Yeral'ın Gadir-i Hum Günü Konuşması

Ehl-i Beyt, 22 Ekim 2013 15:54

EHDAV Genel Başkanı Ali Yeral , Antakya Spor Salonu'nda düzenlenen 15. Uluslararası Hz. Ali Gadir Hum Bayramı ve Kardeşlik Konferansı'nda Ehlibeyt dostlarına seslendi:

Yeral'ın Gadir-i Hum Günü Konuşması

Hatay’ın her köşesinden katılan ve canlı yayınlarla bizleri dünyanın çeşitli yerlerinden heyecanla izleyen vefakâr - çilekeş E. Beyt âşıkları, EHDAV’ımızca 15.sini düzenlemekten büyük onur duyduğumuz; Uluslararası “Hz. Ali - Gadir Hum Bayramı & Kardeşlik” coşkumuza, meşhur adıyla Toplumsal Kucaklaşmamıza hoş geldiniz, şeref verdiniz efendim!

Sn. M.Vekillerim, kıymetli canlar, tüm zorluk, baskı ve tehditlere rağmen, Yüce Mevlamın lütfu ve siz değerli dava kardeşlerimin desteğiyle, EHDAV çatısı altında, 15. Gadir Hum coşkusunda hizmetinizde olmanın en derin sevinç ve heyecanı içindeyim. Mâide Suresinin 3. ayetince; “dinimizin kemale erdiği, nimetimizin tamamlandığı ve din olarak bize İslam’ın seçilip beğenildiği” güne hoş geldiniz, şeref verdiniz! Hz. Muhammed (S.A.A)’in, Mekke’yle Medine arasındaki Gadir-i Hum denilen yeşil ve sulak bir vadide Veda Haccı dönüşünde 130 bin civarındaki Müslümana, 2 büyük emanet olan Kuranla E. Beytini vasiyet ettiği güne hoş geldiniz şeref verdiniz! O mahşeri kalabalık ile tüm insanlığa Hz. Resulün; “ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.

Allah’ım, Ali’nin dostuna dost, düşmanına düşman ol, Ona yardım edene yardım et, Onu yalnız bırakanı yalnız bırak ve hakkı daima Ali’yle beraber kıl!” diye haykırdığı güne hoş geldiniz şeref verdiniz! Başta Ebu Bekir ile Ömer’in, Ali B. Ebi Talib’e gelerek; “müjdeler olsun ki sana ey Ali, hem bizim hem de inanan tüm erkek ve kadınların mevlası (efendisi, imamı) oldun!” diyerek tebrik arz edip biat ettikleri en büyük güne hoş geldiniz, şeref verdiniz! Hz. Ali Efendimize velâyet, imamet ve hilafetin verildiği bugünde Ona itaat, aşk ve biat tazelemek için hepimiz buradayız.

Gadiriniz de bereketini hâlâ soluduğumuz mübarek Kurban Bayramınız da hepinize kutlu ve mutlu olsun!
Sn. CHP Gen. Bşk. Yrd. değerli E. Beyt aşıkları, bu kutsal yürüyüşte izninizle biraz geriye gidip azıcık nostalji yapmak istiyorum; aslında her şey 83’lerde İ. Hatip Orta 2’ye giderken başladı. Gadir gününde Alevi esnafı kapattığından, öğle yemeği alamadığı için Alevilere kızıp köpüren bir cahil öğrencinin; “bre, bu Gadir gününde kapatan Fellahların dükkanlarını işaretleyip, geceleyin hepsini bombalayacaksın keni!” deyince irkildim. Dinine, Vatanına ve insanlığa herkesten çok bağlı olan Aleviler, bir anda ihanet ve kâfirlikle suçlanıp ağır bir şekilde cezalandırılmak isteniyor. ortamımda bu çirkin sözler söylenince, ta o zamandan kendi kendime: “Bak Ali, şayet sağ kalırsan ne yaparsan yap, neyin ne olduğunu bilmeyen ve Alevi kardeşlerinin kini üzerine yetiştirilen bu zavallı cahillere Aleviliği de, Gadiri de, E. Beyti de sen anlatmak zorundasın, bu senin boynunun borcu olsun!.” dedim.

