Özgündüz: "Bize Takiyeci Diyecek Cesaretiniz Var Mı?"
Zeynebiye, 22 Mart 2014 22:09İFA Spor Kulübü tarafından organize edilen Nevruz Bayramı'nda konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz birlik ve beraberlik mesajları vererek, Başbakan Erdoğan'ın Şia'ya hakaret içeren konuşmalarına cevap verdi.
Nevruz milletçe bizim Türk milletinin yüz yıllardan, bin yıllardan beri şekillene şekillene adeta bir kültür hazinesine dönüşmüş milli bayramımızdır.
Gadiri Hum’un da bu güne denk gelmiş olması tarih mevsim itibariyle bize ayrı bir heyecan ayrı bir anlam kazandırıyor. Bu bayrama girerken bir diğer bayramın arefesindeyiz ülkemizde demokrasinin cilvesi olan seçimin arefesindeyiz. Ben bir din hadimi olarak kişisel anlamda hiçbir partinin uzağında değilim ve hiçbir partinin de hegemonyası veya üyesi ve bağımlısı değilim. Ülkemizde seçme seçilme hakkı yasalarımızda bu ülke vatandaşlarına tanınmıştır.
Bizim seçme hakkımızla birlikte seçilme hakkımızı da tanıyanlardan seçilme hakkımızı tanıyanlardan yana olmuştur. Biz kendi insanımıza oyumuzu verip o idarelerde ola ki işimiz olduğunda kapısını tıklatacağımız birilerini arzu etmekteyiz. Milletimizin bütün evladı hepimizin evladıdır. Hepimiz kardeşiz. Biz bu açıdan seçilme hakkımızın teslim edilmesini arzu etmekteyiz. Teslim edenden yana da tercihimizi kullanacağız camia olarak.
Son günlerde nedense niyeyse Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri devlet vatandaşının etnik ve mezhebi kimliğine tabir caizse kör olmuştur. Vatandaşlık hakkıyla eşitlik hakkı tanınmıştır. Devleti yönetenler mezhebi kimlik, kavmi kimlik üzerinden siyaset yapmamıştır. Doğru yapmışlardır. Diğer politikaları doğru muydu yanlış mıydı o bir yana ama milleti bölmemeye, bundan önceki dönemlerde hep özen gösterilmiştir. Siyasilerimizin hemen hepsi dikkatli davranmıştır.
Kimseye etnik veya mezhebi dini kimliğiyle bakmamış ötekileştirmemiştir. Ben yurt dışında konferanstayken ülkeyi yöneten bir insanın başka kapıştığı dünkü ortaklarıyla asıl sebep neyse, ayrıldıkları şeyler neyse o beni çok fazla ilgilendirmiyor ama birbiriyle kavga ederken beni de ihmal etmeyip bu camiaya yönelik sözlerini de anlamakta zorlanıyoruz. Efendi bize takiye bizim işimizde birileri bizi bile geçmiştir biz ki takiye ve tovriyenin zirvesindeyiz onlar bizi bile geçmiş. Size yakın tarihimizi ve günümüz tarihini hatırlatırım. Şia gayri Müslim ecnebiye ülkesine sokmaz.
Bunu İran İslam Cumhuriyetinde gördünüz, doğu ve batı emperyalizminin desteği ve gerici Arap rejimlerinin petro- dolarlarıyla yeni gerçekleştirilen bir halk inkılabını yok etmek üzere İran topraklarına girdiler. Sekiz senelik haksız bir savaş oldu. Sonunda savaşa gelenler kör pişman geri döndüler. 82 yılında devleti muazzama Lübnan’ı işgal etti Lübnan’daki birkaç yüz Şia genç hem düveli muazzamayı kendi vatandaşlarının ihanetine rağmen ABD’yi İngiltere’yi, Fransa’yı, İtalya ve bölgenin kanseri olan İsrail’i bölgelerinden kovdular. 2006’da Amerika bütün teknolojisini İsrail’in emrine vererek artık yeni bir dünya kurulacak ve Lübnan’dan Haydar-ı Kerrar’ın oğulları atılacak diye mağrur bir edayla Lübnan’a girdiler.
