Tuzluca'da İmam Mehdi (af) Coşkusu (Foto)
Ehl-i Beyt, 24 Haziran 2013 06:02Tuzluca Al-i Aba Derneğiyle Dünya Caferi Alimler Birliği (CABİR)'nin birlikte organize ettiği, İmam Mehdi?nin 1179. doğum yıldönümü münasebetiyle düzenlenen 4. Uluslararası İmam Mehdi 'yi anma ve kutlama programı büyük coşkuya sahne oldu.
Programa, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Irak’ın Necef kentinden El Hikme Müessesesi Dış İlişkiler Sorumlusu H.Seyyid Salih El Hekim, H.Seyyid Kasım Cemal, İran’dan Ayetullah Hüseyin Hatemi, Cabir Başkanı H. Hasan Karabulut, Iğdır Ehlibeyt Alimleri temsilcileri, Erzurum Üniversitesinden Prof. Dr. Kerem Karabulut, Cem Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Ali Yüce, Garnizon Komutanı, Milli Eğitim Müdürü, Sivil Toplum Örgütü Temsilcileri katıldı.
Al-i Aba Derneği Yöneticilerinden Ş. Bilal Otay, programın açılışında yaptığı konuşmada, Al-i Aba Kültür Derneği ve Dünya Caferi Alimler Birliği'nin organize ettiği bu kutlama programına katılanlara, her iki dernek adına teşekkür ederek, bu yıl dördüncüsünü düzenlemiş olduğu uluslararası doğum günü programını ihtişamla kutlamanın gururunu yaşadıklarını söyledi.
"Temeli atılan 250 metre karelik binanın hayrat ve konferans salonunun açılışını da bu yıl yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Katkıları olanlara teşekkür ediyoruz." diyen Otay, "Dernek binamızın yapılmasıyla daha güzel faaliyetlere imza atacağımızı ifade etmek istiyoruz. Artık bize yakışır bir mekân ve adresimiz var." diye konuştu.
Törende konuşan Cabir Başkanı Hasan Karabulut, Hz. Mehdi konusunun bütün Enbiya’nın dilinde, kitabında, bütün beşeriyetin dilinde ve arzularında var olan bir hakikat olduğunu ve beşeriyetin en önemli konularından biri olduğunu vurguladı.
Karabulut şöyle konuştu, Nur suresinin 55. Ayetinde şöyle buyuruluyor: “Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.
Allah kendine inananlara üç hususu vaat ediyor. Yeryüzünün tamamına ilahi iktidar, ilahi devlet, ilahi hükümet, hâkim ve egemen olacaktır."
İkincisi Kur’an diyor ki, İlahi kanunlar dünyanın tamamına yansıyarak yaşanır bir hale gelecek, herkes bu emirleri yaşar hale gelecek.
Üçüncüsü böyle bir toplumda korkular ortadan kalkacak, korkunun yerini hükümette emniyet ve güven alacaktır. Ahdedilen bu vaat Hz. Adem’den Hz. Muhammed (saa)’a ve günümüze kadar gerçekleşmemiştir.
Bu vaadi gerçekleştirecek olan kişi bütün İslami eserlerde net olarak açıklanmıştır. Allah’ın vadidir yeryüzünde tevhid hakim olacak, tevhidin ışığında adalet, hak, özgürlük ve emniyet hakim olacak. Bütün İslam kaynaklarında bunu gerçekleştirecek olan kişinin Hz. İmam Mehdi olduğu belirtilmiştir.
Yaşadığımız yüzyılda ne yazık ki Müslümanlar bu Kur’ani hakikatleri gözlerinin önüne alıp, bu hakikatler etrafında birleşerek zulme, şirke, hurafeye hayır demek yerine birbirlerine zulüm ve hakaret ve ihanet ederek dinini ve dünyasını bozan bir toplum haline gelmiştir.
