Suriyeli Muhalif: İsrail'in Varlığı Zorunlu
Siyaset, 19 Şubat 2012 12:57Suriyeli muhaliflerden Lama Atassi, Ulusal Konsey Sözcüsü Basma Kodmani'yi İsrail'in Ulusal Konsey'deki kuklası olmakla suçladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere Başkanı Cameron arasında dün gerçekleştirilen zirve sonrasında yapılan basın açıklamasında, Suriyeli muhaliflerden birleşmeleri gerektiği çağrısı yapılmıştı. Açıklamada Sarkozy ve Cameron, “Dünyanın size daha fazla destek verebilmesi için birleşmelisiniz” demişti.
İki liderin bu çağrısının üzerinden fazla zaman geçmeden Fransa’da yaşayan Suriyeli iki muhalif kadın arasında uzun süredir devam eden mücadelede eski defterler yeniden açıldı. Bu iki kadından birisi Özgür Suriye Ordusu’nun Fransa’daki sözcüsü Lama Atassi, diğeri ise Suriye Ulusal Konseyi İcra Kurulu Üyesi ve Paris Üniversitesi Öğretim Üyesi Basma Kodmani. Atassi, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki hesabından Kodmani’ye savaş açtı ve “bu kadın” diye hitap ettiği Basma Kodmani’yi İsrail’in Ulusal Konsey’deki kuklası olmakla suçladı.
Atassi, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdiye kadar sustum. Ve esasında kimin muhalif olup olmadığını söylemedim.Söyler misin bana: Sen, ne zamandan beri Suriye’nin muhalefetindesin? Biliyoruz ki İsrail, barış istemiyor! Sen ve İsrail, Beşşar Esed rejiminin devrilmesini istemiyorsunuz. Senin İsrail tarafından desteklendiğini ve finansa edildiğini bilmekteyiz. İsrail, seni ve Beşşar Esed’i destekliyor. Şimdiye kadar ne yaptınız Ulusal Konsey’de.”
Atassi, bu sözlerine eş zamalı olarak 2008 yılında çekilen ve sadece İsrailli Yahudilerin bulunduğu televizyon programının görüntülerini paylaştı. Söz konusu programda Kodmani, İsrailli yazarları bile hayrete düşüren yanıtlar verdi. Kodmani, İsrail’in bölgedeki varlığını tabi gören Arapları da geride bırakarak İsrail’in bölgedeki varlığının zorunlu olduğunu söyledi.
Konuşmasında Kodmani “Biz, her zaman Kur’an’dan konuşmamamız için kültüre de ihtiyacımız var... İsrail, bölgedeki varlığını korumak istiyor. Bu, İsrail’in hakkıdır. Ben de İsrail’in varlığını korumasını istiyorum” dedi. Bunun üzerine Kodmani’ye “Siz, Ortadoğu’da İsrail’e muhtaç mısınız?” sorusu yöneltildi. Kodmani de tüm rahatlığıyla “Elbette tabi. Biz, İsrail’e muhtacız. Biz, İsrail’le Filistin arasında barış istiyoruz… Ben, İsrailli bir kişiyle konuşmaya önem veriyorum ve bundan da memnuniyet duyuyorum” şeklinde yanıt verdi.
Ulusal Konsey’e girmeyen ve NATO’nun Suriye’ye müdahalesini isteyen Suriyeli muhalifler, derhal Kodmani’nin Ulusal Konsey’le ilişkisinin kesilmesi çağrısında bulundu. Favaris Hamdani adlı bir Suriyeli devrimci, “Biz muhalifler de rejim gibi olduk. Galyun ve Kodmani dışındaki yüzbinlerce Suriyeliden bizi Konsey’de temsil edecek kimse yok muydu” diye sorarak tepkisini gösterdi.
10 yıldır Ford Vakfı’nda çalışan Kodmani, Ulusal Konsey’le Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton arasında Aralık ayında düzenlenen görüşmede söz alarak “Amerika, dünyadaki hukukun hamisi ve özgürlüğün bekçisi” demişti.
Özgür Suriye Ordusu’nun Sözcüsü Neden Atassi?
Öte yandan Kodmani’nin İsrail’le olan ilişkisini ve İsrail’e bakış açısını deşifre eden Atassi’nin de çok temiz bir muhalif olduğunu söylemek oldukça güç. Çünkü Atassi’nin Özgür Suriye Ordusu’nun Fransa’da kurulan Enformasyon Odası Müdürü olarak seçilmesi zihinlerde soru işareti olarak bırakan bir çok sebep var. Suriyeli devrimci Favaris Hamdani’nin Besma Kodmani için sorduğu soruyu, Lama Atassi için de sormamız mümkün: Özgür Suriye Ordusu neden Fransa’da ofis açtı ve bu ofisin müdürlüğüne neden Lama Atassi getirildi? Atassi’nin bu göreve getirilmesini nedeni, Suriye’ye karşı yürütülecek operasyonun başını Libya’da olduğu gibi yine Fransa’nın çekeceğinin delili midir? Bu soruya verilecek yanıt, Suriye Devrimi üzerinden Türkiye’de yapılan bir çok tartışmaya ışık tutacağına inanıyoruz.