Yıllar geçti ve 92’lerde ilk Gadir toplantısını yapmak istedik. Bu sefer kendi Alevi çevremizden önümüze dağ gibi engeller kondu. Kiminden nasihat, kiminden de tehditler aldık: “Bak kardeşim, yanlış yapıyorsun, seni öldürürler, bizi asıp keserler, kan gövdeyi götürür, gel bu sevdadan vazgeç, sana ne ya, otur oturduğun yerde, başka işin mi yok, aksi halde biz seni bitireceğiz?!” gibi bazısı renkli, bazısı da çirkin sözleri birileri icat etti, diğerleri de onları bize farklı zemin ve zamanlarda binlerce kez ninni gibi dinletti. Baktık olacak gibi değil, 95’te Diyarbakır’dan askerlikten döndük, uzun ve yorucu bir maratondan sonra bu sefer 98’de kurduğumuz EHDAV çatısı altında Gadir toplantısını yapmak istedik. Ama yine aynı nakaratlar, ağırlaştırılmış hakaret ve tehditlerle ısıtılıp tekrar önümüze kondu...

Ve sene 2000, artık canımıza tak etti, yeni milenyumda kim ne derse desin ve kim ne yaparsa yapsın, hakaretler de yesek, tehditler de alsak, tek başımıza da kalsak, bu iş canımıza da mal olsa, yıllardır hazır olan kefenimizin yanına vasiyetimizi yazdık, yakınlarımızla helalleştik ve “ya Allah, ya Ali, ya Hıdır!” diyerek bu meşaleyi Nisanda Antakya’dan yakıp mukaddes yürüyüşü başlattık.

Zira biz, Hz. Ali ve Gadir yolunda ölmekten korkan değil, bunu en büyük şeref ve mutluluk sayan bir soydan geliyoruz. Sonuç neye mal olursa olsun, en kutsal bayram olan Gadirin yüzlerce delili Sünni kardeşlerimizin kaynaklarından anlatılmalı, tarih boyunca kendisine kafir ve hain gözüyle bakılan bu mazlum, mağdur ama necip Alevilerin da başı, -Arşa kadar olmasa da- layık olduğu yere kadar artık yükseltilmelidir dedik!..

Büyüklerimizin küçükken; “çocuklar, atalarımızdan duyduk göreceksiniz, bir gün gelecek Köprübaşında bile yüksek sesle ve korkusuzca herkes Gadir Bayramına davet edilecektir” sözünü, sanırım siz de çok duymuşsunuzdur. Kurban olduğum Allah, bu kutsal davanın hammallığını yapma şerefine, fakir bendenizi layık görmüştür. Mevlama sonsuz şükürü, siz değerli dava kardeşlerime de teşekkürü bir borç bilirim.

Bu etapta, sizinle beraber rahmetli ecdadımızın rüyalarını gerçekleştirmenin ve mukaddes Gadir davasını tüm Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa gündemine taşımanın da haklı gururunu yaşıyoruz. Ama sanılmasın ki, buralara kesinlikle basit, tesadüfî bir şekilde veya hazıra konarak gelmedik.

Bu çileli kutsal yürüyüşte ne kadar büyük zorluk, stres, yokluk, maddi – manevi ağır bedel, hakaret ve tehditlerle karşılaştığımızı, bizimle beraber sadece Yüce Allah bilir. İlk yıllarda; “Gadir asla açıklanmaz, bunun yetkisini ona kim verdi, sanki ondan soran mı var, biz dernek de, toplantı da, protokol da, basın da istemiyoruz!” diye bağırıp bizi aforoz eden, topa tutan ve hatta birilerini bize kışkırtanların, 20 yıl sonra da olsa izimizden tıpış tıpış gelmelerini, hem tarih kaydediyor, hem de sizin gibi biz de onları tatlı bir tebessümle izliyoruz.

Ama 15 yıl deyip geçmeyin, geçen gün 2000’deki ilk Gadir görüntülerine şöyle bir baktım da; o zaman yüzümde ağarmış bir kıl bile yoktu, şimdi ise hemen hemen ağarmamış bir kıl yoktur. Evet, kimileri Hakkın yolunda, Halkının hizmetinde, Hz. Ali ve Gadir sevdasında saçlarını ağartır, hayatını harcar. Kimileri de Hakkın karşısında, dünyevi çıkarları, zevk-u sefası uğrunda ve Emeviler yolunda, saçlarını ağartıp hayatını harcar. Velhamdulillah!...
 
