Niçin Filistin Değil de Sudan?
Analiz, 13 Temmuz 2011 05:58Umman Gazetesi'nde yer alan başyazı batının hiçbir zaman cevaplamak istemeyeceği soruları gündeme getiriyor.
Sudan'da yaşananların batının çirkin yüzünü bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten yazıda, yüzyıldır süren İsrail sorunun çözümü için kılını bile kıpırdatmayan Batı'nın, Sudan petrolleri için bölgeye aç kurtlar gibi saldırışı ele alınıyor.
İşte o makale:
Batı dünyasında çokça tartışılan insan haklarının, bölgesel denklem ne olursa olsun, aşılamaz bir kırmızı çizgi olduğu belirtiliyor; ancak konu Filistinlilerin insan hakları olunca, bu hakkın Batı’nın öncelikleri arasında yer almadığını görüyoruz. Batı, Filistin halkını bağımsız devletleri olması gibi en basit bir haktan mahrum bırakıyor.
Batı ülkeleri, yeni Güney Sudan devletini tanımakta adeta yarıştı. Zira Batı, bu ayrılmayı insan haklarının korunması ve zaferi olarak görüyor. Güneyliler, ayrılma lehinde oy kullandı ve hâlâ ayrılma yönünde hemfikirlerse, bu onların hakkı. Fakat bu hak, asırlardır yaşadığı toprakların sahibi bir halk için olacağı zaman ortadan kalkıyor nedense... Çünkü ABD’deki Yahudi lobisi, İsrail’in ekonomik ve siyasi çıkarlarından endişelenerek bu hakkın tanınmasını istemiyor.
Güney Sudan’ın bağımsızlık ilanını tanıyan sadece Batılı ülkeler değildi. Arap ülkeleri dahi bu adımı güneylilerin insani hakkı görerek kutladı. Kendi halkına özgürlük tanımayan Libya bile bu meşru hakkı tanıdı. Tablo, insan hakları ve halkların kendi geleceğini tayin hakkından uzak tutulduğu takdirde, tam bir çıkarlar tablosu.
BM’nin kuruluş amacı
Bugün Batılılardan Doğu dünyasında insan haklarına desteklerini sadece söylemlerle değil, bu yönde somut adımlar atarak göstermeleri bekleniyor. Batılı halklar bu niyetlerini ispatlamalı ve Filistinliler, 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin tanınmasını isteyerek ABD’ye gittiklerinde, hükümete baskı yapmalı.
Bugün dünya, Filistin sorununun daha fazla bilincinde ve 60 yıldır kavrulan bu toprak parçasına barışın gelmesi için geçmişte çok ödünler verildi. BM, dünyadaki süper güçlere bağımlığından çıkmalı, tüm dünyayı temsil eden bir kurum olarak kurulma amaçlarını yerine getirmeli, etnik kimlikleri dikkate almaksızın insan haklarını gözetmeli, Filistin devletini tanımalı ve Gazze’deki ablukanın kaldırılmasına katkıda bulunmalı. Fakat Batı dünyası, bazı Arap devrimlerini desteklemesine rağmen, iş Filistinlilere gelince bu hakları tanımıyor. Aynı Batılılar, Özgürlük filosu 2’nin denize açılmaması için Yunanistan’a da baskı yaptı.
Umarız ki Arap sokaklarının yaşadığı olayların akışı içinde Batı müdahalesi, Arap dünyasının tıpkı Sudan’daki gibi Filistin’in bağımsız olması eğilimini engellemenin gerekçesi olmaz. Batı, Arapların sahip olmadığı gelecek vizyonuna sahip. Bizler söylemlerin arkasından gidiyoruz, ancak bu söylemlerin geçici olduğunu ve sonuçlarının Arapların lehinde olmayacağını sonra anlayacağız.
Umman gazetesi Umman, başyazı 10 Temmuz 2011 / Tercüme: Radikal
Analiz, 13 Temmuz 2011 05:58
Yorumlar (0)