Malatya'da Neler Oldu?
Ehl-i Beyt, 10 Kasım 2009 04:41Malatya'da inşaatı mühürlenen Mevlana Ehlibeyt Camii'nin dernek yöneticileri, konuyla ilgili Zeynebiye.com'a açıklama yaptılar.
Mevlana Ehlibeyt Camii'nin dernek yöneticileri mühürlenen camiyle ilgili yaşanan süreci Zeynebiye.com'a anlattılar. Derneğin açıklaması şöyle:
Bismillahirrahmanirrahim
Mevlana Camii Ve Yaşanan Süreç:
Adres: İnönü Mahallesi Kömür tevzii yolu caddesi 2.sokak no:1 MALATYA (3783 Ada 3 No.lu parsel)
İsmi geçen parsele 7 yıldır cami yaptırmak istenmektedir. Bu süre zarfında bir dernek kurulup fesh olmuş daha sonra 2006 yılında Mevlana Camii ve Müştemilatını Yaptırma Ve Yaşatma Derneği kurulmuştur. Bu parselin Milli Emlak’a devri yapılmış, Milli Emlak tarafından da cami yapılması için Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edilmiştir. İl Müftülüğü tarafından tahsis belgesi, parselin tapusu, Aplikasyon Krokisi ve Örnek Cami Projesi derneğimize teslim edilmiştir. Ayrıca Kıble tayini için Müftülük tarafından teknik elemanlar görevlendirilip gönderilmiştir. Görüldüğü gibi 5 konuda müftülük derneğimize yardımcı olmuştur.Her aşamada gerek yüz yüze gerekse telefonla Müftülükten yardım alınmıştır.
İnşaata başlamak için yazılı bir belge istendiğinde Malatya Müftülüğü tarafından aynen verilen cevap şöyle olmuştur: “Hiçbir cami inşaatı için böyle bir yazılı belge vermiyoruz.” Verilen bu kadar belgeden sonra dilekçe ile izin isteme ısrarımız olmadı. Gerçekten de yapılmakta olan camilerin hemen hemen hiç birinin ne ruhsatı ne de yazılı bir izin belgesi bulunmaktadır. Adalet herkesin saygı duyduğu bir gerçekliktir.
Oysa bugün inşaatımızı durdurma gerekçesi olarak müftülük izni olmadığı ileri sürülmektedir.
Bütün bu belgelerle birlikte Belediyeye başvuru yapılıp gerekli şartlar ve evraklar tamamlanıp Mevlana Camii Derneği adına 23.07.2009 tarih ve 468-15 no.lu yapı ruhsatı alınmıştır.
Cami Derneği’nin yardım toplama iznini alması:
Dernekler Müdürlüğü aracılığıyla valiliğe başvuru yapılıp il içinde ve Türkiye’nin 14 ilinde Caminin inşaatı için yardım toplama izni ve yetkisi alınmıştır. Bunun üzerine makbuzlar bastırılıp, yardım toplanmaya başlanmıştır.
Cami inşaatının bodrum katı bitirilip, üst kata gelindiğinde Belediye elemanları gönderilip cami inşaatı mühürlenerek durduruldu. Bu durum önümüzün kış mevsimi olması nedeniyle telafisi zor maddi zararlara neden olmuştur.
Ruhsat alma şartları:
MADDE 22- (Anayasa Mahkemesinin 11.2.1986 tarih ve 1986/29 sayılı kararı ile iptal edilen ibareler çıkarılarak düzenlenmiştir.) Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye, sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge) mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları röperli veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gereklidir.
Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.
Eksik veya yanlış olduğu takdirde, müracaat tarihinden itibaren on beş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç on beş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.
MADDE 32- (Anayasa Mahkemesinin 11.12.1986 tarih ve 1986/29 sayılı kararı ile iptal edilen ibareler çıkarılarak düzenlenmiştir.) Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır.
Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister.
Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.
İnşaatımızın yasal durumu:
3194 sayılı imar kanununun 22.maddesinde belirtildiği üzere derneğimiz yapı ruhsatı almak için yaptığı müracaatında herhangi bir eksiklik veya yanlışlık yaptığına dair bir yazı almamıştır. Belediye dernek adına ruhsat vermiş fakat daha sonra davaya konu yazılarında il müftülüğünün bilgisi dışında inşaatın başlatıldığından bahisle cami inşaatının durdurulmasını aksi takdirde işlem yapılacağı ifade edilmiştir. Söz konusu mevzuatın emredici hükümleri, mevzuatın yöneldiği amaç ile davalı idarenin işlemi kıyaslandığında işlemin hukuka aykırı olduğu muhakkaktır. Belediye objektiflikten uzak bir şekilde gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadan işin kolayına giderek derneğin mağduriyetine sebep olmuştur. Davalı idarenin bu tutumu yasa, hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.
Ayrıca Derneğimiz caminin inşası için Dernekler İl Müdürlüğü aracılığıyla Malatya Valiliği’nden on dört ilde yardım toplama izni almış, her zaman yasal yolları takip etmiş ve makbuzlar basıp yardım toplamaya başlamıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş ve görevleri hakkındaki 633 sayılı yasanın 35. maddesi:
“Cami ve mescitler diyanet İşleri Başkanlığının izni ile ibadete açılır ve başkanlıkça yönetilir.”
