve faaliyetlerin de önünü almaya ve muhtelif bahanelerle Peygamber'in bu mevzu etrafında konuşmasına engel olmaya çalışmışlardır.

Peygamber onların kızlarının da eşiydi. Bir takım yıkıcı hareket ve gizli faaliyetlerde bulunduğunu haber alınca hemen ateşli hastalığına rağmen kalkıp Mescid'e gitti ve minberin kenarında durarak herkesin duyabileceği yüksek bir sele orada hazır bulunanlara şöyle dedi:  "Ey insanlar! Ateş (fitne) alevlenmiş ve fitne karanlık gece parçaları gibi yağmaktadır. Ve sizler  benim aleyhimde hiç bir bahane ileri süremezsiniz. Ben Kur’an'ın helal kıldıkları dışında hiç bir şeyi helal kılmadığım gibi; onun haram kıldıklarının dışında da hiç bir şeyi haram kılmadım."

Bu cümle, Peygamber'in kendisinden sonra İslam'ın gelecek ve akibetinden şiddetli bir şekilde endişe duyduğunu hikaye etmektedir. Acaba Peygamber'in "alevlendi" diye haber verdiği ateş hangi ateştir. Acaba bu ateş, Müslümanlar arasında meydana gelen ve Peygamber'in vefatından sonra daha da bir alevlenen ve şimdiye kadar da bir türlü söndürülmeyen o fitne, ayrılık ve bölünme ateşinden başka ne olabilir ki?!

Kalem ve mürekkep getirin de sizlere vasiyetname yazayım

İslam Peygamber'i evinin dışında hilafet makamını ele geçirebilmek için yapılan faaliyetlerden haberdardı. Bundan dolayı da hilafet meselesinin kendi asli mihverinden çıkması ihtilaf ve ikiliğin zuhur etmemesi için, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’inin hilafetinin konumunu tahkim etmek için bu konu hakkında kendisinden sonrası için canlı bir senet bırakmayı kararlaştırdı. Bu maksatla, sahabenin ileri gelenlerinden bazılarının kendilerini ziyarete geldikleri gün hafifçe başını öne eğerek biraz tefekkür ettikten sonra onlara dönerek şöyle dedi:

“Bir kağıt ile mürekkep divit getirin; sizlere bazı şeyler yazayım da benden sonra delalete düşmeyiniz.” Bu esnada ikinci Halife meclisin sükutunu bozarak şöyle dedi.

"Peygamber'e hastalık ağır basmıştır. Kur'an sizin ellerinizdedir. Bu semavi kitap bize yeterlidir"

İkinci Halife'nin görüşü büyük bir tartışmaya sebeb oldu. Bir grup ona muhalefet ederek kesinlikle Peygamber'in emrine itaat etmek gerekir dediler. Diğer bazıları da  halifenin görüşünü te'yid ederek, hakka ve kalem getirilmesine mani olmaya çalıştılar. Peygamber onların bu ihtilaf ve küstahlık dolu sözlerinden rahatsız olunca, "kalkınız, evi terkediniz!" diye buyurdu. İbn-i Abbas bu hadiseyi naklettikten sonra şöyle diyor:“İslam'a yönelen en büyük musibet de bir grup sahabenin sebeb olduğu ihtilaf ve mücadelenin Peygamber'in istediği Şekilde mektub yazmasına mani olmasıydı.

Bu tarihi hadiseyi Sünni ve Şia muhaddislerinden bir grup nakletmiş ve hadis ilmi açısından da sahih ve mu'teber rivayetler arasında yer almıştır. Ama genellikle Ehl-i Sünnet muhadisleri Ömer'in bu konuşmasını üstün körü bir şekilde geçiştirmiş ve onun küstahça ibarelerine adeta masuniyet kazandırmışlardır. Onun ibarelerini nakletmekten imtina etmek bizzat bu naklin de endişesiyle değil  bel ki, halife'nin sözlerinde tasarrufta bulunmak onun makamının küçüleceği ve gelecek nesillerin onun bu küstahça ifadelerini okuyunca kendisine karşı kötümser olacağı korkusuyla gerçekleşmiştir.

Bu yüzden "Sakife" kitabının yazarı Ebu Bekr-i Cuheri, kendi kitabında bu hadiseye gelince Ömer'in sözlerini naklederken şöyle diyor: "Ömer bir söz söyledi ki, manası şuydu: "Peygamber'e hastalık galebe çalmıştır." ama onlardan bazıları da halifenin ibaresini nakletmek istediklerinden onun makamını korumak endişesiyle adını zikretmekten imtina etmekte ve sadece şöyle yazmaktadırlar: "Peygamber sayıklıyor dediler"

Şüphesiz ki böylesi çirkin ve kötü bir söz her kimden sudur ederse etsin, kesinlikle bağışlanacak bir şey değildir. Zira Peygamber Kur-an'ın da tesrih ettiği üzere hata ve yanlışlıktan masum olduğu gibi vahiy yolundan aldığı sözler dışında başka bir şey de dememektedir.

