Cumhurbaşkanı Gül'ün, İsrail Mesajları
Siyaset, 07 Şubat 2013 14:55Mısır?da devam eden 12. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi?nde "Filistin?deki Yerleşimler" konulu özel oturumunda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül, "İsrail?in bölgede fiilî durumlar yaratarak kendi çözümünü empoze etmeye çalışması beyhude bir çabadır. İsrail için özel ve farklı bir hukuk uygulanmayacağını hep birlikte anlatmalıyız. İsrail?in saldırganlığına son verilmesi ve yasadışı yerleşimlerin durdurulması, tüm uluslararası camianın sorumluluğudur" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuşmasında, Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasının önünde en büyük engelin, İsrail’in, Filistin’deki yasadışı yerleşim faaliyetleri olduğunu vurgulayarak, bu durumun, sadece İslam dünyasının değil tüm insanlığın vicdanını derinden yaraladığını belirtti.
“İsrail'in, Kardeş Filistin Halkının Haklarını Gaspeden Hukuk Tanımaz Tutumunu Reddediyoruz"
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında, “Bugünkü özel oturumla, İsrail’in, kardeş Filistin halkının haklarını gasp eden bu hukuk tanımaz tutumunu, İslam ülkelerinin tek vücut halinde reddettiklerini ve İsrail’in oldu-bittilerini hiçbir şekilde tanımayacaklarını bir kez daha ilan etmekteyiz. Sayın Genel Sekreterin istifademize sunduğu kavram kâğıdı, İsrail’in yasadışı yerleşim faaliyetlerinin arkasındaki saikleri ve bu yıkıcı tutumunun olumsuz etkilerini tüm boyutlarıyla gözler önüne sermektedir” dedi.
“Filistinli Kardeşlerimizin Vatan Toprakları da Tüm Dünyanın Gözü Önünde Gasp Edilmektedir"
Cumhurbaşkanı Gül, Oslo Sürecinin başladığı dönemde 200 bin civarında olan Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimci sayısının, bugün 650 bine ulaşmış olmasının, iki devletli çözüm çerçevesinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti için hayati bir tehdit oluşturduğunu ve ilgili BM kararları çerçevesinde sonuçlandırılmaya çalışılan barış sürecinin önündeki en büyük engellerden birisini teşkil ettiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Gül şunları söyledi: “Filistinli kardeşlerimizin sadece vazgeçilemez hakları değil, vatan toprakları da tüm dünyanın gözü önünde gasp edilmektedir. Başta Doğu Kudüs olmak üzere, Filistin topraklarındaki yerleşimler uluslararası toplumun tüm uyarılarına rağmen genişlemekte, çoğalmakta ve kendilerince, ‘yasal’ hale getirilmektedir.”
Cumhurbaşkanı Gül, yerleşimcilerin, Doğu Kudüs’te veya Batı Şeria’daki cami ve kiliselere pervasızca tecavüzlerini sürdürdüklerini, bu durumun, İsrail’in, Kudüs’ün binlerce yıllık Müslüman ve Hıristiyan tarihiyle Filistin geçmişini silme çabasına işaret ettiğini kaydetti.
İsrail'in Mescidi Aksa Çevresinde Yürüttüğü Kazılar
İsrail’in yürüttüğü kazıların, başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal mekânları tehdit ettiğine de değinen Cumhurbaşkanı Gül, Filistinlilere, kendi toprakları olan Doğu Kudüs’te inşaat izni verilmediğini, Kudüs’teki Filistinlilere ait evlerin bir bir yıkıldığını ya da istimlâk edildiğini söyledi.
“İsrail, Kudüs'ü Diğer Filistin Topraklarından Ayırmayı Amaçlıyor"
Doğu Kudüs’ün, bugün yasadışı yerleşimlerle tamamen çevrelenmediğini, İsrail tarafından inşa edilen Ayrım Duvarı ile Kudüs’ün Batı Şeria ile fiziki, siyasi, kültürel ve sosyal bağlantısının kesildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, İsrail’in bu şekilde Kudüs’ü diğer Filistin topraklarından ayırmayı amaçladığını bildirdi.
"Ayrım Duvarı Bir Utanç Abidesidir"
Cumhurbaşkanı Gül, İsrail’in başta Kudüs olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında demografik durumu değiştirme gayretlerinin, bir utanç abidesi olarak yükselen Ayrım Duvarı ve Filistinlilere yönelik diğer zalimane eylemlerinin geçerli ve meşru olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Şunu herkesin bilmesi gerekir: İsrail’in bölgede fiilî durumlar yaratarak kendi çözümünü empoze etmeye çalışması beyhude bir çabadır. Bölgede, kalıcı barış ve istikrarın önünde en büyük engel olarak duran İsrail’e artık oyunun bu şekilde devam edemeyeceğini, hiçbir ülkenin hukukun üstünde olmadığını, İsrail için özel ve farklı bir hukuk uygulanmayacağını hep birlikte anlatmalıyız. Bu çerçevede, İsrail’in saldırganlığına son verilmesi, Filistin halkının topraklarını İsrail devletinin sınırsız desteğiyle bir virüs gibi saran yasadışı yerleşimlerin durdurulması tüm uluslararası camianın sorumluluğudur.”
“Kudüs'ün Tarihi Doku ve Kültürel Karakterinin Korunması Tüm İnsanlığın Mesuliyetidir"
Üç kutsal dinin ortak mirası olan Kudüs’ün tarihî dokusunun ve kültürel karakterinin korunması tüm insanlığın mesuliyeti olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, İslam dünyası olarak, Filistin’in kalkınmasına ve refaha kavuşmasına engel olan kısıtlamaların son bulmasına yönelik ortak hassasiyetleri sürdürmeye devam edilmesi gerektiğini, bunu yalnızca sözle değil, eylemle de ortaya koymak gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, bu çerçevede kavram kâğıdında sunulan önerileri dikkate şayan bulduklarını belirterek, söz konusu öneriler temelinde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak birlikte kararlı bir şekilde hareket edilmesi ve uluslararası camiaya da örnek oluşturarak harekete geçilmesi gerektiğini aktardı.
“Yeni İsrail Hükümeti Barış Süreci İçin Üzerine Düşeni Yapma İradesini Göstermeli"
İsrail, Filistin’in, BM’de 29 Kasım günü “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü kazanmasını yasadışı yerleşim faaliyetlerini genişletmek için bir bahane olarak kullandığına da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, “Bu durum, BM’de uluslararası toplumun ezici çoğunluğu tarafından verilen mesajın İsrail tarafından ne yazık ki doğru algılanmadığını göstermektedir. Yeni İsrail hükümetinin barış sürecinin ilerletilmesi için üzerine düşeni yapma iradesine sahip olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Bu da, Filistin halkının topraklarının gasp edilmesini barışçı bir şekilde protesto etmek amacıyla kurduğu çadırların sökülmesiyle değil, Batı Şeria’nın ücra köşelerine kadar uzanan tüm yasadışı Yahudi yerleşimlerinin kaldırılmasıyla mümkün olabilecektir” dedi.
Siyaset, 07 Şubat 2013 14:55
Yorumlar (0)