CAFERİDER Beş Yaşında
Ehl-i Beyt, 14 Mayıs 2011 06:11Türkiye Caferileri, 14 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleşen Büyük Kurultay'la kuruluşu ilan edilen Caferilik İnanacını Tanıtma, Araştırma ve Eğitim Derneği'nden çok şey bekliyor.
2003 yılında Caferi camiasına yönelik sözlü saldırılar sonucunda 3 milyona yakın Caferi´nin bir araya gelerek, kendilerine yönelen açık ve gizli oyunları bozmak, haksızlıkları önlemek, mahrum edildikleri haklarını yasal zeminde talep etmek üzere bir dernek kurmaya karar vermesiyle ortaya çıkan CAFERİ-DER, 14 Mayıs 2006'da yurtiçinden ve yurtdışından her kesimden konukların da bulunduğu bir programda Bağcılar Olimpik Spor Salonu'nda on binin üzerinde kişinin katılımıyla kuruluş kurultayını gerçekleştirmişti.
CAFERİDER resmi niternet sitesinde misyonunu, değerlerini ve hedeflerini şöyle özetliyor:
BİZ KİMİZ?
Biz, hayatları boyunca Müslümanların birliği, devletin bekası uğruna hayat hakları dâhil, tüm haklarından feragat eden, Ehl-i Beyt İmamlarının izini süren, mensubu bulundukları mektebin öğretileri gereği, bir arada yaşadıkları toplum içerisinde ancak barış, esenlik ve bereket vesilesi ve necip Türk milletinin aslî unsuruyuz.
CAFERİDER'İN DEĞERLERİ
Kaynağı, Kur’an-ı Kerîm ve Ondört Masum- son Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve Alih), onun kızı Hz. Fatıma (aleyhasselam) ve on iki imam, Hz. İmam Alî Murtaza, İmam Hasan Mücteba, İmam Hüseyin, İmam Ali Zeynelabidin, imam Muhammed Bâkır, imam Cafer Sâdık, İmam Musa Kazım, İmam Ali Rıza, İmam Muhammed Takı, İmam Ali Naki, İmam Hasan Askerî ve İmam Mehdi (aleyhimisselam) olan Caferilik inancı, Caferi Der’in en temel manevî değeridir.
Böylesine ulvî değerler uğruna mücadele vermeği ve bu yolun daha iyi anlaşılmasını sağlamayı ana gaye edinen Caferi Der, her mezhepten Müslüman'a karşı kardeşlik duygusu besler,
Caferi Der, bütün insanlara mütekabil saygı, sevgi ve barışı esas alır,
BU TEŞEBBÜSÜN NEDENİ NEDİR?
Ülkemizde, semavi ve ya gayr-i semavi inanç sahipleri bile inançsal kimlikleriyle muhatap alınırken, bu diyarın insanlarını Ehl-i Beyt sevgisiyle kaynaştıran Caferiler, itikadı kimlik ve inançsal isimleriyle muhatap kabul edilmemekteydi.
Pakistan İslam Cumhuriyetinde bile Caferi Mezhebinin resmen tanınmasına rağmen, laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde, Türkün, bin yıllık Türk yurdunda inançsal açıdan kimliksiz kalması, ülkemizin vizyonuyla çelişmektedir.
Caferîler, İnançsal kimlik hakkından mahrum kaldığı gibi, kendi devletinin başkalarına tanıdığı birçok haklardan da mahrum kalmışlardır. Millî Eğitim'in ders kitaplarında bu mensuplarına zorunlu ders olarak başka bir mezhebin öğretileri diretilmektedir, Caferi inanç mensupları kendi mezhepleriyle ilgili bilgiden, TRT’de, hakları olan " Caferi Mezhebi perspektifinden din ve ahlak" sohbetlerinden ve din hizmetleri için genel bütçeden paylarına düşen haklarından mahrum bırakılmıştır. Bu inancın layıkıyla tanınıp, yeterince tanıtılmaması yüzünden camiamız çeşitli iftiralara maruz kalmaktadır. Bu iftiralar, hem Caferî camiasını rencide etmekte, hem milli birliğimize zarar vermektedir.
CAFERİDER'İN MİSYONU
Bu oluşum, hiçbir şartta ve hiçbir oyun ve tahrik karşısında yasal zeminden, illegal alana kaymayacak, hukuk zemini içerisinde, Caferi inancına ve mensuplarına yapılan haksızlıklara karşı hukuksal mücadelesini verecek ve tüzüğünde yer alan hedeflerini gerçekleştirmek için her türlü gayreti gösterecektir.
Mezhep bağnazlığı yaparak asla tefrikacı ve bölücü bir unsur olmayacaktır. Başkalarının inanç ve itikatlarına saldırmayacak, saygısızlık etmeyecektir. Bilakis bu salonda olduğu gibi ülkemizde yaşayan inanç kesimleriyle diyalog yoluyla tanışıp kaynaşarak milli birliğimizin geliştirilmesine çaba harcayacaktır,
Bunları yaparken, milletimizin birliği, ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve devletimizin bekasını her zaman en önde tutarak, Türkiye Cumhuriyeti devlet ve hükümet kurumlarıyla diyalog ve istişareyle faaliyetlerini yürüterek, bu inancın tanınması ve yasal haklarına kavuşmasının mücadelesini verecektir.
CAFERİDER NELER YAPACAK?
İnanç mensuplarının, öz kimliğinden, milli değer yargılarından, özü barış ve esenlik dini olan İslam inancından uzaklaştırmaya dönük her türlü olumsuz faaliyetlere karşı kültürel önleyici çalışmalar yapmak, Ülkemizde her türlü ayrımcılığı yaparak azınlık yaratmak amacına dönük faaliyetlere karşı, bu inanç kesiminin katılımını önleyici çalışmalar yapmak,
Bu inancın araştırılıp incelenmesi, tanıtılıp öğretilmesine yönelik eğitim çalışması yapmak, diyalog öncelikli girişimlerle ilgili devlet kurumlarıyla görüşerek, bu inancın din kültürü ve ahlak bilgisi ders müfredatında asılsız ve yanlış tanımlamalarla değil gerçek haliyle yer almasını sağlamak,
Anayasamızın 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi kapsamında kamu kurum, kaynak ve hizmetlerinden yararlandırılmasını sağlamak,
Dini kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak, nitelik ve vasıflarda müesseseler yapmak ve bu amaca yönelik işleyişini sağlamak, Kurs, seminer, konferans, panel gibi eğitim çalışmaları yapmak,
Amaca yönelik her türlü bilgi, belge doküman ve yayınları temin etmek, Televizyon kurmak, gazete, dergi, kitap gibi yayınlar ile üyelerine dağıtılmak üzere çalışma ve bilgilendirme bültenleri çıkarmak,
Yasalar doğrultusunda yurt içi ve yurt dışından bağış kabul etmek, tüzük amaçlarının gerçekleşmesine yönelik iktisadi, ticari işletmeler kurmak ve işletmek olarak özetlenebilir.
Ehl-i Beyt, 14 Mayıs 2011 06:11
Yorumlar (0)