Kanunun bu maddesinde bile “ibadete açılmış olma” şartı aranmaktadır. Yoksa inşaata başlama ya da devam etme gibi durumlarda müftülüklere ya da Diyanet İşleri Başkanlığına herhangi bir sorumluluk ya da görev yüklenmemektedir.
Belediye tarafından yasal düzenlemenin yeterince incelenip araştırılmadığı ve yasayı amacına uygun olarak yorumlamadan karar verdiği ortadadır. Hiç bir yasada cami inşaatına başlamak için müftülükten izin alma şartı olmadığı gibi ruhsat için de böyle bir şart İmar Mevzuatında bulunmamaktadır. İnşaatı durdurma kararının yasal hiç bir dayanağı yoktur. Tamamen siyasi ve keyfi bir uygulamadır. Derneğimiz Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden haberdar olunca 03.09.2009 tarih ve 9450 sayılı itiraz dilekçesi ile müracaat etmiş bu konuda Belediye, müftülüğün bilgisi dışında inşaat yapıldığından dolayı durdurulduğunu belirterek konu ile alakasız bir gerekçe öne sürmüştür. Kaldı ki Malatya’daki cami inşaatlarından hiç biri böyle bir gerekçe ile durdurulmamıştır.
Mahkemeye Müracaat nedeni:
İzah edilen nedenler Belediyenin yapmış olduğu davaya konu işlemler yetki, şekil, konu ve amaç yönünden hukuka aykırıdır. Bu sebeplerle davaya konu işlemlerin iptali ve inşaatın devamının sağlanması için yürütmenin durdurulması için mahkemeye müracaat etmek zarureti hâsıl olmuştur.
Durdurmanın Gerçek Nedeni:
Belediyeden aldığımız ruhsat üzerine inşaata başlayıp yükselttikten yaklaşık 1 ay sonra İl Müftülüğünün Valilik kanalıyla Belediyeye gönderdiği 25.08.2009 tarih 215/2109 sayılı yazının ekinde tutanak olarak belirttiği gerçektir. Bu tutanakta şu ifadeler yer almaktadır:
“Kendilerini Caferi olarak niteleyen birkaç şahıs 3783 ada 3 no.lu parsel üzerine lağv edilmiş bir dernek adına kaçak cami inşaatı yapmaktadır. Bu inşaatın durdurulmasını istiyoruz.”
Hâlbuki derneğimiz lağv edilmiş değil yasaldır.
Birkaç kişi değil Derneğin camiyi dolduracak kadar Caferi cemaati vardır.
Kaçak değil ruhsatlıdır.
Mesnetsiz olarak atfedilenler Müftülük gibi saygınlığı olması gereken bir kuruma hiç yakışmamaktadır.
Daha sonra müftülükle yüz yüze görüştüğümüzde “yasal hiçbir eksiğiniz yoktur. Caferi olduğunuz için sıkıntı oluşmaktadır. Valilikten Caferi olduğunuzu belirterek izin almanız gerekir” denmiştir.
Böyle bir dilekçe yazdık. Valilik Müftülüğe havale etti. Müftülükle protokol yapıldı. Protokolde “görevlendirmeleri ilgili cami derneği/Caferi topluluğu yapacaktır” ifadesi yazıldı. Bu protokol bize verilmedi. Valilik onayından sonra vereceğiz denildi. Bundan sonra oyalama süreci başladı. Hala bir netice alınamamıştır. Haftada 2-3 defa sorulduğu halde Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan bir cevap bekliyoruz denilerek olay sürüncemeye bırakılmıştır.
İmar müdürü Belediye Meclis Toplantısında inşaatı durdurma gerekçesi olarak şunları söylemiştir:
“Cami yapılması izni Valilik ve Müftülük tarafından verilir. Söz konusu camiinin bulunduğu arsanın maliki Maliye Hazinesi'dir. Malikin izni olmadığı için mühürlenmiştir. Biz inşaata ruhsatı verdik ama, gerek arsa sahipleri gerekse de Müftülük o alana cami yapılmasına izin vermediler.”
Hâlbuki ilgili kanunun 22. maddesi şöyle demektedir:
“Eksik veya yanlış olduğu takdirde, müracaat tarihinden itibaren on beş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç on beş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.”
Müftülük inşaata karışamaz. Şöyle ki;
Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş ve görevleri hakkındaki 633 sayılı yasanın 35. maddesi:
“Cami ve mescitler diyanet İşleri Başkanlığının izni ile ibadete açılır ve başkanlıkça yönetilir.”
Kanunun bu maddesinde bile “ibadete açılmış olma” şartı aranmaktadır. Yoksa inşaata başlama ya da devam etme gibi durumlarda müftülüklere ya da Diyanet İşleri Başkanlığına herhangi bir sorumluluk ya da görev yüklenmemektedir.
Mülk sahibi olan Maliye Hazinesi tahsisi geri almaz. Şöyle ki;
Tahsisle ilgili kanun:
Madde-4/3 : Özel kanunları uyarınca, amacı belirtilerek kamu idarelerine tahsis
edilmiş sayılan taşınmazlar hakkında ayrıca tahsis işlemi yapılmaz ve bu
taşınmazların tahsisi hizmetin devamı süresince devam eder. Ancak bu
taşınmazların tahsis amacının ortadan kalkması veya amacı dışında
kullanılması halinde, genel hükümlere göre maliki kamu idaresince tahsisleri
kaldırılabilir veya tahsis amacı değişikliği yapılabilir.
Ehl-i Beyt, 10 Kasım 2009 04:41
Yorumlar (0)