Ama yine arkalarına baka baka kaçmak durumunda kaldılar. Kurtuluş savaşında Şia Azerbaycan’dan kalkıp hanımının boynunda ve kolundaki ziynetini alıp buraya geldi hem maddi hem de canıyla Çanakkale’de can verdi. Orada yatan çeyrek milyon şehidimizin ruhu şad olsun. Osmanlıya karşı bir olan senin mezhepdaşların Osmanlıyı parçalayıp Irak’a girdiklerinde Irak’ta Şia’nın Ayetullahları halkla beraber İngiliz’e karşı savaşmış Osmanlıyı savunmuştu. Ama orada pirensiniz olan mezhepdaşlarınız derhal İngilizlerin safına geçmiş ve sizi arkadan hançerlemişti. Ve bu gün Amerika’nın kucağına oturup antiemperyalist zıddı tağut olan dini, Emperyalizmin kucağında besleme gibi anlatma, yayma gibi gaflet içinde olan da biz değiliz. Tağuta başkaldıran, rest çeken biziz. Siyonizmi emperyalizmi dize getiren biziz.
Bize takiyeci diyecek kadar cesaretiniz var mı sizin. Peygamberimiz, imamlarımız, müçtehitlerimiz bize Sünni- Şii kardeştir diyor. Eğer birisi size karşı hata işlerse o Sünni’nin hatası değil o bireyin hatasıdır ve Sünni hala senin kardeşindir. Herkes kendi suçunun sorumlusudur dedi. Bizim müçtehitlerimiz Sünni’nin de malı, canı, ırzı en az Şia kadar muhteremdir, hürmetlidir diyor. İftihar ederek diyorum ki Şia müçtehitleri bu güne kadar mezhep bağnazlığı yapıp kardeş katline ferman vermemiştir. Şia fıkhına kardeşkanı bulaşmamıştır. Kardeşin namusuna fetva veren yobazlıkta olmamıştır. Bize niye takiyeci diyorsunuz? Çünkü bizi öldürseniz de sesimizi çıkarmıyoruz.
Sizin uşaklık ettiklerinize biz kafa tutuyoruz, sizden korktuğumuzdan değil. İmamımız, imanımız, vicdanımız böyle öğütlediği içindir. Allah şahidim olsun ki bu bunun içindir. İmanımız bize Habil olmayı öğretti, Kabil gibi kardeş katili olmayı öğretmedi. Bize düşman karşısında dik durmayı öğretti. Muhammed Resullullah diyeni düşman görmememizi öğretti. Onunla kavga etmez. Birileri mezhep asabiyetiyle bir grubu etrafına kümeleyip hesap sorulmaktan kurtulmak için iktidarda tahta kalmak istiyorsa kalsın bu benim meselem değil ama bunu yaparken benim mezhebine, benim camiama, benim inancıma dil uzatmak kimsenin haddi değil. Evet biz düşman karşısında, ülkeme, milletime, dindaşıma, kitabıma kasteden gayri müslimdir. Biz böyle öğrendik.
Ama ne edeyim ki birileri meydanlarda hicap, tesettür dersi verirken özel dünyasında Kur’an’la Allah kelamıyla alay ve maskara eden takiyecilerin bu ülkede bana takiyeci demeye hakkı var mı? Evet Kur’an’ın her bir kelimesi için bu camianın her bir ferdi canını feda eder. Siyasetinin sizin olsun ama benim kitabımla, Kur’an’la sakın uğraşmayın. Amerikalı asker de İncirlik hava üssünde benim kitabımla uğraşıyor, işgal ettiği Afganistan’da benim kitabımı yakıyor. Müslümanım diye geçinen Müslümanım diye milleti kandıran da kitabımla alay ediyorsa bu benzeşmeyi de anlamakta zorlanıyoruz. Bu benzeşme nedendir?
Kur’an’la kimse alay edemez o Allah’ın kitabı o en güzel kelamdır. Onunla alay edenler alay edilecek duruma düşeceklerdir. Allah o günü yakın etsin. Evet Nevruz yeni bir gündür. Biz Alevi’si, Sünni’si, Kürdü türkü Laz’ı, Çerkez’i, Boşnak’ı Arnavut’u hepimiz biriz. Peygamberimiz bize bir olmayı tek yumruk olmayı öğretti. Bölük pörçük olmamayı tavsiye etti. Kitabımız bize bir olmayı, iri olmayı diri olmayı öğütledi. Hünkar Hacı Bektaş Veli de Kur’an’ın o ayetine işaret ederek bu sözü söylemiştir. Allah’ın izniyle bu necip millet bütün kesimleriyle tek vücut olacak. Bu ülke bizimdir bizim kalacak.
Bayramınız kutlu olsun.
Zeynebiye, 22 Mart 2014 22:09
Yorumlar (0)