Bilindiği üzere Atassi, Fransa’nın başkenti Paris’te 4 Temmuz 2011’de düzenlenen Paris Konferansı’nın organizatörleri arasında yer almıştı. Konferansın başını çeken isimler arasında Fransasız Siyonistlerden Bernard Henry Levy’nin olması, konferansı eleştiri konusu haline getirmişti.
O günlerde Atassi’yi eleştirenler arasında Kodmani de vardı. Kodmani, başta Atassi olmak üzere konferansa katılanları vatana ihanet etmekle suçlamıştı. Atassi savunmasında “Biz, İsraillilerle oturmadık. Biz, utanılacak bir şey yapmadık. Çünkü konferansa katılanlar arasında hiçbir İsrailli yoktu ve hiçbir şey gizli de değildi. Paris Konferansı’nda Fransız Dışişleri Eski Bakanı Bernard Kouchner, Paris Belediye Başkanı Bertrand Dolanueh ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin danışmanı Bernard Henry Levy vardı. Üstelik konferansta, İhvan-ı Müslimin liderlerinden Faruk Tayfur ve Antalya Konferansı’nın yürütme kurulu da hazır bulunmuştu” demişti.
Bir ay önce Türkiye’ye gelerek Özgür Suriye Ordusu Komutanı Riyad Es’ad’la bir araya gelen Atassi, Türkiye’de yaptığı görüşmeler sırasında, Özgür Suriye Ordusu’nun sözcülüğüne getirilmişti. İddiaya göre göre Atassi, Türkiye’de sadece Es’ad’la görüşmede. Atassi, Türkiye’ye geldiği zaman, Bernard Henry Levy, Burhan Galyun, Riyad Es’ad ve Libya devriminin komutanlarından Abdulhakim Belhac'ın da katıldığı bir toplantıda hazır bulunmuştu.
Fidan ve Fransız İstihbaratçılara Karşı Mücadele
Yeni Akit Gazetesi’nde bugün yayınlanan bir haberde Türkiye’de MİT üzerinden yapılan tartışmaların sebebi olarak Fransa istihbaratının Suriye’deki devrime destek vermek için Türkiye’deki çalışmaları gösterildi.
Ali Eyvaz imzasını taşıyan habere göre Hakan Fidan, Suriye’de yaşananlar sonrası Hatay’a kaçan mültecilerin arasına Fransız ve İsrail ajanlarının sızdığını tespit ederek, bu konuda valiliği uyardı. Bundan rahatsız olan Fransız ve İsrail gizli servislerinin de MİT’in devredışı bırakılması için harekete geçtiği ortaya çıktı.
Eyvaz, haberine şöyle devam ediyor: “MİT’in geçtiğimiz Kasım ayında özellikle Hatay’daki mülteci kamplarına sızmış Fransız ajanlar konusunda mensuplarını ve güvenlik birimlerini uyardığı ortaya çıktı. Hatta Müsteşar Hakan Fidan’ın sırf bu amaçla 3-4 Aralık’ta Hatay’a gittiği, Vali’yi ziyaret edip Fransız, Amerikan ve İsrail ajanlarına karşı uyarılarda bulunduğu öğrenildi. Suriye ile Türkiye’yi bir anda savaşın içine çekecek provokasyonlara karşı uyanık olunması gerektiği konusunda çok ciddi çalışmalar yapan ve uyarılarda bulunan MİT’in tam tersi bir faaliyetin bugün bazı yayın organları tarafından yürürlüğe konulduğuna dikkat çekiliyor.
Libya’da Kaddafi’nin yakalanmasını ve infaz edilmesini koordine eden Fransız kontr-espiyonaj servisi DGSE’ye bağlı istihbaratçıların bu kez Suriye ordusundan kaçan askerlerle ilişki kurmak ve onları yönlendirmek için Lübnan ve Türkiye’ye gönderildikleri belirlendi. Fransız ajanların, Suriye’den kaçmış askerleri silahlandırıp Türk sınırından Suriye’ye silahlı bir provokasyon tertipleyerek iki ülkeyi savaşın eşiğine getirebilecekleri endişesinin had safhada olduğu dile getiriliyor. İşte MİT’in de aylardır bu planı püskürtecek karşı-faaliyet yürüttüğü kaydediliyor.
Fransız gazetesi Canard Enchaîné 23 Kasım tarihli sayısında Fransız kontr-espiyonaj servisi DGSE elemanlarının Lübnan kuzeyi ve Türkiye’ye, “Özgür Suriye Ordusu”nu eğitmek ve yapılandırmak için gönderildiğini yazmıştı. Gazete DGSE Eylem servisi ve “Özel Operasyonları Komutanlığı” (COS) üyelerinin Türkiye’de hazır durumda oldukları ve ordudan kaçan askerlere şehir gerillası eğitimi vermek için emir beklediklerini ileri sürüyordu. Bu bilgileri doğrulayan Askeri İstihbarat Müdürlüğü’nden üst düzey bir subay da Fransız ve İngilizlerin Özgür Suriye Ordusu yetkilileri ile görüşme inisiyatifini aldıklarını belirtiyordu. Gazeteye göre NATO’nun “sınırlı bir müdahalesi” hazırlanıyor ve bunun da başını yine Fransızlar çekiyor.
İsa EREN, İsra Haber Genel Yayın Yönetmeni
isra haber
Siyaset, 19 Şubat 2012 12:57
Yorumlar (0)