Obama, Yahudi lobilerine Karşı Çaresiz

Amerikalı başkanlar, Cumhuriyetçi ve Demokrat olmak üzere farklı siyasi partilere üye olmalarına rağmen, şimdiye dek Filistin sorunu konusunda birbirlerinden farklı bir politika takip etmediler. Peki Amerika'nın ilk Afro-Amerikan başkanı olan Obama, bu siyasi kıskaçtan kurtulabilecek mi?

Öyle görünüyor ki Obama da bu kıskaçtan kurtulamayacak. İsrail ve Yahudi lobisine hizmette şu ana kadar kusur etmemiş kişileri kendine yardımcı olarak seçmesi de bunu gösteriyor.

BAE Şarika Üniversitesi İletişim Fakültesi bölümü öğretim üyesi Muhammed Kıyrat, el-Beyan gazetesinde 4 Şubat tarihinde yayınlanan ve Amerikalı başkanlarla Yahudi lobileri arasındaki ilişkileri değerlendirdiği makalesinde, Yahudi lobisinin Araplar hakkında ürettikleri iftiralar ve Amerikan basınının Araplarla ilgili oluşturmaya çalıştığı olumsuz imajın değiştirilmesiyle ilgili değerlendirmeler de yaptı.

Obama, Yahudi lobisi ve Araplar

Kıyrat'ın ifadesine göre Amerikalı siyasetçilerden Beyaz Saray'a çıkmak isteyen ya da senato ve kongreye girmek isteyenlerin yolu mutlaka Amerikan-İsrail Genel ilişkiler komitesi (Committee of şe American Israel Public Affairs-AIPAC) ve Dünya Yahudi Kongresi (World Jewish Congress-WJC) gibi Yahudi örgütlerine düşüyor.

Dolayısıyla herhangi bir yönetimin Yahudi lobilerinden bağımsız hareket etmesi ya da İsrail aleyhine bir karar alması hiç da kolay değil. Bazen bakıyoruz Beyaz Saray'dayken Filistin aleyhine kararlara imza atan ve İsrail'i koşulsuz destekleyen başkanlar, görevden ayrıldıktan sonra Filistin sorunuyla ilgili İsrail karşıtı açıklamalar yapabiliyor, Filistinlilerin haklarını savunabiliyorlar. Ancak görev başında olmadıklarından dolayı bu hiçbir işe yaramıyor.

Bunun en çarpıcı örneği ise eski ABD başkanlarından Jimmy Carter. Carter'ın geçen sene Hamas'ın meşru şekilde seçilmiş bir siyasi parti olduğu yönündeki açıklamaları ve İsrail-Suriye-Hamas arasında arabuluculuk girişimleri halen zihnimizde canlılığını koruyor. Ayrıca yazdığı kitapta da Filistinlilerin bağımsız bir devleti hak ettikleri ve kendilerine bu yönde çok haksızlık yapıldığı şeklindeki çıkışı da dikkate değer. Sonuçta ise bir çok üniversite Carter'ın kitabıyla ilgili değerlendirme ve yorum yapmayı reddetti, bir çok konferansları iptal edildi, Ortadoğu'da arabuluculuk konusunda yaptığı girişimler de belirli çevreler tarafından hep bloke edildi.

Ayrıca Amerikan karar alma mekanizması bazen başkanın içine sinmese de bir takım kararlara imza atmasını gerektirebiliyor.

Bir başka etken ise Obama'nın seçtiği yardımcıların önemli bir bölümünün ya Yahudi kökenli ya da fazlasıyla İsrail yanlısı kişiler olması. Obama'nın sağ kolu Biden'in "Siyonist olmak için Yahudi olmak şart değil. Ben, etnik olarak Yahudi olmadığı halde siyonist bir kişiyim" diyerek siyasi yönelimi hakkında önemli ipuçları vermişti.

Yahudiler ABD'de nüfusun sadece yüzde 2.5'unu teşkil etmelerine rağmen Amerikan dolar milyarderlerinin yüzde 20'sini oluşturuyor olmaları nedeniyle ABD'de büyük bir nüfuz sahibi. Bu nüfuzun da yakın zamanda kırılması mümkün görülmüyor.

Dünyabülteni

Siyaset, 13 Şubat 2009 03:25