Aynı Ailenin Fertleriyiz
Siyaset, 18 Mayıs 2010 10:36Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Azerbaycan'ın iki ayrılmaz kardeş olduğunu belirterek, ''Bizler ailenin birer fertleriyiz. Merhum Aliyev'in ifade ettiği gibi 'tek millet, iki devlet'. Bu tabii lafta değil uygulamada da kendisini gösteriyor, gösterecek. Bizler birbirimize güç katmak suretiyle geleceği hazırlayan iki ülkeyiz'' dedi.
Azerbaycan’a bir ziyaret gerçekleştiren Erdoğan, Zagulba Sarayı'nda Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından iki lider açıklamalarda bulundu.
Başbakan Erdoğan, görüşmede, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ikili ilişkileri, bölgesel konuları ve uluslararası gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Türkiye ve Azerbaycan iki ayrılmaz kardeş. Bizler ailenin birer fertleriyiz. Ulu Önder merhum Aliyev'in ifade ettiği gibi 'tek millet, iki devlet'. Bu tabii lafta değil uygulamada da kendisini gösteriyor, gösterecek. Bizler birbirimize güç katmak suretiyle geleceği hazırlayan iki ülkeyiz. İnanıyorum ki bu gayretlerimiz, çalışmalarımız meyvesini her alanda veriyor.
Azerbaycan'a her gelişimde daha çok gelişmiş, inkişaf etmiş görmenin mutluluğu içerisindeyim. Bu bizleri sevindiriyor. Azerbaycan'ın zenginliği, gelişmişliği bizim zenginliğimizdir. İnanıyorum ki bizim zenginliğimiz de aynı şekilde Azerbaycan'ın zenginliğidir. İçerideki huzurumuz aynı şekilde birbirimizin huzurudur.''
Erdoğan, bir arada olmanın gururunu yaşadığını dile getirdi.
ORTAK BASIN TOPLANTISI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Zagulba Sarayı'nda gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.
Erdoğan, yaptığı konuşmada, ''uzun bir aradan sonra'' gerçekleştirdiği Bakü ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ziyarette çok verimli görüşmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, iki ülke arasında bundan sonra daha sık görüşmeler olacağını söyledi.
Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i, 7 ve 8 Haziran'da, İstanbul'da ağırlayacaklarını bildirerek, konuşmasına şöyle devam etti:
''Daha sonra kendileri yine gelecek, bizler tekrar geleceğiz, bakanlarımız gelecek. Bizim aramızdaki bağlar farklı. Siyasi, askeri, ticari, ekonomik, kültürel her alanda bu ziyaretlerimizin devamı bizim olmazsa olmazımız. Bunlar, bundan sonra da aynı şekilde, kararlılıkta devam edecek. Bugün yaptığımız görüşmede, Sayın Cumhurbaşkanıyla, attığımız en önemli adımlardan bir tanesi, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'n kurulması konusunda aldığımız karardır. Arkadaşlarımız şimdi onun çalışmasını yoğunlaşarak devam ettirecekler. Temenni ederim ki İstanbul ziyaretinde bunun temelini atma fırsatımız olur. Bu çok kapsamlı, kuşatıcı olacağı için de Türkiye-Azerbaycan arasında geleceği kuşatan en önemli adım olacaktır. Bunun yanında özellikle ekonomik alanda daha farklı adımlar atmak suretiyle aramızdaki bu münasebeti, ulaştığımız noktayı çok daha ilerilere taşımamız gerekiyor. Uluslararası ekonomik krizde Azerbaycan da inanıyorum ki güçlü çıkan, fırsatı iyi değerlendiren ülkelerden birisi oldu. Türkiye de bu işi en az zararla atlatan bir ülke oldu. Bu dayanışmamız geleceğe bizi çok daha farklı şekilde taşıyacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanı, Yukarı Karabağ konusunda da bizleri bilgilendirdi. Bu süreç içerisinde Azerbaycan'ın olumlu yaklaşım süreci hep devam etti, konumunu korudu. Özellikle sonMinsk görüşmesinde, buluşmasında, Minsk üçlüsünün teklifi Azerbaycan tarafından olumlu karşılanırken Ermenistan'ın hala bu konuda bir cevap verememiş olması, Azerbaycan'ın olumlu yaklaşım konumunu ortaya koymaktadır. Bizler de nükleer güvenlikle ilgili zirvede bu konuda bazı görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerde de ne yazık ki aynı durumları gördük. Bu bizim açımızdan da bir talihsizlikti, arzu ederdik ki orada olumlu yaklaşımı görelim. Bu olumlu yaklaşım çerçevesinde bu süreç geleceğe çok daha farklı yürüsün. Önemli olan bu kararlı yürüyüşümüzü aynı şekilde devam ettireceğiz. Minsk üçlüsü de kararlığını ortaya koymalı, bu işi ortada bırakmamalı.''
