Özgündüz: Farklılığımız Güzelliğimizdir
Zeynebiye, 05 Ekim 2013 16:35Halkalı Zeynebiye Camii?nde kılınan Cuma Namazı?nda binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, birlik ve beraberlik mesajları verdi.
Farklılığımız Zenginliğimizdir
Eskibağlar Beyazıt Camii İmamı Ömer Kurt ve beraberindeki heyeti selamlayarak başladığı konuşmasında Özgündüz, Lailaheilallah, Muhammed Resulullah diyen herkesin kardeş olduğunu, komşuluk ilişkilerinin daha çok geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. “Mezhep imamları, İmam Cafer-i Sadık (as) mektebinde yetişmiş İslam fakihleridir, bu nedenle biz birbirimize öteki değiliz. Farklıyız, bir çok farklılıklarımız var, ancak güneş doğduğunda yıldızların farklılıkları nasıl yok olur giderse, bizim de farklılıklarımız öyledir. Kelime-i Şehadet altında farklılıklar ihtilaf, tenazu değildir, farklılıktır ve farklılıklarımız güzelliğimizdir. Farklılık güzelliktir, farklılık olsun ki bir şeyleri konuşabilelim, ama birbirimize diretmeden.” dedi.
Tekfirciler İngiliz Ajanlarıdır
Özgündüz, “Diğer mesele, neticede, Sayın Diyanet İşleri Başkanımızın, hem Başbakanımızın, El Kaide adıyla telin etmeleri, iyi bir gelişme bence. Fakat El Kaide bir fikrin doğurduğu sonuçtur. Sebep, El Kaide'yi, El Nusra'yı, doğuran şey, o Selefi, Vahabi, tekfirci anlayıştır.
Esas olarak Müslümanların bu anlayışa karşı durmaları gerekir. Nasıl bizde Ehli Sünnet'in mukaddesatına sövmek için oluşturulmuş ajan gruplar var, Ehli Sünnet'e sövsünler de, onları tahrik etsinler. Aynı şekilde, Sünni içerisinde de Vahhabi, Selefi tekfirci grup oluşturulmuştur. Onlar da, kendilerinden olmayan herkesi, tekfir ederler.
Siz Ebu Eyyub'un ziyaretine gittiniz mi? Esselamu aleyke dediniz mi müşrik olursunuz. Peygamberin ziyaretine giden bile ölüdür, ölü Muhammed elimdeki baston kadar hayrı yoktur diyen böyle bir anlayıştır bu. Peygamber mezarını, şüheda mezarını ziyaret ettikleri ve tevessül ettikleri, "Allah'ım bu şehidin yüzü suyu hürmetine benim günahımı affet," veya, " bu velinin yüzü suyu hürmetine oğluma şifa ver." dersen, müşrik olursun diyor bu anlayış.
Diyelim ki müşrik oldum ne olacak? Kuran diyor ki; müşrikler de seninle barış içerisinde yaşıyorsa, sen de barış onlarla. Ama bunlar diyor ki, yok, katlin vaciptir, hatta ceninine kadar, çocuğuna kadar, katlin vaciptir. Onun için çocukların üzerine bomba atabiliyorlar, çocukları, kadınları öldürüyorlar.Her rezaleti, milletin, namusunu, malını, canını, helal sayıyorlar.Kürtler Sünni’dir, ancak Rojava'da Kürtler'i de öldürüyorlar, çünkü onlar da müşriktir. Böyle sapık, çarpık bir anlayıştır bu.
İngilizler, Osmanlının birliğini bozmak için, Osmanlının şahsında İslam birliğini bozmak için, Muhammed Abdul Vahhab vasıtası ile oluşturdular. İslam’a karşı, Osmanlı'ya karşı kullandılar. Bugün de İslam birliğine ve İslam’ın dünyada, Avrupa'da, Amerika'da, doğuda, batıda geliştiğini, gün geçtikçe diğer dinlerden İslam’a teveccüh olduğunu görünce, şimdi de emperyalistler onları bu şekilde İslam’ın çehresini, imajını bozmak için, kullanıyorlar yine.
Tekfirci Anlayışı Lanetleyin
Müslümanlar topyekûn olarak bu anlayışa karşı durmalı. Kim, Müslümanların kendisi gibi düşünmeyen diğer kesimlerine kafir diyorsa, bilin ki, o onlardandır. Tekfirci anlayışı lanetleyin ve kendinizden uzaklaştırın kendinizden, Şia'dan da olsa, Sünni'den de.