Sn. CHP Gen. Bşk. Yrd. kıymetli misafirler, malumunuz komşu ve kardeş ülke Suriye 3. yılında, Emperyalizmle Siyonizme boyun eğmemenin ağır bedellerini ödüyor ve şer güçlerine karşı aslanlar gibi direniyor. Şii Ruhani ve Maliki ile Alevi Esad’ın varlığına tahammül edemeyen Batılı devletlerle yerli temsilcileri, Suriye rejimini devirmek için bütün şiddet ve terör yöntemleriyle ülkeyi adeta harabeye çevirdiler. Demokrasiyle hiç tanışmayanlar, Suriye’de insanlık dışı cinayetlerle yüz binden fazla masum kişinin ölümüne sebep oldular.

Büyük bölümü Antakya’dan geçen bu teröristler, tekbir eşliğinde hem Alevi, hem Sünni, hem de Hıristiyan akrabalarımızı kesmekle, kafa derilerini yüzmekle, benzin döküp yakmakla ve ırza geçmekle kalmadılar, rahmet ve barış dinimizi de lekeleyip onu şiddet, terör, işkence, tecavüz ve infazların dini gibi gösterdiler. Buradan onları da, destekçilerini de, bir kez daha Yezit’in lanetiyle lanetliyoruz!..

İslam düşmanı Ebu Süfyan’ın karısı, Muaviye’nin annesi ve Yezit’in nenesi Hind, 15 asır önce Peygamber amcası Hz. Hamza’nın göğsünü yarıp kediler gibi kalbini çiğniyor, bugün de Suriye’de aynı Emevi Hind’in torunları aynı Peygamber torunlarının kafasını tekbir eşliğinde kesiyor ve göğüslerini yarıp kalbini yiyor!.

Takva ve ilim timsali yaşlı Alevi şeyhi merhum Bedir GAZEL işkenceyle şehit ediliyor, Antakya ziyaretinden dönen 2 Hıristiyan Metropolit yine kafaları kesilerek öldürülüyor, Sünni bir neslin kitaplarıyla yetiştiği, takva ve ilim deryası, 80 yaşındaki merhum Ramazan El-BUTİ de Kuran okuturken camide hunharca şehit ediliyor. Ama bunlarla beraber orada yapılan tüm sivil katliamlara karşılık, Hükümet ile Diyanetten şu ana kadar kuru bir taziye / kınama mesajı bile duymadık, yazıklar olsun, affedilmez tarihi hatadır, onların bu tavrını kınıyoruz!.

“1-2 ayda, hatta 1-2 haftada bile Esed’i devireceğiz” diyen şer güçlerle saz arkadaşlarının, ilahi bir hikmetle bir bir çekip gittiğini hepimiz ibretle izliyoruz. “Birkaç günde hatta birkaç saatte, Şam’a girer orada çay içeriz, Emevi camisinde bayram namazı kılarız” diye hayal görenler de, çok kötü bir kâbusla uyanmanın hala şokunu yaşamaktalar. İlginçtir, Selefi bir şeyh 2 yıl önce olayların yeni başladığı Ramazan ayı başında dedi ki; “Ramazan ayı biter, Bayram olur ve Esat hala ayakta kalırsa, canlı yayında tüm dünyaya Allah’ın Alevi olduğunu ilan edeceğim!” Allah’ın da Alevi olduğunu daha yeni öğreniyor, ne yapsın adam, cahil kalmış?!.

Değerli kardeşlerim, son yıllarda çok sinsice Sünniliğin içi boşaltılarak; Emevi, Harici, Vahhabi, Selefi, tekfirci yani ABD güdümünde bir Sünni İslam oluşturulmak isteniyor. Aslında bu tehlike bizden çok Sünni kardeşlerimizi rahatsız etmelidir. Sünni kardeşlerimiz; tekbir eşliğinde çocuk kafası kesen, insan eti yiyen, askerlerin kanını içen ve cihat nikahı adıyla, eşleri önünde kadınlara sırayla tecavüz eden bu sefil yaratıkların Sünnilikle de, İslamla da, insanlıkla da hiçbir alakalarının olmadığını tüm dünyaya haykırmaları lazımdır! Aksi halde herkes kendilerini onlar gibi görecektir. Özellikle E. Beyt sevgisiyle yetişen, her namazda E. Beyte salavat gönderen ve savaşlara; “ya Allah, ya Muhammed, ya Ali!” nidalarıyla çıkan Türk milleti, Emevi olamaz, Vahhabi olamaz, E. Beyt ve Alevi düşmanı olamaz! Büyük T.C Suud, Katar, ABD ve İsrail safında İran, Irak, Suriye ve Lübnan Alevilerinin düşmanı olamaz!.