Başbakan Erdoğan, bu konuyu Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev'le, Türkiye'ye yaptığı son ziyarette ele aldıklarını anımsatarak, ''ABD'de Sayın Obama ve Medvedev'le, daha öncesinde de Sarkozyle bu konuyu görüşme fırsatımız olmuştu. Bizler de konuyla ilgili hassasiyetimizi aynı şeklide devam ettiriyoruz. Bundan sonra da devam ettireceğiz. Çünkü Azerbaycan'ın bu konusuna bizim duyarsız kalmamız mümkün değil. Her zaman bu işi yakından takip etmenin gayreti içinde olacağız'' dedi.
Ayrıca, doğalgaz konusunun bitirilme noktasına getirildiğini bildiren Erdoğan, ''Bunu taçlandırma işini de Sayın Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ziyaretinde gerçekleştirelim. Türkiye'de bu adımı atmış olalım'' diye konuştu.
Erdoğan, ziyaret kapsamında Aliyev'le birlikte Atatürk Anıtı açılışına iştirak edeceklerini belirterek, anıtın yapımı dolayısıyla Aliyev'e teşekkür etti. Erdoğan, anıtın açılışının hem Azerbaycan'a yaptığı ziyareti hem de Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini taçlandıran bir adım olacağını kaydetti.
SORULARA CEVAPLAR
Başbakan Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Zagulba Sarayı'nda düzenledikleri ortak basın toplantısındaki açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin parlamentolarda onaylanması sürecine ilişkin soruyu Başbakan Erdoğan, şöyle cevaplandırdı.
''Şu anda Türkiye ile Ermenistan arasındaki bu normalleşme süreci diye ifade ettiğimiz İsviçre'deki anlaşmaların imzalanması, şu anda zaten bir defa Ermenistan tarafından askıya alınmış durumda. Bizim de biliyorsunuz Parlamentoya sevk edilmiş durumda. Ancak bizim Parlamentoya sevk edilen bu normalleşme sürecine yönelik protokolle ilgili çok açık, net bir ifademiz var. O da nedir, dedik ki; bir, bu Dağlık Karabağ konusu, rayonlar konusu bunlar çözüme kavuşmadan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorun çözüme kavuşmadan zaten
TBMM'den olumlu bir kararın çıkması mümkün değil. Bu çok açık, net ortada. Bunu Minsk Üçlüsü'nün her üçüne de söyledik, her üçüne de anlattık. Buna yönelik olarak kendilerinin bu işi çok daha sıkı ele almaları gerekir ve Ermenistan'a da bu işin ehemmiyeti, önemini anlatmaları lazım.
Madrid konusunu bunun için ağırlıklı gündeme getirdik, diğerlerini de aynı şekilde gündeme getirdik. Fakat Ermenistan'ın hala bu konuda hassasiyetinin olmadığını görüyoruz. Nitekim şu anda da zaten 4 ay gibi bir süreç geçti Soçi'den sonra. Olumlu bir gelişme yok.''
