Hz. Fatıma (s.a) Arnavutköy’de Anıldı (Foto)
Zeynebiye, 11 Aralık 2022 05:03Arnavutköy Hz.Fatıma-tuz Zehra Camii tarafından, Arnavutköy Nuri Pakdil Gösteri ve Sanat Merkezi’nde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in kızı, Hz. Ali'nin (a.s) eşi, Ehl-i Beyt'in annesi, kadınların en hayırlısı Hz. Fatıma’yı (s.a) anma merasimi düzenlendi.
Anma merasimine, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, Arnavutköy İlçe Müftüğü adına Samet Sevim, CABİR Başkanı Ayetullah Seyyid Seccat Karakuş, Zeynebiye Camii Derneği Başkanı Ali Şahintekin, CAFERİDER Başkanı Hasan Babur, Zehra Ana Derneği Başkanı Meftune Atam, ZHGM Başkanı İrfan Tuncay, CABİR âlimleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ve yüzlerce Ehl-i Beyt dostu katıldı.
Zeynebiye Camii Proje ve İşletme Müdürü Ali Demirtekin’in sunduğu açılış programı, Bedir'den Kerbela'ya, Kerbela'dan Çanakkale'ye, Çanakkale'den 15 Temmuz ve Karabağ Şehitlerine kadar tüm şehitler için yapılan saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Dursun Bayat’ın Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Ardından, Arnavutköy Hz.Fatıma-tuz Zehra Camii İmamı Ahmet Gök bir selamlama konuşması yaptı.
Zehra Ana Derneği Başkanı Meftune Atam: “Birliğimiz bizim en büyük hazinemiz ve en büyük gücümüzdür. Bugüne kadar yaşadığımız tüm güzellikler, birliğimizin meyvesi ve bereketindendir. Birliğimiz her şeyin üstündedir. Birliğimiz yoksa hiçbir şeyimiz yok demektir. Dolayısıyla; Hz. Fatıma’yı razı etmenin yolu, öncelikle birliğimizi korumaktan geçer. Allah taziyenizi kabul etsin.” dedi.
Arnavutköy Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Aygenli: “Cenab-ı Hak hepimize iman bahşetmiştir. Bu iman birliği içerisinde ülkemizin ihtiyacı olan huzuru ve güveni sağlamak bizim birlikteliğimizden geçer. Eğer ayrı gayrı olursak bunun altında ezilir ve büyük sıkıntılar yaşayabiliriz. Allah-u Teâlâ birlik ve beraberliğimizi daim etsin.” dedi.
Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu: “Türk dünyasının bütün coğrafyalarında Ehl-i Beyt’e olan sevginin nişanesi buradaki kardeşlerimizdir. Ehl-i Beyt sevgisinin şaha çıktığı Türk dünyasındaki bütün kardeşlerime buradan selamlarımı iletiyorum. Allah-u Teâla onların güçlerini ve kuvvetlerini arttırsın. Cenab-ı Allah birliğimi ve dirliğimizi daim etsin. Peygamberimizin ahlakıyla ahlaklanmayı, rabbim bizlere nasip eylesin. O’nun Ehl-i Beyt’ine selam olsun.” dedi.
Arnavutköy İlçe Müftüğü adına Hatip Samet Sevim: “Hz. Fatıma (s.a) annemiz peygamberimizin gözünün nuru ve cennet kadınlarının efendisidir. Büyüklerden, onların hallerinden ve ahlaklarından bahsetmek bizler için pek kıymetli ve değerlidir. Çünkü onların hallerinden bahsetmek hayatımıza bereket katar ve yol gösterir. Hz. Fatıma’nın (s.a) ahlakını ve faziletlerini anlatmaya kalksak günlerce konuşmamız gerekir.” dedi.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz: “Eğer Hz. Ali (a.s) yaratılmasaydı Hz. Fatıma’ya (s.a) eş olacak birisi bulunamazdı. Peygamberimiz ‘Fatıma’nın (s.a) izdivacı Allah’ın elindedir’ buyurmuştur. Nitekim Hz. Fatıma’nın (s.a) Hz. Ali’den de (a.s) başka talipleri de oldu. Hz. Ali de (a.s) Hz. Fatıma’ya (s.a) talip olunca Allah’ın emri de tecelli etti ve izdivaç ettiler.