İmam Mehdi gerçeğini Siyonist ve Emperyalizme uşaklık eden Vahabiler bile İmam Mehdi hakikatini itiraf etmişlerdir diyen Cabir Başkanı, Ehlibeyt olmadan hak, hukuk ve adaletin insanlığa gelmeyeceğini söyledi. Biz bütün insanlığı, Kur’anı, Peygamberi yeniden anlamaya çağırıyoruz. Selefi ve Vahabiler'e de sesleniyoruz Şii kanı akıtmaktan vaz geçin.
Kanını akıttıklarınız Kur’an’ın özünü, Peygamber'in sahih sünnetini yaşayanlardır. Biz İslam toplumundan şunu istiyoruz gelin bu Allemlere rahmet Peygamber'i yeniden tanıyalım. Komşularımızla güzel münasebetler kuralım. Birlikte vahdet içerisinde yaşayalım. İnsanca, müslümanca yaşamanın adresi, Kur’an ve imanı yaşamanın adresi Ehlibeyttir. Bu hakikatleri gerçekleştirecek İmam Mehdi (af)’dir diye konuştu.
Kutlama töreninde konuşan Tuzluca Belediye Başkanı Ahmet Said Türkan, Hz. İmam Mehdi’nin 1179. doğum yıldönümünde Türkiye Caferileri Liderine emeği geçenlere, yurtiçi ve dışından törene katılanlara teşekkür etti.
Türkan, hepimizin İslam toplumu adına bağrı yaralı. Dünya haritasını açıp baktığımızda nerde kan ve gözyaşı varsa, İslam coğrafyasında olduğunu görüyoruz. Kendimizi yeniden gözden geçirmek durumundayız. Ortadoğudan Afrika’ya kadar zulümler işlerinken biz Ehlibeyt'i ve Kuran'ı unutmuş çıkar ve menfaatlerimizin peşine düşmüşüz.
Çoğu zaman İslam’ı da kendi çıkarlarımız için kullanır duruma gelmişiz. Allah’tan dileğimiz hepimizi Kuran'ın ve Resululah’ın öğretilerine uygun yaşamayı nasip eylesin diyerek birlik ve beraberlik mesajı verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'de törende bir konuşma yaptı. Özgündüz konuşmasında şunları söyledi; "Bugün insanlığın özlemi, haksızlığın ve zulmün son bularak adalet ve esenliğin gelmesidir. Mehdi gelecek yeryüzü adaletle dolacak. Temel sorun adalettir. Bir devlet küfür üzerine yaşar ama zulüm üzerine devam etmez. İslam’ın temeli adalettir. Adalet yoksa İslam ve insanlıktan da bahsedilemez. Avrupa’da ve ülkemizde ayaklanmalar var nedeni adalet ve eşitliğin olmayışındandır. Dünyanın her neresinde olursa olsun haksızlık ve zulme direnenlere selam olsun." diye konuştu.
Törende Konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz güne ve gündeme dair önemli mesajlar verdi:
Özgünüz; “Allah bu günü kendinin zuhurunda kutlamayı bizlere nasip etsin. Diğer âlimlerim birbirlerini sabote etme yerine Eyyamullah'ı paylaşarak birlikte yapılmasının daha doğru olacağını ifade etti.
Ali Aba Derneği'ni kutluyorum. Halkalı deyince nasıl ki akla Aşura, Hatay deyince Gadir-i Hum geliyorsa, Tuzluca deyince de artık akla İmam Mehdi’yi anma günü geliyor. Allah Kuran'da açık ve net olarak buyuruyor ki; Andolsun ki biz, Tevrat’tan sonra Zebur’da da yazdık, Şüphe yok ki yeryüzü, temiz kullarıma mîras kalır.
Hz. Mehdi’yi kafamızın dışında tutarak düşünelim, bir ümmet yeryüzüne nasıl hakim olur? Başsız, imamsız, öndersiz, lidersiz, öndersiz, başkansız böyle bir şey düşünülemez ki? Yani bir devlet var ama salihlerin devleti ve bu bütün yeryüzüne hakim olmuştur. Bu devletin başı her kimse yeryüzüne salihlerin cihan şümul devletini kuracak o lider kimse onu selamlıyorum. Allah onu selamlamıştır. Peygamberimiz bize yer-gök aleminden, yaratılmamış olan bir dünyadan bahsetti, biz iman ettik. Şimdi doğduğu tarihçe sabit olan ve peygamberimizin bu konuda bini aşkın hadisi naklolmuştur. Mehdilik konusunda başka bu kadar çok hadisin naklolduğu başka bir konu yoktur. Sünni kaynaklarda da yüzlerce ve dört yüzü aşkın sahih yüzlerce de rical ilmi bakımından sıkıntısı olan hadisler vardır.
