Necef 2012 Kültür Başkenti Oluyor (Foto)
Ehl-i Beyt, 25 Mayıs 2011 05:55Irak'ın Necef'ül Eşref şehri 2012 yılında İslam Medeniyet başkenti olacak.
Necef, Hz. Peygamberimizin "Ben ilimin şehriyim, Ali kapısıdır" buyurduğu müminlerin emiri Hz. İmam Ali'nin Ramazan ayının 19. günü Kufe Mescidi'nin mihrabında sabah namazında İbni mülcem (la) tarafından zehirli kılıç darbesiyle başından vurularak şehit edildikten sonra defnedildiği yer olması hasebiyle değer ve önem kazanmış; mezarın yerinin belli olmasından sonra bölge yerleşim alanı olmuş.
Şu an bir milyon iki yüz bine yaklaşan nüfusuyla Irak'ın en büyük kentlerinden biri. Hz. İmam Ali'nin pak hareminde Hz. Adem ve Hz. Nuh'un da mezarları bulunuyor. Kutsal türbenin yanı başında dünyanın en büyük mezarlığı olan Vadii Selam Mezarlığı dikkatleri çekiyor. Bu mezarlıkta birçok peygamberin de türbeleri yükseliyor.
Hz. Ali'nin göz kamaştıran türbesi insana müşiş bir huzur ve güven aşılıyor. Türbe, günün yirmi dört saati ziyaretçilerle dolup taşıyor. Kutsal türbe, yeni projesiyle muhteşem bir görünüme kavuşma yolunda. Sürdürülen inşaat çalışmaları hızlı bir şekilde devam ediyor.
İlim şehrinin kapısı Necef'ül Eşref eski konumuna kavuşma yolunda ilerliyor. Köklü ilim havzalarıyla İslam dünyasına ışık saçan bu kutsal kent, 2012 yılı İslam Kültür Başkenti olarak ilan edildi. Bu ilan Necef halkına büyük bir gurur ve onur kaynağı oluşturmuş durumda.
Necef ilim havzaları, eğitim gören yerli halkın dışında Irak'ın farklı bögelerinden ve farklı ülkelerden gelenlerle birlikte binlerce talebeye hizmet veriyor.
Necefin önemli ziyaret yerlerinden birisi hiç şüphesiz Kufe şehri... Vefasızlığın sembolü haline gelen bu bölge, Hz. Ali'nin hilafete getirilmesinin ardından konum itibarıyla ön plana çıkmış. Hz. Ali ailesi ve Haşimiler bu kenti İslam'ın başkenti yapmışlardır.
Önce Hz. Ali'nin Kufe'de birkaç yıl yaşadığı eviziyaret ediyoruz. Tarihi Kufe Mescidi'nin yanıbaşındaki eve girdiğimizde sevinçle hüzün bir arada karşılıyor bizi. İmam Hasan ile İmam Hüseyn'in kaldığı oda, Alemdar Abbas'ın annesi Ümmül Benin'in, Hz. Zeyneb'in, Ümmü Gülsüm'ün ve diğerlerinin kaldığı odaları dolaşıyoruz. Evin mimarisi dikkat çekici. İmam Ali (as)'ın şehit edildiğinde kefenlenerek yıkandığı musalla taşı da bu mekanın içerisinde bulunuyor. Ziyaretçiler her odanın içerisinde gözyaşları içinde dolaşırken buraya geldiklerinde ağıtların dozu yükseliyor, gözyaşları sel olup akıyor.
Evin dışında çıktığımızda Hz. İmam Ali'nin Kufe Mescidi'ne gidip geldiği yere tanık oluyoruz. Bu yolun hemen arkasında ise zalim Emevi hükümdarı Muaviye oğlu Yezid'in Kufe valisi İbni Ziyad'ın sarayının günümüze kadar kalmış sütunlarıyla karşılaşıyoruz. Bir yanda göz kamaştıran Ehlibeyt'in hatıralarını simgeleyen mekanlar öte yanda yerin dibine batmış zalimerin kalıntıları tam anlamıyla bir ibret vesikası olarak göz önünde duruyor. Saray duvarlarının yanında İmam Hüseyn'in Kufe elçisi amcazadesi Müslüm bin Akiyl'in altın kaplamalı türbesi yükseliyor. Zalim Kufe valisi İbni Ziyad'ın sarayının yıkılmış surlarına inat gökyüzüne yükselen altın kaplamalı türbesi insana çok şeyler anlatıyor.
Kufe mescidinin içinde dolaşırken Hz. Ali'nin namaz kıldığı ve şehit edildiği mihraba yüzümüzü sürüp namaz kılıyoruz. Mescidin avlusunda Nuh tufanının koptuğu, Nuh'un gemisinin haraket ettiği noktayı, peygamberlerin makamları ve diğer anlam dolu tarihi hatıraların vuku bulduğu noktaları dolaşıyoruz.
Kufe'nin her noktası tarih kokuyor. Duymakla görmek arasındaki farkı yaşamak isteyenlerin mutlaka buraya gelmesi gerekiyor.
Ehl-i Beyt, 25 Mayıs 2011 05:55
Yorumlar (0)