Fitne Şeyhi: Halk, NATO'yu İstiyor!
Gündem, 02 Mayıs 2012 00:31Müslümanlar arasında tefrika çıkartmayı kendisine şiar edinen Safa ve Visal Televizyonu?nda programlar yapan Şeyh Arur, Suriye halkının NATO müdahalesi için can attığını ifade ediyor.
NATO'nun müdahale ettiği her ülkede, yıkım ve can kayıpları vardır. Fakat Suriye devriminin öncü alimlerinden Şeyh Adnan Arur'un programını izleyenler, "NATO müdahalesinde yıkım ve can kaybının çok olmayacağı" kanısına kapılarak "NATO'nun müdahalesinin sivillere zararı yok. O halde NATO'ya evet!" demeden kendisini alamıyor.
Şeyh Adnan Arur, 7 Ocak 2012'de Safa Televizyonu'nda yayınlanan "Zafere Kadar Suriye'nin Yanındayız" programında, NATO'nun Suriye'ye müdahalesini değerlendirdi.
Suriye'de rejimin devrilmesi için her türlü yolun kullanılabileceğini savunan Şeyh Arur "Suriye halkı, bombardımanla (NATO'nun hava operasyonu) sonuçlansa da bu zalimi durdurmak için her türlü yolun kullanılmasını istemektedir. Biz, dinimizi çok iyi biliyoruz. Biz, Suriye halkının hakkını biliyoruz. Biz, ülkemizin güvenliğini hainlerden daha iyi biliyoruz" dedi.
Ocak ayının ilk günlerinde Libya'ya yaptığı ziyaret ilişkin tespitlerini açıklayan Şeyh Adnan, Bab el Aziziye dışında Trablus'ta sadece 7 binanın yıkıldığını söyledi. Şeyh Arur, NATO'nun Libya'da kullandığı "akıllı" bombaların sadece hedef alınan noktalara zarar verdiğine belirterek NATO'nun Suriye'ye hava operasyonu düzenlemesi halinde halkın çok fazla zarar görmeyeceğini ima etti.
Şeyh Arur, görüşlerini açıklarken programın sunucusu oğul Muhammed Hazim Arur, "Halk, ne istiyor bakalım" diyor ve Homs'un el Vaar bölgesinde devrimcilerin düzenlediği gösteriyi yayınlıyor. Gösteride, Suriyeli devrimciler "Halk, NATO'yu İstiyor" , "Bize de gel Ey NATO" şeklinde slogan atıyor.
el Vaar'daki gösterinin izletilmesinden sonra Oğul Hazim "Çözüm nedir? Libya'daki devrime yapılan yardım gibi Suriye'deki devrime de yardım yapılabilir mi? Libya'daki metod, Suriye'de de uygulanabilir mi?" diye soruyor. Şeyh Arur'un verdiği yanıttan anlaşılan "evet, NATO'nun müdahalesi, Suriye'de de uygulanabilir. Uygulanmasında bir mani yok."
Oğul Hazim'in "Suriyeli devrimcilerin, Libya'da olduğu gibi NATO tarafından desteklenmesi gerekmiyor mu?" şeklindeki sorusuna Şeyh Arur, şöyle yanıt verdi: "Libya'ya ayak basmadan önce hüzünlüydüm. Çünkü, NATO tarafından bombalanan Zintan, Misrata, Zaviye, Trablus ve Bingazi'nin yerle bir olduğunu düşünüyordum. Fakat, Libya'ya ulaşınca hüznüm sevince dönüştü. Bunun iki sebebi var. Birincisi, insanlar mutlular.. mesela, portakal satıyorlar... İkinci sebep ise Bab el Aziziye dışında Trablus'ta yıkılan bina sayısı 7'yi geçmez. Hedef alınan noktalar için akıllı bombaların kullanılmasından ötürü zarar, yıkılan bina sınırları dışına çıkmadı. (Oğlu muhammed Hazim araya girerek "o binaların hedef alınmasını da devrimciler istedi" dedi.)
Şeyh Arur, açıklamasına şöyle devam etti: "Hatta Libyalılar bana dedi ki: Biz, yıkılan binanın hemen yanında duruyorduk ve NATO'nun füze saldırısını izliyorduk. Misrata'da da sadece Trablus ve Bingazi caddelerindeki binalar zarar gördü. Bunun dışında insanlar zarar görmedi. Eğer Suriye için Arap Birliği'nin müdahales söz konusu değilse halk NATO'yu istiyor. Kim karşı çıkarsa çıksın ben de halkın bu isteğini istiyorum. Benim görevim, halkın sesini yükseltmek. Ben, halkıma şahitlik ediyor ve sözlerini yükseltiyorum. Eğer Arap Birliği, halkın bu isteğini gerçekleştirmekten acizse NATO ya da NATO'nun dışındakilere merhaba.."
Peki Şeyh Adnan Arur, NATO hakkında neden böyle bir açıklama yapma zorunluluğu hissetti. Şeyh Arur'un NATO'yu gündemine almasının sebebi, muhalifler arasında imzalanan "dış müdahale" karşıtı anlaşmadır. Bilindiği üzere Aralık 2011'de Ulusal Konsey Başkanı Burhan Galyun'la Ulusal Koordinasyon Kurulu liderlerinden Heysem Menna arasında imzalanan anlaşmaya "her türlü dış müdahaleye karşıyız" maddesi konulmuştu.
Bu madde, Suriye'deki değişimin dış güçlerin müdahalesi olmadan gerçekleşmeyeceğini düşünenler tarafından sert tepkiyle karşılandı. Tepki sonrasında Burhan Galyun, muhaliflerin talepleri kapsamında Arap Birliği'ne sunulacak anlaşmadan geri adım atmak zorunda kaldı.
Şeyh Arur ise muhalifler arasındaki bölünmüşlüğe son verecek nitelikteki anlaşmadan sonra Ulusal Konsey'e karşı hoşgörülü duruşunu bozarak "anlaşmaya karşı sessiz kalanları hainler" olarak ilan etmişti.
Gündem, 02 Mayıs 2012 00:31
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!