Arap Dünyası ABD'nin 51. Eyaleti Olsun
Analiz, 09 Nisan 2011 17:48Suudi Arabistan, Katar ve diğer ABD yanlısı Arap ülkelerini eleştiren Escobar, 'bu zavallı aracıları' kaldırıp bu ülkelerin doğrudan ABD'ye bağlanmasını önerdi (?)
Karşı-Devrimin Tatlı Kokusu
Birleşik Devletler Savunma Bakanı Robert Gates, Suudi Kralı Abdullah’la görüşmek için Riyad’da bulunuyor. AP ajansı, dünya medyasına “Arap hengâmesini” tartışacaklarını geçti. Ardından “siyasi reform”, petrol üretimi, “İran tehdidi” gibi aşina klişeler yer aldı. Ancak Pentagon’un Suud’un Hanesi’yle bu mühim zamanda buluşurken, konuşabilecekleri tek şey olabilir: “Sabahları, karşı-devrimin kokusuna bayılıyorum”.
Evet, napalm’dan bile kokusu fazla. Üstelik zafer gibi de kokuyor. ABD-Suudi karşı-devrimi, 2011 Büyük Arap Devrimi’ne karşı kılını kıpırdatmadan kazanıyor. Suud Hanesi, Mısır’da Hüsnü Mübarek’in koltuğa ne pahasına olursa olsun yapışmasını istemişti. Washington da aynı şekilde. Önce rejimin “istikrarlı” olduğunu söylediler, ardından “düzenli geçiş” için “Şeyh el-İşkence” Ömer Süleyman’a oynadılar, sonra artık çöküş kaçınılmaz olunca, istemeden Tahrir Meydanı’ndaki kalabalıklara dâhil oldular.
Washington’u tarihin doğru kapısından binmeyi dahi denemekten alıkoymak için, Suud Hanesi, Kral Fahd bataklık yolu üzerinden komşusunu işgal edip Bahreyn’deki barışçıl gösterileri ezecek planı hazırdı. Washington’la can alıcı bir al-gülüm-ver-gülüm sağlama alındığı için bu mümkün olabildi: Arap Birliği’nin Libya üzerinde uçuşa-yasak bölge desteğini verelim, siz de Bahreyn’le ilgilenmemize izin”. (“Ortaya Çıkan ABD-Suudi Libya Anlaşması”, 2 Nisan 2001, Asia Times)
Gates ve Abdullah, “ABD yardımı”(elini kolunu sallayarak kurtarılacak katil diktatörler) karışıklıklarını ve “rejim değişikliğini” (köpeklere atmak istedikleri) tartışadursun, bu önemli lahza Washington/Suud Hanesi’nin, tarihin yanlış tarafındaki tüm cephelerde işbaşında olduğunu üstüne basa basa heceliyor.
Suud Hanesi ve Katar, şimdilerde Libya’daki “geçişi” (inceden) dayatıyor. Katar-Suudi birlikteliği, İsrail-Suudi ittifakına ayna tutuyor. Suud Hanesi, Yemen’de de geçişi zorluyor. Barack Obama yönetimi Başkan Ali Abdullah Salih’i köpeklere atmaya karar verdi (zira kendi halkını kâfi derecede öldürecek ve onların barışçıl devrimini bastıracak kadar kabiliyetli değildi). El-Kaide-dostu sütü-bozuk General Ali Muhsin’in içinde bulunduğu ve Suudilere güvenmeyen Yemen muhalefetine rağmen Salih , artık Arap Yarımadası’nda El-Kaide’ye karşı Amerikan savaşındaki “veledi zinamız”. ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), Salih’in halefleri için bahis oynatmaya çoktan başladı.
Şimdilerde Kuzey Atlantik Paktı Organizasyonu’ndan(NATO) bile daha şahinimsi Katar, hakkıyla ödüllendirildi. Katarlı bir diplomat, fırsatçı Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa’nın yerine geçmeli. (Musa, yeni Mısır başkanı olarak terfi bekliyor). Ardından ne var? Katarlı bir NATO Genel Sekreteri mi? Gerçi, 2022 Dünya Futbol Şampiyonası’nı bastırıp alacak kadar fazla paraları var.
Gates ve Abdullah, 2008 sonlarında ilk adımları atılmasına rağmen ilk Afrika savaşına katılan Pentagon’un Africom’un muazzam başarısını da konuşabilirler. Africom Komutanı General Carter Ham’ın, daha en başından topraklarında komutanlığı istemeyen Afrika Birliği (AU) üyelerine bu savaşı açıklamak zorunda olduğunun ne önemi var ki? Gates bile Libya’daki savaşın ABD’nin stratejik önceliği olmadığını itiraf etmişken.
