Malatya Mevlana Camii'nden Basın Açıklaması
Ehl-i Beyt, 13 Kasım 2009 00:26Geçtiğimiz haftalarda Malatya Belediyesi'nce inşaatı durdurulan Mevlana Ehlibeyt Camii yetkilileri konuyla ilgili basın açıklaması yaptı.
Dün saat 11:00 de Mevlana Camii Yöneticilerinin Yaptığı Basın Toplantısındaki Konuşma Metni:
Değerli basın mensupları
Öncelikle Camimizin mağduriyetini gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim. Zaten basının asli görevlerinden birisinin “kimsesizin kimi ve mazlumun sesi olduğu” inancındayım.
Bildiğiniz gibi Mevlana Camii inşaatı özellikle camiyi yaptıranların Caferi olması nedeniyle durdurulmuştur. Bunu belgeleriyle açıklayacağım.
Basın bildirimiz:
1-Bütün Müslümanları kardeş biliyoruz. Müftülük gibi dini kurumların yaptığı yanlışları asla bütün Müslümanlara mal edemeyiz. Mezhep İmamlarımız gibi hoş görülü olmayı öğrenmeliyiz. Belediyeye her gidişimizde müftülükten izin almanız gerekir denildiği için müftülüğün icraatlarına bir bakalım:
Cami Derneği olarak İnönü Mahallesi Kömür tevzii yolu caddesi 2.sokak no:1 adresinde 3783 Ada 3 No.lu parsel üzerine cami yaptırmak için müftülükten gerekli belgeleri aldık. Bu belgeler;
a)Cami alanının tapusu
b)Milli Emlak’ın cami yapımı için verdiği tahsis belgesi,
c)Aplikasyon krokisi,
d)Bir caminin örnek mimari ve statik projeleri dir.
Caminin kıble tayini için Müftülük teknik elemanlar göndermiştir.
İnşaata başlamak için yazılı bir belge istendiğinde Malatya Müftülüğü tarafından verilen cevap aynen şöyle olmuştur: “Hiçbir cami inşaatı için böyle bir yazılı belge vermiyoruz.” Verilen bu kadar belgeden sonra dilekçe ile izin isteme ısrarımız olmadı. Gerçekten de yapılmakta olan camilerin hemen hiç birinin ne ruhsatı ne de bir yazılı izni bulunmaktadır. Üç yıldır camimizin dosyası tüm belgeleriyle birlikte müftülükte bulunmaktadır. Zaten adı geçen parselde bizim cami derneğimiz cami inşaatı için çalışıyor, çaba gösteriyor.
2-Yukarıda sayılan belgelerle birlikte diğer projeleri de hazırlayıp belediyeden inşaat ruhsatı aldık. Eksiğimiz olsaydı belediye bizi o zaman uyarırdı.Ruhsattan sonra tekrar tekrar izin istemenin ne anlamı var? Kaldı ki eksiğimiz yok diğer camilere göre fazlamız var. Ruhsatımız var ve işçilerimiz sigortalı çalışıyorlardı. Ancak şimdi onlar da işsiz kalıp mağdur oldular.
3-Cami inşaatına ülke çapında yardım toplamak için Dernekler il Müdürlüğüne müracaat ederek Valilikten izin ve yetki belgeleri aldık. Caminin Kur’an Kursu katını (bodrumu) bitirdik.
Müftülük yetkililerinin işlediği suçlar:
4-İşte ne olduysa bu aşamadan sonra oldu; o güne kadar bize yardım eden müftülük yetkilisi telefonla bizzat beni aradı. “Sizin Caferi olduğunuzu öğrendim. Bu doğru mu?”Ben de “evet”dedim. Bunun üzerine “size izin yok” dedi.
5-Müftülüğün en önemli iki şahsiyeti İnönü Mahallesi muhtarına gidip “mahallenizde Caferi var mı yok mu?” Sorusunu sorarak tutanak imzalatmışlardır. Böyle bir tutum toplumu fişlemek ve ayrıştırmaktır. Anayasal suçtur.
6-Müftülük belediyeye 25 / 08 / 2009 tarih ve 215/ 2109 sayı ile gönderdiği yazının ekindeki tutanakta şunları yazmıştır: “Kendilerini Caferi olarak niteleyen birkaç şahıs 3783 ada 3 no.lu parsel üzerine fesh edilmiş bir dernek adına kaçak cami inşaatı yapmaktadır. Bu inşaatın durdurulmasını istiyoruz.”