Sn. M.Vekillerim, kıymetli canlar, Reyhanlı’daki menfur terör saldırısında resmi ağza göre hunharca şehit edilen 53 vatandaşımıza, Allah’tan rahmet, cani katillerine de lanetler diliyoruz!. Demokrasi yürüyüşünde de maalesef üçü Antakyalı olan; Abdullah CÖMERT, köylüm A. İsmail KORKMAZ ve Ahmet ATAKAN, toplam 6 gencimizi şehit verdik. Onları tekrar buradan rahmetle, katillerini de lanetle yâd ediyoruz.

Malumunuz bendeniz Nisanda İran’da bir konferansta konuşmacı olarak bulunurken, ipini koparan bazı yaratıklar da evime girme, odamı dağıtma ve beni yakmakla tehdit etme küstahlığında bulundular. Kendilerince beni korkutup sindirecekler ve sesimi kesecekler. Ama onlar baltayı taşa vuracaklarını, korkmak yerine cesaretle mücadelemizin katlanarak artacağını ve kalleşçe saldırı için Hatay’da yüz binlerin, Türkiye ve İslam dünyasında da milyonların öfkeyle ayağa kalkacağını ve ölümüne yanımızda duracaklarını hesap edemediler. 6. ayına giren bu menfur saldırının, artık sonuçlanmasını ve o sefil yaratıkların da acilen tatmin edici cezaya çarptırılmasını istiyoruz!..

Sn. Gen. Bşk. Yrd. muhterem katılımcılar, son günlerde demokratikleşme paketi, Alevi çalıştay ve açılımlarını sıkça duymaktayız. Biz, doğrusu şişirilmiş ve şüpheli paketlerden artık dağın fare doğurmasını değil, Alevi sorunlarının gerçek ve daimi şekilde çözülmesini istiyoruz. Eğer samimice bir Alevi açılımı yapılacaksa, ilk önce Cem evlerimize “ucube ve cümbüş evi” diyenlerin sözlerini geri alıp Alevilerden özür dilemesi lazımdır!

Bu millete rağmen 3. köprüye inatla koyulan “Y. Selim” adının da hemen kaldırılması lazımdır. Ad sıkıntıları varsa, onlara; “Y. Emre, P. Sultan, Mevlana, M. Kemal, Cumhuriyet, Barış, Sevgi ve Kardeşlik” adlarını önerelim. Eğer Alevi açılımı yapacaksanız; cem evlerine “terör yuvası” diyen ve “Hüseyin’le Yezit arasındaki kavgada, biz Yezit’in safındayız” deme gaflet, dalalet ve küstahlığında bulunan tahrikçileri önce partinizden, daha sonra da Milletin Meclisinden kovmakla başlayın!

Zira TBMM, hiçbir tarihte İ. Hüseyin (A.S)’ı bırakıp melun Yezit’in safına geçmedi, onlara rağmen de hiçbir zaman geçmeyecektir! O ucube tiplere diyecek tek lafımız; Mevlam sizi Hz. Hüseyin’in şefaatinden mahrum etsin ve ceddiniz Yezit’le haşretsin inşallah tamam mı?! Açılım yapacaksanız, 97’den beri isteyip durduğumuz Gadir Bayramı ile Aşura Matem gününü resmi tatil yapmakla başlayın!

Son yılların modası haline gelen; “Alevilik buysa ben de Aleviyim” nakaratını siz de çok duyuyorsunuz değil mi? Bu memlekette sadece namaz kılıp oruç tutmakla, E. Beyt adı koymak ve onlara kuru bir sevgi duymakla Alevi olunacağını sanan o kadar zavallı var ki!.. Oysa ömrünü İslam ve Nebisiyle savaşarak geçiren Ebu Süfyan da, Hz. Ali’ye Cuma hutbelerinde 83 yıl açıkça lanet okutan Muaviye de, Hz. Hüseyin’i şehit edip Kâbe’yi yıkan melun Yezit de sözde çok namaz kılıp oruç tutar ve namazda E. Beyte salavat gönderirdi. Bize sorarsanız biz; devşirme, siyasi, göstermelik, yan sanayili ve çakma 4X4’lük Alevi değil, Ali’nin dostuna dost, düşmanına düşman olan Alevi istiyoruz! Yani Ali’ye Selman olan ve ta ezelden aşkla ikrar veren gerçek Alevi istiyoruz!

