Alevilikte Muharrem Ayı
Ehl-i Beyt, 02 Kasım 2013 06:07CEM Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı resmi sitesindeki "Muharrem Ayının Kutsallığı" başlıklımakaleyi sizlerle paylaşıyoruz:
Acılar çektim, Ehlibeyt’im ile
Muharrem ayın da, Kerbela çölünde
Yoldaş olup gitmen yad iller ile,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.
Şu illerin göze çektiği perde,
Beni sen düşürdün onulmaz derde.
Karar alıp duramıyom bir yerde,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.
Muharrem de davam çöller ile,
Benim davam Hak ehli kullar ile.
Kerbela'ya giden abdallar ile,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.
Pir Sultan Abdal'ım bir hava ile,
Arşa çıkardılar bin dava ile.
Kanber'in güttüğü boz deve ile,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.
Muharrem ayı, Tövbe Suresinin 5. ayetinde kötülüklerin yasaklandığı, razılıksız elde edilen kazançlarla yenen lokmaların haram edildiği Kutsal bir aydır. Muharrem, matem bir aydır, çünkü: Hz. Resullah’ın gözbebeği ve ciğer paresi olan ve onu hoşnut etmek için sırtına alıp gezdirdiği Hz. İmam Hüseyin’in anılma ayıdır. Yas-ı Matem aydır, çünkü: Kerbela’da hak için, adalet için, insan onuru ve insanlık âlemi için 72 Ehli Beyt’in şehit edildikleri aydır.
Matem aydır, çünkü: dünya saltanatı için zalime boyun eğmeden, yiğitlerin zulme karşı, kişilere örnek insan olma hedefini gösterdiği aydır.
Mübarek bir aydır çünkü yetimlerin, öksüzlerin, yoksulların doyurup, çıplakların giyindirilerek sevindirildiği aydır. Mübarek aydır, çünkü Ehli Beyt’in yas-ı mateminin tutulduğu aydır. Muharrem orucunun başlamasından üç gün evvel de Masum-u paklar yani Müslümler orucu başlar, Bu oruç Küfe’de şehit düşen Müslüm Bin Akıyl ile çocukları İbrahim ve Muhammet için tutulur. Oniki günde Muharrem orucu ile birlikte on beş gün oruç tutulur. Bu iki oruç bir bütündür, bölünmez.
Alevi inancında Kerbela vakasıyla özdeşleşen on iki günlük Muharrem orucu ile Kerbela matemi (yası), öylesine birleşmiştir ki, Aleviler bu orucu tutarken, Matemi de tuttukları bu oruçla birlikte yaşarlar. Muharrem ayının onuncu (aşure) günü kutsal kabul edilen bir ortak değer olmuştur. Tarihler bugünün değerini ve kutsallığı, birçok Peygamberlerin kurtuluşa ve selamete erdikleri gün olarak verirler. İnsanlar Peygamberlerine olan sevgi ve inançlarından dolayı, bugünü kutsallaştırmışlardır. Onun için Hz. Muhammed’den evvel gelen Peygamberler de bu kutsal günde, Yüce Allah’a, şükür ve senalarını ifade etmek için oruç tutmuşlar ve Nuh Peygamber’in kurtuluş çorbasından pişirip, fakir, fukarayı doyurmuşlar.
Allah rızasını kazanmak için hayır-ihsan yapmışlar. Hz. Muhammed de, Hz. Ali’de Muharrem de oruç tutmuşlar ve çorbalarını pişirip, hayır-ihsan yapmışlardır. Bütün tarihler, Kerbela olayına kadar olan zaman dilimi içerisinde Muharrem’in kutsallığını bu şekilde ifade ederler. Bütün Peygamber de, kurtuluş ve selamete ulaştıkları bu ayda oruç tutmuşlardır.
>Adem Peygamber, tövbesinin kabul edildiği gün için
>İbrahim Peygamber, oğlu İsmail’i kurban edilmekten kurtulduğu gün için.
>Nuh Peygamber, gemisinin karayı bulduğu gün için.
>Musa Peygamber, kavmini Firavunun şerrinden kurtardığı gün için
>Yunus Peygamber, balığın karnından kurtulduğu gün için.
>Eyüp Peygamber, dertlerine şifa bulduğu gün için.
>Yakup Peygamber, oğlu Yusuf’a kavuştuğu gün için, Muharrem orucu tutmuşlardır. Bu sebepten Muharrem’in kutsallığını, Alevilerin gönlünde kelimeler ile ifade edemeyeceğimiz bir değeri vardır.
Onun için Muharrem’in birinden on üçüne kadar matem (yas) günleridir. Kerbela şehitlerin anısına yapılan ile birlikte de oniki gün oruç tutulur, bu orucun birinci sebebi de, Kerbela da bütün Ehli-Beyt erkeklerin şehit edilmesidir. Burada sadece Hz. Hüseyin’in oğlu İmam Zeynel Abidin hasta olduğu için, babası tarafından savaş meydanına girmesine izin verilmediğinden, sağ kurtulan tek erkektir. Hz. Peygamberin soyu, bu İmam’la devam etmiştir. Demek oluyor ki, Aleviler hem Peygamberlerin kurtuluşu, hem de selamete ermelerine, hem de Hz. Peygamberin soyunun dünyadan kesilmeyip devam ettiğine, Allah’a şükür olarak oruç ibadetini yerine getirirler.
Kur’an-ı Kerim’e göre Muharrem Orucunun Kutsallığı:
Bakara süresi’nin 183 ve 184 ayetlerinde açıkça belirtilmiştir.
(Ey inananlar! Oruç sizden evvelki kitap ehli olanlara, farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı.) On Muharrem, daha İslam dini gelmeden evvel, gelmiş geçmiş peygamberlerin kurtuluş ve selamete çıktıkları gün olduğu için kutsallaşmıştır. Muharrem, Kur’an-ın dediğine baktığımız da, geçmiş bütün Peygamberlere de farz kılınmıştır. Sonradan da Hz. Muhammed’e ve onun ümmetine de farz kılındığını net bir şekilde açıklıyor.
Hz. Muhammed, Muharrem ayında Hira mağarasına inzivaya çekilerek, oruç ibadetini tamamlamış, Nuh Peygamber yine bu ayda kurtuluş çorbasını (aşure) pişirip fakir, fukarayı doyurmuştur.
İşte Bakara süresi 183. ayetin verdiği farz orucu, Muharrem ayında tutulan oruçtur. Aleviler, bu ayda oruç ibadetlerini yerine getirirler, Kerbela’yı anarlar, Kerbela şehitlerini anarlar. Bu yüzdendir ki, Muharrem ayı, Aleviler de kutsallığı farklıdır.
Muharrem de tutulan (yas-ı) matem orucundan sonra Hz. İmam Hüseyin ve Ehli Beyt lokması olarak, aşure pişirilip dağıtılır, aşure her ne kadar Hz. Nuh’un kurtuluşunun şükrü anlamına gelse de artık Hz. İmam Hüseyin ve Ehli Beyt lokması olarak, Alevi inancı erkânı içerisindedir ve bununla da bütünleşmiştir. Ayrıca Muharrem de kesilen kurban da Hz. İmam Zeynel Abidin’in kurtuluş şükrü içindir.
İşte Alevilerin Muharrem ayının kutsallığı ve orucu, bu orucu kimler için nasıl tutulduğudur. Cenabı Hakk oruçlarımızı, niyetlerimizi kabul eylesin, bizleri Ehli Beyt’in katarından, didarından ayırmasın, Mateminiz mübarek olsun.
Ehl-i Beyt, 02 Kasım 2013 06:07
Yorumlar (0)