"Yeni bir hoşgörü ruhuna ihtiyaç var"
Siyaset, 05 Aralık 2009 16:51Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsviçre'nin minare yasağının "tehlike çanlarını çaldırdığını" söyleyerek, "İslam korkusunda bir artış var. Küresel dünyada, her yerde birlikte yaşayacağız dolayısıyla her yerde yeni bir hoşgörü ruhuna ihtiyacımız var" dedi.
NATO Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak için Brüksel'de bulunan Davutoğlu, burada İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye demeç verdi.
Jonny Dymond imzalı haberde, "Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'bölgesel güç' ibaresini kullanmayabilir, ama herkes ülkesinin Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya'daki etkisini tanımlayabilir" yorumu yapıldı.
Bazılarının biraz ileri giderek bu politikayı "neo-Osmanlı" olarak niteleyebildiği, ancak Davutoğlu'nun böyle bir etiketi kabul etmediği belirtilen haberde, "Davutoğlu'nun Brüksel'de devam eden NATO Dışişleri Bakanları toplantısındaki kaygılarının, Batılı müttefiklerinin güvenlik inşasında Türkiye'nin ne kadar kritik bir ülke olduğunun göstergesidir" denildi.
Haberde, Davutoğlu'nun Afganistan konusunda, "Türkiye'nin Afganistan'da az sayıda asker bulundurduğuna" ilişkin eleştirileri reddettiğine işaret edildi. Davutoğlu'nun bu konuda BBC'ye verdiği demeçte, "Türkiye, tüm dünyada, askeri anlamda barış çabalarına en büyük katkı sağlayan ülkelerden biri" dediği belirtildi.
Türkiye'nin, NATO'nun Afganistan'daki operasyonu çerçevesinde Kabil Bölge Komutanlığını geçen ay bir yıllığına yeniden devraldığı anımsatılan haberde, Türkiye'nin ayrıca Afganistan'da yeniden yapılanma için geçen 5 yılda 200 milyon dolar harcadığı, 50 okul ve hastane inşa ettiği belirtildi. Davutoğlu'nun, Afganistan'da kapsamlı askeri, siyasi ve sosyal stratejiye ihtiyaç olduğunu belirterek, "Yabancı birlikler terimini kullanmamalıyız. Bizler uluslararası toplum olarak orada, Afgan halkına yardım etmek için bulunuyoruz" dediği kaydedildi.
"Bosna Hersek'i yalnız bırakamayız"
Bosna konusunun da Davutoğlu için önemli olduğu belirtilen haberde, Türkiye'nin Bosna'ya NATO üyeliği verilmesi konusunu zorlayacağının açık olduğu kaydedildi. Davutoğlu'nun bu konuya ilişkin "Eğer Bosna NATO desteğinden izole tutulursa, bu büyük bir problem olacaktır. Biz, Bosna-Hersek'in uluslararası toplumun onları önemsediğini hissetmesini istiyoruz. Bosna Hersek'te 3 yıl boyunca katliamları izlediğimizi unutamayız. Şimdi onları yalnız bırakamayız" sözlerine yer verildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'nin yeni bölgesel vizyonunu "komşularla sıfır problem" olarak tanımladığı kaydedilen haberde, Türkiye'nin özellikle İran, Irak ve Suriye ile ilişkilerinin on yıl öncesine göre çok geliştiği vurgulandı. Haberde, "Türkiye'nin ayrıca, Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesine uzandığı ve birçok sorunda kendisini arabulucu olarak sunduğu" yorumu yapıldı.
"Yeni bir hoşgörü ruhuna ihtiyaç var"
Türkiye'ye yönelik, İsrail, İran ve Sudan'la ilişkileri dolayısıyla eleştirilerin arttığına da dikkati çekilen haberde, Davutoğlu'nun bu eleştirileri kabul etmediği vurgulandı. Geçen sene bu zamanlar Davutoğlu'nun, "Türkiye'nin Suriye ve İsrail'le bir uzlaşma için çalıştığını" söylediği anımsatılan haberde, ancak İsrail'in Ocak ayındaki Gazze saldırısının ardından bu durumun değiştiği kaydedildi.
