Türk-Ermeni Açmazı
Analiz, 28 Ekim 2009 06:26Türkiye ile Ermenistan arasında imzalan protokoller ilk bakıldığında Türkiye açısından diplomatik bir başarı gibi görünüyor. Ama gerçekten öyle mi?
Sürecin gidişatı ve son gelişmeler Türkiye’nin önünde bazı tuzak ve tehlikelerin bulunduğuna işaret ediyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da belirttiği gibi bu anlaşmayla aslında Ermenilerin tarih arşivlerinin incelenmesini kabul etmeleri ve tarihi tek taraflı yorumlamaktan vazgeçmeleri sağlandı. İkinci avantaj ise bu protokollerle Türkiye’nin toprak bütünlüğü korunmuş, günümüzdeki sınırları belirleyen antlaşmaların teyid edilmesiyle ilerde Ermeniler tarafından yapılması olası toprak taleplerinin önü kesilmiştir. Üçüncü avantaj ise bu anlaşmayla Azerbaycan’ın Karabağ’daki topraklarını iade etmek için çaba sarfedileceiğine dair söz verilmiştir.
Davutoğlu geçtiğimiz hafta bu protokolün Meclis’te onaylanması için yaptığı konuşmadan hemen sonra ilk iş olarak Azerbaycan’a gönül almaya gitti. Orada Türkiye’ye karşı derin bir kızgınlık duyulduğunu farkedince de bazı hamasi beyanlarda bulundu: “Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü, Türkiye'nin toprak bütünlüğü kadar azizdir ve bizim açımızdan stratejik önceliğe sahiptir.
Hiçbir şey, gök yere inse dahi, Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olması gerçeğini, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları konusunda Türkiye’nin pozisyonunu değiştiremez.” Ama Davutoğlu’nun bu abartılı beyanları bile Azerbaycan’ın kızgınlığını gidermedi. Azeriler Türkiye tarafından finanse edilen camileri kapatmaya, Bakü’deki Türk Şehitliği’nden Türk bayraklarını indirip, Türkiye’ye satılan gazın fiyatını arttırma tehdidinde bulundu.
Davutoğlu tam bunlarla uğraşırken, Washington’dan gelen haber Ankara’nın planlarını alt üst etti. Sözde Ermeni soykırımının tanınması için ABD Senatosuna yeni bir tasarı sunulmuştu. Bu beklenmedik gelişme sadece Türkiye’ye değil, Ermenistan, Rusya, Avrupa Birliği ve ABD’ye de bir mesaj niteliğindeydi. Ermeniler soykırım iddialarının peşini bırakmıyorlardı.
Açılım protokollerinin hiç de umulduğu gibi Ermeni soykırım iddialarının sonu olmadığını farkeden Ankara hayal kırıklığı yaşadı.
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy bunu "talihsiz bir gelişme" olarak niteledi.
Amerika'nın Sesi Radyosu Türkçe Servisinin sorularını yanıtlayan Şensoy, "Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanmış olan protokollerin hemen ardından böyle bir şeyin Senatoya sunulmuş olması son derece yanlış ve talihsiz. Fazla mesafe almayacağını ümit ediyorum" diye konuştu.
Bu gelişme Ermeni açılımını, Ermeni açmazı haline soktu. Eğer Ankara bu tasarı ABD Senatosu’ndan destek görmesin diye protokolleri Meclis’ten alel acele geçirmeye kalkışırsa, Karabağ konusunda verdiği sözü tutmadığı için kardeş Azerbaycan ile arayı iyice açacak. Diğer yandan, eğer tasarının Meclis tarafından onayını geciktirir de, Ermenistan’ın Karabağ’da taviz vermesini beklerse, hem Kongre’nin hem de Senato’nun soykırım tasarısını onaylaması riskiyle karşı karşıya kalacak. 2010 yılı ABD’de Kongre ve Senato’nun üçte biri için seçim yılı ve özellikle de Kongre üyeleri genelde seçmenlerinin isteklerine karşı daha duyarlı. Dahası, Başkan Obama, Ermenistan’ın Karabağ’da taviz vermesini beklemeksizin, protokollerin 24 Nisan’dan önce onaylanması için Türkiye’ye baskı yapabilir.
Bu gelişmeler, Ankara’nın önünde zor günler olduğuna işaret ediyor. Ermenistan Karabağ konusunda taviz vermemek için sonuna dek direnecek. Ankara’nın bundan sonra atacağı adımlarda seçenekleri kısıtlı hale geldi. İlk bakışta diplomatik başarı gibi görünen Ermeni açılımında Ankara’yı sıkıntılı günler bekliyor.
