Özgündüz: Hizbullah Erdemliler Topluluğudur
Zeynebiye, 31 Ocak 2015 09:50Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Halkalı Zeynebiye Camii?nde kılınan Cuma Namazı?nda toplanan binlerce kişiye seslenerek gündemi değerlendirdi.
Ali Salman: "Eğer Halkım Özgür Olacaksa, Ben Ömür Boyu Mahkum Olmaya Razıyım" Dedi
Ş. Ali Salman Bahreyn'de en büyük kitleye sahip olan El-Vifak partisinin lideridir. Özgürlük demokrasi istedi diye hapse attılar. Bütün dünya da bunun mantıklı olmadığını biliyor, batılılarda mantıklı davranış olmadığını söylüyor. Halkı adına özgürlük ve demokrasi istediği için bir insanı hapse atamazsınız. Ş. Ali Salman diyor ki : "Eğer halkım özgür olacaksa ben ömür boyu mahkum olmaya razıyım. Allah onu da, halkını da esarettin kurtarsın.”
Husilerin Talebinin Hiçbir Haksız Yanı Yoktur
Yemen' de Husiler de özgürlük istiyor. "Siz niye özgürlük istiyorsunuz?" Bu zavallı, Muaviye'ye hazreti demeyenlerin suçu nedir ki onlara özgürlüğü çok görüyorsunuz. Yemen'de Husiler hükümetle mutabık kalmasına rağmen, anlaşma imzalamalarına rağmen, Husiler'in sıkıntı da kalması için cumhurbaşkanı istifa edip gidiyor, Husiler sıkıntı da kalsın diye. Husiler de, “biz de burada durup bekliyoruz, tek taraflı hükümet istemiyoruz. Bu ülkenin insanlarının hepsi hükümetin her kademesinde, bürokrasisinde olacak, beraber ülkemizi yöneteceğiz, bu ülke bizim.” demeye devam ediyor. Bence hiçbir haksız yanı yoktur bu talebin. Allah onları muvaffak etsin.
Akil İnsanlar Bir An Önce Ayetullah Nemr'in İdam Kararına Dur Demeli
Ayetullah Nemr de halkı için eşitlik, özgürlük ve demokrasi istedi diye Suud Krallığı tarafından komaya sokuldu, komadan çıkarıldıktan sonra hemen idama mahkum edildi. Umarım dünyada ve ülkemizde akil insanlar öncü olur ve bu idam kararı durdurulur. Allah Nemr’i de biran önce özgürlüğüne kavuştursun.
Hizbullah Erdemliler Topluluğudur
İsrail Hizbullah'ın altı adamını şehit etti. Ben size şunu söyleyeyim bu tabiri çok yerde kullanıyorsunuz: "Allah şehitlerimizi yüceltsin." Şehitler zaten yücedir. Buradan Hizbullah'a katılmak isteyenler gitsin katılsın bakalım Hizbullah'a, oradan hemen kovalarlar geriye. Öyle her yerinden kalkan Hizbullah askeri olamaz. “Hizbullah” unvanına layık olmadan seni oraya sokmazlar. Cenin katillerini, çocuk katillerini, canileri, fasıkları oraya sokmazlar. Oraya gitmek erdem ister. Allah’ın rızasını kendi nefsinin üstünde tutacak, Allah’ın ahkâmını kendi ahkâmının üzerinde tutacak erler lazım.
Hizbullah’ın on binlerce askerinin her bireri önemli insanlardır. Hiçbirisinin yeri, diğeri tarafından doldurulmayacak yer de değildir. Siyonistler öyle zannediyordu ki İmam Musa Sadr’ı öldürdüklerinde Lübnan’daki Şialar dağılacak.
Görüyorsunuz ki ondan sonra gelenler hiç de eksik adamlar değil. Daha çok emperyalizmin, siyonizmin başına bela olmuşlardır. Seyyid Abbas Musavi ve Seyit Hasan Nasrallah örneğindeki gibi, liderler bile şehit olsa yeri doldurulur. O teşkilat öyle bir teşkilattır ki herkes seçkindir.