Bir de geçen ay kamuda büyük tartışma başlatan “Cami – Cem evi” projesi çıkarıldı. Kanaatimizce; şirin Antakya’nın Kurtuluş Cad.de Alevinin Hz. Hıdır (A.S) türbesi, Sünni kardeşimizin Sermaye Camisi, Hıristiyan vatandaşımızın Katolik Kilisesi ve Yahudi vatandaşımızın Havrası arasında 150m bile yoktur. Aslında bu milletin yapay ve işal yapılara hiç ihtiyacı yoktur, kendi arasında zaten tam barışık ve kardeştir. Biz tabi ki camiye de cem evine de evet diyoruz. Ama projesi ABD’de çizilen, CIA finanslı ve FBI patentli Camiye de cem evine de bu milletin karnı toktur!..

Sn. M.Vekillerim, değerli misafirler, geçen yıl tarihe büyük harflerle not düştüğümüz konuşmamızda, biz Alevilerin kimlerin safında ve niye olamayacağımızı buradan beyan etmiştik. Bazı anlama özürlüleri safımızı anlamakta güçlük çekmişler, onun için kısaca safımızı tekrar arz etmek istiyorum: E. Beyte gönül vermiş Biz Aleviler; başkalarının değil, Bezm-i Elestte Hakka “Beli” diyenlerin safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. Adem’le Hz. Habil’in safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. Nuh ile Hz. Şit’in safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. İbrahim’le Hz. İsmail’in safındayız!

Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. Yakup’la Hz. Yusuf’un safındayız!. Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. Musa ile Hz. Yuşa b. Nun’nun safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. Hıdır ile Hz. Zekeriya’nın safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. Süleyman’la Hz. Asaf’ın safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. İsa ile Hz. Şemun’nun safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.A)’le Hz. Aliyy-i Murtaza’nın safındayız!

Biz Aleviler; başkalarının değil, Fatıma-yı Zehra ile Zeyneb-i Kübra’nın safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Hasan-ı Mücteba ile Hüseyn-i Kerbela’nın safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Cafer-i Sadık ile İmam Mehdi’nin safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Ahmet Yesevi ile Bektaşi Veli’nin safındayız! Biz Aleviler; diğerlerinin değil, Yunus Emre ile P. Sultan’ın safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, Müntecebeddin El-Ânî ile Mekzun-i Sincari’nin safındayız! Biz Aleviler; başkalarının değil, ezelden beri Hakkın, haklının, mazlumun ve mustazafın safında olduk, ebediyete kadar da olmaya devam edeceğiz!..

Sn. katılımcılar, kıymetli canlar, dün Adana Alevi platformunda muhteşem bir Gadir coşkusu yaşadık, bugün hizmetinizde olduk, kısmetse 27 Ekimde de Alm. / Mannheim’daki Defne Klt. Der. Bşk. Sn. Ayhan KUZU’nun davetlisi olarak Avrupa’daki canlarla Gadir coşkusunu yaşayacağız.

Burada sözlerimi noktalarken; birbirinden değerli konuşmacılarımızın verecekleri önemli mesajları dikkatle dinlemenizi, Hz. Ali ile Gadir aşkı için bir saatinizden feragat etmenizi, zengin programımızı sonuna kadar dinlemenizi rica ediyor ve misafirden önce ev sahibinin gitmesinin büyük yanlış olacağını hatırlatmak istiyorum. Hepinize en samimi selam, hürmet ve muhabbetlerimi arz ediyorum efendim, Hz. Ali’nin ve Gadirin aşkıyla kalın…

Ali YERAL
EHDAV Gen. Bşk.

Ehl-i Beyt, 22 Ekim 2013 15:54

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Hz. Zeyneb'in (s.a) Viladeti Coşkuyla Kutlandı