Hem Başbakan'ın, hem Diyanet İşler Başkanı'nın El Kaide'yi telin etmeleri önemli bir adım, fakat, o Vahhabi anlayışın telin edilip, halka deşifre edilmesi gerekir. Bizim yaptığımız gibi yapılmalı. Ben nasıl diyorum, Şia'nın da Sünni mukaddesata sövenleri bizden değil, İngiliz ajanıdır, Müslümanların arasına fitne sokmak için görevlendirilmiştir, sen de bunu demelisin. Ajanın Şii'si, Sünni'si yok, Müslümanlar arasında fitne çıkarmak isteyenin Şii'si, Sünni'si olmaz, emperyalizmin uşağıdır. Bu gözle bakacaksınız.
Lailaheilallah, Muhammed Resulullah diyen bir kesime, bir Sünni mezhebe kafir diyen bir Şia müçtehidi var mı, yoktur. Peki, 12 imamdan birisi böyle bir şey demiş mi, yok. Öyleyse, kim bunu yapıyorsa, bilin ki İngiliz’e, Amerika'ya, İsrail'e hizmet ediyor. Sövmeyeceksin kimsenin mukaddesatına.
Kuran değil Müslüman kardeşinin mukaddesatına, müşriklerin putuna bile sövmeyi yasaklıyor. Siz birbirinizle oturur konuşursunuz, ama sövme hakkınız yok. İnsan olun, adam olun, bunu diyor.” dedi.
Kavram Kargaşası Yaratmayın
Geçtiğimiz hafta TRT Türk kanalındaki bir programda Ehlibeyt konusunun konuşulduğunu ve kavram kargaşası yaratıldığını belirten Özgündüz, özel bir kanalda değil de, TRT’de bunun yapılmasının manidar olduğunu söyledi.
“Geçen hafta, özel kanallarda olsa yine neyse de, TRT'de birisi çıkmış, "Bunun aksini diyen var mı, sizin ev halkınız, kaynatanız, kayınınız sizin evinizin halkı değil mi, bunun aksini diyen cahillik eder, Ehlibeyt demek.." genişlettikçe, genişletmiş.
Sahabenin, sahabe makamı vardır kendi yerinde, Allah ve Resul'e gönülden inanmış, davasına sadık kalmış bütün yarenine, ashabına rahmetini, selamını, bereketini göndersin. O sahabelik kurumu, başka bir kurumdur.
Peygamberin hanımları, müminlerin anasıdır, Peygamberimiz, 14 evlilik yapmıştır, bir arada 9'dan fazla olmamıştır, ama 14 evliliği olmuştur. Bu konuda, hangi hanımına sövebiliriz? Allah korusun, eğer Resul’ün namusu olduğunun farkına vararak yaparsanız kafir olursunuz. Senin eşin kötü olsa bile, birisi sövse, kabul eder misin? Peygamberin namusuna sövmek, hangi mantığa hizmet olur?
Bunların hepsinin hürmeti vaciptir ki, Ali (as) Cemel'de öyle davrandı. Kendisine karşı savaşanı bile, hürmetle Medine'ye geri gönderdi, hürmetinde kusur etmedi. Analarımıza hürmet edeceğiz. Sevmek gönül meselesidir, ben Hatice'ye denk hiçbir Umm-ul Muminin’i görmüyorum, Resul-u Ekrem'de öyle demiştir. Ama bununla ben kafir olmam, diğeri de eş görüyor, şu anamızı öbür anamızdan üstün görüyorsa, o da onunla kafir olmaz. O da, onun meselesi. Konuşabilir miyiz, konuşabiliriz, ama sövemeyiz, böyle bir hakkımız yok.
Sahabelerden hangisini hangisinden üstün tutuyoruz, hangisini daha çok seviyoruz, bu da bizim münazara konumuz değil, olmamalı. Ama merak ediyorsa, anlatırsın niye bunu ondan daha çok sevdiğini, sövmeden, hakaret etmeden.