Müftülüğün iddia ettiği gibi derneğimiz fesh olmamıştır, faaldir ve çalışmalarına devam etmektedir.
Cami inşaatımıza kaçak denilmiştir, hâlbuki belediyeden alınmış yapı ruhsatımız var.
Malatya’daki Caferiler iddia edildiği gibi birkaç kişi değil, camimizi rahatlıkla doldurabilecek topluluğu var. Müftülüğün inşaat durdurma gibi bir yetkisi de yoktur. Belediye müftülüğün yanlışlarıyla cami gibi kutsal mekânları ve cemaatlerini mağdur etmemelidir. Bunun vebalinden asla kurtulamaz.
Camiyi yaptıranlar “Caferiymiş” deniyor. Olsun ne var bunda! Caferilerin cami yapması ve içinde namaz kılması suç mu? Her cami gibi bu caminin de kapıları bütün kardeşlerimize açıktır. Bu camide bütün insanlığın ortak değeri olan Allah’ın kitabı Kur’an, Allah’ın rasulü Muhammed (a.s)’ın sünneti ve Ehl-i Beyt anlatılacak.
Ayrı ayrı mezhepten olanlar bir arada yaşayamaz mı ki müftülük mahallelinin mezhebini araştırıp soruşturuyor?
İnsanları inancına göre mahalle mahalle ayrıştırmak uygar toplum anlayışına yakışır mı? Toplumumuz kardeş olarak birlikte yaşarken dini bir kurumun yetkililerinin böyle bir ayrıştırmaya gitmesi büyük bir suçtur. Bu konuda müftülük yetkililerini şikayet hakkımızı saklı tutuyoruz.
Ne yazık ki Malatya belediyesi Müftülüğün bu tutanağına dayanarak cami inşaatımızı durdurmuş ve mühürlemiştir.
7-İstanbul Halkalı’daki Caferilerin Muharrem ayı ve Aşura etkinliklerini mezhep- meşrep ayırımı yapmadan bütün Müslümanlar izlemekte ve duygulanmaktadır. Herkesin o tarihte oralara ulaşması zordur. Burada da benzer etkinliklerin yapılması Malatya’mız için bir zenginlik olacaktır. Malatyalılar olarak bizler bu memleketin çocuklarıyız. İnancımızı ve ibadetlerimizi rahatça ifa edebileceğimiz bir cami yapmak istiyoruz, o kadar. Güllerin çiçeklerin her birinin görünüşü ve kokusu ayrı bir haz verir.
8-Cami inşaatımız durdurulduğu için inşaat mevsimi geçti. Önümüzün kış olması nedeniyle telafisi zor maddi zararlar oldu. Manevi olarak da insanlar inançları nedeniyle hor görüldü, toplumda küçük düşürülmeye çalışıldı. Bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Dileyen herkes inancını açıklayabilmeli ve gereklerini de yaşayabilmelidir.
9-Caferilerin Türkiye’de 300’den fazla camisi ve mescidi var. Bu camiler halkımızın birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin ve dayanışmasının sembolüdürler. Esasen bütün camiler kardeştirler, Kâbe’nin birer şubesidirler. Beytullah’ı ziyaret eden hacılar şahit olmuştur. Oraya her mezhepten Müslüman Allah aşkıyla gider. Burada da hepimiz aynı Allah’a, aynı peygambere aynı kitaba ve aynı kıbleye sahibiz. Hiç kimsenin aramızdaki bu bağı koparmaya gücü yetmeyecektir.
10-Takva üzere yapmak istediğimiz cami inşaatımızın tamamlanacağına inancımız tamdır. Bu cami de cemaatiyle beraber diğer camilerle eşittir. Kardeşlik ilkesi içinde huzurlu bir toplum olarak yaşamak için farklılıklarımıza hoş görüyle bakmalıyız. Bırakalım herkes kendi inancına, kendi fıkhına göre amel edip yaşasın.
11-Cami inşaatımızın durdurulması ve mühürlenmesi bizi mağdur etmiştir. Bu mağduriyetimizin giderilmesi için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere başbakanımızın, valimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın bu feryadımıza cevap vereceklerine inanıyoruz.
12-Belediyemizin camileri yıkmakla değil, yapanlara destek vermekle anılmasını ve halka hizmette herkese eşit davranmasını bekliyoruz.
