Almanya'nın Yemen Halkını Katleden Suudi Rejimine Silah Satması
Ehl-i Beyt, 17 Mart 2017 06:11Suudi Arabistan hanedan rejimi öncülüğündeki gerici ve insanlık düşmanı rejimlerin oluşturduğu koalisyon güçlerinin 26 Mart 2015'te "Kararlılık Fırtınası" adıyla başlattığı, 22 Nisan'da da "Umuda Dönüş" ismiyle sürdürdüğü vahşi saldırılar, Yemen Müslüman halkını katliamdan geçirmekte ve bu ülke halkına insani facia ve yıkım dayatmaktadır.
Suudi krallık rejimiyle Katar ve Birleşik Arap Emirliklerinin hava saldırıları sonucu 12 bini aşkın Yemenli masum insan şehit edildi ve onbirlercesi de yaralandı. Katliamcı ve yıkıcı saldırılara rağmen Amerika ve AB ülkelerinin bazısı, Suudi krallık rejimine silah satışlarını sürdürmektedirler. Bu silahların arasında yasak silahlar da bulunuyor. Spiegel dergisinin raporuna göre, Angella Merkel hükümeti, Suudi hanedan rejiminin insanlık ve savaş suçlarına ortak olarak Riyad Yönetimine yeniden silah satışlarını başlatacak. Berlin hükümeti toplam 48 devriye teknesi Suudi krallık rejimine satma anlaşmasını imzaladı.
Bu teknelerin 2sini teslim etmiş ve 2 yeni tekneyi de teslim edecek. Amerika ve AB ile Almanya'daki muhalefet partileriyle İnsan hakları örgütleri ve sivil toplum örgütleri, Suudi krallık rejimi gibi dikta ve baskıcı rejimlere silah satışını kınamakta ve bu rejimlerin insan haklarını ihlal etmede daha bir küstahlaştıklarını belirtmektedirler. Ancak Amerika ve AB ülkeleri, özellikle İngiltere ile Almanya ve Fransa yönetimleri insan hakları örgütlerinin uyarılarını hiçe sayıp, Silah lobisinin desteğini kazanmak, silah sektörünü canlı tutmak ve rant kazanmak amacıyla silah ihracatını sürdürmektedirler.
Dünya'nın en anti demokratik ve hunhar rejimi olan Suudi krallık rejimi, Batılı güçlerin desteğinde ayakta kalmak için onlardan silah alma rüşvetini veriyor. Buna ilaveten petrol paralarını Amerika ve Avrupa bankalarına yatırıyor. Batılı güçlerse, Suudi krallık rejimine silah satışını gizli tutmaya çalışıyorlar.
Yemen Müslüman halkı Suudi hanedan rejiminin kuklası sözde Abdurrabe mensur Hadi'nin baskıcı rejiminden kurtulmak amacıyla kıyam etti. Yemen halkı bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini sürdürmektedir. Suudi krallık rejimi de gayri meşru ve işbirlikçisi Mensur Hadi'nin sözde çağrısı üzerine Yemen'e saldırılarını başlatıp dürdürmektedir. Ancak bir-iki ayda Yemen'i işgal edeceklerini ve halkın direnişini kırabileceklerini sandılar.
Yemen halkı bütün katliamlara ve yıkımlara rağmen şanlı direnişini sürdürmekte ve saldırgan güçlere ağır darbeler indirmektedir. Suudi krallık rejimi ve koalisyon güçleri Yemen Müslüman ve mazlum halkının direnişi karşısında acziyet içinde bulunuyorlar. Dikta ve hunhar Vahhabi Suudi krallık rejimi Amerika ve İngiltere'nin savaş uçakları ve bombalarıyla Yoksul ve mazlum yemen halkını bombalamaktadır. Yemen'de insanlık düşmanı Suudi krallık rejiminin saldırıları sonucu şehit düşenlerin yarısı kadın ve çocuklardan oluşuyor.
Suudi krallık rejimi, Camileri, okulları, hastaneleri, Hüseyineleri, içme su şebekelerini, sağlık merkezlerini, kreşleri, fabrikaları, gıda depolarını, bombalayıp, insanlık ve savaş suçu işlemektedir. Suudi krallık rejimi Siyonist rejimin Gazze halkına uyguladığı abluka benzeri ve ırkçı İsrail rejimine taş çıkarırcasına Yemen halkını ablukaya alıp, onların dış dünyayla ilişkisini kesmiş bulunuyor. Yemen 23 milyon nüfusa sahip bir İslam ve Arap ülkesidir. Bu mazlum halkın yüzde 80'ı yetersiz beslenme, sağlıksız ve ilaçsız şartlara mahkum edilmiştir.
Batılı ülkeler, Yemen'de insani facia'nın yaşandığı haberini yayınlamakta ve timsah göz yaşları akıtmaktadırlar. Ancak saldırgan ve savaş suçlusu Suudi krallık rejimine silah satışı yapmaktan da hiç çekinmiyorlar. Yemen halkını milyarlarca dolar rant için feda ediyorlar. Suudi krallık rejimi, Vahhabi tekfirci terörizmi bütün ülkelere yayan ve besleyen bir dikta ve İnsanlık düşmanı bir rejimdir. Tekfirci terör örgütleri, İslam ve Arap milletlerinin kanını akıtmakta ve işledikleri canavarca cinayetlerle batılı ülkelerde İslamofobi ve İslam korkusu dalgasını zirveye ulaştırmaktadırlar. Batılı devletler bir taraftan DAEŞ gibi terör örgütleriyle savaştıklarını iddia etmekte ve diğer taraftan, çocuk, kadın ve insan haklarını açıkça kabilevi geleneklerle ayaklar altına alan, tekfirci terörizmin beslendiği ana merkez olan Suudi krallık rejimine siyasi, diplomatik ve askeriyle silah desteği vermektedirler.
Ehl-i Beyt, 17 Mart 2017 06:11
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!