Bizim Ehlibeyt anlayışımız Kuranî’dir, Azhab Suresi'nin 33. ayetinin bütün tefsirlerine baktığımızda, Peygamberimiz abası altında toplayıp, "Ehlibeytim sadece bunlardır, Allah'ım, bunlardan her türlü pisliği, kötülüğü, uzaklaştır, onları tertemiz kıl." diye dua etmiş, bu konuda da duası kabul olmuş, ayet gelmiştir. Defalarca, "benim hanedanım, bunlardır", demiştir. Hanımları, o abanın altına girip, Ehlibeyt'e dahil olmak istemiş, izin vermemiştir. Onların bir makamı var, Umm-ul Muminin diye bir makamı var, ama hanedan olmak başka şeydir.
Osmanlı hanedanından bu kadar padişahı birisinin kaynatasının adını bilen var mı burada, kaynatası kimdi? Hanedan değil ki. Peygamberimiz diğer kızlarını, ya da diğer kızlarından olan torunlarını da almamış abanın altına. Bu hanedanı temsil eden, Mübahaleye giden, O 5 kişidir. Her fırsatta bu hanedanı temsil eden bu 5 kişidir diye belirtmiştir, Şia kaynaklarında da, Sünni kaynaklarında da.
Peygamberimiz Kimi Diyorsa Ehlibeyt Onlardır
Bir eve giren-çıkan herkes ev halkıdır, bu başka bir konu, ama Resul’ün Ehlibeyt'inden bahsediyorsak, Ehlibeyt'im bunlardır demiştir. Abayı niye attı üstüne, 5 kişiyi, Arabistan'ın sıcağında abanın altında toplamanın bir anlamı olması lazım. Sınırlamak istedi, siz niye zorla o abanın altına başkalarını sokuyorsunuz? Karısını Peygamber sokmuyor, siz başkasını ha bire, kayın, kaynata, bacanağı bile oraya sokmak isterseniz, olmaz kardeşim. Peygamber'in diğer kızları da vardı. Birisinin hakkında sahih bir fazilet getiremezsiniz. Peygamber kızı olmak, bir fazilet değil mi, fazilettir. Sahabe olmak bir fazilet değil mi, fazilettir. Ama Peygamber istismar edilmesin diye, Onlar hakkında bir şey dememiştir. Fatıma'yı farklı tutmuştur. Fatıma, Seyyidet-i Nisa-ul Alemin’dir, işte Buhari, işte Müslim, işte diğer sahih kaynaklar.
Diğerleri için bunu dememiştir, Fatıma farklıdır. Diğerleri falancı ile evlendi, evlensin, ondan önce müşrikle evlenmişti, Ebu Leheb'in çocuklarıyla evlenmişti, boşadılar.
Ama Fatıma farkldır, bütün kadınları üstündedir. Diyor ki, birisi gelsin bana ispatlasın. Neyi ispatlayacağım? İşte senin önünde Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Sihah-i Sitte, bak bakalım, bu hanedan kimdir.
Sahih-i Müslim'de, Saad İbni Ebu Vakkas'a, Kadisiye kahramanı olan sahabiye sorun Peygamberin hanımları da hanedandan mıdır, Ehlibeyt’ten midir diyor, hayır. Kadın bugün senin evinde olur, yarın boşarsın gider babasının evine. Ama Ehlibeyt bunlardır.
Bir de Prof. unvanı var tamam bir şey demiyorum ama, gelip kavramları karıştırması gerekmiyor. Peygamber’e soracağız sahabe kimdir, kimi derse başımız üstüne, Ehlibeyt’in kimdir, kimi derse başımız üstüne. Peygamber tarif edecek, her birerimiz yanımızdan bir tarif çıkarırsak, demek ki biz ayırmak için uğraşıyoruz. Peygamberde ihtilafımız yoktur çok şükür, Peygamberimiz ne diyorsa başımız üstüne. Ehlibeyt’im bunlar demiştir, Onlardır, sana artık teslimiyet düşer.
Allah birliğimizi dirliğimizi bozmasın, fitnecilere fırsat vermesin, İslam alemini, milletimizi, camiamızı nadan dost, şeytan düşmanın şerrinden korusun. Allah Müslümanlara tarihlerine yakışır, yeniden bağımsız, özgür, hür, dünyaya ders veren, İslam’ın rahmetini yayan şuuru, birliği ve kuvveti nasip etsin.
Zeynebiye, 05 Ekim 2013 16:35
Yorumlar (0)