Rical ilmi açısından sıkıntılıda olsa bir hadis birçok kaynaktan geliyorsa rical ve ilmi hadis alimlerinin deyimiyle bu hadisler birbirini teyit eder. Bütün yalancılar sözbirliği edemez ki! Bini aşkın hadis var bu konuda. Sen buna inanmazsan rical ilmi açısından ve ravilerinde sıkıntılı olan bir hadise diyor ki “Allah’ı dolunayı gördüğümüz gibi kıyamet günü göreceğiz” Bu akidenin esası oluyor ve televizyonlarda çıkıp “Cennet içre cemalini görenlerden eyle ya rabbi” diyor ve sen de amin diyorsun. Aydın, münevver, aklı başında insanlarımız da huzu ve huşu içerisinde amin diyor. Oysa Allah bundan münezzehtir.
Hz. Peygamber (saa) benim soyumdan demiş mi demiş, Mehdi Fatıma’nın evladıdır, İman Hüseyin’in soyundandır demiş, yer yer Abdulhamit’in desturuyla yazılan şeyh Süleyman Kunduzi eserinde on iki imamı isimleriyle sayarak İmam Mehdi gerçeğini yazmış, Buhari, Tirmizi demiş mi demiş peki bunlar sahihtir diyorsunuz üzerinde tereddüt olmayan sahih kaynaklardır, diyorsunuz. O halde bu konunun üzerinde tereddüt uyandırma gayretini ben anlayamıyorum. Bu neye hizmettir? Hz. Adem, bu dünyaya geldiğinden beri bir savaş başlamıştır. Hak batıl savaşı. Bu savaşın Rahman'ın tarafında yeryüzüne mutlak hâkimiyeti getirecek olanı Allah müjdelemiştir. Onun hükümetinde kimsenin geçim ve gelecek kaygısı olmayacak dedi.
Özgündüz, Vahhabi-Selefi tehlikesine dikkat çekerek şunları söyledi: "Suriye’yi feşeden Peygamber sahabesi Hucr bin Adiyy’nin mezarını yıkarak kabirden çıkardı, Osmanlıya karşı kurulan İngiliz dini Vahhabiler. Adam eti yiyen canilerle biz arkadaş olmuşuz. Bu İngiliz uşaklarını karnımızın üzerinden geçirip komşu bir ülkede fitne çıkarıyoruz. Bu utanç bize yeter. Gittiğimiz yere barış, huzur ve adalet götüren bir milletiz. Balkanlarda bu topraklarda bulunandan daha çok eser bırakmış Osmanlı. Bu da heykelini Afganistan’da yıkan Vahhabi Talibanların neticesi değil mi Myanvar’daki Müslüman katliamı. Suriye’de Alevi-Nusayri bir devlet başkanı var tahammül edemiyorsunuz." diyen Özgündüz şu anda Afrika’da Şii yok ama Afrika’nın tamamında savaş ve kan var. İç savaş var Selefi- İslam’ın tapusu olan eserleri Vahhabilerle diğerlerinin. İslami eserleri yıkıyorlar. İngilizlerden daha çok bu İngiliz uşakları yapıyor.