Peygamberimizin sünnetine keşke herkes tam olarak uyabilse. Allah bunu cümlemize nasip etsin. Bazen ne dediğimizin farkına varmadan birisi Şia’ya sen Sünni misin diye soracak olursa hiç bir Şia bu soruya evet demez. Hemen cevap olarak ben Şia’yım der. Sünni olsan ne olur? Kelime anlamı peygamberin sünnetine uymak olan bir şey sana neden bu kadar itici geliyor? Ben bu cevaptan ancak kıvanç duyarım. Şia kelimesini de Sünni’ye sorsanız ondan da haşa ben Sünni’yim cevabını alırsınız. Şia’lık bir fırka adı değil bir rütbedir. Her Müslüman Hz. Ali (a.s) gibi olmak istemiz mi? Onun izinden gitmek istemez mi? Bunu hangi Müslüman istemez ki? Hz. Ömer’den nakleden bir rivayete göre ‘Hz. Ali (a.s) benim Mevla’mdır’ demiştir. Peygamberimiz Fatıma (s.a) için benim diğer parçam diye buyurmuştur. Hz. Fatıma (s.a) peygamberimizin kadın versiyonudur. Ehl-i Beyt aynı zamanda Kuran-ı Natık’tır. Kuran-ı Kerim’i insan şekline dönüştürseniz Ehl-i beyt tecelli eder.
Biz ümmet olarak biraz ölü perestiz. Ölenleri kutsuyoruz. Ölünce kimse bir şey kazanmıyor. Hiçbir kimsenin sözü Kuran-ı Kerim gibi yüzde yüzü doğru olamaz. Masumlar hariç. Ben ulema sınıfından bahsediyorum. Vahiy gelmediyse onu peygamberimizin yerine oturtmak yanlıştır.
Bin sene önce Şia veya Sünni olarak bize bir yol çizerek bizi standardize ettiler. Ben buna karşıyım dostlarım! Bin sene önceye kadar gidiyorsanız onu aşın bin dört yüz sene öncesine kadar gidin. Peygamberimizi ve Kuran-ı Kerimi tanıyarak İslam’ı öyle anlayın. Eğer anlamazsanız sonucu bugünkü düştüğümüz durum olur. En kusursuz ve en mükemmel din peygamberimizin getirdiği İslam dini ve Kuran-ı Kerim’in bize sunduğudur, mollanın değil! Kuran-ı Kerim’i getiren kim ise en önce söz hakkı ona aittir. Bizlere Kuran-ı Kerim ihtilafa düştüğünüz konuda Allah ve Resulüne müracaat ediniz diye buyurmuştur. Allah’a nasıl müracaat edeceğiz diye soracaksanız Kuran-ı Kerim’e tabi ki de. Yorum hakkı peygamberimiz Hz. Muhammed’ e (sav) aittir.
Peygamberimizin hadislerini top yekûn atıp biz Kuran-ı Kerim Müslümanı olacağız demek de saçmadır. Top yekûn hadisleri kabul etmek de bir o kadar saçmadır. Çünkü daha bugün değil, peygamberimiz döneminde bile yüzbinlerce yalan hadis uydurulmuştur. Bunda ihtilafımız yok. Ama bunu bahane ederek top yekûn hadisleri atmak da saçmadır, tutmak da. Hadislerin sahihini, sakīminden ayıracağız. Nasıl ayıracağız peki? Birincisi Kuran-ı Kerim’e uymayan hadisleri bir kenara ayıracağız. İkinci yol akla uygun mudur değil midir? Aklın, bilimin kesinleşmiş sonuçlarıyla Kuran-ı Kerim asla çelişmez. Üçüncü yol ise mütevâtir olan hadislerle karşılaştırmaktır.
