Görmez'den Anlamlı Ziyaret

Diyanet İşleri Başkanı ise Türkiye’deki Ayetullah Sistani’nin bürosunun temsilcilerinin kendisini ziyarete geldiklerini, burada da bu davete severek  icabet ettiklerini, çünkü haccın bir hedefinin de kardeşlerin bir araya gelmesi olduğunu söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüce Allah Kuran-ı Kerim'de sadece hac amellerini değil hacdan sonra da yapacağımız birçok amelleri hatırlatmaktadır. Yüce Allah “Hac ibadetini bitirdiğinizde, artık atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli Allah’ı anın” diye buyurmaktadır. Bu anlamda hac amellerini bitirdiğimiz bu günlerde, bir Müslümanın başka bir Müslümanla tanışması da Canab-ı Hak'kı anmak olarak kabul etmek gerekir.”

Hac beş yolculuktan oluşur

Haccın aslında beş yolculuktan ibaret olduğunu belirten Görmez şöyle dedi:

“Hac konuşmamda da beyan ettiğim gibi, hac yolculuğunu iç içe geçmiş beş şey olarak görmekteyim. Birincisi kalbimize yolculuktur. Bu açıdan baktığımızda haccın her rüknü kalple ilgilidir. Haccın bu yönünün zayıfladığı endişesini taşıyorum.

İkinci yolculuk ahirete yolculuktur. Haccın her ameli bize ahireti hatırlatmaktadır. Üçüncü yolculuk kardeşlerimize yolculuktur. Eğer tavafta her dokunuşu bir dua saymazsak o tavafın tadı olmaz. Ama kardeşlik ilişkilerini geliştirme noktasında da hac ibadetinde bir zayıflama var. Bu nedenle bu buluşmaların haccın bu anlamına çok uygun olduğunu düşünüyorum.

Dördüncü yolculuk tarihimize yolculuktur. Hz. İbrahim’le Hz. İsmail’le başlayan ve Peygamberimizle devam eden, sahabenin, Ehlibeytin büyük tarihine yolculuk yapıyoruz. Beşinci yolculuk ise, Kâbe’nin Rabbine yolculuktur.

Kardeşin kardeş kanı döktüğü bir zamanda bu ziyaretler önemlidir/hiçbir alim bu şartlarda rahat uyuyamaz

Bu yolculuklar içerisinde özellikle kardeşlerimize yaptığımız yolculuğun önemini vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı “Bunların içerisinde kardeşlerin buluşması çok önemlidir. Bilhassa kardeşin kardeşi öldürdüğü, kardeşinin kanını döktüğü böyle bir dönemde bu buluşmalar daha fazla önem kazanmaktadır” diye konuştu.

Bütün ilim erbabını Müslümanlar arasında mezhep, meşrep farkı gözetmeden onlara örnek olmak için bir araya gelmeleri gerektiğinin söyleyen Görmez, ihtilafın nedenleri konusunda şöyle dedi:

“Bu savaşların temel nedenlerinde cehalet ve taassuptan başka sebep bulamıyorum. Cehaleti de taassubu da ortadan kaldıracak alimlerdir. Bu yönde kalbinde sızı hissetmeyen bir müminin, Arafat’ı idrak etmesi mümkün değildir. Bu beş yolculuk sahih olarak yerine getirilmezse, altıncısı yanlış yolculuktur.  O da, Suudi Arabistan’a yolculuktur.  Yüce Allah bizden Arabistan’a yolculuk istememiştir.”

İslam dünyasının çok zor bir süreçten geçtiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı, hiçbir alimin bu şartlarda rahat uyuyamaması gerektiğini söyledi

Siyasilerin birçok stratejileri olabilir, ama din alimlerinin sadece bir stratejisi vardır/ Hem Sünnet hem Beyt Resulullah’ındır

Görmez sözlerine şöyle devam etti:

“Siyasilerin stratejileri vardır. Müslüman siyasetçilerin de stratejileri vardır. Ama İslam alimlerinin tek stratejisi vardır. Oda “tevhidi kulup”tur, kalpleri birleştirmektir. Fitneyi ortadan kaldırmaktır. Masum çocukların, masum kadınların ve masum insanların ölmelerini engellemektir. Bu hedef doğrultusunda kardeşlerimizle buluşmak, konuşmak daha bir önem kazanıyor. Birine Ehl-i Sünnet demişler, diğerine Ehli Beyt. Hem Sünnet hem Beyt Resulullah’ındır. Bizim görevimiz Peygamberin hem Sünnetine Hem Ehlibeyt'ine sahip çıkmak onları birbirinden ayırmamaktır.”

Bu anlamlı teşriflerinden dolayı teşekkürlerini sunan Ayetullah Şehristani, başkanın fasih ve gönülleri okşayan Arapçasından etkilendiklerini belirterek “ Sayın başkan çok yüce bir kalbe sahipler.  Çünkü Müslümanların derdiyle dertlenmek, onun acısını hissetmek ve Müslümanların vahdeti için çalışmak çok zor ve mukaddes bir görevdir. Bu da sizlerin ne kadar yüce bir kalbe sahip olduğunuzu gösteriyor” dedi.

