UAEK Raporunu Siyonistler Hazırladı
Zeynebiye, 12 Kasım 2011 22:27Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) İran'ın nükleer silah sahibi olmak üzere faaliyette bulunduğu yönündeki raporun çeşitli servisler tarafından kurumun eline tutuşturulduğunu belirtti.
11 Kasım Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii'ndeki cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri, hutbesinin ikinci bölümünü İslam dünyasındaki gelişmelere ayırdı. Özgündüz, Irak'ın dört büyük müçtehidinden Ayetullah'il Uzma Seyyid Said El Hekim'in oğlu Hüccet'ül İslam vel Müslimin Seyyid İzzeddin El Hekim, milletvekilimiz Ali Özgündüz, Mişkat'ur Resul Müessesesi Genel Müdürü Hüccet'ül İslam vel Müslimin Dr. Ahmed Sitare ve İslam dünyasının önemli dinadamlarından ve tanınmış yazarlarından Dr. Muhammed Ticani'nin de dinlediği hutbede şunları söyledi:
"Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bir rapor yayınladı. Bu rapor, sürekli kendi kontrollerinde olan İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer enerji çalışmalarıyla ilgili kendi gözlemleri değil, Amerika’nın ve Siyonistlerin hazırlayıp ellerine tutuşturdukları rapordur. CIA-MOSSAD raporunu güya kendi tespitleriymiş gibi yayınladılar. Bunun altında yatan sebep de herkesin malumudur. Dünyayı , İran İslam Cumhuriyeti üzerine saldırtmak için, her geçen gün yoğunlaştırılan ambargoları artırmak için bahaneler peşindeler. Belki de -Allah arzularını kursaklarında kurutsun- bir uluslararası ittifak sağlayıp, Birleşmiş Milletler kararı çıkararak İran’a Birleşmiş Milletler kanalıyla saldırabilirler. Tüm olanlar bu mecraya doğru giden yolda bahaneler hazırlamaya yönelik çalışmalardır. Bunların tamamı hukuki zeminden yoksundur.
İran Saddam’a da, Kaddafi’ye de benzemez!
Fakat bu plan onların hayrına olmaz. Bu iş Saddam işine de benzemez, Kaddafi işine de. Bunun akıbetini herkes çok iyi hesaplamalıdır. Onlarla işbirliği içerisine giren kim olursa olsun bunun dünyevi ve uhrevi akıbetine katlanmak zorunda kalır. Bu hiç kimseye, hiçbir Müslüman’a dünyevi ya da uhrevi anlamda fayda getirmez. Emperyalist ve Siyonistlerle işbirliği yapıp İslam ülkelerinin başına çorap örmeye kalkışmak ,ümmetin bağışlayacağı şey değildir. Bu, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a)’nın bağışlayacağı şey değil, Allah’ın bağışlayacağı şey değil!
İslam dünyasının elinde nükleer teknolojinin olmasını istemiyorlar
Batılılar “İran nükleer teknolojisini geliştiriyor, o yüzden engellenmeli” diyorlar. Halbuki, uluslararası yasalar gereği UAEK üyesi her ülkenin nükleer teknolojisini geliştirmek hakkı vardır; üstelik bu uluslararası kurumun o ülkeye bilimsel ve teknik anlamda destek olması gerekir. Fakat, gönül okumak gibi Ortaçağ anlayışıyla; bu teknolojiye ulaşırsan sen ileride belki atom bombası yaparsın, diyorlar. Allah’a ant olsun ki asıl endişeleri bu değil. İslam dünyasının elinde nükleer teknolojinin olmasını istemiyorlar. Yoksa atom bombası Pakistan’da da var; hiç o kadar tepki göstermediler. İran’ın razı olacağını bilseler kendileri “Gel teknolojiden vazgeç biz sana kaç tane atom bombası başlığı istiyorsan verelim” derler.
İslam ülkeleri nükleer teknolojiyi yakalamalı
Bu saatten sonra nükleer çağa geçiyoruz, bu teknolojiyi elinde bulundurmayan milletler, bu teknolojiye sahip olan milletlere esir olacaklar. Bunun için İslam ülkeleri bu teknolojiyi yakalamak zorundalar. Nükleer teknoloji deyince aklınıza sadece bomba gelmesin. Tarımdan tekstile kadar, tıp da dahil bu nükleer teknolojinin alanı içerisindedir. Nanoteknoloji dediğimiz şey, nükleer enerjinin dalıdır. Tarımsal üretimin hızlandırılmasında, keza tıpta genler üzerinde oynamada bu teknolojiye ihtiyaç vardır. Bu teknolojiyi kaçıranlar treni kaçırmış olacaklar; bu teknolojiyi elinde bulunduran uluslar diğerlerini köle gibi kullanacak. Yani yarın benim ulusum Siyonist ve emperyalistlere köle olacaksa, şimdiden bedeli neyse öderim, diretmeye teslim olmam. Bu noktadan bakınca ben İran’ı haklı buluyorum. İran nükleer teknolojiye hakim olmalıdır; benim ülkem de yapmalıdır.
Batı’nın çifte standardı çok açık
Batı, bomba yapmaya bu kadar hassas mı? Eğer hassas ise İsrail’in kendisi elinde yüzlerce atom bombası olduğunu söylüyor. Ona karşın neden suskunsunuz? Bilakis destek veriyorsunuz. Karşılıksız bedelsiz milyarlarca dolar niye veriyorsunuz. Bu çifte standart niye? Bu noktada da Müslüman insan ve ülkeler safını doğru çizmeliler; emperyalizm ve Siyonizme hizmet etmemeliler.
Vahşi kapitalizm çöküyor
Dikkatleri uluslararası meselelerin üzerine çekmek genelde dikta rejimlerinin karakterindendir. Başta Amerika olmak üzere kapitalistler, bölgeyi yeniden karıştırıp, yeniden sömürerek ekonomilerini düzeltmeye çalışırken kendi halkını kapitalizme iman etmek noktasında ikna edemiyor. Bildiğiniz gibi bütün kapitalist devler, şu anda halklarıyla karşı karşıyadır. Ayaklanan halklar, artık "Şu bakan gitsin, bu hükümet değişsin" demiyor; "Kapitalizm gitsin" diyor. Halklar kapitalizme karşı ayaklanmıştır. Kuran'da buyrulduğu gibi onlar oyunlar oynamaktalar, fakat Allah onların oyunlarını bozacaktır. Onlar Allah'tan daha iyi bilici değiller. Kapitalistler kendi tuzaklarına düşüyorlar, kendi içlerinde kargaşa yaşıyorlar. Dikkatleri dağıtarak kendi çöküşlerini önlemek istiyorlar, fakat kapitalist sistem çöküyor.
Umarım ki o ayaklanan insanlar işin sonuna kadar götürürler, insanlığı vahşi kapitalizmin belasından kurtarmanın öncülüğünü yaparlar. Bu maksatla yola çıkan türdaşlarımıza, görevdaşlarımıza başarı diliyorum. Allah zalimlerin sonunu getirsin; bunda bizleri de pay sahibi etsin. Allah, Sahibez-Zaman’ın zuhurunu acil etsin; bizi onun ensarından karar kılsın. Bütün İslam alemine ülkemize camiamıza birlik dirlik ihsan etsin. Mezhep ve etnik sebepleri öne sürerek Müslümanlar arasına fitne sokanları Allah başarıya ulaştırmasın, kazdıkları kuyuya kendilerini düşürsün.
Zeynebiye, 12 Kasım 2011 22:27
Yorumlar (0)