Hz. Abbas'ın Kişilik Özellikleri

Eğitim, 07 Kasım 2013 10:49

Hz.Ebulfazl Abbas (as) Efendimiz adeta erdemlerle dolup taşan bir dünya gibiydi. Hiçbir üstün kişilik özelliği veya yüce erdem yoktu ki onun kutlu zatında bulunmasın. Övünç kaynağı olarak tek başına varolan tüm erdemleri kendinde bulunduran İmam Emirul Muminin Aleyhisselam?ın oğlu olması O?na yeterlidir zaten. Hz. Ebulfazl (as) babasından yüce erdemler ve kişilik özellikleri mirası alarak Müslümanlar arasında tüm ulvi değerlerinin bir nişanesi olmuştur. Bu üstün kişilik özelliklerinden bazılarına -özetle- değineceğiz.

Hz. Abbas'ın Kişilik Özellikleri

Cesaret:

Cesaret yiğitliğin (ve adamlığın) en üstün özelliklerindendir. Çünkü bu özellik kişiliğin güçlü olmasından, sağlamlığından ve olaylar karşısındaki dirayetli duruşundan beslenir. Yani başka bir deyişle cesaret için her üç özelliğin de bulunması şarttır. Hz. Ebulfazl Abbas (Aleyhisselam) da bu özellikleri ( Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Aalihi’den sonra) gelmiş geçmiş en cesur insan olan babası İmam Emirul Muminin Aleyhisselam ile bahsettiğimiz özellikleri açıkça belli eden ve Araplar arasında bunları taşımasıyla tanınan dayılarından miras almıştır.

Hz. Ebulfazl (as) kahramanlıklarla dolu bir dünya gibiydi. Mubarek babası ile olan savaşlarda – bazı tarihçilerin de naklettiği üzere – kalbi hiç korkuyla meşgul olmamış ve sonuna kadar cesaretle savaşmıştır. Taff gününde yaptıkları ve gösterdiği üstün şecaat örnekleriyle ise tarih boyunca cesarete örnek haline gelmiş ve öyle anılmıştır. Zira Taff günü gerçekleşenler islam destanlarının arasında en yücelerindendir ve Hz. Ebulfazl (as) koca çölü kaplayan o askeri gücün askerlerinin hepsinin üzerine genel bir korku salan duruşuyla karşısındaki ordunun en cesurlarını bile korkaklığa ve dehşete mahkûm etmişti. Askerlerin korkudan titreyen dizlerini gören deprem oluyor sanabilirdi. O saldırıya geçtiğinde, ölüm koca bir gölge ya da genişçe bir çadır gibi askerleri kaplıyordu. En sonunda kardeşine olan desteğini kesmesi için kendilerine komutanlık yapmasını bile önerdiler. Bu öneri, Onları daha da küçük düşürüp inançları ve ilkeleri uğruna ettiği müdafaasının sağlaştırmaktan başka hiçbir etki etmemişti Abbas’ın cesaretle kaynayan yüreğine…
Hz. Ebulfazl’ın (as) arz eylediği şecaati ve bambaşka boyutlara taşıdığı kahramanlık örnekleri bu hayatta elde edilebilecek maddi bir ganimet uğruna yapılmış şeyler değildi. Aksine; mazlumların ve ezilmişlerin haklarının ilk savunucusu ve Şehitlerin Efendisi olan Kardeşi’nin kıyamında hayat bulan en kutsal ilkeler uğrunaydı tüm yaptıkları…

Allah’a İman:

Allah’a imanının kuvveti ve sağlamlığı Hz. Ebulfazl Abbas’ın (as) en önce gelen ve en üstün kişilik özelliklerindendir. Kendisi imanın yuvasında ve takvanın merkezinde büyümüş, Allah’a itaatin ve ibadetin okulunda yetişmiştir. Muvahhidlerin (Allah’ın yegâneliğini benimseyenlerin) önderi ve takvalıların efendisi olan Babası (as) tarafından imanın yüce cevheri, tevhidin hakikati ile beslenmiş ve bilinçli oluş , doğanın sırları ile evrenin hakikatleri üzerine düşünme, ibret alma ve ders çıkarmaya dayalı bir yetiştirme sürecinden geçirilmiştir. Yüce ve sınırsız imanının nişanelerinden biri de Allahu Teala’nın uğrunda kendini,kardeşlerini ve bazı evlatlarını feda edişidir.
Hiç şüphe yok ki Hz. Ebulfazl (as) Emevi yönetimi zamanında yokolma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş olan İslam dini ve ilkelerini savunmak amacıyla, kahramanca savaşmış ve bu mücadeleyi verirken Allah ile buluşmak ve ahret yurdunu elde etmek dışında başka bir gayesi olmamıştır.