Davutoğlu'nun İran konusunda ise, "Müzakerenin yüzde 60'ı psikolojik, yüzde 20'si metodolojik, yüzde 20'si ise substantiftir. Eğer müzakerelerde ortak bir güven yoksa, asıl mesele daha az önemli olur" dediği kaydedildi.
Davutoğlu'nun, İsviçre'nin minare yasağının "tehlike çanlarını çaldırdığını" söyleyerek, "İslam korkusunda bir artış var. Kendi toplumumuza ait değillermiş gibi "başkası" kavramı var. Bu bugün Müslümanlara, yarın Yahudilere, öbür gün siyahlara ve öbür gün Afrikalılara olabilir. Bu küresel dünyada, her yerde birlikte yaşayacağız dolayısıyla her yerde yeni bir hoşgörü ruhuna ihtiyacımız var" dediği belirtildi.
"Türkiye AB için bir yük değil, değer olacak"
BBC muhabirinin "AB üyeliğinin Türk hükümetinin hala önceliği olup olmadığı" sorusu üzerine ise Davutoğlu'nun "Biz AB üyesi olmak istiyoruz. Ben akademisyenim. İstatistikler bir şeyler söyler. AB ile müzakerelere başlayan her ülke, AB üyesi olmak istemeyen Norveç dışında, AB üyesi olmuştur" dediği kaydedildi.
Davutoğlu'nun, entelektüellerin ve liderlerin, Türkiye'nin üyeliğinin AB için stratejik bir değer olduğunun farkına vardığını kaydettiği belirtilerek, "AB'nin önünde iki yol var. Ya AB, dinamik bir ekonomi ve küresel çok kültürlü çevresiyle, küresel bir güç olacak ya da daha az dinamik bir ekonomi ve içe bakan bir kültürle kıtasal bir güç olacak. Bunlar önündeki iki seçenek" sözlerine yer verildi.
Türkiye'nin bunun için bir test olduğunu söyleyen Davutoğlu, BBC'ye yaptığı açıklamada ayrıca şunları kaydetti:
"Türkiye ile birlikte AB küresel bir güç, stratejik olarak çok daha güçlü olacaktır ve daha dinamik bir ekonomiye ve daha zengin ekonomik kaynaklara sahip olacaktır. İyimserim. AB yaklaşımının rasyonelliğine inanıyorum. Türkiye'nin üye olacağına, katkı sağlayan bir üye olacağına eminim- bir yük değil, AB için büyük bir değer olacaktır."
Jonny Dymond imzalı haberde, "Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'bölgesel güç' ibaresini kullanmayabilir, ama herkes ülkesinin Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya'daki etkisini tanımlayabilir" yorumu yapıldı.
Bazılarının biraz ileri giderek bu politikayı "neo-Osmanlı" olarak niteleyebildiği, ancak Davutoğlu'nun böyle bir etiketi kabul etmediği belirtilen haberde, "Davutoğlu'nun Brüksel'de devam eden NATO Dışişleri Bakanları toplantısındaki kaygılarının, Batılı müttefiklerinin güvenlik inşasında Türkiye'nin ne kadar kritik bir ülke olduğunun göstergesidir" denildi.
Haberde, Davutoğlu'nun Afganistan konusunda, "Türkiye'nin Afganistan'da az sayıda asker bulundurduğuna" ilişkin eleştirileri reddettiğine işaret edildi. Davutoğlu'nun bu konuda BBC'ye verdiği demeçte, "Türkiye, tüm dünyada, askeri anlamda barış çabalarına en büyük katkı sağlayan ülkelerden biri" dediği belirtildi.
Türkiye'nin, NATO'nun Afganistan'daki operasyonu çerçevesinde Kabil Bölge Komutanlığını geçen ay bir yıllığına yeniden devraldığı anımsatılan haberde, Türkiye'nin ayrıca Afganistan'da yeniden yapılanma için geçen 5 yılda 200 milyon dolar harcadığı, 50 okul ve hastane inşa ettiği belirtildi. Davutoğlu'nun, Afganistan'da kapsamlı askeri, siyasi ve sosyal stratejiye ihtiyaç olduğunu belirterek, "Yabancı birlikler terimini kullanmamalıyız. Bizler uluslararası toplum olarak orada, Afgan halkına yardım etmek için bulunuyoruz" dediği kaydedildi.
