İmam Hasan'ın oğlu Hz. Kasım (as)

KÂSIM B. HASAN (A.S)

Cenab-ı Kâsım henüz on iki yaşlarında iken, babası İmam Hasan(a.s) şehid edilince, amcası İmam Hüseyin (a.s)'in himayesinde büyüdü.

Kerbela’da 14 yaşlarında bulunan Cenâbı Kasım, amcaoğlu Ali Ekber şehid düşünce o da meydana çıkarak şehid olmak istedi. Amcası Huseyn, kardeşinin yadigârı Kâsım’a kıyamayarak ona izin vermeyince, Kâsım kolundaki pazıbendi açarak içindeki babası İmam Hasan’ın vasiyetnâmesini amcasına verdi.

İmam vasiyetinde Kerbelâ’da oğlu Kâsım’ı da kendi oğlundan ayırmayıp savaş meydanına göndermesini istiyordu. İmam Huseyn, ağabeyi Hasan’ın yazsını görünce Kâsım’ı bağrına basarak her ikisi de şiddetli bir şekilde ağlamaya başladılar. Sonra imam Hüseyn (a.s) ona izin verdi o da koşarak meydana indi.

Düşman ordusundan birisi bu olayı şöyle nakletmektedir: “Bir çocuk çadırlardan bize doğru koşmaya başladı o kadar yakışıklıydı ki yüzü ay gibi parlıyordu. Kâsım gözlerinden yaşlar akar vaziyette recez okuyarak şöyle diyordu:

Beni tanımıyorsanız bilin ki ben Hasan’ın oğluyum
Ol Emin Peygamber Mustafa’nın torununun oğluyum

Yaşının çok küçük olmasına ve bedenin tam olgunlaşmamasına rağmen Yezit ordusundan 35 kişiyi yere serdi.

Düşmanlar çaresiz kalınca toplu olarak onun etrafını sardılar. Onlardan biri ansızın şiddetli bir darbeyle ona vurdu. Kasım (a.s) yüz üstü yere yığıldı ve yardım istedi: “Ey Amcacığım!...”

Kâsım’ın yardımına sür’atle giden İmam onun paramparça bedenini görünce şöyle ağıt yaktı:  “Allah’a and olsun ki amcanı çağırdığında senin yardımına erken varamaması, vardığında sana yardım edememi amcana çok zordur…”

İmam Hüseyin (a.s) meydana vararak şehid düşen yeğeni Cenâbı Kâsım’ın da na’şını getirerek çadırlara getirip oğlu Ali Ekber’in na’şının yanına koydu.

KÂSIM OTAĞI

İmam Hasan (a.s)’ın ergenlik çağının baharında şehid olan cenâbı Kâsım’ın evlenip de muradına eremeden şehid olması, Ehl-i Beyt sevenlerinin yüreğinde bir ukde olarak kalmıştır. Onun, büyüyüp amcası İmam Huseyn’in Kızı Fatıma ile evlenmesi arzularını bir nişanla başlatıp, “Damat Kâsım” ve “Arus Fatıma” ile dillendirmiş ve onların tamamlanmamış evliliklerini “KASIM OTAĞI” temsil ettirerek onlara zifaf odası hazırlamışlardır.

Kerbelâ’da Farsça “Haymegah” Arapça “Muhayyem” denilen çadırların yerinde de Cenâbı Kâsım’ın adına, ayrı ve süslü bir odası bulunmakta ve ziyaret edilmektedir.

Cenâbı Kâsım, Aşura gecesi amcası İmam Hüseyin’in “Ben yarın şehid olacağım”diye açıklamada bulunması üzerine “Amca ben de şehid olacak mıyım? diye sormuştu. İmam da ona “Sence ölüm nasıl bir şey?” diye sorunca Kâsım “Baldan daha tatlı” karşılığını vermiştir.

İmam Hasan’a ve oğlu Kâsım’a selam, katillerine lanet olsun

Eğitim, 30 Ekim 2014 04:42