 İzzet-i nefs:

Hz. Ebulfazl Aleyhisselam’ın üstün kişilik özelliklerinden birisi de izzet-i nefsidir. İzzet-i Nefsi O’nu, Allah’ın malını ganimet ve kullarını köle edinen Emevi yönetiminin gölgesi altında alçaklık içinde yaşamaktan alıkoymuş ve tıpkı İzzetin ve Yüce değerlere sahib oluşun şiarını yücelten ve mızrakların gölgesi altında ölümün mutluluk, zalimlerle birlikte yaşamanın ise keder olduğunu ifade eden kutlu kardeşi Ebil Ahrar’ın (as) atıldığı gibi meydana atılarak cihat etmeye itmiştir.
İzzet-i nefsin nasıl olduğunu ve tüm kavramlarını, Hz. Ebulfazl (as) Kerbela Destanı'ndaki duruşuyla tüm insanlığa öğretmiştir. Çünkü karşı ordu, savaş öncesinde ona cennet gençlerinin efendisi olan Kardeşi’nden (as) ayrılması karşılığında kendi ordularında komutanlık ve tüm silahlı kuvvetlerin desteği teklifini sunmuş, Hz. Ebulfazl (as) ise onlarla alay ederek kendisine sunulan teklifi ayaklarının altına almıştır. Ve akabinde (bu tekliften ötürü gevşemek şöyle dursun, aksine) hürriyetini, kerametini (*) ve dinini savunmak için ihlas ve şevk ile savaş meydanlarına atılmış,karşı ordunun kahraman diye öne sürdüklerini yerle yeksan etmiş ve kelleler uçurmuştur.

Sabır:

Hz.Ebulfazl’ın (as) en önemli özelliklerinden biri de yaşadığı dönemin yıkıcı denilebilecek zorluklarına ve sıkıntılarına karşı sabretmesidir. Taff günü’nde başına gelen musibet ve zorlukların ağırlığına dağ bile dayanmazdı. Ama o hiç paniğe kapılmadı. Yaşadığı onca zorluğa ve kendisi ile hane halkının başına gelenlere rağmen dilinden anlık sinire yenik düşerek öfkesine ya da olana bitene razı olmadığına işaret eden bir söz bile çıkmamıştır. Herşeyini Yüce Yaratıcısı’na teslim etmiş, bulutları delip geçen dağları bile hafif bırakacak cinsten sabır sahibi kutlu Kardeşi Şehitlerin Efendisi’nin (Aleyhisselam) izinden gidiyordu.
Hz.Ebulfazl (as) Efendimiz; her biri adeta ışık saçan birer yıldız olan şanlı ve vefâlı dostların kurbanlıklar gibi boğazlanmış halde, Kerbela’nın güneşiyle kavrulduğunu görmüştü… Çocukların “Susadım!...Susadım!...” diye feryat edişlerini de duymuştu… Vahiy hanedânı’nın yaşantıları ve sözleriyle özgür vicdanları ve akılları dirilten hanımefendileri’nin katledilmiş yakınlarına yas çığlıklarını da… Şehitlerin Efendisi (as) olan Kardeşi’nin yalnızlığını da görmüşt Kûfe’nin alçak ehli, etrafını sarmış, efendileri Mercâneoğlu’na yaklaşmak için O’nu (as) katletmek istiyorlardı…
Bu ve bunun gibi tarifi mümkün olmayan büyüklükteki sıkıntıları yaşamıştı Ebulfazl (as) Ama ne paniğe kapılmış,ne yılmış ne de vazgeçmişti… Bütün (ecri) karşılığı (yalnızca) Allah’tan bekler bir halde, kendini ve tüm işlerini Allah’a teslim etmişti.