Tekfirciler gelinceye kadar Irak'ta asla mezhep sorunu yoktu

“Sizin de buyurduğunuz gibi  çok hassas bir dönemden geçiyoruz ve bu tür toplantılara ve  buluşmalara hepimizin ihtiyacı var” diyen Ayetullah Sistani’nin tam yetkili vekili ve Hac bürosu müdürü, özellikle Iraktaki ihtilaflara dikkat çekerek şöyle dedi:

“Bizim Irak’ta asla Şia Sünni ihtilafımız yoktu. Irak’ta kendi inançlarını yaşamakla beraber, birçok aşiret ve kabilelerin evlatları birbirleriyle evlenmişler aynı aileye mensup olmuşlardı. Hatırlıyorum Kerbela’da toplantılar olduğunda Ehli Sünnet alimleri gelip konuşma yaparlardı. Çok yakın bir ilişkimiz vardı. Ehli Sünnet bölgesi olan “Azamiyye’de” Ehli Sünnet meclisleri olur, Şia alimleri oraya katılırlardı. Özellikle Ayetullah Hekim’in oğlu merhum Ayetullah Seyit  Mehdi Hekim mutlaka bu toplantılara katılırdı. Biz her zaman Müslüman kardeşler arasında vahdet ve birliğe kalpten inanmıştık ve büyüklerimiz aynı doğrultuda hep samimi adımlar atmışlardır.”

Ayetullah Sistani Şii kabile büyükleriyle yaptığı özel toplantıda onlara tarihi fetvasını vermiştir

Tüm ihtilafların asıl nedeninin tekfirci zihniyetin Irak’a girmesiyle başladığını söyleyen Ayetullah Şehristani, bu konuda Ayetullah Sistani’nin mücadelesini anımsatarak şöyle dedi:

“Buna karşı Ayetullah Sistani var gücüyle bu zihniyete karşı mücadele etmektedir. Bu konuda çok önemli bir fetvası vardır. Kendi yanına gelen Şii kabile reislerine “Onlara (Ehli Sünnete) kardeşlerimiz demeyin, çünkü onlar sizin kardeşinizden de öteye canınız özünüzdür" diye buyurdular. Bu söz çok nakledildi, siz de mutlaka duymuşsunuzdur. Faka burada önemli bir nokta var. O da şudur ki; Ayetullah Sistani bu sözü yanındakilerin hepsinin Şii olduğu bir ortamda söylemiştir. Yani Ehli sünnet alimlerini huzurunda bunu dememiştir. Özel bu toplantıda, ileri gelenlere samimi duygularını ve inancını beyan etmiştir. Bu sözün bu kadar Şiiler içerisinde etkili olmasının sırrı da buradadır”

Biz görevimizi yerine getirmezsek, tekfirciler İslam alemini mezhep fitnesi ateşinde yakacaklar

Müslümanlar arasındaki ihtilaf ve fitneleri önlemek için herkesin tüm gücüyle çalışması gerektiğini söyleyen Ayetullah Şehristani “Bizler bu samimi görevimizi yerine getirmesek, tekfirciler bu ihtilafları daha fazla körükleyecekler ve tüm İslam alemini mezhep fitnesi ateşinde yakacaklar” diye uyardı.

“Gerçekten sayın başkanın güzel sözlerinden dolayı çok mesrur oldum. Bu mukaddes ve büyük görevde, önemli sorumluluklar ve tarihi hizmetler yapacağına inanıyorum” diyen Ayetullah Şehristani söylerini söyle tamamladı:

“Sayın başkanın bu birleştirici, kalpleri yakınlaştırıcı sözlerini ve icraatlarını Türkiye’deki temsilcilerimiz vesilesiyle duymuştum. Bugün kendimiz yakından buna şahit olmanın haklı sevincini yaşıyoruz. Bu irtibatın devam etmesini ve İslam alemine faydalı olmasını temenni ediyorum. Yüce Allah bu mukaddes yolda yardımcıları olsun!”

Ayetullah Şehristani Başkanı Irak'a davet etti

Çok samimi bir ortamda geçen görüşmede Ayetullah Şehristani sayın Başkanı Irak ve İran’a davet ederken, Başkan da Ayetullah Şehristani’yi Türkiye’ye davet etti. Diyanet İşler Başkanı  Görmez, Necef’de İmam Ali türbesinde yapılacak “Kadiri Hum ve İmam Ali sevgisi” konulu uluslararası konferansa katılmayı çok arzuladıklarını, fakat bu yıl buna muvaffak olmasalar da en kısa zamanda Irak’ı ziyaret etmek istediklerini söyledi.

Saha  sonra açılan mütevazi yer sofrasında öğlen yemeğini beraber yiyen heyette, İçtihad dersi üstadı Ayetullah Hairi Kerbelai, yine Necef Havzasının büyük İçtihat dersi üstatlarından Ayetullah Şeyh Hasan Cevahiri, Almanya Alulbeyt Müessesi Müdürü ve Berlin İmam Cafer Sadık Camii Hocası Şeyh Kerim Uçar, Felek ve Nucum Rasaşanesi Müdürü şeyh Muhammed Mehdi Necef, Tahran temsilcisi Ayetullah Allami Turki, Alulbeyt Vakıf Hastaneleri Müdürü Hacı Hamit Kirmani, Alulbeyt Uluslararası İlişkiler Müdürü Hacı Ala Necef, Necef Alulbeyt Müessesi Müdürü Şeyh İhsan Cevahiri ve medya sorumlusu Dr. Fatih yer aldılar.

Gündem, 21 Ekim 2013 01:39