Biz Caferiler olarak nerede duruyoruz? Bu ülke bizim. Biz bu ülkenin asli unsurlarıyız. Buranın çakılını kimseye vermeyiz. Ama hiç kimseye. Buraya göz diken gözü kör ederiz kim olursa olsun. Toprak bütünlüğümüz, milli birliğimiz ve devletimizin bekası vazgeçilmezimizdir. Gün gelir vatanımız tehlikeye düşerse en önde biz canımızı siper ederiz. Ama bu bir partiyi, bir ferdi sevme mecburiyeti doğurmaz bana. Bunu kendi adıma diyorum benim bu ülkedeki şu veya bu parti değil devletimin, yasalarımızın faaliyet izin verdiği meşru olan her partiye ben aynı mesafededir. Ne düşmanım var ne de kankam. Eşit mesafedeyim. Hiçbir parti benim partim değil. Benim idealimdeki parti henüz yeryüzünde yok. Benim parti o geldiği zaman olacaktır. Beni adam yerine koyan seçilme hakkımı tanıyan partiye oyumu veririm. Asılında partiye de değil ben insanıma oyumu verimim. Allah indinde de cevabım var. Bu benim kendi görüşümdür.” diye konuştu.
Cem Vakfı Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Ali Yüce yaptığı konuşmada: "On ikinci imamın sonuncusunun, hidayet meşalesi, insanlığa huzuru, barışı, sükûnu mutluluğu ve adaleti getireceğini söylüyoruz. Zamanın ve asrın sahibidir O. Biz inandığımız değeri, çağırdığımız değeri yaşamada başarıya ulaşabilirsek İmam Mehdi’nin sevgisini ve yolunu ihya etmiş olacağız. Biz Zulmü kendi varlığımızda bitireceğiz, zulmün yok olmasında birlikte hareket edeceğiz. Önderimiz ise İmam Mehdi’dir. Zulme sesiz kalarak bizi nasıl olsa kurtaracak bir var diyerek beklemek bu inanca aykırıdır." diye konuştu.
Necef El-Hikme Müessesi Dış İlişkiler Sorumlusu H. Seyyid Salih El- Hekim törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Yeryüzüne adaleti sağlamak için Allah tarafından gönderilecek olan İmam Mehdi (af) mübarek doğum gününde sizlerle biraraya gelmekten büyük onur duyuyorum. Allah onun zuhurunu görmeyi, duasını almayı cümlemize nasip eylesin. Sizlere Necef-ül Eşreften Hz. Ali’nin mukaddes hareminin civarında bulunan büyük taklit mercii Hz. Ayetullah Seyyid Said El- Hekim’in selam ve dualarını getirdim. Ümidimiz öyle bir zaman gelir ki taklit mercilerimizin bizzat kendileri böylesine güzel meclislerde sizlerin arasında olur inşallah. Şimdi Necef şehrinden Türk halkına şunu hatırlatmak istiyorum dünyanın birçok ülkesinde Şii Müslümanlara yönelik terör saldırısına maruz kalıyor. Irak’ta her gün kan dökülüyor. Yine Suriye’de aynı şekilde. BM raporunda Şii Müslümanlara yönelik toplu katliamların olduğu bizzat beyan edilmiştir. Ancak bizler bu Beni- Ümeyye, Emevi oğullarının evlatlarına şunu söylüyoruz Ehlibeyt'in Hz. Ali’nin sevgisini kalplerine bir çivi gibi çakan bu Müslümanlar öldürüldükçe bu sevgi daha çok pekişmektedir. Hz. Ali sadece Şiiler'in, Aleviler'in imamı değil, kalbinde adalet ve insafı taşıyan herkesin ortak değiridir.
Lübnanlı bir Hristiyan şair diyor ki Hz. Ali’nin Şiiler'ine, O'nu sevenlerdir demeyin, içinde insaf ve vicdan duygusu taşıyan herkes Hz. Ali’nin dostudur. Bizler bu gün adalet bayrağını taşıyan ve Peygamberlerin misyonunu tamamlayacak olan Hz. Mehdi (as)’in ilahi hüküm gereği müminlerin gözlerinden kayba çekilmiş ve Müslümanların dini yönetimini müçtehitlere, taklit mercilerini teslim etmiştir. Bin yıllık ilim havzasında yetişen Müçtehitler her türlü fedakârlıkta bulunarak İslam’ın hükümlerini yürütmeye çalışmışlardır. Başka mezheplere dikkat ederseniz sürekli olarak hükümetlere ve sultanlara yönelmiş ve gerçek yoldan uzaklaşmışlardır. Bizim ulemamız şer-i hükümleri ve ne yapmamız gerektiğini Ehlibeyt’in söz ve buyruklarından almışladır.
