Özgündüz: Kanun Herkesin Üstündedir
Zeynebiye, 01 Şubat 2014 00:11Halkalı Zeynebiye Camii'nde kılınan Cuma Namazı'nda binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, kimsenin hukukun üstünde olmadığını söyledi.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Suriye'de verilen vekalet savaşında, Suriye halkının kazandığını ve onlara savaş açanların kaybettiğine vurgu yaparak, "Konjöktür, artık kaybettiğinin farkına vardı, Esad aslan gibi durdu, ordusu ve milleti dağılmadı, demek ki halkı onu destekliyormuş, o halde barışçıl çözüm üretelim diyorlar.
Suriye'yi destekleyenler de baştan beri bunu diyorlar ki, ülke anlamında, birey anlamında Suriye Suriyeliler'indir. Dünyadan getirdiğiniz sapık-kopuk, psikopatları çekin oradan. 80'i aşkın ülkeden ne kadar psikopat varsa oraya doldurmuşsunuz. İkiyüz bin, düşünün, burada sen beşbin teröristle baş edemedin, ikiyüz bin sapık-kopuk doldurulmuş oraya. Suriye halkı kimi isterse ben onun arkasındayım, ben Suriye halkının arkasındayım. Aslında Suriye halkına bir rejim direttiler, Suriye halkına "neden siyonistlerin önünde dik durdunuz" diye bunun savaşı verildi. Suriye halkı o savaşı verenleri de dize getirdi, şimdi onlar orada diz çökmüş, "gelin oturup barışalım." diyorlar, konjonktür böyle değişti. Şükür ki böyle oldu ve Allah etsin ki bir an önce de dünyanın o sapık-kopuğu orada müstehak oldukları dünyevi ve uhrevi akıbete uğrasınlar." dedi.
Ben Ali'nin Safındayım
Özgündüz, değişen konjöktürle beraber, ülkede de bir takın değişmelerin olduğunu ve bu durumdan kendilerine pay çıkarmak isteyenlerin çeşitli hilelere başvurduğunu söyledi: "Konjonktür böyle oldu şimdi, birileri istiyor ki oradan kendilerine pay çıksınlar. Aldığı tenkidin altından "Görüyorsunuz ülkede hükümet bir cephededir, o yurtdışındaki birisi de bir cephededir, Amerika'da onun cephesindedir, biz de bu nedenle bu cephedeyiz, Selahattin de onun cephesindedir." gibi kendi kendilerine bir şeyler uyduruyorlar, bu ardan temizlenmek istiyorlar. Hz. Zeyneb'in Yezid'e buyurduğu gibi "bu ar temizlenmez." Sizin ârınız, inkilapçılık adına tevhid cephesinin karşıtlarının kuyruğuna gizlenmenizin, oradan nemalanma gayretinizin ârını hiçbir deterjan temizlemez. Bu tahliller de temizlemez. Selahattin kimsenin cephesinde değil. Ben Ali'nin safındayım, Allah o saftan ayırmasın.
Ülkede olan biten mesele nedir, birisi istiyor birisinin vurgunlarını, hortumlarını ortaya çıkaralım. Eğer yapılmışsa çıksın tabiki, ben bunu diyorum. Yanlış mı diyorum? Hükümeti idare edenler diyorlar ki bu ülkede demokrasiyi birileri eline geçirmiş, ahtapot gibi devleti sarmış, paralel bir devlet oluşturmuş. O zaman da diyorum ki en son neferine kadar temizleyin, öldürün anlamında demiyorum, hukuk çerçevesinde, devlet içerisinde devlet olmaz. Bu ülkenin bürokratı, bu ülkenin memuru, polisi, savcısı, hakimi, öğretmen;, ülkenin, düzenin, nizamın, kanunun memurudur, milletin memurudur, birilerinin memuru olmamalı. Böyle birileri varsa temizleyin ülkeden, memuriyetten atın.
Kanun Herkesin Üstündedir
Yani ne demek, benden maaşını alacak, bana karşı bir başkasının maşası olacak, bu da temizlenmelidir. Bunu söylüyorum diye ben kimsenin tarafı değilim. Yolsuzluk etmişsen, hesabını vereceksin. Paralel devlet diye bir çete kurulmuşsa, onu da temizleyeceksin vesselam. Peki şimdi kimin tarafı oldum? Ben ülkemin, milletimin, doğrunun, kanunun tarafıyım. Kanunun üstünde peygamber bile yoktur. Bir söz diyorum ama iddialı bir söz diyorum: Kanun peygamberin de üstündedir. Peygamber kanuna kurbandır, kanun peygambere kurban değil. Karnını aç, gel sana çubuk vuracağım denildiğinde peygamber "yok ben hukukun üstündeyim" dememiştir. Birisine bir çubuk vurduysam, buyursun gelsin vursun çubuğu, bunu demiştir. Kanun herkesin üstündedir.