Keşke ilmi ve aklı olan kişiler benimle tartışsa. Hz. Fatıma (s.a) oldu olası bu ümmetin başının tacı olmuştur. Ben-i Ümeyye de dâhil Hz. Fatıma’nın (s.a) hakkında en küçük hakaretamiz bir kelime kullanmaya cüret edememiştir. Hz. Fatıma (s.a) hakkında kapısı yandı, kaburgası kırıldı veya çocuğu düşürüldü ve bunların hiç birisine kimse de itiraz etmedi. Hz. Fatıma (s.a) bunları ne yaşadı ne de bu olanlar olmuştur. Bu benim görüşümdür dedim. Bu konuya da bir şey ilave ettim. Eğer bu dedikleriniz olmuşsa bu dava Hz. Ali’ye (a.s) Hz. Hasan’a (a.s) Hz. Hüseyin’e (a.s) düşer. Onlar tek kelime demiş mi bu konuda? Yok! Neden dememiş peki? Tabi ki İslam’ın birliği için. Onların sustuğu yerde sen de susacaksın. Senin dediğini doğru desek bile meselenin asıl sahipleri olan Hz. Ali (a.s) susmuşsa sen de o kırılası ağzını kapacaktasın. Bugün daha çok İslam’ın birlik ve dirliğe ihtiyacı vardır. Yok mu? Ehl-i Beyt bu konuda ne demişse başım üstüne. Ehl-i Beyt dışında kim konuşmuşsa onların tavrına hilaf konuşuyor çünkü. Onlar susmuş ve bu konuda hiç bir şey dememiştir. Düşmanlarımız da bizi bu konudan vuruyor!
Sünni tarafa ‘gelin Şia’da bizim kardeşimizdir’ dediğinde ya nadanlığından ya da şeytanlığından diyorlar ki, ‘biz Şia ile bir olamayız onlar ashaba sövüyor onun dışında da Ayşe annemize küfür ediyorlar, bunlardan kardeş olunur mu’ diyorlar. Bu Yavuz Sultan Selim döneminde siyaseten kullanılmıştır. İngilizler baktı ki bu çok güzel tutuyor devam ettiler. Müslümanlar bu düşüncede oldukları sürece asla birleşemez. Onun için ben diyorum ki kapı meselesine ben inanmıyorum. Sen de inanmak mı istiyorsun? O zaman imamın Hz. Ali (a.s) gibi davran. Çünkü O, bu meseleyi gündeme getirmedi. Sünni tarafına da diyorum ki, biz Ayşe annemizi sayarız, sövmeyiz ve sövdürmeyiz. Çünkü Ayşe annemiz Ehl-i Beyt evininin kadınıdır. Ölürüz yine sövdürtmeyiz! Ama Ayşe annemizi de sevgide de, saygıda da Hz. Hatice ile eş tutmayız. Keşke Ayşe annemiz oğullarını Cemel’de birbirine kırdırmasaydı, keşke yapmasaydı bunu. Ayşe annemiz Ehl-i Beyt evinin gelinidir. O’na siz sövseniz bizler sizinle de kavga ederiz. Şia ve Sünni olarak oynanan bu İngiliz oyunlarını görün artık. Oğuz’un evlatlarını Şia ve Sünni diyerek birbirine düşürmek istiyorlar. Bu kime yarayacak peki? Ben bu anlayışın tümünü lanetliyorum. Sen de lanetle bakayım? İslam’ın birliği için ver kardeşinle el ele. Aslanı aslanla boğuşturup çakalları bu kutsal topraklara sokmayın! Fitne sokmayın. Fitne cinayetten kötüdür.” dedi.
Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı: “Bugün benim bu sohbetten anladığım, Peygamberimiz, Ehl-i Beyt, Kuran-ı Kerim ve hadisi şerifler birliğe, bütünlüğe, muhabbete ve sevgiye olan ihtiyacımızın kaynağıdır. Tamamıyla burada tekraren hatırladığımız bu güzel konuşması için kıymetli Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz hocamıza teşekkür ediyor katılımlarınızdan dolayı sizlere de ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hz. Fatıma (s.a) validemizin izinde giden nesiller yetiştirmeyi nasip etsin.” dedi.
Anma merasimi Ehl-i Beyt Meddahı Ali Tuncay’ın mersiyeleri ve Hz. Fatıma (s.a) hakkında hazırlanan sinevizyon gösterileriyle son buldu.
Zeynebiye, 11 Aralık 2022 05:03
Yorumlar (0)