Vefa:

Hz. Ebulfazl’ın en çok bilindiği özelliği olan vefalı oluşu aynı zamanda onu en asil kılan özelliklerindendir. Tabiri caizse vefakarlıkta dünya rekoru kırmış ve varılabilecek en son aşamaya varmıştır. Vefakarlığının ne şekilde gerçekleştiği aşağıdaki ana başlıklar altında anlatılmıştır:

Dinine karşı vefakârlığı:

Hz. Ebulfazl (as) dinine karşı en vefakar ve dinini savunma hususunda en çetin insanlardandı. Zorba Emevi yönetiminin en şiddetli tuzakları kurması, en büyük oyunları oynaması ve gece gündüz savaşması sonucu İslam yokolma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı zaman Hz. Ebulfazl (as) savaş meydanına indi. Benimsediği dini ilkeler uğruna kolları pazulardan kesilerek koparıldı ve yere yığılarak can verdi.

Ümmetine karşı vefakârlığı:

Hz. Abbas (as) Efendimiz islam ümmetinin köleliğin ve ezilmişliğin karanlık kâbusu altında yaşadığını, gidişatlarının adi suçlulardan oluşan bir Emevi çetesinin eline geçerek servetlerinin yağmalandığını ve miktarıyla oynandığını görmüştü.Bu sömürü öyle bir aşamaya varmıştı ki Emevilerin önde gelen siyasi önderlerinden biri hiç utanmadan arlanmadan şöyle diyordu:
“Sevad (Irak) Kureyş’in bağıdır” (**)
Ümmet için bundan daha aşağılayıcı bir hakaret olabilir miydi? Hz. Ebulfazl (as) ayrıca bu ümmete vefakarlığın onu içinde bulunduğu acı gerçekten kurtarmak ve özgürleştirmek için harekete geçmeyi gerektirdiğini görmüştü. Böylece kardeşi Özgürlerin Efendisi (as) , Ehlibeyt Aleyhumusselam’a mensup olan ve her biri adeta parlak birer yıldız olan yiğitler ile İmam Huseyn’in (as) dostlarından oluşan şanlı ve hür kahramanların birlikteliğinde özgürlüğün şiarını yücelttiler. Müslümanları eziklikten ve kölelikten kurtarmak ve onlara kerametlerini muhafaza etmek (Allah tarafından bağışlanmış yüce değerlerini korumak) için cihad-ı mukaddes ilan ettiler. Şehit düşünceye kadar da bu ilkelerinden bir an olsun ayrılmadılar. Ümmete karşı gösterilen bu vefakârlıktan daha eşsiz ve daha benzersiz bir vefa örneği varolabilir miydi ki?

Vatanına karşı vefakârlığı:

Emevi yönetimi sırasında islam toprakları zorlu günler geçirmiş ve sıkıntılarla ve sonu gelmeyen zahmetlerle örtülmüştü. Kerametini (Allah vergisi yüce değerini) ve bağımsızlığını yitirmiş,Emevilerin ve kureyş ile diğer yerlerden olan sömürücü sermaye sahiplerinin (bu zamanın deyimiyle kapitalistlerin) bahçesine dönüşmüştü. Sefalet ve yoksulluk iyice yayılmış, hürler ve ıslahçılar ezilmişti. Düşünce özgürlüğünün ya da fikir ve vicdan hürriyetinin gölgesinin bile eserine rastlanmıyordu. Böyle bir ortamda Hz. Ebulfazl (as) o kara düzeni, temellerini, uzantılarını ve tahtını yıkmak üzere Şehitlerin Efendisi (as) olan kardeşinin komutanlığında ayaklandı.Ve onların yaptığı fedakarlıklar sayesinde bu hedeflerin tümüne varılmıştı. İşte bu, gerçekten de İslami vatan uğruna yapılmış fedakarlığın ta kendisiydi.

Kardeşine karşı vefakârlığı:

Hz.Ebulfazl (as); zulme uğrayanların ve baskı altında tutulmuşların ilk savunucusu, aynı zamanda da Resulullah’ın (Allah’ın Salat ve selamı O’nun ve Ehlibeyti’nin üzerine olsun) Reyhanesi olan mubarek Kardeşi’ne Allah’a ahd vererek ettiği biatında vefalı kalmıştı.
Ve tüm insanlık, tüm tarihi boyunca Hz.Ebulfazl’ın (as) İmam Huseyn’e (as) karşı gösterdiği vefanın bir benzerini görmedi. Hiç şüphe yok ki insancıl olan vefakarlıkların tutulduğu divanda her şerefli ve hür insan için çekici bir kutba dönüşen bu vefa örneğinin benzerine rastlanamaz.

