Özgündüz: Suriye ve Bahreyn Birlikte Çözülmeli
Zeynebiye, 22 Ekim 2012 03:40Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Suriye ve Bahreyn sorununun birlikte çözülebileceğini, bu konuda Türkiye'nin önemli rol üstlenmesi gerektiğini söyledi.
Suriye ve Bahreyn'in aynı şartlarda çözülmesi gerektiğini belirten Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Türkiye'nin bu çözümün başrolünde olması gerektiğini, böyle bir durumda Türkiye'nin İslam tarihinin yıldızı olacağını söyleyerek şöyle dedi: "Arap Baharı başladığında benim söylediğim bazı şeyler vardı. O dönemde kendisine ulaşabilecekler aracılığıyla Başbakanımıza, bizzat kendisine ve basına da iletmiştim. Ben şu an Başbakanımızın önerilerini makul buluyorum. Suudi Arabistan kan dökülmesinden yana. Başbakanımız da bu dörtlü formülle gördü ki Suudi “Barış” kelimesinden hoşlanmıyor.
Arabistan, Mısır, İran ve Türkiye dörtlüsü konuşarak bu işi çözebilir denildi, bunun toplantıları da yapıldı, ama Suudi bunlara katılmadı. Çünkü Arabistan’ın gözünü kan bürümüş, kan dökülsün istiyor, istiyorlar ki Selefiler öldürerek Suriye’yi alacak. Ondan sonra Türkiye’ye de rejim diretecek. Öyle sanıyorum ki, Başbakanımız bunu görerek dedi ki Suudi Arabistan olmazsa olmasın, Türkiye, İran, Mısır olabilir veya Türkiye, İran, Rusya olabilir. Biz bu kanı durdurmalıyız, bu güzel bir davranış. Ben öyle umut ediyorum ki, güney illerimizdeki kamplara da yansır, oradan terör gruplarına giden yardımların kesilmesine de yansır.
Ben baştaki çözüm önerimi tekrar ediyorum, Türkiye, İslam tarihinin yıldızı olur, Başbakanımız İslam tarihinde parlayan bir yıldıza dönüşür, Mısır ve İran’la birlikte ve kendisi başrol üstlenerek Bahreyn’le Suriye’nin sorununu birbirine benzer şekilde çözmek mümkündür, halen de mümkündür. Bahreyn’de kral düşerse oradaki azınlık Sünni’nin hali ne olur diye düşünüyorsanız, kral yaşasın, halk demokrasisini kendisi kursun, İngiltere’deki gibi.
Suriye’de bugünkü muhalefetin çoğunluğu terörize olmuştur. “Aleviler tabuta, Hristiyanlar Beyrut’a!” sloganlarıyla hareket edenler iktidara gelirse ne olacak, katliam yaşanacak demektir. Bunu görüyorsan, bu vebale ortak olmamalısın. Kan dursun, demokrasi yaşasın ve oradaki azınlıklar bir şekilde rahatlatılsın. Cumhurbaşkanlığı sistemi bu şekilde devam eder. Lübnan’da da olduğu gibi, bir Maruni her zaman cumhurbaşkanı olur, bir Sünni her zaman başbakan olur, bir Şii de her zaman meclis başkanı olur, meclisteki çoğunluk ne olursa olsun. Böyle bir sistem oluşturulabilir, anayasa buna göre hazırlanabilir. Önemli olan bu kaygıları giderip, halkı topyekün seçimlere katarak, halkın kendi demokrasisini yaşatmak, azınlıkların şüphe ve endişelerinin giderilmesidir.
Bahreyn’de kral yaşasın, Suriye’de de Beşşar mı yaşar yoksa o kesimleri rahatlatacak başka bir isim mi olur, o çok önemli değil, önemli olan kaygıların giderilmesidir. Irak’ta Kürt azınlık, özellikle Şafii Kürt yüzde ondört civarıdır, ama Irak’ın cumhurbaşkanıdır, dışişleri bakanıdır. Böyle bir çözüm ikisinde de olur, kardeş kanı akmaz, düşman sevinmez, kan durur, İsrail’in değirmenine su taşımış olmayız.
Bunlara Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ön ayak olur, İslam dünyası da rahatlar. Bizim arzumuz budur. Biz ülkemizin başbakanının kötü tanınmasını, bir kesimin düşman gibi görmesini arzu etmiyoruz, Türkiye’ye yakışan da bu değildir. Bir Aşura’ya geldi, İslam dünyasındaki 300 milyon Şia başbakanın aşığı oldu, Şia bu kadar basit seviyor, sevmeye çok açıktır. Şia’nın Sünni’nin sevdiği bir isim olarak bu misyonu yerine getirirse, Şialı Sünnili İslam tarihinin yıldızı olarak tarihteki yerini alır.
Arzumuz, sadece Kurban Bayramı’nda değil, ilelebet İslam coğrafyasında İngilizlerin, Amerikalıların burnu yere sürtsün, ve daimi barış olsun, bu ateşkes derhal başlasın ve ilelebet sürsün."
Zeynebiye, 22 Ekim 2012 03:40
Yorumlar (0)