..Ve Mutlu Son
Gündem, 20 Ekim 2013 02:28Suriye'de rehin tutulan 9 Lübnan vatandaşı Beyrut'a ulaştı, pilotlarımız da eşzamanlı olarak İstanbul'da geldi.
İmam Rıza (as) ziyaretinden dönerken Suriye'de teröristler tarafından rehin alan 9 Lübnanlı, Türk pilotların serbest bırakılmasıyla eş zamanlı olarak serbest bırakıldı.
Suriye'nin Azez bölgesinde kaçırılan 9 Lübnanlıyı taşıyan Katar'a ait özel uçak Beyrut Uluslararası Havaalanı'na indi. Azez'de kaçırılan ve dün serbest bırakılarak Türkiye'ye teslim edilen 9 Lübnanlı, Lübnan Emniyet Müdürü Abbas İbrahim eşliğinde Beyrut'a geldi. Havaalanında Lübnan İçişleri Bakanı Mervan Şerbil, Dışişleri Bakanı Adnan Mansur ve bazı milletvekilleri de serbest bırakılan Lübnanlıları karşılamak için hazır bulundu.
Lübnanlıların yakınları, akrabalarını karşılamak için Beyrut Havaalanı önünde toplandı. Kalabalık ellerinde Lübnan bayrakları ile üzerinde Abbas İbrahim'e verdiği çabadan dolayı teşekkür ettiklerini belirten pankartlar taşıdı.
Pilotlarımız yurdumuzda
Türk pilotlar Murat Akpınar ile Murat Ağca'nın içinde bulunduğu uçak, İstanbul Atatürk Havalimanı'na indi. Pilotları Başbakan Erdoğan karşıladı
Lübnan'da kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan Türk pilotlar Murat Akpınar ile Murat Ağca'nın içinde bulunduğu uçak, İstanbul Atatürk Havalimanı'na indi. Pilotları İstanbul'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve pilotların ailesi karşıladı.
Lübnan'da 71 gün sonra serbest bırakılan Türk pilotlar Murat Akpınar ile yardımcısı Murat Ağca, özel uçakla Türkiye'ye getirildi.
Atatürk Havalimanı'na inen uçağın yanına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Murat Akpınar ve Murat Ağca'nın ailesi gitti. Uçaktan inen pilotlar aylardır bekledikleri ana kavuştu. Murat Akpınar uçaktan iner inmez oğlunu kucakladı, havaya attı ve sarıldı...
Başbakan Erdoğan'a İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş eşlik etti. Uçağın hemen yanında pilotlar ile Erdoğan görüştü.
Kötü muamele görmedik
Pilot Murat Akpınar, sıcağı sıcağına açıklamalarda bulundu. Akpınar şunları söyledi:
"İlk 1 ay çok zordu. ilk 15 gün bir oda içerisinde tutulduk ve güneş yüzü görmedik. İki kez transfer edildik. Bu transferler kaçırılma olayı gibiydi; silahlı kişilerce yapıldı. İlk kaçırıldığımızda 1 hafta boyunca havalimanına çok yakın bir yerde tutulduk. Uçak sesi duyuyorduk...
Bizim oradan kaçmamız imkansızdı; bunu transferler esnasında fark ettik. Hayatımızı çok zorlaştıracaktı. Sağ kalmamızın tek yolu onlarla iyi geçinmekti ve öyle de oldu. Aralarından biri çocuğunun adını Murat koyacak. Biz onlar için çok şey ifade ettik. Bize asla kötü muamele yapılmadı. Kötü laf, darbe, şidet uygulanmadı. Böyle bir şey uygulansaydı emin olun buraya gelmezdik.
Başbakan'ıın evime yaptığı ziyaret, Cumhurbaşkanı'nın aileleri kabul etmesi bize dayanma gücü verdi. Bu bizi esir alanlar için de değerliydi. Buna göre bir değerlendirme yaptılar ve bu da bize dayanma gücü verdi. Biz dayandık, ailem dayandı ve Türk insanının yapması gerekeni yaptık. Devletin bizim yanımızda olduğunu biliyorduk. Allah herkesten razı olsun.
Sayın Başbakanımız gecenin bu saatine kadar bizi beklemiş. Olayı, başından beri takip ettiğini, biraz uzun sürdüğünü bildiğini söyledi. Daha sonra ayrıntılı görüşeceğiz...
Bizi kurtarmak için bir operasyon yapılmış olsaydı, 100'e yakın insan ölürdü. Bizi orada koruyan insanlar 100 kişinin üzerindeydi. Umudumu asla yitirmedim. Arkamda bu kadar insan var, neden yitireyim..."
Gündem, 20 Ekim 2013 02:28
Yorumlar (0)