Ama yalakalara göre güç odakları herkesin üstündedir, ya da dolar veren herkesin üstündedir. Hiç kimse kanunun üstünde değildir. Kanun herkesin üstündedir. Peygamberin de imamın da. Peygamber kanuna tıpatıp uymuş diye iyi adamdır, kanuna uymazsa iyi adam değildir. İmamlar kanuna tıpatıp uymuş diye iyi adam olmuşlar, uymasalardı olmazlardı. Kanun onlara uymamış, onlar kanuna uymuşlardır.
Kutsal Makam Yoktur
Milletin kafasını kurcalayıp, bu makam böyledir, şöyledir. Öyle bir makam yoktur ki kanunun üstünde olsun. Makam diye bir kutsal da yoktur. Makamda oturan ya mukaddestir ya da hırsızdır. Maddi, dünyevi mukaddes bir makam yoktur. Ali o oturduğu makamı keçi sümüğüne benzetmiştir, yırtık naylona benzetmiştir. Hatta demiştir ki bunlar kadar bile değeri yoktur. Neyini kutsuyorsun ki sen bunun? Mukaddes olan Ali diyor ki, kanundur, kanunculuktur, ihkak-ı hak'tır, hukukun korunmasıdır. Mazlumun hakkını zalimden almaktır. Mukaddes olan budur, benim yaşadığım ülkede de benim istediğim budur, maaşını ödediğim memurlar kanuna uysun, kimseden destur almasın, kanundan destur alsın. Başka birileriyle örgütlenmişler, devleti ele geçirmişler. Yok kardeşim babamın oğluyla bile olsa uymasınlar. Babamın oğluna neden uyuyorlar ki? Onlara milletin hepsi maaş veriyor, milletin koyduğu kanunlara uysunlar sağolsunlar, başka bir şey istemiyoruz. Milletin memuru olduklarını unutmasınlar, amiri değiller, patronu değiller. Milletin paralı askeri, paralı memurudur, kuludur, kölesidir. Sen kimsin millete hükmedeceksin? Millet sana görev vermiş ki ona hizmet edesin. Bu kadar basit. Bürokrat haddini bilecek, milletin memurudur, filancının, falancının memuru değil. Milletin kanunlarını uygulamakla, takip etmekle o çerçevede, kanunun ona verdiği hakkı ve yetkiyi kullanarak, milletin verdiği hakkı söylüyorum, görevini yapacak. Polis de budur, hakim de, savcı da, memur da, öğretmen de budur.
Esasen namuslu politikacı da, siyasetçi de kanun ile atama-azil yapar, yandaşlık ve yoldaşlıkla değil. Çünkü oraya atananları da bu millet atamıştır, neticede ona o görevi vermiştir. Sen istediğini götürüp atayasın diye değil. Kanuna uyan yerinde olacak. Kanuna ters bir iş yapıp başkasına uyarsa, o zaman hesabını verecek, adaletle, hukukla. Hesabı da hukukla sorulacak, birilerinin öfkesine göre değil. Kanun kimsenin öfkesine, duygusuna bağlı değil. Düzen, nizam, rejim, kanun; birilerini, partileri korumak, kişileri korumak için kurulmaz. Milletin hukukunu korumak için vardır. Benim görüşüm bu. Ali'nin görüşü budur diye benim görüşüm budur. Doğru olan budur diye benim görüşüm budur. Ben kimsenin tarafı değilim. Ben bugüne kadar safımı belirlemişim: "Ali'nin yolu, benim yolumdur."
Hiç kimse hiçbir şeyden pay çıkarmaya kalkışmasın, bizim çizgimiz Resul'un ve Ehlibeyt'in çizgisisidir. Birisi bir yerde haklı olursa haklı deriz, haksız olursa haksızdır deriz. Kimseye yandaş, yoldaş olma gibi bir fikrimiz, amacımız yok. Kuran ile, Ehlibeyt ile, Resul ile yoldaş olmak amacımız, gayretimiz budur. Yer yer biz de hata yapabilir miyiz? Yaparız. Ben masumluk iddiasında değilim. Ama toplumun sevk ve idaresinde bugün elimize yetişen fıkıh ne ölçüde masumsa, hareketin sevk ve idaresi de o ölçüde masumdur.
vesselam..."
İzlemek İçin Tıklayınız
Zeynebiye, 01 Şubat 2014 00:11
Yorumlar (0)