Güçlü İrade:

Güçlü bir iradeye sahip oluş, tarih boyunca ölümsüzleşmiş büyük kişilikleri başarılı kılan en belirgin özellikleridir. Çünkü iradesi zayıf olan bir bireyin ne toplumsal bir hedefi olabilir ne de siyasi bir eylemi yerine getirebilir.
Hz. Ebulfazl (as) iradesinin sağlamlığı ve kuvvetinin şiddeti ile ilk cinsten olan kişiliklerdendi. Hakkın cephesine sımsıkı tutunmuş, ne batılın prangalarına vurulmuş ne de batılın önünde biraz olsun boyun eğerek kendisini alçaltmamış ve tarih sahnesinde gelmiş geçmiş en eşsiz benzersiz komutan olarak yerini almıştı.
Şayet böyle olmasaydı eğer, şanlı ismi ve tarihi ölümsüzleşmezdi ki önüne geleni toza ve dumana kata kata silerek akıp giden aylar ve yıllar boyunca.

Şefkat Ve Merhamet:

Kutlu nefsi mahrum edilmişlere ve ezilmişlere merhametle dolup taşmıştı Ebulfazl’ın. En şiddetli şekilde ve en muhteşem yönleriyle Kerbela’da emevi orduları Fırat nehrini abluka altına alıp Ehlibeyt’i sudan mahrum ederek teslimiyet ile susuzluktan ölüm arasında tercihe zorladığı zaman belirmişti bu hakikat.

Hz. Abbas (Aleyhisselâm) başta Şehitlerin Efendisi (Aleyhisselâm) olan kardeşinin ve diğer kardeşlerinin yavrularını susuzluğun şiddetinden dudakları çatlamış ve renkleri solmuş halde görünce yüreği şefkat ve merhametle dolup taştı. Hemen saldırıya geçip koca ordu tarafından alta alınan ablukayı tek başına deldi ve o masum yavruların susuzluğunu giderdi.

Muharrem ayının onuncu gününde de sevgileriyle dolup taştığı zavallı yavruların susamışlık çığlıklarını duyduğu zaman içi paramparça olmuştu. Su testisini alıp Allah düşmanlarıyla onları nehrin kıyısından kovuncaya dek kıyasıya savaştı. Nehrin dibine yanaştığında susuzluktan yanmış ciğerinin ateşini söndürmek için bir avuç su aldı. Kalbindeki engin şefkat ve merhamet, suyu Kardeşinden ve O’nun yavrularından önce içmekten menetti, O da avuçlarındaki buz gibi suyu içmeden nehre attı.

Tüm ümmetlerin ve milletlerin tarihlerini araştırıp bakın, Haşimoğulları’nın Dolunayı ve Adnan (evlatları’nın) gurur kaynağı’nın tüm benliğini kuşatan türden sevgi ve merhamet bir insanı bulabilecek misiniz tüm insanlığın yaşanmış tarihinde?
Bunlar Hz.Ebulfazl’ın (as) kişilik özelliklerinden bazılarıdır. Taşıdığı bu ve bunun gibi üstün özellikler vesilesi ile babasının bulunduğu şan ve şeref zirvesine doğru yükselmiş ve orada yerini almıştır.


(*) Allah’ın insanlara bağışladığı üstün değer- keramet (Ç.)
(**) Sevad- Kara topraklar Irak’ın bir diğer adıdır. Ağaçların çok gür oluşu nedeniyle uzaktan kara göründüğü için öyle olduğu söylenir. “Irak Kureyşlilerin kendi bağları gibidir,keyfine göre kullanır. Yöre halkı köleden farksızdır. Kendi topraklarında söz sahibi değildir.” anlamına geliyor.