Çok önemli kayıplar verdik diyerek düşmanı sevindirip, dost cepheyi üzmeyin. Bakın size bir şey diyeceğim, Hizbullah 1982'de yeni kurulduğunda birkaç yüz genciyle dünyanın yenilmez devletlerini (Amerika, İsrail, İngiltere, Fransa, İtalya) Lübnan’dan döve döve çıkardılar. Şimdi Hizbullah on binlerce kişi olmuş çok şükür. O nedenle Hizbullah altı değil, altı bin şehit verse de onların yerini doldurur, gereğine de yapar. Peki, ne zaman yapar? İsrail’in istediği zamanda yapmaz. İsrail, Müslümanları birbiriyle savaştırmak adına, Hizbullah’ı gaflete düşürüp, dikkatini kendisine çekip, diğer taraftan IŞİD kuduzlarını Lübnan’a sokmaya çalışıyor. Bunu da istihbarat açığa çıkardı.
İsrail askerleri Hizbullah'tan korkuyor artık, yenilgiyi kabul ediyorlar. Diğer taraftan Hizbullah şehitlerinin kanı yerde mi kalacak, hayır kalmayacak. Fakat İsrail'in istediği zaman olmayacak, bizim istediğimiz zaman olacak, Hizbullah ve Hizbullah'ın liderinin istediği zamanda olacaktır. O kanlar Allah’ın izniyle yerde kalmayacak.
Biz Şia Olmaktan Değil, Şia Olamamaktan Korkuyoruz
Geçen gün televizyon izlerken güya fikirleriyle hükümetimize yön veren kişilerden birini, ki bunlar IŞİD dünya nezdinde yüz karası olduğu için artık IŞİD'i desteklemiyorlar, çıktığı televizyon programında: "İslam, Şia ile Vahhabi arasında sıkışıp kalmıştır." dedi, işi buraya getirdi.
IŞİD üç gündür var, Vahhabi üç gündür var, ama Şia peygamberden bu yana var, Hz. Muhammed Mustafa (sav) ile beraber var. Şiilik, bir kavmiyet, bir ırk, soy, boy meselesi değildir. Aynı muttakilik gibi, mütevekkillik gibi, müminlik gibi bir derecedir, bir makamdır. Resul-i Ekrem kıyamet gününde mübarek elini Ali'nin omzuna koyarak şöyle buyuracak: "Kurtuluşa erecekler Ali ve Ali’nin Şialarıdır." Kahrolsanız da, kıskansanız da Allah’ın kurtuluşa erdirdiği, hepimizin başımızın tacı Şiilerdir. Bu sözü, Allah demiştir, Resulü demiştir. Şii olduğumuz için övünüyoruz. Allah bizi Şii etsin, bu bir makamdır, bir addır.
Biz Şii olmaktan değil olamamaktan dolayı dertliyiz. İnşallah, en azından Şiaların takipçilerinden oluruz. Şii, Selman-ı Pak gibi olur, Ebuzer gibi olur. Hatta Hasan gibi olur, Hüseyin gibi olur. Sen kimsin ki Şialığa dil uzatacaksın. Şialıkla Vahhabiyet arasına sıkışmıştır deme, Muaviye ile Yezid arasında sıkışmıştır de. Muaviye ile Muaviye'yi atayanlar arasında sıkışmıştır, bunu söyle.
Yazıklar olsun sana, Vahhabilik, dün Osmanlı'yı yıkmak için İngilizlerin kurduğu gayrimeşru çocuğudur. Bu Vahhabiler senin atalarınla, hayranı olduğun Osmanlı ile savaşıp onu yıkmak için türlü oyunlar içine girmiş iken, sen de bugün Vahhabiye uşaklık ediyor, onun önünde eğiliyorsun, yazıklar olsun sana!
Allah nadan dostun ve şeytan düşmanın şerrinden İslam âlemini ve güzel ülkemi korusun.
Zeynebiye, 31 Ocak 2015 09:50
Yorumlar (0)