İsrail'in Tattığı En Büyük Yenilgi

Siyonist rejimin Hizbullah'ı yok etmek için tüm gücünü kullandığı ancak hiçbir amacına ulaşamadığı 2006 yılı Temmuz ayında Lübnan'da yaşanan savaşın üzerinden yedi yıl geçti.

İsrail'in savaş için seçtiği ad, başlangıçta çok açıktı; fakat savaşta geçen her gün sonunda Siyonist varlık biraz daha gerilemek zorunda kaldı. Başlangıçta İsrail'in savaşa koyduğu ad “Hizbullah'ı yok etme” idi. Sonra biraz gerileyerek “Hizbullah'a yapısal zarar verme,” daha sonra da “Hizbullah'ın roket sistemini vurma” oldu.

Bu gerileyiş, düşmanın savaş meydanında karşılaştığı sorunların bir göstergesiydi. Öyle ki sonunda “İsrail”i kendisi için aşırı onur kırıcı olmayacak bir şekilde savaşı sonlandırmak için uluslararası bir müdahale ve baskı çağrısı yapmaya zorladı. Çünkü Siyonistler, savaş meydanının artık söyleyeceğini söylediğini görmüşlerdi.

“İsrail” hiçbir amacına ulaşmayı başaramadı. Savaşın son gününe kadar, aynı hızda fakat değişen uzaklıklarda, “İsrail”deki işgal edilmiş şehir ve yerleşim yerlerine roketler yağmaya devam etti. Hizbullah askerleri, sözde “bölgedeki en güçlü Ordu'ya,” ABD'den sürekli destek gören Ordu'ya karşı kararlı ve sert savaşını meydanda da sürdürdü.

Ayrıca, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah ve askeri liderliğin yönettiği ve Siyonist liderlerin ve Ordu'nun kendi güçlerine güvenlerini başarılı bir şekilde sarsan psikolojik savaş da mücadelede büyük bir rol oynadı.

Bu durum, “İsrail”in savaşın son üç gününde, sırf zevahiri kurtarmak adına, Güney Lübnan'ın büyük kısmını işgal ederek geniş bir kara savaşına girişmesine yol açtı. Ancak, savaşın ilk 30 gününde gördüğü zarar ve verdiği kayıplara eşit bir kayıp verdi ve mağlup olarak geri çekilmek zorunda kaldı. Onlarca Merkava tankıyla birlikte onlarca askerini kaybetti ve yüzlercesi de yaralandı.

Böylece, “İsrail” yenik bir şekilde savaşı bırakırken Hizbullah savaştan çok daha güçlü ve kararlı bir biçimde çıktı.

Hizbullah bugün, Temmuz 2006'daki gücünden kat kat daha büyük bir güce ulaşmıştır ve düşman da bunun farkındadır.

Seyyid Nasrallah, Siyonist düşmanla gelecekteki herhangi bir savaşta Hizbullah'ın dengeyi kendi lehine çevirmekte kullanacağı bazı faktörleri belirtmişti. Bunlar:

- Kara tugaylarının yok edilmesi

- Havalimanı bombardımanı

- Deniz ablukası ve saldırı gemileri

- Hayati ve hassas tesislerin vurulması

- Galile'nin (Kuzey İsrail bölgesi) işgali

Yoğun Tatbikatlar

Aylık tatbikatlara başlayan siyonist düşman, gelecekteki herhangi bir savaşa çok yoğun bir şekilde hazırlanmaktadır

Sadece geçtiğimiz birkaç ay içerisinde düşman şu tatbikatları yapmıştır:

- Mayıs ayında, roket saldırılarına karşı en geniş kapsamlı İsrail tatbikatı

- Haziran'da, hava kuvvetleri tatbikatı

- Haziran'da, İsrail içerisinde kimyasal savaş tatbikatı

- Bu ay, işgal edilmiş kuzey bölgelerinde Hizbullah'a karşı savaş tatbikatları

Siyonist medya üzüntüyle anıyor

Her zaman olduğu gibi, Siyonist medya savaşı bir yenilgi ve yas günü olarak anıyor...

Perşembe günü Yedioş Ahronoş'ta yayınlanan bir makalede, Ariela Huffman şöyle diyor: 12 Temmuz 2006'da ikinci Lübnan savaşı çıktı ve yarın bu savaşın yedinci yıldönümü. O günden beri geçen yedi sakin yıl sebebiyle bazı İsrailliler mutluluk duyuyor olabilirler, ancak hiç kimse bu savaşla övünemez veya bunun İsrail'i en çok yıldıran savaşlardan biri olduğu gerçeğini yok sayamaz.

Huffman'a göre, “İsrail”, “Lübnan'la olan ikinci savaş” üzerine çalışmalıdır çünkü bu savaşta 121 asker ölmüş, 628'i yaralanmış, 44 yerleşimci hayatını kaybetmiş, 2000 yerleşimci de yaralanmıştır. Ve bu savaş 13 milyar Şekel'e mal olmuştur. Ayrıca Ordu'nun verdiği kayıpların 35'i ve yaralanmaların 410'u son üç günde olmuştur, boş yere...

Yapısal bir değişim

Perşembe günü, Siyonist Ordu, askeri birimlerinden bazılarını küçülteceğini duyurdu. Bu adım, “savunma bütçesinde kesinti” çerçevesinde sunulmuş olsa da aynı zamanda İsrail Ordusu'nu tehditlerle başa çıkabilecek bir şekilde yeniden yapılandırma çerçevesinde de değerlendirilmelidir.

Basında çıkan haberler gelecek iki yıl içinde üç ila beş bin askerin görevlerine son verilmesine ve askeri tugayların ve birimlerin kaldırılmasına hazırlanıldığından bahsetmişti. Bu plan kara silahları, istihbarat ve hava gücüyle ilgili yeni alanlara para yatırılmasını da içeriyor. Plan ayrıca Suriye ve Lübnan sınırlarındaki kuvvetlerin artırılmasını da kapsıyor.

"Al-Manar"da yayınlanan bu makale israhaber için tercüme edilmiştir.

Gündem, 19 Temmuz 2013 16:26