Bu basit bir olay değildir. Hz. İmam Hüseyin (as) İslam dininin raydan çıkmaması için kendi canı dahil bütün sevdiklerini kurban vermiştir. Bu kan gerçek İslam ile Emevi İslam’ının zıt kutuplar olduğunu ortaya koymuşlardır. İslam alimleri müçtehitler sadece İslam dinini korumakla kalmamış başka din ve mezheplerden olanlara da somut ve canlı örnek olmuşlardır. Bunların sayesinde bu yol korunmuştur. Dünyanın neresinde olursa olsun müçtehitlerine bağlı ve onların fetvalarına göre amel ederler. Bu gün milyonlarca Müslümanın kalbi Hz. Ali ve Hz. İmam Hüseyin’le atıyorsa bunun tek sebebi o yüce makamın onları cezbetmesinin sonucudur. 1911 Yılında Fransız bir yazar diyordu ki eğer bir toplum Hz. Ali ve Hz. Hüseyin’e bağlıysa onlar diri bir toplumdur, asla ölmezler. Kimse böyle bir topluma galebe çalamaz. Yine bir Alman yazar diyor ki; Ehlibeyt dostlarının iki özelliği var açık görüşlü ve inançlarının net olmasıdır. Onların İmam Hüseyin ve Ehlibeytin ziyaretleri onları beslemektedir. Baskılar onları Ehlibeyt'e daha çok bağlamaktadır. Ehlibeyt dostlarına şunu diyorum; hepimiz aynı bünyeyi oluşturmak, hak ve adalet bayrağını taşımalıyız. Karşımızda Emeviler'in temsilcisi bir zümre var. Onlar İmam Hüseyin’i öldürenlerdir. Onalar bu günde sivil masum insanları katledenlerdir. Biz Hz. Ali’nin şu düsturunu bayrak edinmişiz: “İnsanlar ya dinde kardeşin ya da yaradılışta eşindir.” Bütün inanç mensuplarıyla bizler adalet ordusu oluşturmalıyız diye konuştu.
Ayetullah S. Musevi Erdebili’yi temsilen programa iştirak eden H. İslam Saadeti de yaptığı konuşmada şunları söyledi; "Sizlere Ayetullah Seyyid Musevi Erdebili’nin selam ve duasını getirdim.
Deyin deyin dağdan aşan yellere,
Derelerde çoşkun çoşkun sellere,
Gadahlı dillere, yasak ellere,
Azatlık bayrağını yükselten gelmiş,
Bütün zalimleri gocaldan (ihtiyarlatan) gelmiş.
Birliğe ve vahdete büyük önem veren bu güzel toplumu kutluyorum. Bu toplumdan büyük feyiz aldım. Bu ülkenin büyük alimi H. İslam Selahattin Özgündüz, Suriye’de adam ciğeri yiyenlerden bahsetti, feryat ederek buyurdu ki; Meğer insan, insan ciğeri yer mi? Ben de diyorum ki:
Gelin insanlığı bayrak eyliyek,
Neyzeni sındırıp, gelem eyliyek,
Ne insan öldürek, ne gam eyliyek,
Gelin insan olup adam yaşıyah,
Hürriyet dalından, çiçek daşıyah.
Bizim dinimizde, bir müslüman feryad ettiğinde onun yardımına koşmuyorsa, o, müslüman değildir. Her mazlumun ahı bizim yüreğimizi kanatıyor diye konuştu.
Programda Zehra Ana Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Meftune Atam, konuşmasında teşekkürlerini sunarak, Zehra Ana Derneği faaliyetlerinden bahsetti.
Program sonunda, geçtiğimiz yıl temeli atılan Al-i Aba Derneği'nin salavatlarla açılışı yapılarak, kurdela kesimi gerçekleştirildi ve ikram yapıldı.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen program, yapılan dualarla son buldu.
Ehl-i Beyt, 24 Haziran 2013 06:02
Yorumlar (0)