Özgündüz: Suriye-Bahreyn Birlikte Çözülsün!
Zeynebiye, 13 Şubat 2012 22:32Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Türkiye?nin Bahreyn ve Suriye olaylarında barışa arabulucu olup iki ülke için aynı çözümü getirmesini istedi.
10 Şubat Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii’nde kılınan Cuma namazı öncesi binlerce kişiye seslenen Özgündüz, hutbesinin birinci kısmını kutlu doğum ve vahdet haftasına ayırdı. Hutbesinin ikinci kısmında İslam dünyasının gündemindeki gelişmeleri değerlendiren Özgündüz önemli tespitlerde bulundu:
İran İslam İnkılâbı’nın yıldönümü
İran İslam İnkılâbı’nın yıldönümü günlerindeyiz. Kutlu olsun! Bu inkılâp uğruna bugüne kadar iki milyona yakın şehit verilmiştir. Değer miydi? Ne elde edildi? Bir ülke, bir ulus, bir millet; özgürlüğünü, bağımsızlığını elde etmişse bu hürriyet her şeye değer! Özgür olmak, hür olmak, başkasının boyunduruğunun altında olmamak… Bütün İslam ülkeleri bunu başarsaydı ve birlik bilincinde olsaydı inanınız ki emperyalizm diye bir şey kalmazdı!
Bugün halklar sokakta, batıda, Amerika’da, Kafkas ülkelerinde; artık kapitalizmi istemiyoruz diyorlar. Doksan dokuz kişi bir kişiye çalışıyor; böyle bir sistem istemiyoruz diyorlar. Ekonomileri iflasın eşiğine gelmiştir. Çünkü sistem kötü sistemdir, sömürü sistemidir. Toplumun refahını gözetmiyor, yüzde birin çıkarını gözetiyor.
Çin Seddi’nden Atlas Okyanusuna kadar, Cebelitarık’a kadar bir coğrafya, şarkın ve garbın arasında güneşi en iyi alan, güneşten en güzel yararlanan coğrafyanın üzerinde, yer altı-yer üstü zenginliğe, enerji yatakları, maden yatakları bulunan coğrafya. Kimseye ihtiyaçları yok ama onların bize ihtiyacı var! Avrupa’da soğuktan ölenlerin sayısı; üç-beş günlük kar yüzünden dört yüzü aştı beş yüze yaklaştı. Biz buna sevinmiyoruz ama halleri bu.
El Ezher’i uyanmaya davet ediyorum
Allah yok etsin İsrail’i! Ama bu gün görüyoruz ki; Beşşar Esad’a “Sen niye gidip Golan Tepeleri’ni kurtarmıyorsun? Madem o kadar babayiğitsin.” diyorlar. İyi de sana da derler ki; “Yıllardır Amerika’nın oluşturduğu Şii hilal-Sünni eksen lafına kanıp, mürteci Arap şeyhleriyle, İngiliz uşaklarıyla, Amerika uşaklarıyla beraber; Gazze’yi, Mescid-i Aksa’yı kurtarma derdiniz yok mudur Sünni kardeşlerim? Niye şimdi, İsrail karşıtı olan bir kişinin karşısına dikilmişsiniz? Ne iştir? Demokrasi mi, insan hakları mı? Suudi Arabistan’da demokrasi mi var?”
Suudi Arabistan sadece kendi ülkesini kasıp kavurmuyor. Bütün bölge ülkelerini kasıp kavuruyor. Arap ülkelerini geçtik, Afganistan, Pakistan’a dehşet saçan sözüm ona İslamcılar var ya – Vahabi İslamcıları– mescitlere saldıranlar, kardeşkanı akıtanlar, bunların hepsi Amerika-Suud ortaklığı Aramko şirketinin Petro-dolarlarıyla beslenenlerin, Müslümanların başına açtığı belalardır. Ve ne yazık ki Mısır’a da sirayet etmiştir. Cemaat-ul Ezher’i uyanmaya davet ediyorum yoksa yarın Cemaat-ul Ezher, Vahabi mollalar tarafından şirk yuvası olarak ilan edilecek. Çok geç kalmadan akıllarını başları devşirsinler. Sünni Müslüman kardeş! Bizim sizinle hiçbir sorunumuz yok, biz sizi kardeş görüyoruz, görmeye de devam edeceğiz. Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli. Ama şu Vahabilik var ya -İngiliz’lerin kurup Amerika ve İsrail’in kullandığı- İslam’ı gelin birlikte bu beladan kurtaralım! Onun dümenine kapılmayın. Zulüm bir gün gidecek, İslam fıkhına kardeşkanı bulaştırmayın!
