Müzakerelerde konuşulan 'Birleşik Kıbrıs'
Gündem, 20 Kasım 2009 11:00Birleşik Kıbrıs görüşmelerinde şu başlıklar müzakere ediliyor: Ordu yok, herkes kendi polis teşkilatını kuracak. Türkçe - Rumca resmi dil, pasaport-kimlikler aynı.
Kıbrıs'ta KKTC ile Rum kesimi arasında devam eden müzakerelerde, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti oluşturulmasına ilişkin gelişmeler yaşanıyor. İki tarafın onayladığı ordusuz yeni yapılanmada tek silahlı kuvvet polis olacak ve iki toplumun da kendi polisi bulunacak.
FBI benzeri genel bir polis teşkilatı kurulacak. Türkçe ve Rumca'nın resmi dil olacağı Birleşik Kıbrıs'ta, resmi kurumlar için ortak bir çalışma dili de belirlenebilir.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 51'inci görüşmelerinde müzakereler tamamlanana kadar basına bilgi vermeme kararı aldı. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, müzakereler çerçevesinde Devlet Başkanı ve yardımcısını senatonun seçmesi ve bu iki üyenin dönüşümlü görev yapması kararlaştırıldı. Bir Türk ile Rum'un oluşturacağı koalisyonlar aday olacak ve iki topluma mensup senatörlerin oyunu alan ikili seçilecek.
EGEMENLİK ALIGISI FARKLILIĞI
Müzakerelerde en büyük problem, Rumların 'egemenlik tektir' söyleminde direnmesi. Rumlar, federasyona dönüşmek istiyor ve iki egemen devleti kabul etmiyor. Türk tarafı ise şimdiki yapıyı korumak niyetinde. Birleşik Kıbrıs kabul edilirse, yeni kabine 6 Rum ve 3 Türk'ten oluşacak. Dışişleri ve Avrupa ile Maliye ve İçişleri bakanları farklı toplumdan olacak. Herhangi bir kararın geçerli olabilmesi için her toplumdan en az bir kişinin onayı gerekecek.
ORDUSUZ DEVLET
Birleşik Kıbrıs'ın ordusu olmayacak. Herkesin kendi polis teşkilatı bulunacak. Türk tarafı polis sayısının her iki kesim için eşit olmasını isterken, Rum tarafı yüzde 60'a yüzde 40'ta ısrarlı. Birleşik Kıbrıs'ta Türkçe ve Rumca iki ayrı dil olacak ve her iki toplumda diğer diller seçmeli okutulacak. Çalışma dili olarak 3'üncü bir dilin belirlenerek anayasaya girmesi de mümkün. Devlet dairelerinde Müdür Türk ise yardımcısı Rum ya da tam tersi olacak. Çalışma diline devlet dairelerinde de ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor.
Pasaport ve kimlik tek
Birleşik Kıbrıs vatandaşlarının pasaport ve kimlikleri aynı olacak. Görüşmelerde, Rumlar Türkiye'den gelenlerin geri gönderilmesini talep etse de, Türk tarafının resmi tutumu, "vatandaşlarımızı pazarlık konusu yapmayız" şeklinde.
Tazminatlar belirsiz
En önemli sorunlardan biri mülkiyet. Tazminatların hangi çerçevede ödeneceği belirlenemedi. Türk tarafı, çözüm konusunda kullanım kaybı gündeme gelirse aynı hakların Türkler için de geçerli olmasını istiyor. Bu bağlamda ya mülkiyet için tazminat ödenecek, ya güney kesimdeki Türk evlerinden birisi verilecek.
Referandum yapılacak
Görüşmelerde Türk tarafının en önemli dayanağı Annan Planı. Anlaşmaya varılırsa, iki tarafta referanduma sunulacak. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için iki toplumun da onaylaması gerekiyor. Rumlar bir taraftan çözüm için çalışırken bir taraftan da AB kurumlarındaki Rumlar aracılığıyla umutsuzluk yayıyor. Çabaları 10-11 Aralık'taki AB- Türkiye Değerlendirme Zirvesi'nden olumsuz bir sonuç çıkması.
