Çiçek: Hz. Hüseyn Hidayet Meşalesidir (Video)
Ehl-i Beyt, 13 Kasım 2013 20:29Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Evrensel Aşura Matem Merasimi'nde yaptığı konuşmada İmam Hüseyin'in faziletlerini anlatarak "Hz. Hüseyin dururken kim Yezitlerle beraber olmak ister?" dedi.
13 Kasım Çarşamba Günü Halkalı Aşura Meydanı'nda yüz binler, Cem Tv ekranlarından milyonlar İmam Hüseyin yasında buluştu. Törende konuşan konuklar önemli mesajlar verdi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in konuşmasının tam metni:
Sayın milletvekillerimiz, sayın belediye başkanlarımız, uzaktan yakından buraya teşrif eden çok değerli dostlar değerli canlar, değerli misafirler, basın mensupları hepiniz saygıyla selamlıyorum. Merasimi tertip eden sayın başta Özgündüz olmak üzere bütün kardeşlerime teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
Kutlu Muharrem ayında Evrensel Aşura Matem Merasimi’nde sizlerle birlikte olmaktan bulduğum memnuniyeti dile getiriyorum. Burada Bedir’den Kerbela’ya, Kerbela’dan Çanakkale’ye Sakarya’ya kadar tüm şehitlerimiz, şükran ve rahmetle anıyorum.
Muharrem ayı rahmetli bir aydır, Sevgili peygamberimiz bu ayda Mekke’den Medine’ye hicret etmiştir. Ayrıca inancımıza göre pek çok ilk bu ayda gerçekleşmiştir. Hz. Adem in tövbesi bu ayda kabul olmuş, Hz. Nuh un gemisi bu ayda kurtulmuştur. Musa peygamber kavmi ile birlikte bu ayda Kızıldeniz’i geçmiş ve Hz. İsa bu ayda göklere çekilmiştir.
Değerli kardeşlerim Muharrem ayı barış ve bereket ayıdır, Muharrem ayı matem ayıdır, ibret ayıdır. Savaşmanın ve kan dökmenin yasaklandığı bir aydır, yani bu ay küslerin barışması, kırgınlıkların rafa kaldırılması için bir fırsat ayıdır. Maalesef günümüz İslam dünyası Muharrem ayının anlamından da mesajından da çok uzaktadır. Kan dökülmeye devam ediyor, yüreklerimiz yanmaya devam ediyor.
İslam adına işlenen bu cinayetlerle bütün Müslümanlar töhmet altına bırakılıyoruz. İşlenen cinayetlerle İslam’ın sevgi ve hoşgörüyü örgütleyen mesajı perdeleniyor. Bu perdelemenin ilk örneği günümüzde 1374 yıl önce verilmiştir. 10 Ekim 680’de Fırat Nehri kıyısında Resul-ü Ekrem’in ve Peygamberin sevgili torunu Hz. Ali efendimizin sevgili evladı Hz. Hüseyin müminlerin mevlası, hidayetin meşalesi olan o büyük insan Kerbela’da şehit edilmiştir.
Hz. Hüseyin efendimizin şehadeti yüreğimizi yakan bir acıdır, ona indirilen kılıç darbeleri Peygamberimize ve İslam’a indirilmiştir. Ona indirilen kılıç darbeleri Hz. Ali efendimize indirilmiştir. O Hz. Ali ki Müslüman olmayı kabul eden çocuktur. Hicret sırasında Hz. Muhammed’in yatağına atıp müşrikler tarafından öldürülmeyi göze almış, adanmış kutlu bir insandır. Allah’ın cennetle müjdelediği Kabe’nin büyüklerindendir, Peygamberimizin vahiy katibidir. Hz. Hüseyin efendimiz bu kendini feda etmiş büyük insanın evladı, sevgili peygamberimizin torunudur. Hakikatin ipine tutulan ve zorbalığa boyun eğmeyen Hz. Hüseyin kendi şehadetini bize hakkı üstün tutmak için gerekirse öl demiştir.
O hakkı üstün tutmak için kendini feda etmiştir. O kendini feda ederek haklıyı ve iyiyi cesaretlendirmiştir. Doğru dururken haklı dururken, iyi dururken kim kötülerle beraber olmak ister? Hz. Hüseyin dururken kim Yezitlerle beraber olmak ister? Hz. Hüseyin efendimiz Kerbela’da sadece bizler için değil insani insan yapan bütün değerler için kendini feda etmiştir. Ne mutlu onun yolundan gidene ve ne mutlu hakkı üstün tutanlara!
Değerli dostlar, değerli kardeşlerim, 14 yüzyıl önce meydana gelen bu elim olay İslam dünyasında büyük ayrışmaya neden olmuştur. Siyasi yorum farkından kaynaklanan bu ayrışma nedeniyle Müslümanlar bütün enerjilerini birbirlerine karşı harcamak zorunda bırakılmıştır.
İnsanlığın kurtuluşu için harcanması gereken mesailer iktidar sahibi olmak için harcanmıştır. Peygamber Ekrem’in vefatının üzerinden 48 yıl; ömrünün 25 yılını Hz. Peygamberimizin yanında geçirmiş Hz. Ali efendimizin vefatının üzerinden 19 yıl geçtikten sonra düzenlenen bu meşhur katliamın bir nedeni siyasi iktidar hırsı ile bir diğer sebebi de küllerinden yeniden doğan kabileciliktir. Maalesef bu katliam ile birlikte İslam tarihine kötü bir çığır açılmış ve dönemin hanedanlığı hortlatılmıştır, halkın liyakat sahibi kişileri demokratik yollarla devlet başkanlığı görevine getirmesini önü tamamen kapatılmıştır.