''TÜRKİYE'YE GÜVEN ÇOK ÖNEMLİ''
Bir gazetecinin İran uranyumunun Türkiye'de takasıyla ilgili süreçte neler yaşandığını sorması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
''Gerek Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu gerekse Brezilya Dışişleri Bakanı Amorim gerekse İran Dışişleri Bakanı Mutteki uranyumla ilgili süreçte 18 saatlik bir çalışma ortaya koydular. Ben gece 1 gibi indiğimde toplantıyı daha yeni bitirmişlerdi. Orada kendilerinden neticeler aldık. Şu anda ortak bir bildiri yayınlandı. Bu bildirinin içerisinde Türkiye'de az zenginleştirilmiş uranyumun güvence altına alınması yani yediemin olarak Türkiye'de saklanması gibi konular var. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bu işin adeta sevki idarecisi durumda olacak. Ama ABD, Rusya, Fransa bu işin içerisinde tabii yerini önemli bir şekilde koruyorlar. Burada 120 kiloluk yakıtın İran'a verilmesi var. Fakat bir ay gibi bir zaman içerisinde İran'ın bu az zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye'ye teslimi ve ondan sonra da bir yıl gibi bir zaman içerisinde bu 120 kiloluk yakıtın İran'a verilmesi var. Bu verildikten sonra Türkiye bunu, bu 120 kiloluk yakıt nereden gelirse oraya teslim edecek, bunu gerçekleştirecek.
Burada Türkiye'ye olan güven çok önemli. İran'ın Türkiye'ye görevi çok önemli. Süreci destekleyen, sürece katkısı olan Brezilya'nın konumu önemli. Bundan dolayı da bugün yine söylüyorum, Brezilya'nın Cumhurbaşkanı Sayın Lula'ya da çok çok teşekkür ediyorum. Çünkü onlar da, bu süreci biz nasıl yakından, sıcak takip ettiysek, onlar da bu takibi gösterdiler ve bugün bu anlaşma dünyaya duyurulmuş oldu.
Temenni ederim ki herhangi bir sıkıntıya uğramadan, bu süreci takip eden dünya ülkeleri de gerekli desteği bu sürece verirler ve böylece dünya barışı herhangi bir sıkıntıya düşmemiş olur. Tüm dünya ülkeleri eğer bu çabaya, bu gayrete olumlu yaklaşım gösterirlerse zaten yaptırım gibi bir durum da söz konusu olmayacaktır. Türkiye zaten başından itibaren samimi tavrını ortaya koymuştur. Bu konularla ilgili olarak da zaten BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olsun, geçici üyeleri olsun hepsiyle görüşmelerimizi aynı şekilde yaptık. Yine benim beklentim ortak bildiriden sonra yaptırım diye bir durumun söz konusu olmamasıdır. Nitekim gerek ben gerek Sayın Lula, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerini de, diğerlerini de süratle aramaya başlayacağız. Onları da bilgilendirmeye zaten başladık. Bilgilendirmeye ayrıca devam edeceğiz. Yine ikili görüşmelerde de bulunmayı sürdüreceğiz.''
Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine, Gürcistan ve İspanya programlarında bir değişiklik olmadığını bildirdi.
''NAHÇIVAN'A UÇUŞLAR BAŞLAYACAK''
Başbakan Erdoğan, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi'ne ilişkin bir soruyu da şöyle cevaplandırdı:
''Aynen planladığı gibi bu çalışmayı kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Çünkü Nahçıvan'ın bu sorununu gidermek bizim zaten önemli bir görevimiz. Biliyorsunuz 17 Haziranda zaten havayolu taşımacılığını başlatıyoruz. Büyük ihtimalle iki dışişleri bakanımız açılış töreninde bir arada olacaklar ve haftada üç sefer ŞY, Nahçıvan'a uçuş gerçekleştirmiş olacak.''