Fakat Annan Planı'na Türk tarafının "Evet", Rum tarafının "Hayır" demesi Türklerin elini kuvvetlendirdi. Türkiye "23 Mayıs'ta çizilen çerçeveyi destekliyoruz" diyorsa da, Rumlar AB'de "Türkiye konfederasyonu destekliyor" şeklinde bir imaj çiziyor.
FBI benzeri genel bir polis teşkilatı kurulacak. Türkçe ve Rumca'nın resmi dil olacağı Birleşik Kıbrıs'ta, resmi kurumlar için ortak bir çalışma dili de belirlenebilir.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 51'inci görüşmelerinde müzakereler tamamlanana kadar basına bilgi vermeme kararı aldı. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, müzakereler çerçevesinde Devlet Başkanı ve yardımcısını senatonun seçmesi ve bu iki üyenin dönüşümlü görev yapması kararlaştırıldı. Bir Türk ile Rum'un oluşturacağı koalisyonlar aday olacak ve iki topluma mensup senatörlerin oyunu alan ikili seçilecek.
EGEMENLİK ALIGISI FARKLILIĞI
Müzakerelerde en büyük problem, Rumların 'egemenlik tektir' söyleminde direnmesi. Rumlar, federasyona dönüşmek istiyor ve iki egemen devleti kabul etmiyor. Türk tarafı ise şimdiki yapıyı korumak niyetinde. Birleşik Kıbrıs kabul edilirse, yeni kabine 6 Rum ve 3 Türk'ten oluşacak. Dışişleri ve Avrupa ile Maliye ve İçişleri bakanları farklı toplumdan olacak. Herhangi bir kararın geçerli olabilmesi için her toplumdan en az bir kişinin onayı gerekecek.
ORDUSUZ DEVLET
Birleşik Kıbrıs'ın ordusu olmayacak. Herkesin kendi polis teşkilatı bulunacak. Türk tarafı polis sayısının her iki kesim için eşit olmasını isterken, Rum tarafı yüzde 60'a yüzde 40'ta ısrarlı. Birleşik Kıbrıs'ta Türkçe ve Rumca iki ayrı dil olacak ve her iki toplumda diğer diller seçmeli okutulacak. Çalışma dili olarak 3'üncü bir dilin belirlenerek anayasaya girmesi de mümkün. Devlet dairelerinde Müdür Türk ise yardımcısı Rum ya da tam tersi olacak. Çalışma diline devlet dairelerinde de ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor.
Pasaport ve kimlik tek
Birleşik Kıbrıs vatandaşlarının pasaport ve kimlikleri aynı olacak. Görüşmelerde, Rumlar Türkiye'den gelenlerin geri gönderilmesini talep etse de, Türk tarafının resmi tutumu, "vatandaşlarımızı pazarlık konusu yapmayız" şeklinde.
Tazminatlar belirsiz
En önemli sorunlardan biri mülkiyet. Tazminatların hangi çerçevede ödeneceği belirlenemedi. Türk tarafı, çözüm konusunda kullanım kaybı gündeme gelirse aynı hakların Türkler için de geçerli olmasını istiyor. Bu bağlamda ya mülkiyet için tazminat ödenecek, ya güney kesimdeki Türk evlerinden birisi verilecek.
Referandum yapılacak
Görüşmelerde Türk tarafının en önemli dayanağı Annan Planı. Anlaşmaya varılırsa, iki tarafta referanduma sunulacak. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için iki toplumun da onaylaması gerekiyor. Rumlar bir taraftan çözüm için çalışırken bir taraftan da AB kurumlarındaki Rumlar aracılığıyla umutsuzluk yayıyor. Çabaları 10-11 Aralık'taki AB- Türkiye Değerlendirme Zirvesi'nden olumsuz bir sonuç çıkması.
Fakat Annan Planı'na Türk tarafının "Evet", Rum tarafının "Hayır" demesi Türklerin elini kuvvetlendirdi. Türkiye "23 Mayıs'ta çizilen çerçeveyi destekliyoruz" diyorsa da, Rumlar AB'de "Türkiye konfederasyonu destekliyor" şeklinde bir imaj çiziyor.
Gündem, 20 Kasım 2009 11:00
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!