Bahreyn ve Suriye’de arabulucu olalım
Biz öteden beri bu, sözüm ona Arap Baharı başladığı günden beri dedik ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na yakışan Bahreyn’de de barışa arabulucu olsun Suriye’de de, orada ne çözüm getiriyorsa burada da o çözümü getirsin. Burada hangi çözümü düşünüyorsa orada da o çözümü getirsin. Naçizane bir Müslüman olarak da; taahhüt ettim tutacak bu. Taraflarla ben görüşmüşüm. Bunun yerine orada İsrail’in ve Amerika’nın maşası olan Vahabilerin kullandığı teröristler, kestikleri başları Beşşar Esad’ın üstüne atıyorlar, öldürdükleri insanları Beşşar Esad’ın üstüne atıyorlar! Orada terör vahşeti vardır ve devlet teröriste karşı savaşıyor. Bazen ülkemizde de olduğu gibi yaş da kurunun ateşine yanabiliyor. Ama Bahreyn’de Yemen’de silahsız halkın başına Suud bombaları yağıyor. Suudi Arabistan’da eli boş, biz de adalet istiyoruz, biz de demokrasi istiyoruz diyenlerin üzerine zehirli gaz yağdırılıyor. Onlara da dur deseniz insan hakları bakımından kaygılarınız olduğunu düşüneceğim, inanacağım.
Zalim kimse Allah lanet etsin!
Biz zalimden yana değiliz. Amerika şimdi bölgeye adalet getirmenin derdinde midir? Müslümanlara huzur getirmenin derdinde midir? İngiltere Müslümanların refahını düşünerek mi bu kadar yoğunlaşmışlar? Müslümanların hayrı Beşşar Esad’ın yıkılışında olduğu için mi onlar Beşşar Esad’ın üzerine bu kadar yükleniyorlar? Sarkozy –dün yaptıkları ortada- zorla milletvekillerini birer birer arayarak Osmanlı Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır demeyen cezaevine gider, böyle bir yasa çıkaracaksınız diye birer birer milletvekillerini arayan Sarkozy ile biz niye bir saftayız? Sarkozy bizim hayrımız düşünerek mi Beşşar Esad’ın üstüne yükleniyor? Böyle düşünüyorsanız kusura bakmayın ben sizin güvendiğiniz, inandığınız kadar ne Amerika’ya ne İngiliz’e ne de Sarkozy’ye güvenirim. Kusura bakmayın ben onlara güvenmiyorum ve söylüyorum –Allah göstermesin- onların planları Suriye’de tutarsa adım adım sıra bize gelecek. Navigasyonlarında Türkiye’nin belli bir bölgesini başka isimle gösteriyorlar, Türkiye haritasının dışında gösteriyor. Onlar artık haritalarını bile çizmişler. Ben onların neyine güveneyim. Onlar benim evimde, bölgede karşısında dik duran liderleri yıkıp sonra beni paramparça edecek. Ben bunu diyorum. Bunun aksini iddia eden çıksın ortaya desin; “Yok bunu düşünmezler, ne Amerika ne Sarkozy. Böyle bir şey düşünmüyorlar. Ben onlara güveniyorum onlar bunu düşünmez. Çok sağlıklı bizi seven insanlardır.” Birisi de bunu diyorsa buna inanıyorsa Allah ya bana akıl versin, onun gördüğü doğruyu bende göreyim ya da ona akıl versin benim gördüğüm doğruyu o görsün.
Amerika’nın safında değilim
İmam Zeyn-ul Abidin(as)’in buyurduğu gibi; “ Allah’ım! Bizlere, Müslümanlara, her şeyi, gerçeği tüm çıplaklığıyla, açıklığıyla, içini-dışını anlayacak bir kavrayışla görmeyi nasip et!” Bizim bu noktada sorunumuz vardır. Yoksa ben ülkemle hangi bir ülke arasındaki ihtilafta ben ülkemin tarafındayım. Ama amerikayla her hangi bir İslam ülkesinin hatta her hangi bir dünya ülkesinin arasında ben; Amerika’nın karşısındayım! Amerika’nın safında değilim. Çünkü şu anda Allah karşısındaki şeytani güç, tağut gücü Amerika’dır. O kimle ihtilaflıysa karşısındaki mazlum ve O zalimdir. Bunu aksini iddia edecek biri var mı? Ben mazlumun tarafındayım. İmam Ali(as) ölüm yatağında bunu vasiyet etmiştir.
Allah’ım bizi zalimlerin piyonu, maşası etme! Mazlumlara destek olan, mazlumların yanında olan erdemli kullarından et! Bütün İslam dünyasını, Müslümanları ve Türk milletinin; dirliğini, birliğini korumaya çalışanları muvaffak et! Bozmaya çalışanları kahret!
Zeynebiye, 13 Şubat 2012 22:32
Yorumlar (0)