Özgündüz'den Seçim Süreci Açıklamaları
Zeynebiye, 09 Nisan 2011 22:10Azeri Caferi camiasının parlamentoda temsil edilmesi için yaşanan ve gelişen süreci cuma hutbesinde değerlendiren Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve MHP Lideri Bahçeli'yle görüştüğünü ifade ederek Azeri Caferi toplumunun 12 Haziran'da yapılacak olan seçim sürecindeki stratejisinin neler olduğunu anlattı.
8 Nisan Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii'nde kılınan cuma namazında binlerce kişiye seslenen Özgündüz, konuyu cuma hutbesinde değerlendirerek şunları söyledi; “11 Nisan'da aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu'na verilecek ve herkesin listedeki yeri belli olacak. Böylece siyasi partilerimizin ne ölçüde bu camiaya değer verip vermedikleri ortaya çıkmış olacak. Ben bir siyaset adamı değilim. Hiçbir zaman da olmak istemiyorum. Siyaset bana göre bir iş değil. Ama bununla birlikte camiamın teveccüh edip bize tevcih ettikleri bir takım unvanlarla da ülkemde olup bitenlere camiam adına seyirci kalamam. İlgili olmayı ve camiamın bu noktadaki duygu ve düşüncelerine tercüman olmayı kendime bir vazife biliyorum. Camianın düşüncelerini, görüşlerini kamuoyuna aktarma görevi biçiyorum kendime. Camiam bana böyle bir görev yüklemiştir.
Cumhuriyet tarihinden bugüne ilk defa, müddeti sona eren bu dönemde, meclis üyeleri arasında Azeri-Caferi kimliğiyle ne yazık ki bir tek temsilci bile yok. Bu, camiamızda üzüntü yaratmıştır. Bize göre, en az üç milyon olduğunu düşündüğümüz bir camianın hakkı; en az yirmi milletvekiliyle mecliste temsil edilmektir. Ama eğer size verilen rakam üç değil de bir milyon altı yüz bin falansa, o zaman da on ikiden fazla temsil hakkı olması gerekir.
Bir milyon altı yüz bin diyenler kesinlikle yanılıyorlar. Birincisi, mesela bölgeden kaydını aldıranlar, kaydı başka yerde görünenler artık o bölgenin insanı olarak bilinmiyor. İkincisi; genelde Iğdır-Kars civarı hesaplanıyor. Ağrı’yı, Van’ı, Amasya’yı diğer yerlerde olan Azerileri bu kayıtların dışında tutuyorlar. Bunun için onlar yanılıyorlar. Üç milyon, kesinlikle vardır."
Temsilde adalet sağlanmalıdır
Temsilde adaleti sağlamak siyasi parti liderlerinin kolayca yapacağı şeylerdir. Her zaman söylüyorum yine söylüyorum bu toplumun kararıdır; hangi parti bize ne ölçüde saygı gösterirse, bu toplumda da o ölçüde saygı görüp karşılık alacaktır. Bu saygı göstermenin ölçüsü nedir?
Geçen seçimde hangi bölgeden kaç milletvekili çıkarılmışsa, o sayının içerisinde bu topluma yer verilmelidir. Üç milletvekili çıkarılmışsa geçen seçimde o üçün içerisinde, beş milletvekili çıkarılmışsa, o beşin içerisinde, on beş milletvekili çıkarılmışsa, on beşin içerisinde yer verildiğinde; "bu topluma saygı duyuyor, bu toplumun temsil hakkını teslim ediyor" diye algılarız. Aksi takdirde listeye konulmuş ama liste sonu edilmişe, biz bunu camiamızla alay edilmiş olarak algılarız. Toplumumuzun bakışı bu ve bütün partilere aynı mesafedeyiz. Hiçbir şey ama hiçbir şey temsil hakkının bedeli olamaz. Temsil hakkını hiçbir şeye satmayız. Bu toplumsal kararımızdır. Bu kararlar böyle bilinmeli ve sevgili parti yöneticileri de takdir haklarını buna göre kullanmalı. Bu pazartesi akşama kadar bekleyeceğiz, göreceğiz. Onun için şimdiden herhangi bir partinin lehine, aleyhine bir şeyi söylemek doğru değildir.
Bu süreçte MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’yle görüşmemiz oldu, iyi de geçti. Saygıyla karşıladı, sıcak karşıladı, sıcak uğurladı. Bu talepleri kendisine arz ettik. CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu’yla görüşmemiz oldu. O da güleryüzle, takdiriyle karşıladı. Bu konulardaki görüşlerimizi aktardık.
Son olarak çok yoğun gündemlerine rağmen Sevgili Başbakanımızla iki gün önce görüştük. Biliyorsunuz bu yoğunluk içerisinde aday adayları kendisiyle görüşme şansları olmadığı için sadece bir göz göze gelmek için bir birbirleriyle yarışırken Sevgili Başbakanımız bir saatten fazla zaman ayırdı.
