Özgündüz: Zeyneb'e Lebbeyk Diyeceğiz! (Video)
Zeynebiye, 08 Kasım 2013 11:59Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, bu yılki Evrensel Aşura Matem Merasimi'nin ayrı bir önemi olduğunu vurguladığı konuşmasında, "Hz. Zeyneb'e lebbeyk demek, O'na Abbas oluruz, demek için 13 Kasım Çarşamba günü yüz binler biraya gelecek" dedi.
8 Kasım Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii'ndeki cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Özgündüz şunları söyledi:
Aşura’ya birkaç gün kaldı. Çarşamba günü Aşura... Bu yıl geçmiş yıllardan daha çok Hazreti Zeyneb’ten dolayı yüreğimiz yaralı. Yezid soyu; sanki bir askeri üsmüş gibi Zehra naibesi Sıddıqe-i Suğra Zeyneb-i Kubra’nın mezarını her fırsatta hedef aldı. Şükür, Zeyneb’in dostları onlara bu fırsatı vermediler -ki Allah ırak etsin; Hucr b. Adiyy’nin mezarına yaptıklarını Hazreti Zeyneb’in mezarına yapabilirdiler- .
Ondan ötürüdür ki bu yıl Aşura’nın senaryosunda da Zeyneb’in mazlumiyeti ve kahramanlığı daha çok kendini gösterecektir. Umarım ki teknik heyet ve şebihte yer alanlar o canlandırmayı iyi yaparlar ve tiyatro arzu ettiğimiz etkiyi yaratır. Allah yardımcıları olsun.
Bu sene Aşura’da Zeyneb’e “Lebbeyk” diyerek; “Lebbeyk Ya Zeyneb” diyerek Zeyneb’in o garipliğine ses vereceğiz. Gurbette, Yezid’in (l.a) payitahtında; “Kabrime kim sahip olacak?” diyen Zeyneb’in derdine, sedasına, nidasına; “Kabrine şahbaz oluruz, Zeyneb’e Abbas oluruz!” diye haykırarak cevap vereceğiz. O yüzden; gençlerimiz, yaşlılarımız, hepiniz kadınlı erkekli, şimdiden telefonunuzu, internet sayfalarınızı neyiniz varsa hasseten Zeyneb’e. Olabildiğince Aşura günü burada dostun düşmanın kale alacağı, dosta ümit, düşmana kahır olacak bir ihtişam yaratın. Bu siz Zeynebiyelilerin namus borcunuzdur. Sizler ki “Zeyneb” adı ile dünyaya nam saldınız. Artık bu saatten itibaren zikrin fikrin bu olmalı ki, o gün o denli bir muhteşem kalabalık ile Zeyneb’e “Lebbeyk” diyeceğiz ki kulağına pamuk basanlar bile, sağır sultanlar bile duyacak ki Zeyneb’in mezarına dokundurtmaz Ali kızı Zeyneb’i, Abbas’ın ablasını bir daha Yezidiler’e esir ettirmeyiz.
Azizlerim benim yüreğimi eziyor. Siz de yüreğinizi bir yoklayın. Beni sevmeyebilir birisi. Yanlış anladığı için sevmeyebilir, ahlakımız birbirine uymadığı için sevmeyebilir, karakter sıkıntısından dolayı sevmeyebilir. Beni sevmek zorunda değil kimse. Müslüman Müslümanı sevmelidir de, beni sevmesin o sorun değil. Ama dostun düşmanın bildiği, ikrar ettiği, tescil ettiği bir vaka, bir gerçek dünyada örnek Aşura’yı İstanbul Şia’sı, Zeynebiye’de yapmıştır. Bu Aşura’nın tanınmaması, bilinmemesi; milletimiz tarafından, dünya tarafından dikkat çekmemesi için ihtilalciler ellerinden geleni yaptılar. 12 Eylül ihtilalcileri, saniyesi 220 dolardan ödememize rağmen altyazı geçme duyurusuna bile izin vermediler; özel televizyonlar da dâhil. Hiçbirisine izin vermediler ama bu gönülden kopan feryatlar ve de bütün İstanbul Şia’sının, Alevi’sinin burada toplanıp yekvücut haykırışı, kulaklarına pamuk tıkayanlara rağmen bütün perdeleri yırttı, dünyanın her yerinden duyuldu. Onların yasakları, tahripleri işe yaramadı. Gün geldi canlı yayınlar başladı, gün geldi dünya basını geldi haber yaptı, Guinness geldi; rekor merasim diye kaydetti. Bu o günkü birlik, dirlik, gayret sayesinde oldu, başarıldı.
Birlikten zarar mı gördük ki şimdi parçalanalım? Bu milletin birliğini bozmaya çalışanların birinci sebebi hasettir. Farkında değil ki kıskançlık ateşiyle imanını öyle kül etmiş ki Hüseyin tezgâhıyla oynuyor. Orayı zayıflatmaya, parçalatmaya çalışıyor. Yarın Hüseyin’in o kanlı eli yakasında olacak. Hüseyin adıyla Hüseyin bayrağını, Hüseyin’in kanlı gömleğini yırtanlar bunun hesabını verecekler. İkinci sebep, bunların bu hasediyle bu küçük dar görüşüyle, hasedin verdiği adaletiyle zaafıyla ne yazık ki bazı devletlerin, derin yerlerin suistifadesine açık oluyor ve ondan suistifade ediyor. Barekallah, iyi iş görüyorsunuz diyorlar. “Aşura’ya alternatif Aşura”… Önce esasen duyulmasın diye gayret gösteren Diyanet teşkilatı ve sayın başkanları her dönemde baktılar ki Aşura bu ülkede ve dünyada yayılıp gidiyor, taraf buluyor, bu sefer “Alternatif Aşura” oluşturarak buranın altını boşaltmaya gayret ettiler, hatırlarsanız. Birileri de, -Şii mollası- buradaki Aşura’yı bırakıp gitti, onlara ortak oldu, Nuh’un gemisinin aşını içti.
Bugün de biliniz ki aynı amaçlı, biraz daha düzlenmiş olarak, Aşura’yı bölme gayretine alet oldular. “Ses cılızlaşsın, bir yere ulaşmasın.” Ne Şam’a ulaşsın, ne Washington’a… Sen de buna çanak tutuyorsan vicdanını, gayretini, karakterini gözden geçirmelisin. Biz 400 senedir neden dövülüyoruz? Hakla olmak için, batıl tarafa gitmemek için. Babam da olsa, kardeşim de olsa, canım-ciğerim de olsa Hak ne taraftaysa ben de o tarafta olmalıyım. Bu bir ilkedir. Böyle değilsen eğer, bırak Ali’yi, git Ebu Hureyre gibi Muaviye’nin yağlı sofrasında otur. Şimdi daha ona buna kalmadan sözüm ona Hüseyinci diye geçinenler Hüseyin bayrağını yırtmaya gayret ediyor. Ben ona bir şey demeyeceğim. Ama sana diyeceğim. Sen ona prim verirsen, vicdanını gözden geçir. Allah birliğimizi, dirliğimizi bozmasın. Allah bozmuyor ki… Sen bozuyorsun. Bozmaya çalışanlara fırsat vermesin. Bozmaya çalışanları ıslah etsin. Kabulü ıslah değilse kahretsin. Allah bizi Hüseyin bayrağını yırtanların safında etmesin!
Özgündüz'ün konuşmasını izlemek için tıklayın:
Zeynebiye, 08 Kasım 2013 11:59
Yorumlar (0)