Eğitim, 07 Kasım 2013 10:49

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Hz. Zeyneb'in (s.a) Viladeti Coşkuyla Kutlandı

Hz. Zeyneb'in (s.a) Viladeti Coşkuyla Kutlandı

Zeynebiye’de Direnişe Destek İsrail’i Tel’in Mitingi 

Zeynebiye’de Direnişe Destek İsrail’i Tel’in Mitingi 

Nasrallah’a Yapılan Alçak Saldırı İstanbul’da Protesto Edildi

Nasrallah’a Yapılan Alçak Saldırı İstanbul’da Protesto Edildi

On Binler Halkalı'da Erbain Merasimi’ne Katıldı

On Binler Halkalı'da Erbain Merasimi’ne Katıldı

Hz. Rugayye (s.a) İkitelli’de Anıldı

Hz. Rugayye (s.a) İkitelli’de Anıldı

Zeynebiye’de Haniye İçin Gıyabi Cenaze Namazı

Zeynebiye’de Haniye İçin Gıyabi Cenaze Namazı

Özgündüz, Bu Saldırı Terör Devletine Göre Bir Eylemdir

Özgündüz, Bu Saldırı Terör Devletine Göre Bir Eylemdir

Zeynebiye’de İmam Hüseyin'in (a.s) Şehadetinin İkinci Günü

Zeynebiye’de İmam Hüseyin'in (a.s) Şehadetinin İkinci Günü

Zeynebiye'de Şâm-ı Gariban! 

Zeynebiye'de Şâm-ı Gariban! 

Yüzbinler Halkalı’da Hz.Hüseyin'e (a.s) Lebbeyk Dedi

Yüzbinler Halkalı’da Hz.Hüseyin'e (a.s) Lebbeyk Dedi

Zeynebiye'de 9 Muharrem!

Zeynebiye'de 9 Muharrem!

Zeynebiye'de 8 Muharrem!

Zeynebiye'de 8 Muharrem!

Zeynebiye'de 7 Muharrem!

Zeynebiye'de 7 Muharrem!

Zeynebiye'de 6 Muharrem!

Zeynebiye'de 6 Muharrem!

Anteplioğlu’ndan Özgündüz’e Ziyaret

Anteplioğlu’ndan Özgündüz’e Ziyaret

Zeynebiye'de 5 Muharrem!

Zeynebiye'de 5 Muharrem!

Zeynebiye'de 4 Muharrem!

Zeynebiye'de 4 Muharrem!

Özgündüz, Yas-ı Matem Programına Katıldı 

Özgündüz, Yas-ı Matem Programına Katıldı 

Zeynebiye'de 3 Muharrem!

Zeynebiye'de 3 Muharrem!

Zeynebiye'de 2 Muharrem!

Zeynebiye'de 2 Muharrem!

Zeynebiye'de 1 Muharrem!

Zeynebiye'de 1 Muharrem!

Şehitler Şah-ı Hz. Hüseyin’i (a.s) Edirnekapı Şehitliği’nde Anma Programı

Şehitler Şah-ı Hz. Hüseyin’i (a.s) Edirnekapı Şehitliği’nde Anma Programı

Zeynebiye‘de Bayrak Asma Töreni

Zeynebiye‘de Bayrak Asma Töreni

Gadir-i Hum Bayramı Halkalı'da Kutlandı

Gadir-i Hum Bayramı Halkalı'da Kutlandı

Zeynebiye'de Kurban Bayramı Coşkusu

Zeynebiye'de Kurban Bayramı Coşkusu

Mammadov’dan Özgündüz’e Ziyaret

Mammadov’dan Özgündüz’e Ziyaret

Reisi Zeynebiye’de Anıldı

Reisi Zeynebiye’de Anıldı

Başakşehir’de Kutlu Viladet Programı

Başakşehir’de Kutlu Viladet Programı

Zeynebiye’de Coşkulu Ramazan Bayramı Namazı

Zeynebiye’de Coşkulu Ramazan Bayramı Namazı

CABİR'den Bayram Açıklaması

CABİR'den Bayram Açıklaması

Zeynebiye'de 3. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 3. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 2. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 2. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Kurum'dan Özgündüz'e Ziyaret

Kurum'dan Özgündüz'e Ziyaret

Zeynebiye'de 1. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi 

Zeynebiye'de 1. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi 

Halkalı'da İmam Mehdi (a.f) Coşkusu

Halkalı'da İmam Mehdi (a.f) Coşkusu

İmam Zeynel Abidin (a.s) Güneşli’de Anıldı

İmam Zeynel Abidin (a.s) Güneşli’de Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Turgutlu’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Turgutlu’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Bursa’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Bursa’da Anıldı

Risalete Emek Verenler Programı İkitelli'de Düzenlendi

Risalete Emek Verenler Programı İkitelli'de Düzenlendi

Şah-ı Velayet İmam Ali (a.s) Bağcılar'da Anıldı

Şah-ı Velayet İmam Ali (a.s) Bağcılar'da Anıldı