Bu görüşme sadece temsil hakkımızla ilgili değildi. Görüşmede Irak, İran, dünya geneline bakışımızı, ülke geneline bakışımızı, stratejimizi ve görüşlerimizi paylaştık. Karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Başbakan’ımızdan beklediğim saygıyı fazlasıyla gördüm. Allah hepsine, özellikle sevgili başbakanımıza uzun ömürler versin. Lutfettiler, sizlere selamlarını gönderdiler. Bir şey daha hatırlatayım; altını çizerek söyledim; hiçbir şey temsil hakkının bedeli olamaz. Ama bununla birlikte sevgili Başbakanımız bu ülkeye bu camiaya verdiği değerin bir nişanesi olarak görüşmemizde benim yanımda sevgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş’ı arayarak Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi'nin inşaatına söz verdiği demir ve betonun aktarılmasını emir buyurdular. Ben de bunu sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum.
Oyumuzun rengini listeler belirleyecek
Dediğim gibi bu camiaya asıl saygıyı kim ne kadar ortaya koyacak bunu listeler çıkınca pazartesi günü beraber görüceğiz. Ondan sonra yine camia olarak toplanıp meşveret ederek listelerde verilen yere göre oylarımızın rengini şekillendireceğiz.
Tekrar ediyorum biz diyoruz yirmi küsur, siz diyorsunuz on küsur verdiğiniz rakam onu gösterir. İkisinin ortalamasını söyleyecek olursak on beş, on beş milletvekili hakkımız varken sen beni neden bu meclise layık görmezsin. Seksen sene ben o mecliste bulundum, bazı dönem üç, bazı dönem beş ila sekiz temsilciyle o mecliste yerimizi aldık.
Bu toplumun temsilcileri ne gibi ayıp işler gördüler ki oraya layık görülmüyorlar. Bu meclise herkes layık görülür de; hırsız uğursuz, bunu hâşâ gazi meclisin umumuna teşmil etmek ayıp olur, kurumsal olarak gazi meclisimiz muhteremdir; ancak dönem dönem ne hırsızlar, ne katiller, ne kaçakçılar girdiğini hepimiz biliyoruz. Hal böyleyken biz de soruyoruz bu toplumu temsil edenlerin hangisi hırsızlık, uğursuzluk yapmıştır? Liyakatli insan mı yok demek istiyorsunuz?
Bu açıdan, bu camiayı o meclise taşımaya layık görmeyenlerin tahtına biz gidip payende olmayacağız. O saygıyı kim gösterirse, o hakkı kim teslim ederse ve ne ölçüde teslim etmişse o ölçüde bizden karşılık bulacaktır. Bu toplumsal kararımız. İnşallah pazartesi akşam beraber göreceğiz. Ona göre toplanıp yeniden hem oyumuzun rengini hem de stratejimizi yeniden belirleyeceğiz.
Bugüne kadarki stratejimiz ve pazartesine gününe kadar bu seçim sürecinde nelerin olup bittiği konusunda da şunu ifade edeyim. Bu camiadan birilerinin listelerde seçilebilir yere kaydedilip meclise taşınmasını için ismi ister Ali oğlu Veli olması ya da soyadının Özgündüz veya başka bir şey olması için bir çabam ve gayretim Allah buna şahittir olmamıştır; buna sizler de şahitsiniz.
Bizim bu noktada camiamızı Azeri-Caferi kimliğiyle temsil edecek kimselerin ne soyadı bizi ilgilendirir, ne ili ne de ilçesi. Karslıymış, Iğdırlıymış, Ağrılıymış biz buna bakmayız, bununla ilgilenmiyoruz. Azeri-Caferi kimliği bizim için yeterli. Yüz kızartıcı bir suçları yoksa bizim için yeterlidir. Onların hepsi bizim için aynı derecede ve aynı değerdir.
Ama kim olursa olsun bu toplumdan “yüzkarası olmamak kaydıyla” biz ona omuz verip oraya göndermek için gayret göstereceğiz. Listeler açıklanana kadar gayretimiz bu olacaktır. Pazartesi akşamından itibaren de stratejimizi birlikte şekillendireceğiz. Doğru olan bu değil mi? Bunu yapacağız.
Bizler toplum olarak aday adaylarımıza başarı diliyoruz. Parti genel başkanlarına da selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Bizim camiamız bu ülkenin en güzel çiçekleridir ve o mecliste yer almak onların hakkıdır. Bunu hatırlamalarını vatandaş olarak tavsiye ediyoruz. Allah; bu gelecek seçimi ve yapılacak listeleri, ülkemiz, dünyamız ve bölgemiz için hayırlı olanı ortaya çıkarsın diyorum.
Zeynebiye, 09 Nisan 2011 22:10
Yorumlar (0)