Dünya Böyle Sivil Kırımı Görmedi!
Siyaset, 26 Şubat 2009 17:13Azerbaycan'da yaşanan Hocalı katliamının 17. yılında, soykırım perde arkası gün yüzüne çıkıyor... - Nuh Gönültaş'ın yazısı...
Dünya böyle sivil kırımı görmedi!
Bugün, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirilen Hocalı Katliamı'nın yıldönümü. (26 Şubat 1992)
Hocalı, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde bir kent. Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettikten sonra Rus 366. motorize Piyade Alayı'nın desteğindeki Ermeni Silahlı Kuvvetleri Hocalı'ya girdi. Kadın, çocuk, yaşlı demeden 300'ün üzerinde Azeri hunharca, barbarca katledildi.
Bugün, Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si Rusya desteğindeki Ermenistan tarafından işgal edilmiş durumda.
Ermeniler işgalle sınırlarını genişletebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyor.
Bugün, Ermenistan-Azerbaycan fiili sınırı oluşturan bölgede, sıfır noktasında bulunan Azeri köyleri, kasabaları, hatta şehirleri halen tehdit altında. Ermeniler uzaktan keskin nişancı atışları ile özellikle sivilleri hedef alıyor ve burada yaşayan Azeriler'i göçe zorluyorlar. Sınır bölgesinde yaşayan Azeriler'in 150'den fazlası bu şekilde öldürüldü.
Bizim burada bulunduğumuz son iki gün içinde iki Azeri askeri Ermeni askerleri tarafından keskin nişancılar tarafından vuruldu ve şehit oldu.
Yani ortada resmi bir ateşkes var ama fiilen çatışmalar sürüyor.
Azerbaycan yöneticilerinde ve sokaktaki vatandaşta Türkiye'nin Ermenistan ile yaptığı görüşmeler yüzünden ciddi bir endişe var. Kaba tabirle "Acaba Türkiye bizi satar mı?" endişesi içindeler.
Hemen herkes, Türkiye Ermenistan sınırlarını açarsa Azerbaycan'ın Karabağ bölgesini asla geri alamayacağına inanıyor. Çünkü bu konuda Azerbaycan'ın arkasında sadece Türkiye var. Rusya, Amerika ve hatta Avrupa ülkeleri maalesef Ermeniler'i destekliyor.
AK Parti Hükümeti'nin Karabağ konusundaki suskunluğu Azeriler'i fena halde üzüyor ve burada bazı kesimler bu durumu Türkiye aleyhine kullanıyor!
Azeriler Türk basınından ciddi şikayet içinde. Hrant Dink'in ölüm yıldönümüne ayrılan yer ve zamanın Karabağ'a gösterilmediğini, Hocalı Katliamı'na yer vermediğini söylüyorlar.
Azeri kardeşlerimiz "Gönül umduğuna küser" diyorlar. Türkiye'den son tahlilde Azerbaycan aleyhine bir gelişmeye izin vermeyeceğini umuyorlar ama dediğim gibi yine de endişeleri yok değil.
Burada Türkiye TV'leri Azerbaycan televizyonlarından daha çok seyrediliyor. Kurtlar Vadisi, Tek Türkiye, Bir İstanbul Masalı, Yaprak Dökümü, Binbir Gece gibi diziler buralarda süper reyting yapıyor.
Azerbaycan Basın Konseyi Başkanı Eflatun Amaşov "Türkiye'ye çok büyük sevgimiz var" dedi ve bir hatırasını anlattı:
"Galatasaray Avrupa Şampiyonu olduğunda biz İran'daydık. Şampiyonluğu öğrendikten sonra gece sokaklara fırladık ve sevinç gösterileri yaptık. İran Polisi, ne oluyor diye bizi tuttu. Biz de "GS Avrupa Şampiyonu oldu" dedik. Bize, size ne dediler. Biz de "Biz de Türk'üz" dedik. Sevincimize şaşırdılar."
Azeriler Oğuz Türkleri'nden. Dolayısıyla Türk Milliyetçiliği oldukça revaçta. Buradaki bazı Türkiyeliler, Türkiye'deki hükümet aleyhine ciddi propaganda yapıyorlar. Azeriler'in milliyetçilik damarlarını tahrik ediyorlar. Bu propagandalara bir kısım Azeriler "Küçe lafları" diyorlar. Fakat bazıları da doğal olarak kanıyor!
Azeri yetkililer "Türkiye'nin başarısı bizim başarımızdır" diyerek sürekli Azerbaycan umumi lideri Haydar Aliyev'in (Azeriler böyle diyor onun için) "Tek millet iki devlet" sözüne atıf yapıyorlar.
Azeri Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında çok büyük fark yok. Erzurum'a doğru gittiğinizde dilimiz gittikçe aynılaşır.
Azerbaycan'ın milli şairi Bahtiyar Vahapzade, (Allah rahmet etsin) "Dil yoksa milliyet de yoktur" demiş.
Bu söz Türkçe Olimpiyatları'nın yapıldığı salonda hemen hemen her konuşmacı tarafından dile getirildi.
Azerbaycan Milli Eğitim Bakanı Mısır Merdanov da oradaydı. Buradaki Türk okullarını öven bakan, "Uzun yıllardır bakanım. Yaptığım en önemli şey Türk okullarının devamını sağlamak olmuştur" dedi.
Türkçe Olimpiyatları'nda Azerbaycan kültürü ile ilgili bugüne kadar bilmediğim bir şeyle karşılaştım. Azeriler buna "Mugam Kültürü" diyorlar. Yarışmaya katılan üç Azeri öğrenci adına mugam denilen bir tür gazel okudular. İzleyiciler adeta mest oldu.
Bu gazeller ilk bakışta bizim eski sanatçılarımızın taş plaktan gelen ses ve musikisine benziyor. Mahnı'yı (Türkü) söyleyen kişi elinde bir def ile oturarak ve defe çenesini yaslayarak söylüyor.
Bu arada bu kültürün burada ne kadar önemli olduğunu anlatmak için son bir not düşelim:
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in eşi, Mugam Kültürü'nün yaşatılması için Bakü'de büyük bir merkez yaptırdı.
Nuh Gönültaş - Bugün
Siyaset, 26 Şubat 2009 17:13
Yorumlar (0)