Suriye?nin Geleceğinde İslamcılara Yer Yok

Siyaset, 07 Ekim 2011 07:50

Amerikalı ve İsrailli bölge uzmanları, Beşşar Esed sonrasında Suriye?de İslamcıların iktidar şansının olmadığını öne sürüyor.

Suriye?nin Geleceğinde İslamcılara Yer Yok

Amerika’daki önemli düşünce kuruluşlarından Washington Institute for Near East Policy’nin Suriye uzmanlarından Andrew Tabler, Suriye’deki mevcut yönetim değişse de bu ülkedeki İslamcıların iktidar olmasının son derece zor olduğunu belirterek “Eğer İslamcılar ülkeyi ele geçirirse bu, Suriye için en kötü senaryonun başlangıcı olur” dedi.

7 yıl Suriye’de yaşayan ve son olarak Amerika ile Suriye arasında yaşanan gerginlikle ilgili bir kitap da yazmış olan Tabler, söylediklerinin Suriye’de İslamcıların hiçbir rolünün bulunmayacağı anlamına gelmediğini belirerek “İslamcıların genellikle Sünni bölgelere yaşanan olaylarda derin etkileri var; ancak gerçek şu ki zihinlerinden iktidarı elde etmeyi geçiren İslamcılar, Sünni nüfusun dörtte birini oluşturuyorlar” dedi.

İsrail’deki Global Research in International Relations Center adlı düşünce kuruluşu direktörü ve “Suriye Hakkındaki Gerçekler” adlı kitabın yazarı Barry Rubin de Daily Caller’e verdiği demeçte “İslamcıların Suriye’de iktidarı ele geçirme şansları yok. Suriye’de Mısır benzeri bir senaryo hiçbir şekilde gerçekleşmeyecek. Elbette iktidara ortak olma şansları yüksek; ancak Mısır’la kıyaslandığında bu şans son derece az. Suriye halkı mutaassıp değildir, çoğu sekülerdir. Şunu da unutmayın ki Mısır halkının yüzde 90’ı Sünni müslümandır; ancak Suriye’de bu rakam yüzde 60’tır. Suriye’deki Müslüman Kardeşler de Mısır’dakine kıyasla son derece zayıftır” dedi.

Bary Rubin, “Esed yönetimi düşer ve yönetim de İslamcıların eline geçmezse Suriye’de kurulacak yönetim Amerika’ya ne ölçüde yakın olur?” şeklindeki bir soruyu da şöyle cevaplıyor: “Eğer yeni yönetim İslamcı olmazsa Amerika’ya muhalefet en alt düzeyde olacaktır. Ama eğer böyle olmazsa o zaman birçok soru gündeme gelebilir” dedi.

Washington Institute uzmanı Andrew Tabler, aynı soruya şu cevabı veriyor: “Böylesi bir yönetimin tıpkı Esed gibi Hamas’la müttefik olmaması mümkündür. Bu durumda bence, Amerika’yla mücadele koordinasyonu da son derece azalacaktır. Ama bu Suriyeli muhaliflerin Filistin dosyasından vazgeçecekleri anlamına gelmez.”

ABD’nin Şam Büyükelçisi Robert Ford’un, Beşşar Esed’in devrilmesi durumunda Suriye’de bir iç savaş çıkma ihtimalinin son derece yüksek olduğuna ilişkin sözlerini hatırlatan Tabler, en kötü senaryo olmasına rağmen rejimin devrilmesiyle birlikte bu tehlikeli durumun da kabullenilmesinin zamanının geldiğini söyledi.

“Beşşar Esed, güç kullanarak olayları kontrol altına alabilir ve iktidarını koruyabilir mi?” şeklindeki soruya da Andrew Tabler, şu cevabı veriyor: “Ben bu çözüm yolunun son derece zor olacağını düşünüyorum. Suriye, Ortadoğu’nun en genç nüfusuna sahip ve şu an onların tamamı sokaklarda. Onlar reformlarla ilgilenmiyorlar ve şu anda sadece rejimin devrilmesini istiyorlar.”

“Suriyeli devrim şehidi” televizyona konuştu

Uluslar arası medyanın ve Uluslar arası Af Örgütü’nün Suriye güvenlik güçleri tarafından işkenceyle öldürüldüğünü söylediği Zeynep Husni, Suriye devlet televizyonuna açıklamalarda bulundu.

Uluslar arası Af Örgütü’nün bir ay kadar önce gösteriler sırasında Suriye güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü iddia ettiği 18 yaşındaki Zeynep Husni adlı Suriyeli kız, Suriye devlet televizyonuna açıklamalarda bulundu.

Bazı uydu kanalları tarafından “Suriyeli devrim şehidi” olarak tanıtılan Zeynep Husni, Suriye devlet televizyonuna kimlik kartını göstererek kendisini tanıtarak ramazan ayından 5 gün önce aile baskısından dolayı evinden kaçarak bir akrabasına sığındığını ve kendisinin Suriye güvenlik güçleri tarafından tutuklandıktan sonra öldürüldüğüne ve cesedinin parçalandıktan sonra ailesine teslim edildiğine dair hikayeyi televizyonlarda duyduktan sonra ortaya çıkarak gerçekleri anlatmaya karar verdiğini söyledi.

Uluslar arası Af Örgütü, yayımladığı raporunda Zeynep Husni’nin Suriye güvenlik güçleri tarafından tutuklandıktan sonra cesedi parçalanmış bir şekilde ailesine teslim edildiğini iddia etmiş ve “Kadının başı gövdesinden ayrılmış, yüzü tamamen yok edilmiş ve derisi yüzülmüştü” ifadelerine yer vermişti.

Kendisiyle ilgili anlatılan hikayeleri televizyonlardan duyduktan sonra polise gelerek gerçekleri anlatmaya karar verdiğini belirten Zeynep Husni, ancak yalarında kaldığı kişilerin “Bunu yapma! Güvenlik güçleri sana işkence yapar!” diyerek kendisini korkuttuklarını söyledi.

Evlenmek, çocuk sahibi olmak ve çocuklarını kaydettirmek için gerçekleri anlatmaya karar verdiğini belirten Husni, evine baskın yapılmadığını, tutuklanmadığını belirtti ve ailesinin kendisini bağışlamasını istediğini söyledi.

YDH

Siyaset, 07 Ekim 2011 07:50

Yorumlar (0)