İran, Suriye?ye Müdahil Olmaması İçin Tehdit Ediliyor
Analiz, 25 Kasım 2011 17:54TRT Arapça kanalında yayımlanan Elvanu?s- Seba programına konuk olarak katılan YDH Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, Batılıların İran?ı Suriye meselesinden uzak tutmak için tehditle baskı altına almaya çalıştığını söyledi.
YDH Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, Dr. Nizar Herbavi’nin sunduğu programda İran’ın nükleer programını NPT konvansiyonu çerçevesinde ve Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliği yaparak yürüttüğüne dikkat çekerek ABD ve İsrail’in bu barışçı programı nükleer silah edinme projesi olarak göstererek uluslararası bir krize dönüştürmeye çalıştığını söyledi.
İran’ın 2005 yılında NPT ek protokolünü gönüllü olarak uygulayarak Uluslar arası Atom Enerjisinin 1400 denetçisine askeri tesisleri de dahil olmak üzere tüm tesislerini açtığını hatırlatan Alptekin Dursunoğlu, İsrail’in NPT konvansiyonuna üye olmamasına, Ajans’la işbirliği yapmamasına ve eski başbakan Ehud Olmert’in nükleer silahlara sahip olduğunu itiraf etmesine rağmen dünyaya İsrail’in değil, İran’ın bir tehdit gibi gösterilmeye çalışıldığını söyledi.
Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı’nın eski Başkanı Muhammed el-Baradei döneminde İran’ın nükleer programıyla ilgili olarak hem bu programın barışçılığını vurgulayan hem de ABD baskıları sebebiyle programı şüpheli gibi gösteren iki yanlı raporlar hazırladığını; ancak yeni Başkan Yukia Amano ile birlikte bütünüyle ABD’nin istediği tarzda raporlar vermeye başladığını hatırlatan Dursunoğlu, son tehditlerin bu raporlara dayandırıldığını ifade etti.
İran’ın nükleer programı ile ilgili olarak bir tarafta İran’ın hukuki haklılığından ve geri adım atmamasından, diğer tarafta da ABD ve müttefiklerinin İran’ı bu programdan vazgeçirmeye yönelik siyasi baskılarından kaynaklanan bir denge oluştuğuna dikkat çeken Dursunoğlu, taraflardan birinin geri adım atmaması durumunda bu sorunun daha uzun süre devam edeceğini ifade etti.
İran’a yönelik son askeri tehditlere de değinen Dursunoğlu, İran’ın nükleer tesislerinin çok sayıda ve farklı bölgelerde bulunmasından, bu tesislerin bütünüyle İranlı bilim adamları ve mühendisler tarafından geliştirilmiş olmasından ve İran’ın askeri caydırıcılığının güçlülüğünden dolayı saldırı ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.
İran’ın nükleer tesislerine yönelik herhangi bir saldırı yapılabileceği varsayılsa bile bunun İran’ın programını sadece geciktirebileceğini; ancak engelleyemeyeceğini belirten Dursunoğlu, ABD ve müttefiklerinin muhtemel bir saldırı sonrasında doğacak sonuçları bildikleri için buna cesaret edemediğini söyledi.
YDH Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, ABD ve İsrail’in son dönemde tırmandırdığı tehdit söyleminin iki amacı bulunduğunu belirterek bu tehditlerle birinci olarak İran’ı 5+1 Grubu ile kendi istedikleri şartlarda müzakereye zorlamanın ikinci olarak da Suriye konusundan uzak tutmaya çalışmanın amaçlandığını ifade etti.
Suriye’nin Filistin ve Lübnan direnişlerinin İsrail’i caydırıcı bir stratejik seçenek haline gelmesinde oynadığı temel role dikkat çeken Dursunoğlu, ABD ve müttefiklerinin demokrasi ve insan hakları gibi gerekçelerle İran’ın bölgedeki en önemli stratejik müttefiki olan Suriye’yi ortadan kaldırarak İsrail’i rahatlatmayı amaçladığını ve İran’ı bu tür askeri tehditlerle baskı altına alarak Suriye konusundan uzak tutmaya çalıştığını söyledi.
Analiz, 25 Kasım 2011 17:54
Yorumlar (0)