Eğitim, 01 Şubat 2011 05:01

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Hz. Fatıma (s.a) Arnavutköy’de Anıldı

Hz. Fatıma (s.a) Arnavutköy’de Anıldı

Hz. Zeyneb'in (s.a) Viladeti Coşkuyla Kutlandı

Hz. Zeyneb'in (s.a) Viladeti Coşkuyla Kutlandı

Zeynebiye’de Direnişe Destek İsrail’i Tel’in Mitingi 

Zeynebiye’de Direnişe Destek İsrail’i Tel’in Mitingi 

Nasrallah’a Yapılan Alçak Saldırı İstanbul’da Protesto Edildi

Nasrallah’a Yapılan Alçak Saldırı İstanbul’da Protesto Edildi

On Binler Halkalı'da Erbain Merasimi’ne Katıldı

On Binler Halkalı'da Erbain Merasimi’ne Katıldı

Hz. Rugayye (s.a) İkitelli’de Anıldı

Hz. Rugayye (s.a) İkitelli’de Anıldı

Zeynebiye’de Haniye İçin Gıyabi Cenaze Namazı

Zeynebiye’de Haniye İçin Gıyabi Cenaze Namazı

Özgündüz, Bu Saldırı Terör Devletine Göre Bir Eylemdir

Özgündüz, Bu Saldırı Terör Devletine Göre Bir Eylemdir

Zeynebiye’de İmam Hüseyin'in (a.s) Şehadetinin İkinci Günü

Zeynebiye’de İmam Hüseyin'in (a.s) Şehadetinin İkinci Günü

Zeynebiye'de Şâm-ı Gariban! 

Zeynebiye'de Şâm-ı Gariban! 

Yüzbinler Halkalı’da Hz.Hüseyin'e (a.s) Lebbeyk Dedi

Yüzbinler Halkalı’da Hz.Hüseyin'e (a.s) Lebbeyk Dedi

Zeynebiye'de 9 Muharrem!

Zeynebiye'de 9 Muharrem!

Zeynebiye'de 8 Muharrem!

Zeynebiye'de 8 Muharrem!

Zeynebiye'de 7 Muharrem!

Zeynebiye'de 7 Muharrem!

Zeynebiye'de 6 Muharrem!

Zeynebiye'de 6 Muharrem!

Anteplioğlu’ndan Özgündüz’e Ziyaret

Anteplioğlu’ndan Özgündüz’e Ziyaret

Zeynebiye'de 5 Muharrem!

Zeynebiye'de 5 Muharrem!

Zeynebiye'de 4 Muharrem!

Zeynebiye'de 4 Muharrem!

Özgündüz, Yas-ı Matem Programına Katıldı 

Özgündüz, Yas-ı Matem Programına Katıldı 

Zeynebiye'de 3 Muharrem!

Zeynebiye'de 3 Muharrem!

Zeynebiye'de 2 Muharrem!

Zeynebiye'de 2 Muharrem!

Zeynebiye'de 1 Muharrem!

Zeynebiye'de 1 Muharrem!

Şehitler Şah-ı Hz. Hüseyin’i (a.s) Edirnekapı Şehitliği’nde Anma Programı

Şehitler Şah-ı Hz. Hüseyin’i (a.s) Edirnekapı Şehitliği’nde Anma Programı

Zeynebiye‘de Bayrak Asma Töreni

Zeynebiye‘de Bayrak Asma Töreni

Gadir-i Hum Bayramı Halkalı'da Kutlandı

Gadir-i Hum Bayramı Halkalı'da Kutlandı

Zeynebiye'de Kurban Bayramı Coşkusu

Zeynebiye'de Kurban Bayramı Coşkusu

Mammadov’dan Özgündüz’e Ziyaret

Mammadov’dan Özgündüz’e Ziyaret

Reisi Zeynebiye’de Anıldı

Reisi Zeynebiye’de Anıldı

Başakşehir’de Kutlu Viladet Programı

Başakşehir’de Kutlu Viladet Programı

Zeynebiye’de Coşkulu Ramazan Bayramı Namazı

Zeynebiye’de Coşkulu Ramazan Bayramı Namazı

CABİR'den Bayram Açıklaması

CABİR'den Bayram Açıklaması

Zeynebiye'de 3. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 3. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 2. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 2. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Kurum'dan Özgündüz'e Ziyaret

Kurum'dan Özgündüz'e Ziyaret

Zeynebiye'de 1. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi 

Zeynebiye'de 1. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi 

Halkalı'da İmam Mehdi (a.f) Coşkusu

Halkalı'da İmam Mehdi (a.f) Coşkusu

İmam Zeynel Abidin (a.s) Güneşli’de Anıldı

İmam Zeynel Abidin (a.s) Güneşli’de Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Turgutlu’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Turgutlu’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Bursa’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Bursa’da Anıldı

Risalete Emek Verenler Programı İkitelli'de Düzenlendi

Risalete Emek Verenler Programı İkitelli'de Düzenlendi