Hz. Zeyneb'in (s.a) Viladeti Coşkuyla Kutlandı

Zeynebiye’de Direnişe Destek İsrail’i Tel’in Mitingi 

Zeynebiye’de Direnişe Destek İsrail’i Tel’in Mitingi 

Nasrallah’a Yapılan Alçak Saldırı İstanbul’da Protesto Edildi

Nasrallah’a Yapılan Alçak Saldırı İstanbul’da Protesto Edildi

On Binler Halkalı'da Erbain Merasimi’ne Katıldı

On Binler Halkalı'da Erbain Merasimi’ne Katıldı

Hz. Rugayye (s.a) İkitelli’de Anıldı

Hz. Rugayye (s.a) İkitelli’de Anıldı

Zeynebiye’de Haniye İçin Gıyabi Cenaze Namazı

Zeynebiye’de Haniye İçin Gıyabi Cenaze Namazı

Özgündüz, Bu Saldırı Terör Devletine Göre Bir Eylemdir

Özgündüz, Bu Saldırı Terör Devletine Göre Bir Eylemdir

Zeynebiye’de İmam Hüseyin'in (a.s) Şehadetinin İkinci Günü

Zeynebiye’de İmam Hüseyin'in (a.s) Şehadetinin İkinci Günü

Zeynebiye'de Şâm-ı Gariban! 

Zeynebiye'de Şâm-ı Gariban! 

Yüzbinler Halkalı’da Hz.Hüseyin'e (a.s) Lebbeyk Dedi

Yüzbinler Halkalı’da Hz.Hüseyin'e (a.s) Lebbeyk Dedi

Zeynebiye'de 9 Muharrem!

Zeynebiye'de 9 Muharrem!

Zeynebiye'de 8 Muharrem!

Zeynebiye'de 8 Muharrem!

Zeynebiye'de 7 Muharrem!

Zeynebiye'de 7 Muharrem!

Zeynebiye'de 6 Muharrem!

Zeynebiye'de 6 Muharrem!

Anteplioğlu’ndan Özgündüz’e Ziyaret

Anteplioğlu’ndan Özgündüz’e Ziyaret

Zeynebiye'de 5 Muharrem!

Zeynebiye'de 5 Muharrem!

Zeynebiye'de 4 Muharrem!

Zeynebiye'de 4 Muharrem!

Özgündüz, Yas-ı Matem Programına Katıldı 

Özgündüz, Yas-ı Matem Programına Katıldı 

Zeynebiye'de 3 Muharrem!

Zeynebiye'de 3 Muharrem!

Zeynebiye'de 2 Muharrem!

Zeynebiye'de 2 Muharrem!

Zeynebiye'de 1 Muharrem!

Zeynebiye'de 1 Muharrem!

Şehitler Şah-ı Hz. Hüseyin’i (a.s) Edirnekapı Şehitliği’nde Anma Programı

Şehitler Şah-ı Hz. Hüseyin’i (a.s) Edirnekapı Şehitliği’nde Anma Programı

Zeynebiye‘de Bayrak Asma Töreni

Zeynebiye‘de Bayrak Asma Töreni

Gadir-i Hum Bayramı Halkalı'da Kutlandı

Gadir-i Hum Bayramı Halkalı'da Kutlandı

Zeynebiye'de Kurban Bayramı Coşkusu

Zeynebiye'de Kurban Bayramı Coşkusu

Mammadov’dan Özgündüz’e Ziyaret

Mammadov’dan Özgündüz’e Ziyaret

Reisi Zeynebiye’de Anıldı

Reisi Zeynebiye’de Anıldı

Başakşehir’de Kutlu Viladet Programı

Başakşehir’de Kutlu Viladet Programı

Zeynebiye’de Coşkulu Ramazan Bayramı Namazı

Zeynebiye’de Coşkulu Ramazan Bayramı Namazı

CABİR'den Bayram Açıklaması

CABİR'den Bayram Açıklaması

Zeynebiye'de 3. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 3. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 2. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Zeynebiye'de 2. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi

Kurum'dan Özgündüz'e Ziyaret

Kurum'dan Özgündüz'e Ziyaret

Zeynebiye'de 1. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi 

Zeynebiye'de 1. Muhtemel Kadir Gecesi İhya Edildi 

Halkalı'da İmam Mehdi (a.f) Coşkusu

Halkalı'da İmam Mehdi (a.f) Coşkusu

İmam Zeynel Abidin (a.s) Güneşli’de Anıldı

İmam Zeynel Abidin (a.s) Güneşli’de Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Turgutlu’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Turgutlu’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Bursa’da Anıldı

İmam Hüseyin (a.s) Bursa’da Anıldı

Risalete Emek Verenler Programı İkitelli'de Düzenlendi

Risalete Emek Verenler Programı İkitelli'de Düzenlendi

Şah-ı Velayet İmam Ali (a.s) Bağcılar'da Anıldı

Şah-ı Velayet İmam Ali (a.s) Bağcılar'da Anıldı