"Bosna Hersek'i yalnız bırakamayız"
Bosna konusunun da Davutoğlu için önemli olduğu belirtilen haberde, Türkiye'nin Bosna'ya NATO üyeliği verilmesi konusunu zorlayacağının açık olduğu kaydedildi. Davutoğlu'nun bu konuya ilişkin "Eğer Bosna NATO desteğinden izole tutulursa, bu büyük bir problem olacaktır. Biz, Bosna-Hersek'in uluslararası toplumun onları önemsediğini hissetmesini istiyoruz. Bosna Hersek'te 3 yıl boyunca katliamları izlediğimizi unutamayız. Şimdi onları yalnız bırakamayız" sözlerine yer verildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'nin yeni bölgesel vizyonunu "komşularla sıfır problem" olarak tanımladığı kaydedilen haberde, Türkiye'nin özellikle İran, Irak ve Suriye ile ilişkilerinin on yıl öncesine göre çok geliştiği vurgulandı. Haberde, "Türkiye'nin ayrıca, Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesine uzandığı ve birçok sorunda kendisini arabulucu olarak sunduğu" yorumu yapıldı.
"Yeni bir hoşgörü ruhuna ihtiyaç var"
Türkiye'ye yönelik, İsrail, İran ve Sudan'la ilişkileri dolayısıyla eleştirilerin arttığına da dikkati çekilen haberde, Davutoğlu'nun bu eleştirileri kabul etmediği vurgulandı. Geçen sene bu zamanlar Davutoğlu'nun, "Türkiye'nin Suriye ve İsrail'le bir uzlaşma için çalıştığını" söylediği anımsatılan haberde, ancak İsrail'in Ocak ayındaki Gazze saldırısının ardından bu durumun değiştiği kaydedildi.
Davutoğlu'nun İran konusunda ise, "Müzakerenin yüzde 60'ı psikolojik, yüzde 20'si metodolojik, yüzde 20'si ise substantiftir. Eğer müzakerelerde ortak bir güven yoksa, asıl mesele daha az önemli olur" dediği kaydedildi.
Davutoğlu'nun, İsviçre'nin minare yasağının "tehlike çanlarını çaldırdığını" söyleyerek, "İslam korkusunda bir artış var. Kendi toplumumuza ait değillermiş gibi "başkası" kavramı var. Bu bugün Müslümanlara, yarın Yahudilere, öbür gün siyahlara ve öbür gün Afrikalılara olabilir. Bu küresel dünyada, her yerde birlikte yaşayacağız dolayısıyla her yerde yeni bir hoşgörü ruhuna ihtiyacımız var" dediği belirtildi.
"Türkiye AB için bir yük değil, değer olacak"
BBC muhabirinin "AB üyeliğinin Türk hükümetinin hala önceliği olup olmadığı" sorusu üzerine ise Davutoğlu'nun "Biz AB üyesi olmak istiyoruz. Ben akademisyenim. İstatistikler bir şeyler söyler. AB ile müzakerelere başlayan her ülke, AB üyesi olmak istemeyen Norveç dışında, AB üyesi olmuştur" dediği kaydedildi.
Davutoğlu'nun, entelektüellerin ve liderlerin, Türkiye'nin üyeliğinin AB için stratejik bir değer olduğunun farkına vardığını kaydettiği belirtilerek, "AB'nin önünde iki yol var. Ya AB, dinamik bir ekonomi ve küresel çok kültürlü çevresiyle, küresel bir güç olacak ya da daha az dinamik bir ekonomi ve içe bakan bir kültürle kıtasal bir güç olacak. Bunlar önündeki iki seçenek" sözlerine yer verildi.
Türkiye'nin bunun için bir test olduğunu söyleyen Davutoğlu, BBC'ye yaptığı açıklamada ayrıca şunları kaydetti:
"Türkiye ile birlikte AB küresel bir güç, stratejik olarak çok daha güçlü olacaktır ve daha dinamik bir ekonomiye ve daha zengin ekonomik kaynaklara sahip olacaktır. İyimserim. AB yaklaşımının rasyonelliğine inanıyorum. Türkiye'nin üye olacağına, katkı sağlayan bir üye olacağına eminim- bir yük değil, AB için büyük bir değer olacaktır."
Siyaset, 05 Aralık 2009 16:51
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!