Suudi Gazetesi Arap News’e göre Suud Hanesi kabine toplantısı, zavallı el-Halife hanedanlığının ülkelerini işgal eden Suudilere teşekkür eden açıklamasına karşı “memnuniyetini ifade etmiş”. “Ülke liderliğinin iç meselelerdeki bilgeliği sonucu barış ve istikrar, Bahreyn’e geri döndü” denilmiş. Arkasından önüne gelen bağırıp İran’ı suçlamış.
Geniş bakmak zamanı
Bahreyn’deki El-Halifeler, kendi insanlarını devirmede kesinlikle başarılılar. Eğer nüfuslarının yüzde 70’ini İran Körfezine dökebilirlerse kesinlikle barış içinde ülkeyi idare edebilirler. Ülkenin tek muhalif gazetesi el-Vasat’ı kapatıp Halife-yanlısı bir editörle tekrar açtılar.
İnsan hakları eylemcileri, gazeteciler ve blog yazarları kayboldu ya da yok edildi. İş dünyası ve genel müdürler, greve giden işçileri kovmadıkları için tehditler alıyor. Neredeyse hiç kimse ne facebook’ta ne de twitter’da. Karışık mahallelerde yaşayan Şii aileler taşınıyorlar çünkü kontrol noktalarında her durduklarında tehdit ediliyorlar. İnsanlar telefonda şifreli konuşuyor. Obama yönetimi için, Bahreyn diye bir yer yok.
Bahreyn’in 7’nci yüzyıla geri gidişi Dubai’nin eline oynuyor. Dubai, Arap dünyasındaki “kargaşa”dan istifade ederek bu yıl yüzde 4 büyüyecek. Birleşik Arap Emirlikleri’nin nüfusu 8,26 milyona ulaşacak. Ülkeye, birçoğu Bahreynli yabancı işçi akıyor.
Katar ve BAE, NATO’nun Libya üzerindeki uçuşa-yasak bölge dümeninde yer alan “gönüllü koalisyonun” temsili olmayan, küçük bir parçası. Şimdilerde İngilizler, bu iki Arap demokrasi-erdem- örneğinden bu alaca-tayfayı yani Doğu Libyalı “asileri” eğitmesi “baskısı” yapıyor. Ateşkesten önce böylece çöl kumundan bir avucu ilhak edip ellerinde tutabilecekler.
Türkçesi: bazıları özel servis deneyimine sahip paralı askerler olarak İngiliz “özel güvenlik firmaları” için bu çok kıyak iş. (Toprağı “Güvenlik subayları” kımıllarıyla istila edilmiş ve Kral Playstation tarafından yönetilen) Ürdün, Katar ve BAE bunların maaşlarını ödemeye başlamalı. Bu bir kez daha sahnedeki oyunun Birleş(ME)miş Milletler 1973-yetkili rejim değişikliği olduğunu ispatlıyor.
Petrol üretimi, göç dalgaları, İsrail’le ilişkiler, Türkiye’nin model olarak cazibesi ve El-Kaide acentesinin (franchise) geleceği açısından 2011 Büyük Arap Devrimi’nin sonuçlarının neler olacağını hiç kimse tahmin edemez. Fakat sanki Washington’un ulusal güvenlik politikası hala Oryantalist afyon kafası içinde gibi görünüyor. “Arap dünyasıyla sadece yerel işbirlikçi tiran/diktatörle baş edebiliriz” rüyası. Arkasından, biraz daha aynı afyondan. Artık bağımlı olduk çıktık.
Peki, neden hepsi ilhak edilmiyor? Petrol zengini 51’nci eyalet Amerika’da gayet şık dururdu. Uyandıralım milleti. ABD vatandaşları petrolü vergileri olarak bile toplayabilir. Aracılardan kurtulalım. Zavallı Abdullahlar ve el-Halifeler yerine Arap dünyasında kim Obama’ya cevap vermeyi istemez ki?
*Pepe Escobar: Gazeteci-Yazar. Küreselleşme: Küresel Dünya Nasıl Savaşta Eriyor? (Nimble Kitapları, 2007) ve Kırmızı Bölge Mavileşirken: Dalgalanan Bağdat’tan Bir Enstante adlı kitaplarının yazarı. Obama Küreselleşme Yapar (Nimble Kitapları, 2009) yeni çıkan kitabıdır.
Bu makale Oğuz Eser tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.
Analiz, 09 Nisan 2011 17:48
Yorumlar (0)