Saygılarımla, hepinize teşekkür ediyorum.
Mehmet KOCAASLAN
Malatya Mevlana Camii Derneği Basın Sözcüsü
Değerli basın mensupları
Öncelikle Camimizin mağduriyetini gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim. Zaten basının asli görevlerinden birisinin “kimsesizin kimi ve mazlumun sesi olduğu” inancındayım.
Bildiğiniz gibi Mevlana Camii inşaatı özellikle camiyi yaptıranların Caferi olması nedeniyle durdurulmuştur. Bunu belgeleriyle açıklayacağım.
Basın bildirimiz:
1-Bütün Müslümanları kardeş biliyoruz. Müftülük gibi dini kurumların yaptığı yanlışları asla bütün Müslümanlara mal edemeyiz. Mezhep İmamlarımız gibi hoş görülü olmayı öğrenmeliyiz. Belediyeye her gidişimizde müftülükten izin almanız gerekir denildiği için müftülüğün icraatlarına bir bakalım:
Cami Derneği olarak İnönü Mahallesi Kömür tevzii yolu caddesi 2.sokak no:1 adresinde 3783 Ada 3 No.lu parsel üzerine cami yaptırmak için müftülükten gerekli belgeleri aldık. Bu belgeler;
a)Cami alanının tapusu
b)Milli Emlak’ın cami yapımı için verdiği tahsis belgesi,
c)Aplikasyon krokisi,
d)Bir caminin örnek mimari ve statik projeleri dir.
Caminin kıble tayini için Müftülük teknik elemanlar göndermiştir.
İnşaata başlamak için yazılı bir belge istendiğinde Malatya Müftülüğü tarafından verilen cevap aynen şöyle olmuştur: “Hiçbir cami inşaatı için böyle bir yazılı belge vermiyoruz.” Verilen bu kadar belgeden sonra dilekçe ile izin isteme ısrarımız olmadı. Gerçekten de yapılmakta olan camilerin hemen hiç birinin ne ruhsatı ne de bir yazılı izni bulunmaktadır. Üç yıldır camimizin dosyası tüm belgeleriyle birlikte müftülükte bulunmaktadır. Zaten adı geçen parselde bizim cami derneğimiz cami inşaatı için çalışıyor, çaba gösteriyor.
2-Yukarıda sayılan belgelerle birlikte diğer projeleri de hazırlayıp belediyeden inşaat ruhsatı aldık. Eksiğimiz olsaydı belediye bizi o zaman uyarırdı.Ruhsattan sonra tekrar tekrar izin istemenin ne anlamı var? Kaldı ki eksiğimiz yok diğer camilere göre fazlamız var. Ruhsatımız var ve işçilerimiz sigortalı çalışıyorlardı. Ancak şimdi onlar da işsiz kalıp mağdur oldular.
3-Cami inşaatına ülke çapında yardım toplamak için Dernekler il Müdürlüğüne müracaat ederek Valilikten izin ve yetki belgeleri aldık. Caminin Kur’an Kursu katını (bodrumu) bitirdik.
Müftülük yetkililerinin işlediği suçlar:
4-İşte ne olduysa bu aşamadan sonra oldu; o güne kadar bize yardım eden müftülük yetkilisi telefonla bizzat beni aradı. “Sizin Caferi olduğunuzu öğrendim. Bu doğru mu?”Ben de “evet”dedim. Bunun üzerine “size izin yok” dedi.
5-Müftülüğün en önemli iki şahsiyeti İnönü Mahallesi muhtarına gidip “mahallenizde Caferi var mı yok mu?” Sorusunu sorarak tutanak imzalatmışlardır. Böyle bir tutum toplumu fişlemek ve ayrıştırmaktır. Anayasal suçtur.
6-Müftülük belediyeye 25 / 08 / 2009 tarih ve 215/ 2109 sayı ile gönderdiği yazının ekindeki tutanakta şunları yazmıştır: “Kendilerini Caferi olarak niteleyen birkaç şahıs 3783 ada 3 no.lu parsel üzerine fesh edilmiş bir dernek adına kaçak cami inşaatı yapmaktadır. Bu inşaatın durdurulmasını istiyoruz.”
Müftülüğün iddia ettiği gibi derneğimiz fesh olmamıştır, faaldir ve çalışmalarına devam etmektedir.