Böylece Hz. Peygamberin kardeşlik bağları ile birbirlerini bağladığı insanların arasına vefatının üzerine yarım asır geçmeden geleneksel alışkanlıklar ve kabile asabiyeti girmiştir. Bugün Hz. Hüseyin efendimizin bizlere bıraktığı mesajı anlamayanları görmekten hicap duyuyoruz. Maalesef İslam dünyasında çok acı olaylar yaşanıyor. Günümüzde hala Sünni Şii diyen insanlar birbirine kurşun sıkıyor Irak’ta, Suriye de, Afganistan’da Pakistan’da, nerelerde İslam topluluğu varsa kan akmaya, kan dökülmeye devam ediyor.
Hem de Allahuekber diyerek! Allah bu kanın neresindedir? Ölen Allahuekber diyor, öldüren Allahuekber diyor. Bu nasıl bir islam anlayışıdır? Ama silahı başkaları veriyor. Bu Müslümanların eline silahları başkaları tutuşturuyor. Maalesef bu katliam ile birlikte İslam tarihinde kötü bir çığır açılmış ve dönemin hanedanlık geleneği tekrar hoplatılmıştır. İnancından dolayı insanlar şiddet uygulamasının anlatılır ve anlaşılır bir tarafı yoktur. Bizler bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibiye inanırız. Hangi inanca sahip olursa olsun, savunmasız günahsız kişilere saldırıyı asla ve asla kabul etmiyoruz.
Değerli dostlarım ve sevgili kardeşlerim bugün eskiye dair bütün kötü alışkanların hortlatıldığı 1374 yıl önceki vahşeti siyasi sebeplerle de olsa saldıracak kimse yoktur. Zira Ehlibeyt’in, Ali evlatlarının masumiyeti ortadadır.
O masumiyet ki bizlerin ortak noktası olmuştur, bizlerin ortak acısı olmuştur. Bu vahşete bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum diyerek bilginin bizlere değerini anlatan Hz. Ali efendimize ve evlatlarına duyduğumuz muhabbeti daha da derinlenmiştir. Türk milleti bu elim olay karşısında kendi irfanı ile kendi vicdanı ile tarafını seçmiştir.
Bu topraklar üzerinde yezitler tarafında olan yezit zihniyetinde olan bir insan asla yoktur. Ve olamaz. Bunun en samimi göstergesi herkesin evinde bir Ali var, bir Hasan var, bir Hüseyin var, bir Fatıma var, bir Zehra var, bir Zeynep var.
Ama anadoluyu hepimiz biliyoruz, geziyoruz, tanıyoruz, görev gereği şuana kadar yezit ismine ben hiçbir yerde rastlamadım, dolayısyla bu millet tarafını seçmiş nerede durduğunu tarihinde göstermiştir. Ama değerli kardeşlerim ortada siyasetin tarihe bıraktığı bir sorun var. Bu sorunun toplumsal tarihimizde kırılmaya neden olduğu da bir gerçektir bu gerçekliği yok saymamız mümkün değildir.
Bu matem ayı görevlerimiz arasında bir köprü olarak görülmelidir, birbirimize duyduğumuz sevgiden pekiştirmesine vesile olmalıdır. Bizlere birlikte bir gelecek hayali kurdurmalıdır. Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır, bunu asla unutmamalıyız, bir olursak diri oluruz, bugün bizi birbirimize düşürmek için oynanan oyunların farkında olmalıyız, tarih boyunca uğrunda çok vefa çekilen Alevi-Sünni ayrışmasına ve çatışmasına asla fırsat vermemeliyiz. Yeteri kadar acılar çektik, aramıza nefret tohumları ekmeye çalışanları nefretle bakmalıyız ve mesafeli durmalıyız, daha demokratik bir ülkede yaşamak, bireysel özgürlük alanlarının genişletilmesini istemek takdirle karşılanacak ve desteklenecek bir tutumdur.
Ülkemiz hakları ve özgürlükler bağlamında olgunluğa doğru hızla ilerlemektedir. Bu anlamda farklı inançlara mensup grupların sorunları daha fazla geciktirilmeden birlikte uzlaşarak çözülmelidir. Buradan bir hususu özellikle hatırlatmak istiyorum. Tarih boyunca bizi içten içe kemiren iki fitne oluştu. Biri mezhepçilik diğeri de etnikçiliktir. Bu iki fitne günümüzde yine hortlatılmaya çalışılmaktadır. Ortak değerlerimiz yerine doğuştan gelen özelliklerimiz ile üstünlük arama hastalığı yaygınlaşmaktadır.
Millet olarak hepimiz son derece dikkatlı uyanık olmak zorundayız. Başkalarının planlarının bir parçası olmak yerine kendi planlarımızı yapmak zorundayız. Başkalarının gösterdiği hedefler peşinden koşmak yerine kendi tarihsel hedeflerimize ulaştığımız takdirde çıtamız hep güçlü ve büyük olacaktır. Bu düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Birlik ve kardeşliğimizin daim olmasını cenabı allahtan niyaz ediyorum.
Konuşmanın Videosunuz İzlemek İçin Tıklayın
Ehl-i Beyt, 13 Kasım 2013 20:29
Yorumlar (0)