ATATÜRK ANITI AÇILDI
Başbakan Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, baş başa ve heyetler arası toplantıların ardından Türk Büyükelçiliği yakınında yaptırılan Atatürk anıtının açılışı yaptı.
Erdoğan, buradaki konuşmasında İlham Aliyev'e teşekkür ederek, ''Büyük lider, Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk'ün anıtının böyle anlamlı bir yerde seçilerek yapılmış olması ve Sayın Kardeşimin bunu özellikle kendisinin seçmiş olması, yeri kendisinin belirlemiş olması çok çok anlamlı'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, İlham Aliyev'in Türk Büyükelçiliği'nin yerini belirlerken de aynı hassasiyeti gösterdiğini hatırlattı.
Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin durumunun çok farklı olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Azerbaycan'ın kederi kederimiz, sevinci sevincimizdir' derken ortaya koyduğu gerçek devam ediyor, bundan sonra da aynen devam edecek. Hangi siyasi iktidar gelirse gelsin aramızdaki ilişkiyi bozamaz çünkü bizim aramızdaki ilişki kurumların ilişkisi değildir. Bizim aramızdaki ilişki, milletlerin ilişkisidir çünkü biz tek milletiz, iki ayrı devletiz. Her geçen gün siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, ticari, bütün alanlarda bu ilişki artarak devam etmektedir. Bundan sonra güçlenen bir Azerbaycan var, güçlenen bir Türkiye var. Dünya kamuoyunda tabii şüphesiz ki bu iki ülkenin yeri, konumu çok farklı olacaktır.''
''YAŞASIN TÜRKİYE-AZERBAYCAN KARDEŞLİĞİ''
Başbakan Erdoğan, Azerbaycan'dan önce İran ziyaretinde bulunduğunuhatırlatarak, İlham Aliyev ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerde bulunduklarını, buradan Gürcistan'a, sonra da Madrid'e gideceğini bildirdi.
Böylece art arda dört ülkeyi ziyaret etmiş olacağını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Artık dünyada gündemi belirlenen bir ülke olmaktan çıkıyoruz, gündem belirleyen ülke durumuna geliyoruz. Aynı şekilde Azerbaycan ile ilgili de 10 sene, 20 sene geriye gittiğimizde nasıl bir Azerbaycan vardı, bugün nasıl bir Azerbaycan var. Ben bir yıl önceki Azerbaycan ile bugünkü Azerbaycan'ı tanıyamıyorum. Bu kadar süratle değişen bir Azerbaycan var. Bunlar tabii ki dünyaya örnek teşkil ediyor. Liderler buraya geldiği zaman Azerbaycan'ı tanıyamayacaktır. Bizde bir söz var, biliyorsunuz Ziya Paşa'nın sözüdür, söylemem de fayda var, 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri'. Azerbaycan, merhum Haydar Aliyev'i nasıl anıyorsa inanıyorum ki gelecekte İlham Aliyev kardeşimi de öyle anacaktır. Ben şahsım ve milletim adına şükranlarımı tekrar ifade ediyorum.
Türkiye-Azerbaycan ilişkileri her geçen gün çok daha güçlenmektedir, çok daha güçlenecektir. Buna kimsenin şüphesi ve endişesi olmasın. Kimse dedikodulara itimat etmesin. Bizim aramızdaki birlikteliği, kardeşliği dedikodular belirlemez. Ben de İlham Aliyev kardeşim gibi 'Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği' diyeceğim, 'Yaşasın aydınlık gelecek' diyeceğim, 'Yaşasın Türkiye ve Azerbaycan'ın gelecekteki o güçlü dünyayı oluşturması' diyeceğim.''
Erdoğan, anıtın açılışından sonra eşi Emine Erdoğan ve heyettekiler ile birlikte merhum Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve eşi Zarife Aliyev'in kabirlerini ziyaret ederek çelenk koydu. Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra Türk şehitliği ziyaret etti.
Siyaset, 18 Mayıs 2010 10:36
Yorumlar (0)