Özgündüz: ?Karabağ ve Demografik Yapı Önceliğimizdir?
Ehl-i Beyt, 26 Eylul 2011 20:40Türkiye-Azerbaycan Derneği'nin İstanbul şubesi düzenlenen törenle açılışında konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Azerbaycan için çalışmalarda tam destek vereceği iki konunun, Karabağ'ın işgalden kurtarılması ve demografik yapının korunması olduğunu söyledi.
Konuşmasına Peygamberimizi ve Ehlibeytini selamlayan dualarla başlayan Özgündüz şunları söyledi:
“Sayın milletvekillerimi Azerbaycan’dan gelen güzel dostlarımız, derneğimizin açılışına katılan değerli hemşerilerimiz, derneğimizin başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Ben bir anımı sizlerle paylaşarak konuşmama başlamak istiyorum, bu aynı zamanda da benim görüşümün ifadesidir:
Dinimiz de, dilimiz de, vatanımız da vazgeçilmez kırmızı çizgimizdir
Yaklaşık 25 yıl önce yurtdışındaki bir konferanstayken, lobide bir grup katılımcıyla sohbet ediyorduk. “Önceliğimiz dilimiz midir, dinimiz midir, vatanımız mıdır?” tartışması vardı. Ben bir molla olarak ister istemez “Tabii ki dinimizdir” görüşünü savundum. Kimisi vatanımızdır, kimisi dilimizdir, dedi. Herkesin kendine göre açıklamaları, gerekçeleri, delili vardı. Azerbaycan’dan bir profesör dostumuz, sakince oturmuştu. Sizin görüşünüz nedir hocam, denildi. O da “Ay gardaş men bu tartışmayı yersiz buluram. Siz bir İngliz’e bir Rus’a, bir Rum’a deseniz ki bunların hansını seçersen, sennen döğüşer. Niye biz, olmazsa olmaz üç şeyimizin ikisini birine gurban eliyek? Men deyirem ki, dinimiz de, dilimiz de, vatanımız da bizim olmazsa olmazımızdır.” Bu sözlerin sonrasında ben görüşümü geri aldım ve benim görüşüm budur, dedim. Bizim için dilimiz de, dinimiz de, vatanımız da vazgeçilmezdir, geçilemez kırmızı çizgimizdir. Sulandırılmaz kırmızı çizgimizdir. Azerbaycan için çalışmalar noktasında da birçoğunuz biliyorsunuz, 1990’daki Bakü Katliamı’nda Türkiye’yi ayağa kaldırdığımızı. Bu vazifemizdi, övünülecek bir şey değildi. Allah için o zaman Türk halkı ayağa kalktı. O dönem rahmetli cumhurbaşkanımız orası bizi ilgilendirmez, başka ülkeyi ilgilendirir, demişti. Sonra da Dışişleri Bakanı vasıtasıyla özür dilendi, biraz rahatlatıldı.
Karabağ için ilk şehit olmak isterim
Azerbaycan için çalışmalarda tam destek vereceğim iki konu vardır. Birincisi Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının bir an önce ve ne pahasına olursa olsun kurtarılmasıdır. Karabağ’ımızın tekrar toprağımıza katılması ve orada bayrağımızın dalgalandırılmasıdır. Bu uğurda şehit verilecekse ben o toprağa düşecek kanını akıtacak ilk şehit olmak isterim. O toprağın azatlığı için kanımı dökmeyi çok arzu ederim Allah’tan. Mesele bir toprak parçası meselesi değildir. Toprağını veren her şeyini verir. Bir avuç Ermeni’ye toprağımızı kaptırmamız, bizim başımızı aşağı etmektedir. Karabağ kurtulmadıkça bizim başımız dik olmaz. Ancak biz başı dik bir milletiz! Bu noktada bu ülkede hasbelkader bir unvan var –benim pek de meraklısı olmadığım- görüşüm bu. Karabağ, bizim toprağımız olmakla birlikte şeref meselemizdir.
Azerbaycan’a kimse din ihraç etmesin
İkincisi meselemiz Azerbaycan’daki demografik yapının korunmasıdır. Yani her inançtan insan özgürce yaşayacak, gizli ve açık hiç kimse, diğerini asimile etmeye kalkışmayacak. Bunu Azerbaycan’ın yüzde yetmişinin Caferi olduğunu bilerek diyorum. Azerbaycan dünyaya demokrasi dersi versin, herkes inancını şimdiye kadar olduğu gibi özgürce yaşasın. Uzun süreli yerleşik medeniyeti yaşayan Türk taifesi olan, batının doğunun, kuzeyin güneyin kültürlerini de elemiş, gözden geçirmiş bir toplum olan Azeri toplumu belki de Türk dünyasının özbenliğini koruyarak herkesi kucaklayan en ileri toplumdur. Bu yüzden içine ne kuzeyden ne güneyden, ne doğudan ne batıdan; ne gardaştan ne yoldaştan başka kültürler sokmasına gerek yoktur. Dede Korkut’un, Gencevilerin çocuklarına kimse din mezhep öğretmesin. Azerbaycan toplumu kendi din anlayışını var olan servetleri üzerinde oluşturur, hiçbir yerden din işalatına gerek yok.
Tabii ki bu iki nokta da şükür ki devletimiz vardır. O devlet, başındaki prezidenti gereğini yapacaktır. Bizler, bu iki noktada diaspora Azerileri olarak bizden ne isteseler gücümüz yeten her şeyi yapmaya hazırız. Azerbaycan içerisinde şu veya bu partinin olması bizi ilgilendirmiyor. Oradaki kardeşlerimiz oylarıyla kimi tayin etse bizim muhatabımız odur.
Umut ediyorum ki derneğimiz de bu iki konuda çalışmalar yaparak Azerbaycan’ın haklı davasını Türkiye’de ve Avrupa’da dillendirmek için gerekli katkıları yapmaya öne ayak olur, biz de tam destek veririz.
İnşallah Azerbaycan aydınlık günlere çıkar, potansiyel olarak Azerbaycan dünyanın en zengin ülkelerinden birisidir. Azerbaycanlıların başka ülkelerde işçi olarak çalışması değil, Azerbaycan’da iş bulmak için diğer ülkelerden insanların gitmesi dileğiyle.. Allah o günü yakın etsin.
Allah’tan Türk dünyasını ve onun öncülüğünde İslam dünyasının birliğini, emperyalistlerin son zamanlarda da başlatmış oldukları bölme, parçalama, yutma çalışmalarını boşa çıkarmasını yakın etmesini diliyorum. Allah işgal altındaki topraklarımızın kurtarılmasında bizleri pay sahibi etsin. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Ehl-i Beyt, 26 Eylul 2011 20:40
Yorumlar (0)