Metin Güneş / CNN TÜRK
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da belirttiği gibi bu anlaşmayla aslında Ermenilerin tarih arşivlerinin incelenmesini kabul etmeleri ve tarihi tek taraflı yorumlamaktan vazgeçmeleri sağlandı. İkinci avantaj ise bu protokollerle Türkiye’nin toprak bütünlüğü korunmuş, günümüzdeki sınırları belirleyen antlaşmaların teyid edilmesiyle ilerde Ermeniler tarafından yapılması olası toprak taleplerinin önü kesilmiştir. Üçüncü avantaj ise bu anlaşmayla Azerbaycan’ın Karabağ’daki topraklarını iade etmek için çaba sarfedileceiğine dair söz verilmiştir.
Davutoğlu geçtiğimiz hafta bu protokolün Meclis’te onaylanması için yaptığı konuşmadan hemen sonra ilk iş olarak Azerbaycan’a gönül almaya gitti. Orada Türkiye’ye karşı derin bir kızgınlık duyulduğunu farkedince de bazı hamasi beyanlarda bulundu: “Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü, Türkiye'nin toprak bütünlüğü kadar azizdir ve bizim açımızdan stratejik önceliğe sahiptir.
Hiçbir şey, gök yere inse dahi, Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olması gerçeğini, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları konusunda Türkiye’nin pozisyonunu değiştiremez.” Ama Davutoğlu’nun bu abartılı beyanları bile Azerbaycan’ın kızgınlığını gidermedi. Azeriler Türkiye tarafından finanse edilen camileri kapatmaya, Bakü’deki Türk Şehitliği’nden Türk bayraklarını indirip, Türkiye’ye satılan gazın fiyatını arttırma tehdidinde bulundu.
Davutoğlu tam bunlarla uğraşırken, Washington’dan gelen haber Ankara’nın planlarını alt üst etti. Sözde Ermeni soykırımının tanınması için ABD Senatosuna yeni bir tasarı sunulmuştu. Bu beklenmedik gelişme sadece Türkiye’ye değil, Ermenistan, Rusya, Avrupa Birliği ve ABD’ye de bir mesaj niteliğindeydi. Ermeniler soykırım iddialarının peşini bırakmıyorlardı.
Açılım protokollerinin hiç de umulduğu gibi Ermeni soykırım iddialarının sonu olmadığını farkeden Ankara hayal kırıklığı yaşadı.
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy bunu "talihsiz bir gelişme" olarak niteledi.
Amerika'nın Sesi Radyosu Türkçe Servisinin sorularını yanıtlayan Şensoy, "Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanmış olan protokollerin hemen ardından böyle bir şeyin Senatoya sunulmuş olması son derece yanlış ve talihsiz. Fazla mesafe almayacağını ümit ediyorum" diye konuştu.
Bu gelişme Ermeni açılımını, Ermeni açmazı haline soktu. Eğer Ankara bu tasarı ABD Senatosu’ndan destek görmesin diye protokolleri Meclis’ten alel acele geçirmeye kalkışırsa, Karabağ konusunda verdiği sözü tutmadığı için kardeş Azerbaycan ile arayı iyice açacak. Diğer yandan, eğer tasarının Meclis tarafından onayını geciktirir de, Ermenistan’ın Karabağ’da taviz vermesini beklerse, hem Kongre’nin hem de Senato’nun soykırım tasarısını onaylaması riskiyle karşı karşıya kalacak. 2010 yılı ABD’de Kongre ve Senato’nun üçte biri için seçim yılı ve özellikle de Kongre üyeleri genelde seçmenlerinin isteklerine karşı daha duyarlı. Dahası, Başkan Obama, Ermenistan’ın Karabağ’da taviz vermesini beklemeksizin, protokollerin 24 Nisan’dan önce onaylanması için Türkiye’ye baskı yapabilir.
Bu gelişmeler, Ankara’nın önünde zor günler olduğuna işaret ediyor. Ermenistan Karabağ konusunda taviz vermemek için sonuna dek direnecek. Ankara’nın bundan sonra atacağı adımlarda seçenekleri kısıtlı hale geldi. İlk bakışta diplomatik başarı gibi görünen Ermeni açılımında Ankara’yı sıkıntılı günler bekliyor.
Metin Güneş / CNN TÜRK
Analiz, 28 Ekim 2009 06:26
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!