Cami inşaatımıza kaçak denilmiştir, hâlbuki belediyeden alınmış yapı ruhsatımız var.
Malatya’daki Caferiler iddia edildiği gibi birkaç kişi değil, camimizi rahatlıkla doldurabilecek topluluğu var. Müftülüğün inşaat durdurma gibi bir yetkisi de yoktur. Belediye müftülüğün yanlışlarıyla cami gibi kutsal mekânları ve cemaatlerini mağdur etmemelidir. Bunun vebalinden asla kurtulamaz.
Camiyi yaptıranlar “Caferiymiş” deniyor. Olsun ne var bunda! Caferilerin cami yapması ve içinde namaz kılması suç mu? Her cami gibi bu caminin de kapıları bütün kardeşlerimize açıktır. Bu camide bütün insanlığın ortak değeri olan Allah’ın kitabı Kur’an, Allah’ın rasulü Muhammed (a.s)’ın sünneti ve Ehl-i Beyt anlatılacak.
Ayrı ayrı mezhepten olanlar bir arada yaşayamaz mı ki müftülük mahallelinin mezhebini araştırıp soruşturuyor?
İnsanları inancına göre mahalle mahalle ayrıştırmak uygar toplum anlayışına yakışır mı? Toplumumuz kardeş olarak birlikte yaşarken dini bir kurumun yetkililerinin böyle bir ayrıştırmaya gitmesi büyük bir suçtur. Bu konuda müftülük yetkililerini şikayet hakkımızı saklı tutuyoruz.
Ne yazık ki Malatya belediyesi Müftülüğün bu tutanağına dayanarak cami inşaatımızı durdurmuş ve mühürlemiştir.
7-İstanbul Halkalı’daki Caferilerin Muharrem ayı ve Aşura etkinliklerini mezhep- meşrep ayırımı yapmadan bütün Müslümanlar izlemekte ve duygulanmaktadır. Herkesin o tarihte oralara ulaşması zordur. Burada da benzer etkinliklerin yapılması Malatya’mız için bir zenginlik olacaktır. Malatyalılar olarak bizler bu memleketin çocuklarıyız. İnancımızı ve ibadetlerimizi rahatça ifa edebileceğimiz bir cami yapmak istiyoruz, o kadar. Güllerin çiçeklerin her birinin görünüşü ve kokusu ayrı bir haz verir.
8-Cami inşaatımız durdurulduğu için inşaat mevsimi geçti. Önümüzün kış olması nedeniyle telafisi zor maddi zararlar oldu. Manevi olarak da insanlar inançları nedeniyle hor görüldü, toplumda küçük düşürülmeye çalışıldı. Bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Dileyen herkes inancını açıklayabilmeli ve gereklerini de yaşayabilmelidir.
9-Caferilerin Türkiye’de 300’den fazla camisi ve mescidi var. Bu camiler halkımızın birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin ve dayanışmasının sembolüdürler. Esasen bütün camiler kardeştirler, Kâbe’nin birer şubesidirler. Beytullah’ı ziyaret eden hacılar şahit olmuştur. Oraya her mezhepten Müslüman Allah aşkıyla gider. Burada da hepimiz aynı Allah’a, aynı peygambere aynı kitaba ve aynı kıbleye sahibiz. Hiç kimsenin aramızdaki bu bağı koparmaya gücü yetmeyecektir.
10-Takva üzere yapmak istediğimiz cami inşaatımızın tamamlanacağına inancımız tamdır. Bu cami de cemaatiyle beraber diğer camilerle eşittir. Kardeşlik ilkesi içinde huzurlu bir toplum olarak yaşamak için farklılıklarımıza hoş görüyle bakmalıyız. Bırakalım herkes kendi inancına, kendi fıkhına göre amel edip yaşasın.
11-Cami inşaatımızın durdurulması ve mühürlenmesi bizi mağdur etmiştir. Bu mağduriyetimizin giderilmesi için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere başbakanımızın, valimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın bu feryadımıza cevap vereceklerine inanıyoruz.
12-Belediyemizin camileri yıkmakla değil, yapanlara destek vermekle anılmasını ve halka hizmette herkese eşit davranmasını bekliyoruz.
Saygılarımla, hepinize teşekkür ediyorum.
Mehmet KOCAASLAN
Malatya Mevlana Camii Derneği Basın Sözcüsü
Ehl-i Beyt, 13 Kasım 2009 00:26
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!